Mutlak yoksulluk yaşanıyor

Ahmet Şahinöz

Ahmet Şahinöz

  • Prof. Ahmet Şahinöz, 2 milyona yakın çocuğun çalıştırılmasına, son bir yılda 'aile yardım fonu'na müracaatın 3 buçuk milyona çıkmasına işaret ederek, mutlak yoksulluğun yaşandığını vurguladı.

Ekonomideki yanlış politikaların bedelini çalışanların ödediğine işaret eden ekonomist Ahmet Şahinöz, ek bütçenin gelirinin vergiden, verginin maliyetinin de çalışandan alındığını belirterek, zaten asgari ücretti arttışın da Eylül'de sıfırlanacağını söyledi.  

Geçen hafta Resmi Gazete’de yayımlanan ve birçok vergi oranına yapılan zamlar arasında en dikkat çeken kalem, Katma Değer Vergisi’ne (KDV) getirilen zamlar oldu. KDV, yüzde 18 olan ürünlerde yüzde 20’ye, yüzde 8 olan ürünlerde ise yüzde 10’a çıkarıldı. Ürünün satış bedeline yansıtılan vergi olan KDV’ye yapılan zam, vergi adaletsizliğini arttırdığı gerekçesiyle eleştiriliyor. MA'dan Yüsra Batıhan'a konuşan Prof. Ahmet Şahinöz, bütçenin seçimler ve deprem dolayısıyla 560 milyar TL açık verdiğini, ayrıca asgari ücrete yapılan yüzde 34’lük zam, memur maaşlarının en düşüğünün 22 bin liraya çıkarılması ve emeklilere verilen yüzde 25’lik zammın ödemesinin de bütçede ikinci bir yük oluşturduğunu hatırlattı.

Bütçenin geliri vergilerden

Şahinöz, “Onun içindir ki Cumhurbaşkanı hafta içerisinde Meclis’e 1 trilyon 119 milyar 514 milyon TL ek bütçe teklifi verdi. Hükümetin ek bütçe teklifi kaçınılmazdı zaten. Ek bütçenin geliri ise vergilerden karşılanacak. Yani önce veriyor, sonra alıyorlar” dedi. “O vergileri kim ödeyecek?” diye soran Şahinöz, KDV’nin arttırılmasının yanı sıra, kurumlar vergisinin yüzde 25’e, finansal faaliyetlerle ilgili kurumlar vergisinin ise yüzde 30’a anımsatarak, “Hükümet bir taraftan çalışanın ücretini arttırdı, diğer taraftan da çalışanın ödeyeceği vergileri arttırdı. Bu ülkede vergilerin yüzde 70’ini çalışanlar ödüyor. Onun için artan verginin yükü çalışanların omuzunda olacaktır” diye konuştu.

Yapılan zam da sıfırlanır

Daha önce de enflasyondan dolayı işçiye verilen yüzde 34’lük zam artışının ancak Ekim'e kadar dayanacağını söylediğini hatırlatan Şahinöz, vergi oranına yapılan zamlarla birlikte, yüzde 34’lük zamın Eylül'de sıfırlanacağını kaydetti.

Yanlış ekonomik politikalardan kaynaklı mutlak yoksulluğun yaşandığını vurgulayan Şahinöz, şöyle devam etti: “Dünya ülkelerinde enflasyon düşerken, Türkiye’de yüzde 80’lere çıktı. Bunun maliyetini Cumhurbaşkanı ödemiyor. Maliyet, milyonlarca fakir fukaranın sırtına yükleniyor. Eğer Türkiye’de 2 milyona yakın çocuk çalıştırılıyorsa yoksulluğu gösteriyor. Yine geçen seneye göre son bir yıl içerisinde aile yardım fonuna müracaat eden aile sayısı 1 milyon artarak 2 buçuk milyondan 3 buçuk milyona çıktı. Bu Türkiye’de mutlak bir yoksulluğun hâkim olduğunu gösteriyor.”

Maliyetini yine çalışanlar öder

Kurumlar vergisinin sermayedarın, patronların ödediği bir vergi olduğunu, ancak bu verginin de KDV'nin de ÖTV’nin de maliyetini yine çalışanların ödediğini söyleyen Şahinöz, şunları ekledi: "Maliye politikasında, vergi yansıtılması denen bir şey var. Eğer kurumlar vergisini yüzde 20’den 25’e KDV’yi yüzde 18’den yüzde 20’ye çıkarırsanız; ürünü üreten fabrika, artan vergi maliyetini kârından düşürmez. O, fiyat arttırımına gider. Siz gidip sabun aldığınız zaman bile o vergiyi ödersiniz. Yine otomobil satan fabrika; kurumlar vergisini arttırdığı zaman, o otomobil firması maliyet artışını kârından düşürmez, otomobil fiyatını arttırır. Orta direk gider, otomobil alır ve o vergiyi öder. Yani sonuç olarak bir yandan enflasyon, bir yandan vergi artışı diğer yandan zam. Bunların hepsini çalışan öder.” ANKARA

 

*****

Çözümsüzlük bütçeyi çökertti

Ek bütçeye muhalefet şerhi düşen Yeşil Sol Parti, Kürt sorunundaki çözümsüzlük ve savaşın, bütçeyi çökerttiğini vurguladı.

Yeşil Sol Parti, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep T. Erdoğan imzasıyla Meclis Başkanlığına sunulan ve Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen 1 trilyon 119 milyar 514 milyon TL’lik ek bütçe teklifine muhalefet şerhi düştü. Şerhin gerekçesinde, devasa büyüklükte olan 2023 bütçesinin 6 ayda tüketildiği, ek bütçe kanun teklifinin iktidarın ekonomi politik tercihlerinin iflas belgesi olduğu belirtildi.

Halkın sırtına yüklenecek

Yeşil Sol Parti, şerhinde, mevcut hükümetin ne orta vadede ne de kısa vadede öngörü yapacak kapasiteye sahip olmadığı için ek bütçenin iktidara emanet edilemeyeceğini belirterek, şöyle devam etti: “Şiddetin, seçimin, faizin, rantın, sarayın, yandaşın, sermayenin bütçesi, çözüm değildir. Torba yasalarla yönetmeye alışmış olan AKP-MHP iktidarı, ek bütçe yapmayı da alışkanlık haline getirmeye başlamıştır. Ek bütçeyle istenen 1 trilyon 120 milyar liralık ilave ödeneğin, halkımızın sırtına yüklenecek vergilerle ve zamlarla olacağı ortadadır.

Savaş bütçesi olduğu için

2023 bütçesinin çökmesinin temel nedenlerinden biri de şiddet, güvenlik ve savaş bütçesi olmasıdır. Tüm eleştirilerimize rağmen militarist bütçe anlayışına dayanmasıdır. Kürt sorununun çözümsüzlüğü bütçeyi çökertmiştir. Güvenlikçi politikalar nedeniyle arttırılan savunma ve savaş harcamaları yurttaşların sırtına ilave vergiler, hayat pahalılığı, yoksulluk, sefalet ücretleri ve üç haneli enflasyon olarak yüklenmiştir. Ek bütçe de bunu devam ettirmektedir.

Savaşa 47 milyar daha

Bu ek bütçede bile yaklaşık 47 milyar lira savunma ve güvenliğe gidecektir. Ek bütçe olan 1 trilyon 120 milyar liranın sadece yarısı deprem için, üstelik ihalelere aktarılacak, ancak istenen ilave ödeneğin diğer yarısının depremle bir alakası yok. Örneğin faiz giderleri için 80 milyar lira ilave ödenek istenmektedir. Savunma ve güvenlik birimlerinin ihtiyaçları için 40 milyar lira; Halk Bankası ve Ziraat Bankası’nın görevlendirme giderleri için 8 milyar lira; genel aydınlatma giderleri için 7,8 milyar lira; konut, ibadethane ve cemevlerine ücretsiz doğalgaz sağlanabilmesine ilişkin sistem kullanım bedelleri için 4,3 milyar lira, depremle alakası olmayan harcama kalemleridir.

Çöküşünün üstünü örtmek için

Depremin bahane edilerek Cumhurbaşkanı’na yaklaşık 2 trilyon 200 milyar ilave borçlanma yetkisinin verilmesi, hükümete 1 trilyon 120 milyar lira ilave ödenek tahsis edilmesi, ekonominin çöküşünün ve 2023 bütçesinin çökmüş olmasının üzerinin örtülmek istenmesi olduğu ortadadır.

Devasa boyutlara ulaştı

Savaş harcamaları, 469 milyar TL gibi rekor bir seviyeye ulaştı. Cumhuriyet tarihinin en büyük silahlanma ve güvenlik bütçesi yetmemiş olacak ki AKP iktidarı ek bütçe ile  Savunma Bakanlığına 30 milyar 887 milyon 707 bin TL, Jandarma Genel Komutanlığına 7 milyar 414 milyon TL, Sahil Güvenlik Komutanlığına 308 milyon TL ve Emniyet Genel Müdürlüğüne 8 milyar 445 milyon 50 bin TL ödenek istemektedir. Bir mermi fiyatını ekmek fiyatından önemli gören AKP iktidarının, ek bütçe teklifindeki bu kalemlerinden savaş politikalarında ısrarcı olduğu ve savaş harcamalarının giderleri arttırdığı görülmektedir."

 

*****

Düzene karşı örgütlenelim

İşçi Emekçi Birliği, işçileri bu düzene karşı örgütlenmeye çağırdı.

İşçi Emekçi Birliği, ekonomik kriz ve asgari ücrete ilişkin İzmir/Karşıyaka Çarşı girişinde basın açıklaması yaptı. Grup adına konuşan Yusuf Metin, açlık sınırının 10 bin 373 liraya, yoksulluk sınırı ise 33 bin 789 liraya yükseldiğini anımsattı. Asgari ücrete yapılan artışın zamlarla birlikte eridiğini kaydeden Metin, "Burjuvazi kaşıkla verdiğini kepçeyle almaya devam etmektedir. Asgari ücrete yapılan ara zammın ardından fahiş zam ve vergi artışları sürüyor. İstanbul’da 230 gram ekmek 8 lira, simit ve poğaça 10 lira açma ise 12 lira oldu. Vergilere gelen zamlarla hayatımızda pahalılıkta yeni bir çığır açtığımız şu günlerde ÖTV oranları aldığınız ürünün fiyatını kat be kat aşıyor" dedi.

Tüm bunlara karşın örgütlenmenin her geçen gün daha elzem olduğunu vurgulayan Metin, şunları söyledi: "Elbette işçi sınıfının üretimden gelen gücünü kullanması; ülkeyi sarsacak, bilinçleri açacak, günlük hesapların ötesine geçecek bir mücadeleyi geliştirecek tek çaredir. Bunu örgütlemek elbette mümkündür. Burjuva partilerden medet ummak, devletin karşısında avuç açmak, sadaka ile yaşamak, asla ve asla bir zorunluluk değildir. İşçi ve emekçilere dayatılan yoksulluk, açlık, işsizlik, işyerinde ölümdür. Bunların tümünü reddetmek, ancak ve ancak devrimci işçilerin önderliğinde bir örgütlü direnişe yönelmek, onu örgütlemekle mümkündür." İZMİR

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.