Öcalan'ı yükünü hafifletmeliyiz

PYD Eşbaşkanı Salih Muslim

PYD Eşbaşkanı Salih Muslim

  •  Sayın Öcalan’ın omuzladığı yükü hafifletmek bizim görevimiz” diyen PYD Eşbaşkanı Salih Muslim, şunları vurguladı: "19 aydır haber alınamıyorsa bizim de sorumluluğumuz var. Üstümüze düşen görevi yerine getirmiş olsaydık Önderliğimizin durumu da farklı olurdu.”

Öcalan’a dönük komplonun amacına ulaşmadığı için günümüzde İmralı'da sürdürüldüğünü belirten PYD Eşbaşkanı Salih Muslim, “Önder Apo teslim olmuyor. Bugüne kadar taviz vermediği için tecrit derinleştiriliyor” dedi. 

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde ağır tecrit koşulları altında rehin tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a karşı 9 Ekim 1998'de başlatılan Uluslararası Komplo, 24. yılını geride bırakıyor. 24 yıllık süreçte Ortadoğu coğrafyasında birçok önemli gelişme ve değişim yaşandı. Değişimlerin başında ise komplonun ilk tohumlarının atıldığı Suriye geldi. Suriye'de 2011'de iç savaşın patlak vermesiye Öcalan'ın fikirlerinden ilham alan halklar, 3. Yol seçeneği üzerinden örgütlenerek Kuzey-Doğu Suriye'de özerklik ilan etti. “İmha” edilmesi planlanan Öcalan, komplonun ilk adımını boşa çıkardı. 24 yıldır özel olarak dizayn edilen İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşullarında rehin tutulan Öcalan ile 25 Mart 2020'den beri hiçbir iletişim sağlanamıyor.

Komplonun başladığı topraklarda gerçekleşen devrim, komployu anlamsızlaştırdı. Devrimin partilerinden Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Salih Muslim, Öcalan’ın Suriye'deki etkisini, komplo sürecini ve sonrasında yaşananları, MA'dan Emrullah Acar'a anlattı. 

Ortadoğu’yu dizayn etmek isteyen hegemonik güçlerin, giderek büyüyen Kürt Özgürlük Hareketi'ni kendilerine tehdit olarak gördüklerini belirten Muslim, “Bunun için komployu devreye soktular. Sayın Öcalan’ı Suriye’den çıkardıktan sonra 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye teslim ettiler. Buna NATO öncülük etti. İmralı'da bir sistem yaratıldı. Bu sistemde Türkiye sadece gardiyan görevini görüyor. Bugüne kadar İmralı’da yaşanan her şey özellikle NATO ve diğer hegemon güçlerin onayıyla yapılıyor. Bu gerçeği bilmemiz gerekiyor” dedi. 

Türkiye bir maşa

Hegemon güçlerin, Ortadoğu'ya dönük planlarında Türkiye'nin “bir maşa” olarak kullanıldığını dile getiren Muslim, “Türkiye bunu kendisi için bir fırsata döndürdü. Ortadoğu'yu dizayn etmek isteyenler, ılımlı İslam’ın savunucularını kullandı. Hegemon güçler Ortadoğu’da kendi planlarını yaparken, Türkiye de kendi planlarını yaptı. Misak-i Milli planları var. Türkiye kendi egemenliğini büyüterek bölgede bir hegemon güç olma arayışında. Suriye'ye dönük planlar Türkiye üzerinden yapıldı. Türkiye Suriye'yi tehdit etti, sınıra asker yığdı. Sanki sorun Türkiye ve Suriye devleti arasında bir sorunmuş gibi gösterilmeye çalışıldı, ancak sorun daha genişti” şeklinde konuştu. 

Adana teslimiyeti

Öcalan’ın Suriye’den çıkarılmasından 11 gün sonra Türkiye ve Suriye istihbaratları arasında Adana Mutabakatı imzalandığını hatırlatan Muslim, “Bu, Suriye devletinin teslimiyetiydi. Türkiye, ‘Bizi dinleyerek Öcalan’ı çıkardınız, ancak sizden başka şeyler de istiyoruz’ diyerek isteklerini Suriye devletine dayattı. O şartlar altında Suriye devleti imzalamak zorunda kaldı. Türkiye bugün de Adana Mutabakatı'nı kullanıyor ve daha da genişlemek istiyor” dedi. 

Binlerce öğrenci yetiştirdi

Öcalan’ın bütün dünya halkları için daha yaşanabilir bir dünya sistemi yaratma arayışında olduğunun altını çizen Muslim, "Eğer siz fikirlerini öğrencilerinize öğretirseniz ve onlar da başka kişilere öğretirse o zaman sizin fikirleriniz ölmez. İsa'nın 12 havarisi vardı. İsa öldükten sonra fikirleri bütün dünyaya yayıldı. Diğer peygamberler de aynı şekilde. Sayın Öcalan, binlerce öğrenci yetiştirdi. Sayın Öcalan’ın her öğrencisi, bir kahraman ve insanlık için bir umuttur” şeklinde konuştu.

Öcalan'ın sayesinde

“Ortadoğu’da yok sayılan kadınlar bugün Sayın Öcalan’ın fikir ve düşünceleri ışığında kendi kendini yönetiyor” diyen Muslim, Kuzey-Doğu Suriye'de gerçekleşen devrimin bir kadın devrimi olduğunu söyledi. Kürt kadınların mücadelesinin dünya kadınlarına ilham olduğunun altını çizen Muslim, “Sayın Öcalan'ın fikirleri bütün insanlık için önemlidir. Biz de Kürt halkı olarak bu fikir ve düşünceleri yaymak, pratikte göstermekle görevliyiz. Dünyaya örnek olacak bir model yaratmak bizim sorumluluğumuz. Sayın Öcalan’ın omuzladığı yükü hafifletmek bizim görevimiz” dedi.  

Komplocular sessiz kalıyor 

Türkiye'nin Kuzey-Doğu Suriye'ye dönük saldırılarının arka penceresinde Öcalan'ın fikriyatının yaşam bulması olduğunu vurgulayan Muslim, şunları ifade etti: “Komployu yapanlar ve sürdürenler, bugün Türkiye'nin Kuzey-Doğu Suriye'ye karşı saldırılarına sessiz kalanlardır. Uluslararası güçler, kendi çıkarlarını korumak adına yapılan saldırılara karşı sessiz kalmayı tercih ediyor. Sayın Öcalan komplo için 3. Dünya Savaşı'nın başlangıcı tanımını yapmıştır. Bu savaş hala sürüyor. Kürtlerin Ortadoğu'da güçleneceği, kendi öz gücünü oluşturacağı, kimsenin hesapları arasında yoktu. Uluslararası güçler, Sayın Öcalan’ı esir altından sonra Kürt halkının sineceğini, kendi kontrollerine alacaklarını düşündüler. Uluslararası güçler Kürtlerin özgür olmasını istemezken, Türkiye ‘En iyi Kürt ölü Kürt’tür’ diyerek meseleye yaklaşıyor. Kürtlerin kendi öz güçlerini kurmaları bütün hesaplamalarını alt üst etti. Bunun için Kuzey-Doğu Suriye’ye saldırıyorlar. Her gün çocuklar, kadınlar katlediliyor, köyler viran ediliyor. Türkiye uluslararası camiaya ‘ben terörist öldürüyorum’ diyor, ancak bölgede bulunan güçler bunun öyle olmadığını görüyor.” 

Komplo başaramadı

Komplonun amacına ulaşmadığı için günümüzde de sürdürüldüğünü dile getiren Muslim, şunları ekledi: “Sayın Öcalan dört duvar arasında, haber alınamıyor. Bütün dünyada olan tutuklu hakları Sayın Öcalan için uygulanmıyor. CPT’nin amacı işkenceyi önlemek, ancak görmezden geliyorlar, sessiz kalıyor. Mesele Sayın Öcalan ve Kürtler olunca görevlerini yerine getirmiyorlar. Sayın Öcalan’ı ilk cezaevinde CPT adına bir kadın karşıladı. O kadın uluslar hegemonik güçleri temsilen oradaydı. Sadece Türkiye bu yaşananlardan suçlu değil. İmralı’da günlük yapılan işkenceden uluslararası güçler de sorumludur. Her gün Sayın Öcalan’a savunduğu değerlerden ödün vermesi için işkence yapıyorlar, ancak Sayın Öcalan bütün izolasyona karşı bir direniş gösteriyor. Önder Apo teslim olmuyor. Bugüne kadar hiç taviz vermediği için tecrit derinleştiriliyor. Sayın Öcalan Kürt halkına sahip çıktı, herkesin Sayın Öcalan'a sahip çıkması gerek. 19 aydır haber alınamıyorsa bunda bizim de sorumluluğumuz var. Yapmamız gerekenleri demek ki yapamamışız. Üstümüze düşen görevi yerine getirmiş olsaydık, Önderliğimizin durumu da farklı olurdu. Sayın Öcalan kendisine düşen görevi yerine getirerek bize bir yol açtı. Bütün Kürt halkına nasıl direneceklerini öğretti. Bugün hepimiz Sayın Öcalan’ın bizi savunduğu kadar, bizim de onu savunmamız gerekir.”  URFA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.