Moradi 27 gündür kayıp

• Ankara’da yaşayan İranlı gazeteci-yazar Mohammad Bagher Moradi’den 27 gündür (30 Mayıs’tan bu yana) haber alınamıyor. İranlı gazeteci Peymen Aref, Türkiye’de İranlı aktivistlerin MİT kıskacında olduğunu belirterek, Moradi’nin “Bana bir şey olursa sorumlusu MİT’tir” dediğini hatırlattı. 

MASİS HESKİF / ANKARA

Ankara’da geçici koruma statüsüyle yaşayan gazeteci-yazar Mohammad Bagher Moradi’den 30 Mayıs’tan bu yana haber alınamıyor. İran’da rejim aleyhine eylemleri nedeniyle yargılanırken, 2014'te Birleşmiş Milletler Uluslararası Koruma statüsüyle Türkiye’ye geçici iltica başvurusunda bulunan ve o süreçten beri Türkiye’de yaşayan Moradi, 30 Mayıs’ta alışveriş için çıktığı evine bir daha dönemedi. 

Moradi’yi 10 yıldır tanıyan İranlı gazeteci Peymen Aref, “Moradi hakkında muhalif kimliğinden dolayı İran'da dava açıldı. Dava sonucunda hapse mahkum edildi, hüküm kesinleşmeden temyiz mahkemesine gittiğinde pasaportuyla Türkiye’ye çıktı. 2014’te BM İltica Komiserliğine iltica başvurusunda bulundu. O yıldan beri de 3. ülkeye sevk edilmek üzere Türkiye’de beklemekteydi. Fakat Amerika’da süren göçmen karşıtı politikalar sebebiyle süreç uzadı ve Türkiye’de kaldı” dedi.

Bana da ajanlık teklif edildi

Moradi’nin Türkiye’de S.A.Ş isminde İranlı bir istihbaratçı ile tanıştığını bildiğini aktaran Aref, S.A.Ş’ın 2010’dan beri Türkiye’de yaşayan ve MİT’e çalışan biri olduğunu belirterek, şu ayrıntıları paylaştı: “Bu kişi İran’dan kaçıp Türkiye’ye sığınmak zorunda olan kişilerle direkt irtibata geçip MİT’e eleman kazandırma projesinin başında yer alıyor. Ben de 2015'te İran’dan Türkiye’ye kaçtım. Bu şahıs o süreçte bana da ajanlaştırma teklifinde bulundu. Beni çoğu kez MİT heyetiyle görüştürdü. Bir ara İranlı araştırmacı diye beni MİT’in İran Masası Başkanı ile de görüştürdü. İlk görüştüğümüzde araştırmacı olduğunu söylemişti ama daha sonra kimliğini açıkladı ve beni de onlarla çalışmaya zorladı.”

İranlı sığınmacılar MİT çemberinde 

 “Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan İranlı siyasetçi, aktivist ve gazeteciler üzerinde ciddi bir ajanlaştırma, MİT’e kazandırma projesi var” diyen Aref, Aralık 2016'da “İranlı sığınmacılar MİT’in çemberinde” başlıklı bir yazı yazdığından dolayı hedef haline geldiğini ve ardından evine baskın yapılıp deport edildiğini söyledi. 

Emniyet'te MİT karşıladı

Aref, “Yazıyı yazdıktan üç gün sonra Ankara’da savcı talimatı olmadan evime baskın yapıldı. Kapımızı açmadık, sonra nöbetçi savcılıktan talimat hazırlattılar. Emniyet'e götürüldüm, beni MİT karşıladı ve bana ‘Hemen bu gece deport edileceksiniz’ denildi. BM tarafından tanınmış mülteci konumunda olmama ve BBC Farsça’da da Türkiye muhabiri olarak da çalışmama rağmen Lübnan’a deport edildim. Orada iki ay kaldıktan sonra da Avrupa’ya geçtim” diye konuştu. 

Sorumlusu MİT ve S.A.Ş’dir

Yaklaşık 6 yıldır Belçika’da yaşayan Aref, Moradi’nin de MİT’in ajanlaştırmaya çalıştığı isimler arasında olduğunu aktararak, şöyle devam etti: “MİT’in Moradi ile de ilişkiye geçtiğini, Moradi’nin kendisi bana söyledi. MİT’in İranlı elemanı bir süre Moradi’nin Ankara’daki kirasını vs. de ödemiş. Moradi geçen sene sosyal medyada bir sohbet odasında açık açık durumu ifşa etmişti. Türkiye’de yaşadıklarını, ajanlaştırılmak istendiği süreci, hepsini anlattı. O da S.A.Ş’nın kendisiyle ilişkiye geçtiğini, MİT'le görüştürüldüğünü anlattı. Yani benim ve benim gibi Türkiye’ye iltica etmiş çoğu İranlının başından geçenleri anlattı. Bu anlattıklarının son cümlesi de ‘Bu dakikadan itibaren başıma bir şey gelirse sorumlusu MİT ve S.A.Ş’dir’ şeklindeydi. Bu konuşmasından sonra Moradi sık sık evini, adresini değiştirmek zorunda kaldı. Devamlı S.A.Ş tarafından tehdit altındaydı, ona tehditkar mesajlar gönderiliyordu. En sonunda da haber alınamadı.”  

İran isteseydi çoktan kaçırırdı

Bazı kaynaklarda Moradi’nin İran tarafından kaçırıldığı iddiasına da değinen Aref, “Eğer İran, Moradi’yi kaçırma çabasında olsaydı geçen sene bu zamanlarda İran’da olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İran’ın Ankara Büyükelçiliğine giderek oy kullandı. Eğer İran onu kaçırmak, tutuklamak isteseydi orada alabilirdi” diyerek, iddiaların asılsız olduğunu savundu. 

Emniyet'ten yanıt yok

Öte yandan savcılığın 31 Mayıs’ta Moradi’nin kullandığı telefon sinyal bilgilerinin ve görüşme geçmişinin tespiti, kayıp şahsın yurt genelinde aranması, kamera kayıtlarının incelenmesi, olayın görgü tanıklarının bulunması için Ankara Emniyeti’ne yazı yazdığı, ancak o günden bugüne dosyada bir ilerleme kaydedilmediği öğrenildi.  

HDP’li Koçyiğit akıbetini sordu

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit de 30 Mayıs’tan bu yana kendisinden haber alınamayan Mohammad Bagher Moradi için İçişleri Bakanlığına soru önergesi verdi. Koçyiğit’in Süleyman Soylu’nun yanıtlamasını istediği sorulardan bazıları şunlar:
* Bakanlığınıza bağlı Göç İdaresi Müdürlüğü tarafından koruma altında bulunan İranlı aktivistten günlerdir haber alınamamasına dair bir açıklama yapılacak mıdır?
* Mohammad Bagher Moradi’nin ailesi tarafından yapılan suç duyurusunun akıbeti nedir, şimdiye dek olayda adı geçen şüpheli şahsın ifadesine başvurulmuş mudur?
* Mohammad Bagher Moradi’nin evinin yakınlarındaki kamera kayıt görüntüleri dosyaya eklenmiş midir, HTS kayıtlarına ulaşılmış mıdır?
* Mohammad Bagher Moradi’nin kardeşinin, ifadenin verildiği esnada kapalı bir odaya alındığı ve tehdit edildiği iddiaları doğru mudur? İddialar hakkında kolluk görevlileri hakkında bir soruşturma başlatılacak mıdır?
* Mohammad Bagher Moradi clubhouse isimli sosyal medya hesabında S.Ç.A adlı kişinin kendisini tehdit ettiğini ve başına herhangi bir şey gelmesi durumunda sorumlunun bu kişi olduğunu belirtmiştir. Bu durumda S.Ç.A adlı kişinin İran’dan gelip Türkiye’ye sığınma talebinde bulunan muhalifleri tehdit ettiği iddiaları hakkında Bakanlığınızca şimdiye dek bir soruşturma başlatılmış mıdır?
* Cumhurbaşkanlığına bağlı Milli İstihbarat Teşkilatı'na kayıtlı olduğu iddia edilen S.Ç.A adlı şahıs hakkında kişileri hürriyetinden yoksun bırakma suçlamasına dair bir soruşturma açılacak mıdır?