Mazlum ile zalimin savaşıydı

Dosya Haberleri —

YPJ-YPG savaşçıları

YPJ-YPG savaşçıları

  • Kobanê eski eşbaşkanı Enver Muslim, "DAİŞ saldırılarına karşı, ‘Ya özgür yaşam ya da onurlu ölüm’ sloganı etrafında YPG, YPJ ve halkımız direnişe geçti. Bu uğurda şehit düştüler. Yaralananlar daha yarası iyileşmeden geri dönüp tekrardan mücadelesine kaldığı yerden devam ediyordu. Kürt gençleri kendi bedenleriyle Kürtlere bu onuru ve gurur yaşattılar” dedi.

ERKAN GÜLBAHÇE

Suriye’de 2011 yılından başlayarak birçok kentte rejim ile karşıtları arasında çatışmalar yaşanırken, Kürtler de bulundukları Kuzey-Doğu Suriye’de özyönetim ilan ederek kantonlarını korudu. Özyönetim talebine tahammül edemeyen uluslararası güçlerin yönlendirdiği DAİŞ, 15 Eylül’de Kobanê kantonuna yönelik başlattığı ve aylarca süren saldırılara karşı tarihi bir direniş sergilendi. Halkların özgür birlikteliğinin sağlandığı Kobanê’ye DAİŞ tarafından ilk saldırılar, 2014 yılının Ağustos ayında Cerablus yönünden gerçekleşti. Direnişle saldırıların püskürtülmesi sonrası 15 Eylül’de DAİŞ, Kobanê’ye bu kez doğu, batı ve güney başta olmak üzere üç koldan ağır silahlar ile saldırdı. Bu katliamlarda 300’e yakın şehit verildi. DAİŞ kundaktaki bebekten, 80 yaşında gördükleri herkesi katletti. Direniş ile başlayan mücadele, zaferle taçlandı. Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Kobani düştü düşecek” açıklamasına karşı Kürtler, Kürdistan başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde ayaklandı. Bu eylemlerin ardından kuşatılan Kobanê’ye Uluslararası Koalisyon Güçleri hava desteği vermek zorunda kaldı. 26 Ocak 2015’e gelindiğinde kentte bütünüyle DAİŞ’ten temizlendi. Bu tarihi direniş ile birlikte 1 Kasım, “Dünya Kobanê Günü” olarak kabul edildi. O dönem Kobanê eşbaşkanı olan Enver Muslim ile yaşananları ve Kobanê’nin geldiği noktayı konuştuk.

Kobanê’nin özgürleşme sürecinde yer aldınız. Kobanê’nin özgürleşme sürecinden biraz bahseder misiniz neler yaşandı?

DAİŞ’in Kobanê işgal girişiminden önce kendilerini Özgür Suriye Ordusu olarak adlandıran gruplar DAİŞ’le anlaşmalı olarak Kobanê köylerine saldırılar düzenliyor, askeri sivil ayrımı yapmadan insanları katlediyordu. Buna karşı YPJ ve YPG savunmasını yapıyordu. Belli bir süre sonra DAİŞ direk saldırıya geçti. DAİŞ’in saldırısı sonucu sivil kayıplarımız daha da artmaya başladı. Bu saldırılara karşı “Ya özgür yaşam ya da onurlu ölüm” sloganı etrafında YPG, YPJ ve halkımız direnişe geçti. Bu direnişte çok ağır kayıplar verdik. Çok zorlu bir süreç yaşandı. Türkiye dünyanın gözü önünde trenlerle DAİŞ’e yardım gönderiyordu. Defalarca trenlerde DAİŞ’e silahların indirildiğine tanıklık ettik. Türkiye Kobanê hakkında topladığı istihbarat bilgilerini direk DAİŞ’e iletiyordu. DAİŞ Kobanê’ye tank, top, füze ve ağır silahlar eşliğinde çok büyük bir askeri güçle saldırıyordu.

Ama biz onları tanıyorduk. Onlara karşı nasıl koyabileceğimizi biliyorduk. O dönem birçok Kürt genci burada şehit düştü. Kürt gençleri bu barbarlara karşı özgürlüğe sevdalanmışlardı. “DAİŞ, cenazelerimizin üzerinden geçmeden Kobanê’ye giremezler” diyorlardı. Özgürlüğe yemin etmiş ve bu yeminlerinin gereği olarak Hevala Zozan, Hevalê Êrîş, Doxan, Seydo ve ismini saymadığım binlerce genç bu uğurda şehit düştüler. Yaralananlar daha yarası iyileşmeden geri dönüp tekrardan mücadelesine kaldığı yerden devam ediyordu. Kürt gençleri kendi bedenleriyle Kürtlere bu onuru ve gurur yaşattılar.

Kobanê’nin etrafının DAİŞ tarafından çevrilmesine rağmen halkımız hiçbir zaman YPG ve YPJ’yi yalnız bırakmadı. Ayrılanlar da Kobanê sınırında bekliyordu. Halkımız ve savaşçılarımız o kadar bütünleşmişlerdi ki adeta özgürlüğe elde bırakmayacaklarını tüm dünyaya gösterdiler. 70-80 yaşındaki Kürt anne ve babaları çocuklarını yalnız bırakmadılar silah elde mevzilerden nöbet tuttular. Çok ağır kayıplar veriyorduk ama hiçbir zaman kazanacağımıza dair umudumuzu kaybetmedik.

Kobanê’de zaferi getiren en önemli etkenlerden bir tanesi de Kobanê’de yaşayan bütün halkların bu saldırılara karşı bir birlik oluşturmasıdır. Kürt, Arap, Ermeni, Çerkez ve tüm etnik halklar bu birliğin içerisinde yer aldılar. Tabi burada uluslararası devrimci demokrat insanların hakkını da vermek gerekir. İmkanı olan enternasyonalist gençler bizzat gelip Kobanê’nin savunmasında yer aldılar.

Dışarda gelen DAİŞ’liler kobanê’yi işgal etmek istiyorlardı. Ama orada direnen Kürtler kendi topraklarını, evlerini, geçmişini, atalarından kendilerine kalan mirası korumak için mücadele veriyorlardı. Bu savaşta belirleyici olan da onurunu geleceğini korumaya yeminli Kürt halkı zaferle çıktı. Kobanê’de mazlum ile zalimin savaşı yaşandı. Sonuçta galip gelen mazlumlar oldu. Kobanê zaferinin şahidi Dicle Mezarlığıdır. Dicle Mezarlığı’na gidenler baba ile oğlunun mezarlarının yan yana olduğunu görecekler. Birlikte savaştılar birlikte şehit düştüler.

 

Kobanê direnişinin üzerinde yedi yıl geçti. Yedi yol sonra Kobanê’de neler değişti, ne tür gelişmeler yaşandı?

Şüphesiz yedi yılda önemli gelişmeler yaşandı. Kobanê özgürleştiğinde yerle bir olmuştu. Kobanê’de asayiş sağlandıktan sonra dönen halkımız ilk etapta Kobanê’nin temizliğinden başlayarak inşasını başladı. Kobanê halkı Kobanê’nin yıkımına şahitlik etti. Göçün ne demek olduğunu gördü. Toplu katliamlara tanıklık etti. Türkiye ve çetelerinin saldırılarını yaşadı. Kobanêliler bu yaşadıklarından sonra yedi yılda özgürlüğün ne kadar değerli olduğunu gördüler. Kendi kendilerini yönetmelerinin ne kadar önemli olduğunun bilincine vardılar. Kürtler, Ermeniler, Araplar, Suriyeliler arasındaki birliğin önemini fark ettiler. Kobanê’nin özgürlüğünün üzerinde geçen sürede özgür yaşamanın ve barışın tadını vardılar. Kobanê’de yaşayan farklı etnisiteye sahip toplumların birlikte yaşayabileceğini gördü.

Kobanê halkı bu yedi yıllık sürede kendilerini yönetmen iradesine ulaştı. Kuzey-Doğu Suriye Özerk bölgesine katılarak yönetiminde de yer aldılar. Bu süre zarfında Türkiye ve çetelerinin saldırılarına karşı kendilerini örgütlendiler ve bu saldırılara karşılık verdiler.

Enver Muslim

DAİŞ’e karşı verilen mücadelede Kobanê’nin neredeyse tamamı yıkıldı. Ağır yara aldı. Yedi yıllık süre zarfında Kobanê yaralarını sarabildi mi? Kobanê’nin yeniden inşası ne durumda?

Kobanê’nin inşasına ilişkin uluslararası alanda çok önemli sözler aldık. Ne yazık ki bu sözler yerine getirilmedi. Özerk yönetim ve halk kendi imkanları çerçevesinde yıkılan evlerin yarısını onardı. İmkanlar olmadığı için geri kalan yarısı onarılamadı. Geri kalanı onarmak için belli bir zamana ve maddi olanaklara ihtiyaç var. Tamir edilen evlerin sayısının her gün giderek çoğaldığını görebiliyoruz. Kobanê eskisinden daha iyi bir şekilde inşa edileceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.

Kobanê’nin inşası için batılı devletlerin verdiği sözlerin ne kadarını hayata geçirdiler?

DAİŞ’in Kobanê saldırılarını izleyen devletler bir süre sonra Kobanê’nin DAİŞ saldırılarına karşı korunması için destekleri sunmaya başladılar. DAİŞ ile mücadele için 70 devletin katılımıyla uluslararası koalisyon oluşturuldu. Kobanê halkı uluslararası güçlerin desteği ile birlikte aldıkları moral ve motivasyonla DAİŞ’e karşı bir başarı elde ettiler. DAİŞ savaşa başladığından beri ilk defa Kobanê’de yenilgiye uğratıldı. DAİŞ yenilgiye uğratıldıktan sonra Kobanê inşası için gerek uluslararası devletler ve gerekse uluslararası kurumlar birçok söz verdiler. Ne yazık ki verdikleri bu sözler teoride kaldı pratiğe geçirilemedi. Birçok uluslararası yardım kuruluşları kendi imkanlarıyla destek olmaya çalıştılar. Bu yadsınamaz. Ancak devletlerin verdiği sözler hayata geçirme noktasında pratiğe geçirilmedi. Gelecek yardımlarla Kobanê halkına acılarının azaltılabileceğini düşünüyorduk. İnşasında, eğitiminde, sağlıkta, alt yapının yeniden oluşturulmasında büyük bir rahatlama yaşanacaktı. Ne yazık ki verdikleri sözlerini yüzde 2-3 de gerçekleşmedi. Biz hala söz verdikleri yardımları bekliyoruz. Yani Kobanê direnişin sembolü oldu. Eğer Kobanê düşmüş olsaydı bugün dünyanın her tarafında terör saldırıları için bir zemin olarak kullanacaktı. Hiç kimse evinde rahat uyuyamayacaktı.

Türkiye Kobanê’nin özgürlüğünü hiçbir şekilde kabul etmedi. Yedi yıldan beri tehditleri devam ediyor. Mevcut durumda Türkiye’nin Kobanê’yi işgal etme zemini var mı?

Maalesef Türk devleti Kürt fobisini yaşıyor. Türkiye’de siyasi bir sorun yaşanıyor. Sistem sorunu var. Kürt sorunu var. Diğer etnik sorunlar var. Türkiye içerdeki sorunları çözmek yerine dışarda sorunlar çıkararak içerdeki sorunları örtbas etmeye çalışıyor. Bu bağlamda da en yakın gördüğü Suriye’ye saldırıyor. Birinci hedefi de Kuzey-Doğu Suriye özerk yönetimini ortada kaldırmaktır. Türkiye ekonomik ve siyasal anlamda DAİŞ ile ilişki içerisindeydi. Türkiye’deki hastanelerini DAŞİ’in hizmetine sunmuştu. DAİŞ Musul ve Şam’ı hedef almışken Türkiye’nin direktifleri sonucunda Kobanê’yi hedefe aldı. DAİŞ projesi tutmayınca bu sefer Efrîn, Serekaniyê, Gire Spî işgalleri oldu. Türkiye Kobanê’yi de işgal etmek istiyor. Oysa ne Kuzey-Doğu Suriye ne de Kobanê hiçbir şekilde Türkiye için bir tehdit olmadılar. Türkiye tarafına tek bir kurşun sıkılmadı. Türkiye şunu anlamalı ki askeri olarak hiçbir şekilde bir halkı yok edemez. Türkiye yüzyıllardır Kürtlere, Ermenilere, Süryanilere ve diğer etnik kökenlere karşı saldırılar düzenliyor ancak istediği şekilde yok edemedi. Kobanê halkı toprağını seviyor, özgürlüğün tadını aldı. Doğrudur Türkiye’nin Kobanê işgal etme politikaları var ve bunu gerçekleştirmek için zemin kolluyor. Ancak buna karşı Kobanê halkı da kendisini işgal girişimine karşı sonuna kadar koruyacaktır. Avrupa’da yaşayan halkımıza da bir görev düşmektedir. Türkiye’nin bu saldırılarına karşı ayaklanmalı Avrupa’daki kamuoyuna Türkiye’nin tehditlerini anlatmalıdır. Diplomasi çalışmaları yürüterek gerek devletler nezdinde ve gerekse birleşmiş milletler nezdinde Türkiye’nin saldırı tehditlerini inşa etmelidir.

Rojava’daki DAİŞ’lilerin durumu ne olacak?

Son olarak şunu belirtmek istiyorum: 7 yıl önce DAİŞ’i yendik. Ancak DAİŞ ve DAİŞ zihniyeti daha bitmedi. Onbinlerce DAİŞ’li Kuzey-Doğu Suriye hapishanelerinde ve bir o kadar aileleri kamplarda yaşıyor. Farklı hakların ve devletlerin militanları Kuzey-Doğu Suriye Özerk Bölgesi’nde yaşıyorlar. Herkesin gelip kendi vatandaşlarını alması gerekiyor veya uluslararası bir mahkeme oluşturularak burada yargılanmaları gerekiyor. Bu kadar fazla DAİŞ'linin bölgemizde yaşaması hem bölgemiz hem de dünya için bir tehdittir. Sizin aracılığınızla tekrardan altını çizerek belirtmek istiyoruz ki DAİŞ bitmedi. Askeri olarak bittiğini söylesek de fikir olarak ortada duruyorlar.

Suriye yönetimi bundan sonra 2011 sürecine geri döneceğini görmesi gerekir. Halklar özgürlükleri için büyük bedeller ödediler ve bu bedeller sonucunda yönetimlerini kurdular. Tüm Suriye’de halkların eşit ve kardeşlik içerisinde yaşaması için yeni bir sistemin hayata geçirmesi gerekiyor. Şu anda kurulacak Meclis Suriye’nin genelini kucaklamalı tüm farklılıkları temsil etmeli. Herkesin, her bireyin sorununu kendi sorunu olarak görmeli ve bunlara çözüm üretmelidir.

Türkiye bu saldırgan politikasından vazgeçmedi. 100 yıldır yürüttüğü bu saldırgan politikalara sonuç alamadı. Hatta acı dan başka bir şey vermedi. Umudumuz odur ki Türkiye kendi içinde barışı sağlayıp Ortadoğu’da gerçek barışa katkı sunmasıdır. Biz Kürtlerde bu noktada katkı sunmaya hazırız. Tek amacımız var bölgemize barış ve huzurun gelmesin.

 

En büyük rolü kadınlar üstlendi

Kadınlar, Kobanê’nin özgürlüğünden, askeri alanda, özerk yönetimin oluşmasında, ekonomide ve toplumun gelişiminde önemli bir rol aldı. Kadınlar, Kobanê özgürlüğü için çok sayıda şehit verdi. Özerk yönetimde eşbaşkan statüsünde önemli katkılar sağlıyorlar. Tabi ekonomik anlamda Özerk Yönetimi ile bağlantılı olarak imkanlar dahilinde gelişme sağlıyorlar. Kürt toplumunda yüzyıllardır kadını yok sayan, kadını öteleyen zihniyete karşı önemli bir gelişme sağlandı. Kadınların erkeklerle eşit bir şekilde özgür bir ortamda yaşayabilmesi için bölgemiz özellikle Kobanê kadınları önemli bir rol üstleniyorlar. Suriye’nin genelinde kadınların hak ettikleri yaşamı sürdürmeleri için büyük bir mücadele veriyor. Suriye’de yaşayan bütün kadın kurumlarıyla ilişki içerisinde bu anlamda konferans ve toplantılar gerçekleştiriyor. Öyle gözükür ki Suriye’nin geleceğinde kadınlar çok önemli bir rol üstlenecekler. 19 Haziran devrimi kadın devrimidir. Kobanê’nin özgürleştirmesinde kadın en büyük rol üstlendi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.