Bunlar nasıl milliyetçiler?

Cemil Bayık

Cemil Bayık

  • Kürtlerin içinde kendilerini milliyetçi olarak tanımlayan bazılarının milliyetçilik adı altında PKK’ye, Kürt Halk Önderi'ne ve değerlere saldırdığına dikkat çeken KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, şunların altını çizdi:
  • Bunların milliyetçilikle hiçbir alakası yok. Tamamen kandırmadır. Milliyetçi olan mücadele eder, bedel öder ama bunlara baktığımızda ne verdikleri bir mücadele ne de bir bedel var. Türk devletine karşı bir gün bir eylem yapmamışlar.
  • Bunlar nasıl milliyetçiler? Milliyetçi olan Kürt toplumu için kim mücadele ediyorsa onun yanında olur, Kürtleri soykırımdan geçenlerin yanında değil. Görüyoruz ki; Rêber Apo ve PKK’ye saldıranlar, Türk devletinin yanında.

Seçim sürecindeki eksiklik ve yanlışlıklardan ders çıkarmanın başarı için şart olduğunu belirten KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, halkla ilişkilerdeki zayıflığın giderilmesi, toplumunu içinde olunması, örgütlenmesi, iradesinin ortaya çıkarılması ve esas alınması gerektiğini söyledi. Türkiye ve Kurdistan sosyolojisine ve Müslüman nüfusun çoğunluğuna işaret eden Bayık, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın bunu dikkate alarak geliştirdiği demokratik İslam ve demokratik ulus siyasetinin altını çizdi. Bayık, "Farklı inançlardan ve dinlerden insanlar da var fakat ağırlıklı olarak Müslüman bir halk. Bunu görmediğiniz taktirde ne yaparsanız yapın sonuç alamazsınız" diyerek, Öcalan'ın paradigmasına daha fazla sarılmak gerektiğini vurguladı. 

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Stêrk TV’de yayınlanan 'Özel Program'a katıldı. Uzun ve kapsamlı söyleşinin ANF'de yer alan Türkçe çevirisinde seçimlerle ilgili değerlendirmeler de yer aldı. Çok önemli seçimlerin ardından tartışmaların yanlış değil, olumlu gelişme ve başarılara dönüşmesi için gerekli ve anlamlı olduğunu belirten Eşbaşkan Bayık, Türkiye’yi demokratikleştirmek, faşizme karşı Türkiye halklarının birliğini oluşturmak için kararlaştırılan Emek ve Özgürlük İttifakı'nın pratikte geliştirilmediğini, eksiklikler yaşandığını söyledi.

Halk ile ilişkiler zayıf

Eksiklik ve yanlışlıklardan ders çıkarılmasının, başarı için şart olduğunu vurgulayan Bayık, özetle şöyle devam etti: "İttifakta yer alanların halkla ilişkilerini güçlendirmeleri lazım, çünkü halkla ilişkilerinde bazı zayıflıklar, eksiklikler olduğu ortaya çıktı. Halkla ilişki içinde olunmazsa yürütülen siyaset hiçbir zaman sonuç alamaz. Özgürlük ve demokrasiyi önceleyen bir ittifak toplumu esas almalıdır. Toplumu örgütlemeli, iradesini ortaya çıkarmalıdır. Toplumla birlikte karar almalı. Toplumla bağları zayıf olursa yürütülen siyasetle sonuç alamaz. Yürüttükleri siyasetin ayakları güçlü olmalıdır."

Müslüman çoğunluğu görmelisin

AKP'nin etrafına inançlı/dindar insanları topladığını, istismar edip üzerinden siyaset yaptığını kaydeden Bayık, şunları altını çizdi: "Bu kesim Türkiye’de güçlüdür. Büyük bir kesimdir. Bunu göremez, buna göre bir siyaset geliştiremez, bu toplumu kucaklamazsan, aranıza dahil etmezsen Türkiye'de sonuç alamazsın. Erdoğan’ın yaptığı suistimale engel de olamazsın. Seçimde bu durum ortaya çıktı.

Demokratik İslam siyaseti

Bu yüzden Rêber Apo, buna karşı bir siyaset geliştirdi. Yürüttüğü siyaset, demokratik İslam siyaseti üzerineydi, çünkü Türkiye’ye İslam hakim. Ağırlıklı olarak Müslüman halkı var. Farklı inançlardan ve dinlerden insanlar da var fakat ağırlıklı olarak Müslüman bir halk. Bunu görmediğiniz taktirde ne yaparsanız yapın sonuç alamazsınız. Bu yüzden Emek ve Özgürlük İttifakı'nda yer alan herkesin bunu görmesi lazım. Demokratik İslam siyasetiyle bu halka gitmeli, kucaklamalı, aranıza almalısınız. O zaman bu ittifak Türkiye’de büyük sonuçlar alır."

Demokratik ulus paradigması

Bu seçimle birlikte demokratik ulus paradigması gerçekliğinin de ortaya çıktığını; Türkiye’deki sorunların ancak demokratik ulus paradigmasıyla çözülebileceğini kaydeden Bayık, "Bu yüzden ısrar etmek, geri adım atmamak lazım. Buna yönelik saldırılar bazıları üzerinde etki de edebilir. Bu saldırıların neden yapıldığını ve hedeflerinin ne olduğunu bilmek gerekir. Buna karşı demokratik ulus paradigmasına daha güçlü bir şekilde sahip çıkılmalıdır" dedi.

Sorumlular gereğini yapıyor

Bu süreçte yaşananlardan kendisini sorumlu görenler olduğunu ve sorumluluklarını yerine de getirdiğini kaydeden Bayık, "Var olan sorunları çözmek istiyorlar, bunun için de çalışıyorlar. Mesela yaptıkları eleştiriler olumlu. Bunlar belki biraz sıkıntılar çekeceklerdir ama inanıyorum ki büyük sonuçlar da alacaklardır" şeklinde konuştu.

Milliyetçi olan mücadele eder

Toplumdan kopuk, topluma karşı bir sorumluluk duymayan, faşizme hizmet edenlerin rahat ve boş konuştuğunu; üstelik PKK'ye Kürt Halk Önderi Öcalan'a ve paradigmasına açıkça veya ince bir şekilde saldırdığını hatırlatan Bayık, şunları vurguladı: "Rêber Apo önderliğinde 50 yıldır amansız bir mücadele yürütülüyor. Bu mücadelede birçok değer, birçok yurtseverlik ölçüleri yaratıldı. Bazıları milliyetçilik adı altında bu değerlere karşı duruyor. Rêber Apo’ya, PKK’ye saldırıyor. Kendilerini de milliyetçi olarak tanımlıyorlar. Bunların milliyetçilikle hiçbir alakası yok. Tamamen kandırmadır. Milliyetçi olan mücadele eder, bedel öder ama bunlara baktığımızda ne verdikleri bir mücadele ne de bir bedel var. Türk devletine karşı bir gün bir eylem yapmamışlar. Türk devletinin yanında Rêber Apo’ya, PKK’ye, demokratik siyasete, Rêber Apo’nun geliştirdiği projelere saldırıyorlar."

Bunlar nasıl milliyetçi?

"Bunlar nasıl milliyetçiler?" diye soran Bayık, şöyle devam etti: "Milliyetçi olan Kürt toplumu için kim mücadele ediyorsa onun yanında olur, Kürtleri soykırımdan geçenlerin yanında değil. Görüyoruz ki; Rêber Apo ve PKK’ye saldıranlar Türk devletinin yanında yer alıyor. Erdoğan’ın siyaseti altında bu saldırıları yapıyorlar. Bunlar Türk devletinin siyasetini yürütüyorlar.

İttifak daha da büyür

Rêber Apo’nun Türkiye’nin de demokratikleşmesi, Türkiyelileşme projesine saldırıyorlar. Bu saldırılarla Emek ve Özgürlük İttifakı'nı ortadan kaldırmak istiyorlar. Bu süreçte Rêber Apo’nun geliştirdiği projeye daha fazla sahip çıkmak gerekir. Eğer Emek ve Özgürlük İttifakı bunları esas alırsa saldırıların hepsi boşa çıkarılacaktır. İttifak daha güçlü bir şekilde büyür. Gelişecek olan ittifak, Emek ve Özgürlük İttifakı'dır. Bu ittifakta yer alanların sorumlu bir şekilde hareket etmesi lazım. Onlardan istenen budur. Yani hem Kurdistan’da hem de Türkiye’de daha fazla demokratik bir siyaset geliştirmeleri lazım." HABER MERKEZİ

 

*****

Kürtlük sessiz kalamaz

Türk devleti'nin Kurdistan’da yürüttüğü soykırım siyasetinden dolayı her alanda halka saldırdığına dikkat çeken KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, şunları ifade etti: "Şehit düşenlerin kemiklerini ailelerine torbada gönderiyor; onlarca çocuğu, kadını, yaşlıyı panzerlerle katlediyor; tecavüzü, fuhuşu, eroini, ajanlığı sınırsız bir şekilde geliştiriyor. Kurdistan’ın coğrafyasını talan ediyor; ağaçları kesiyor, baraj yapıyor, maden yapıyor, köyleri yıkıyor. Kurdistan’da yaşama imkanlarını ortadan kaldırıyor. Halkımız bunlara karşı sessiz kalmamalı. Mesela Türk devleti bu saldırıları hangi şehirde yapıyorsa o şehirde halkın buna karşı ayaklanması lazım. Doğru olan budur. Kürtlük de din de insanlık da bunu istiyor."

 

*****

Kürtler, Erdoğan'ı reddetti

Kürt halkının bu seçimlerin sonuçlarının da gösterdiği gibi Erdoğan’ı ve iktidarını reddettiğini,  kabul etmediğini vurgulayan Bayık, "Türkiye halkları da ağırlıklı olarak reddetti. Bu hükümet, bu iktidar meşru değil. Kürt halkına karşı aldıkları kararlar meşru değil, bu kararlarda Kürt halkının bir sorumluluğu yok. Tamamen faşist, soykırımcı bir iktidardır. Devlet zoruyla duruyor" dedi.

 

*****

Türk devleti sadece ölümdür

Türk devletinin, 29 Haziran’da Şêx Saîd ve arkadaşları için idam kararı vererek, 46 yurtsever insanı idam ettiğini; hala da mezar yerlerinin belli olmadığını hatırlatan Bayık, şunları dile getirdi: "İşgalci Türk devleti Rêber Apo’yu da yargıladı ve 29 Haziran’da idam kararı verdi. Yani aynı tarihte. Türk devlet gerçekliğini ve Kürt halkını tarihini iyi anlarsak bugün yaşananlara da anlam verebiliriz. Rêber Apo’ya yönelik İmralı'da neden böyle vahşi bir işkence yapıldığını o zaman anlayabilir.

Türk devleti Kürtlere sadece ölümü reva görüyor. Bu yüzden her gün şu kadar insan öldürdük, diyor. Türk devleti katliamlardan, ölümlerden, soykırımlardan keyif alıyor. Rêber Apo’ya, Kürt halkına yaklaşımları ortadan kaldırmaya dönüktür. Bunun dışında bir şey düşünmüyorlar. Türkiye’nin bütün imkanlarını bu nedenle devreye koymuşlar. Her Kürt'ün, her insanın bunu görmesi lazım. Değerlerine nasıl sahip çıkacak, Türk devletine karşı nasıl duracak her gün bunu düşünmeli. Sorumluluğunu anlamalı ve yerine getirmelidir. Belki bedel öderler, acılar çekerler fakat sonunda kazanacaklardır.

Halkımız bugün kimin yurtsever olduğunu, kimin yurtsever değerler yarattığını, kimin bedel ödediğini, acılar çektiğini biliyor. Her gün Kürt halkının özgürlüğü için Rêber Apo, PKK, gerilla amansız bir mücadele yürütüyor. Her gün şehit veriyor."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.