Kürtlük nöbetininin Türkmeniydi

Sırrı Süreyya Önder uğurlama
- Önder, 2013 yılından bu yana da Kürt sorununun çözümünde aktif rol oynayan isimlerden birisiydi. Kürt sorunu çözülene kadar 'Kürt' olarak kalacağını söyleyen Önder, 2011'de parlamenter dahil oldu.
Sosyalist siyasetçi, müzisyen, senarist, yönetmen ve yazar. Türkmen bir ailenin çocuğu olarak 7 Temmuz 1962’de Semsûr'da (Adıyaman) doğdu.
Babası Ziya Önder, 1960’lı yıllarda Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) ildeki kurucularından ve il başkanlarındandı. Önder, babasını küçük yaşta kaybettikten sonra ailesiyle birlikte dedesinin yanına taşındı. Fotoğrafçı çıraklığı gibi çeşitli işlerde çalışarak ailesine destek oldu. Adıyaman Lisesi’nin ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne girdi; ancak 12 Eylül 1980 Darbesi sırasında eğitimine ara verdi. Ardından tutuklandı ve 12 yıl hapis cezası aldı.
Gençlik yıllarını, 7 yıl boyunca, Mamak, Ulucanlar ve Haymana cezaevlerinde geçirdi. Cezaevinde işkence gören Önder, açlık grevlerine de katıldı.
1987’de tahliye olduktan sonra çeşitli işlerde çalışmaya devam etti. Mevsimlik tarım işçiliği, lastik tamirciliği, inşaat işçiliği ve uzun yol kamyon şoförlüğü, yaptığı işlerden bazılarıydı.
Yılmaz Güney’in Duvar filmini 2003’te izledikten sonra Barış Pirhasan’ın senaryo atölyesine katılmasıyla sinema kariyerine başladı.
2011'e dek gazete ve dergilere, hafızalara kazınan ve toplumsal belleğin, dayanışmanın önemine vurgu yapan yazılar kaleme aldı. Milletvekili olduktan sonra köşe yazılarına bir süre daha devam etse de düzenli olarak yazmadı. Son olarak uzun periyotlarla T24'te yazıyordu.
Etkileyici hitabeti, mizahı ve sosyalizm anlayışıyla hem sinema hem de siyaset dünyasında özgün bir yere sahip olan Önder'in Ceren isminde bir kızı, Ferhan Can adında bir de torunu var.
Çözülene kadar Kürt'üm
Önder, 2013 yılından bu yana da Kürt sorununun çözümünde aktif rol oynayan isimlerden birisiydi. Kürt sorunu çözülene kadar 'Kürt' olarak kalacağını söyleyen Önder, 2011'de parlamenter dahil oldu. O yıl yapılan genel seçimlerde Emek, Özgürlük ve Demokrasi Blok’unun bağımsız adayı olarak İstanbul’dan milletvekili seçildi, ardından Barış ve Demokrasi Partisi’ne (BDP) katıldı. 2013'te Kürt siyasetini ve Türkiye’nin sol muhalefetini aynı çatı altında birleştirmeyi hedefleyen Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kurulmasıyla daha da önemli bir isim haline gelen Önder, partide eşbaşkan yardımcısı olarak görev aldı.
Gezi direnişinde
2013'te başlayan Gezi Parkı direnişinde kepçenin önünde durup parktaki yıkıma karşı hafızalara kazınan Önder, eylemlerin ilk günlerinde diğer göstericilerle biber gazına maruz kaldı, hatta omzuna biber gazı kapsülü isabet etti ve hastaneye kaldırıldı. İlk günlerde Gezi Parkı’na giren iş makinalarının önüne geçip görevlilerle tartışmaya girdiğinde “Ben ağaçların da vekiliyim” diyerek Gezi direnişinin işaret fişeğini de ateşlemiş oldu. Önder, o dönem “Kürtler Gezi’ye katılmadı” eleştirilerini ise “Çok değil, daha bundan bir, bir buçuk yıl önce Roboskî Katliamı oldu. Gezi Parkı eylemi etrafında örgütlenen vicdanın yüzde biri buna bir tepki gösterseydi eğer, bugün Kürtlerin yüzde yüzü üzerinde, Kürt halkının genelinde karşılık bulurdu” diye yanıtladı.
Diyalog süreci
Önder, Türkiye’de 2013-2015 arasındaki diyalog sürecinde en önemli isimlerden biri olmuştu. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tutulduğu İmralı'ya ve Kandil’e giden heyet içinde yer aldı. 2013'teki tarihi Amed Newrozu’nda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Silahlı unsurlarımız sınır ötesine çekilsin” çağrısını yaptığı mektubunun Türkçe metnini okuyan Önder, 2014 ve 2015’teki Newroz kutlamalarında Kürt Halk Önderi Öcalan’ın yolladığı mektupların Türkçesini okuyan da yine o oldu. Bu süreçte Önder artık genel kamuoyunda çok iyi tanınan bir isim haline gelirken, onun siyasi tartışmalardaki nüktedan tarzı da bunu besliyordu. Önder, 2014'teki yerel seçimlerde HDP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmuş, ancak seçilememişti.
28 Şubat 2015'te tarihe Dolmabahçe Mutabakatı olarak geçen, dönemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile HDP’nin İmralı heyeti arasında yapılan görüşmede 10 maddelik başlıkları okuyan Önder olmuştu. HDP, 7 Haziran 2015'teki genel seçimlerde yüzde 10 seçim barajını aşarak yüzde 13’ten fazla oyla 80 milletvekili çıkararak AKP’nin Meclis çoğunluğunu elde etmesini engellemiş oldu. Önder seçilen bu 80 milletvekili arasında Meclis'teki yerini aldı.
Konuşmasından tutuklama
7 Haziran seçimlerinden sonra diyalog süreci kesildi, siyasi çalkantıların yaşandığı bir döneme girildi. 15 Temmuz 2016'daki devlet içi çatışmayı takip eden OHAL döneminde HDP’li yöneticiler ve milletvekilleri de tutuklanmaya başlandı. Önder, Amed Newrozu’nda Kürt Halk Önderi'nin çağrısını okuduğu için 6 Aralık 2018’de “Örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla tutuklandı; 4 Ekim 2019’da serbest bırakıldı. Kandıra’daki cezaevine kendisi giden Önder, girişte gazetecilere, “Yaşananlar iç karartıcı gibi gözükse de güzel günler bütün ülke için yakındır aslında. Ettiğimiz her laf, yürüttüğümüz bütün çabalar onurumuzdur” dedi. Cezaevinden çıktığında ise ilk sözlerinden biri şu oldu: “Ne zaman ülke topyekun demokratikleşme, barış yolunda adım atarsa sevincimizi o zaman yaşayabiliriz.”
Hakkında siyaset yasağı
Önder, 17 Mart 2021’de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının açtığı HDP’yi kapatma davası kapsamında hakkında 5 yıl siyaset yasağı talep edilen isimler arasında yer aldı. 2023'teki genel seçimlerde DEM Parti’den İstanbul Milletvekili seçilen Önder, aynı zamanda Türkiye Meclisi Başkanvekili olarak Meclis'te görev aldı. Önder, yönettiği oturumlardaki esprili dili ve hazır cevaplığıyla dikkat çeken isim oldu.
Yeni sürecin de içinde
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 22 Ekim 2024'te Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a “örgütü lağvet, Meclis’te DEM Parti grubunda konuş” çağrısından sonra başlayan süreçte Kürt Halk Önderi ve hükümet ile görüşmeler yürüten İmralı heyetinde yeniden yer aldı. Bazı sağlık sorunlarını olduğunu kamuoyuna duyuran Önder, bununla birlikte tüm konuşmalarında “barış için çalışmaya devam etme” mesajı verdi. Son dönem çok yoğun bir tempo içinde olan Önder, bu süreçte Meclis'te grubu olan tüm partilerle görüştü, Güney Kürdistan'ı ziyaret etti, İmralı görüşmeleri ile yeni süreçte çok yoğun mekik dokudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yapılan görüşmeden sonra yaptığı açıklamada “Dünden daha umutluyuz” dedi.