Merkel feministmiş!
Elif SONZAMANCI yazdı —
- 1991 yılında Federal Aile, Kadın ve Gençlik Bakanı olarak göreve başlayan Merkel’in odaklandığı nokta daha ağırlıklı finans sorunları olurken, cins sorunlarına pek kafa yormadı. Merkel, 2005 seçimlerinde Almanya'nın ilk kadın başbakanı ünvanını aldığı zaman da cins kimliğini öne çıkarmadan siyaset hayatına devam etti.
Almanya 26 Eylül’de seçimlere gidiyor. Bu seçimler oldukça önemli, zira dünyanın en güçlü liderleri sıralamasında üst sıralarda gösterilen Merkel’in son görev yılı.
Merkel görevi bırakacağını 2018’in ekim ayında yaptığı basın açıklamasında deklere etmiş, parti kongresinde aday olmayacağını açıklamıştı.
Yine 2021’de görev süresi dolunca da aktif siyaseti bırakacağını belirtmişti. Nitekim öyle de yaptı ve 26 Eylül’de yapılacak seçimlerin ardından artık Merkel aktif siyaseti bırakıyor.
Merkel hakkında çok yazıldı, özellikle sayılı kadın siyasetçi arasında yer alması, dünyanın en güçlü ekonomisine sahip ülkelerden birini yönetmesi, AB içerisindeki rolü, dış politikadaki aktifliği gibi özellikleri onu hep güçlü lider imajıyla dünyaya tanıttı.
Fakat Merkel kadın kimliğini hiçbir zaman ön plana çıkarmadı.
1991 yılında Federal Aile, Kadın ve Gençlik Bakanı olarak göreve başlayan Merkel’in odaklandığı nokta daha ağırlıklı finans sorunları olurken, cins sorunlarına pek kafa yormadı. Merkel, 2005 seçimlerinde Almanya'nın ilk kadın başbakanı ünvanını aldığı zaman da cins kimliğini öne çıkarmadan siyaset hayatına devam etti.
Merkel ‘başaracağız’ sloganıyla ilerlerken, kadın sorunları ile ilgili çözüm arayışları atıl kaldı.
Dünyanın en güçlü kapitallerine sahip ülkeler arasında yer alan Almanya’da kadın bir başbakan olarak kadın ve erkek arasında gelir adaletsizliğini iyileştiremedi, kadına yönelik şiddete karşı politikalarda alternatifler üretilmedi.
Merkel eğitim ve siyaset hayatında erkeklerle savaştığını sık sık anlatsa da , kadın siyasetçi kimliğini hep geride tuttu.
Nitekim 2017 yılında Trump'ın kızı Ivanka Trump’ın da katıldığı Women20 Diyalog Forumu’nda kendisine yöneltilen ‘feminist misiniz?’ sorusunu düşünerek yanıtlamıştı.
Kestirip atmadı belki ama feminist olmadığını da dolaylı yollarla ifade etmişti.
Kadın hakları savunucularını kızdırmamak için belki de, her zamanki uslubuyla politik yanıtlar verdi Merkel. Zira 'feminist' ünvanıyla da anılmak istemedi.
Burada toplantıya katılan kadınların kimliği, ya da feminist olduğunu belirten kadınların samimiyeti ile ilgili yorumları es geçerek devam edelim.
Merkel’in bu yorumu çok tartışıldı. Siyasete erkeklerin yön verdiği bir zeminde Merkel’in çekingen ifadelerini anlaşılır bulan yorumlar bile yapıldı.
Yıllar önce çok konuşulan bu konu geçtiğimiz günlerde güncellendi.
Zira Düsseldorf'ta bir tiyatro sahnesinde yapılan söyleşide Merkel, bu kez "Ben de bir feministim. Hepimiz feminist olmalıyız" dedi. Aktif siyaseti bırakma arifesinde Merkel’in sarf ettiği bu sözler salondan büyük alkış aldı.
Moderatörlerin de salonda sevinç çığlıkları duyuluyordu, ancak bu sözleri görev sürecince Merkel’e söylettirmek, ya da ondan açıklamalar sırasında duymak pek te mümkün değildi.
Peki giderayak Merkel’in kendine göre cesurca bu ifadeleri kullanmasının bir karşılığı olacak mı?
Muhtemelen olmayacaktır. Zira 2017 yılında bu soru ona sorulduğunda, aynı kararlılıkla yanıt verilmiş olsaydı şayet, önemli kazanımlar sağlanabilirdi.
Kaldı ki kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip olmasını yalnızca ayrıcalıklı kadınlar için istemek feministlik değildir. Cinsiyete dayalı ayrımcılık dünyada istisnasız bütün kadınların yaşamları boyunca muhakkak maruz kaldığı bir sorundur.
Günümüzde kadınlar, örneğin artık kadın cinayetleri kavramının yetersiz kaldığını düşünerek cins kırımı kavramını kullanmanın durumu daha net anlattığını düşünüyor.
Kadınlar kadın olduklarından dolayı yaşamlarında bir çok zorlukla mücadele etmek zorunda kalıyor.
Bu doğrultuda Merkel’in söyledikleri önemli ama görev süresinin bitmesi arifesinde bunu kendi ifadesi ile çekingen değil de daha net bir şekilde ifade etmesinin önemli bir kazanımı olmayacak.
Şunu da belirtelim; Merkel’in hayat hikayesinde bir kadın olarak güçlü bir mücadele verdiğini biyografisinden biliyoruz, fakat Merkel tarihe kadın hakları mücadelesi vermiş bir kadın olarak geçmeyecek.