Öfkesi de sevgisi de derindi
Dosya Haberleri —

Mustafa Karasu ve Ali Haydar Kaytan
- Şehit Ali Haydar Kaytan için "O bizim düşünce, duygu, sevgi, anlama, yoğunlaşma gücümüzdü" diyen KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, "Dağın gerçek anlamda filozofuydu, dervişiydi, bilgesiydi; yaşamı ve ilişkileri de öyleydi" dedi.
- Karasu, şunları vurguladı: "Kürdistan’a sevgisi büyüktü. Düşmana öfkesi, ülkeye sevgisi çok derindi. İkisi birleşince büyük bir devrimcilik, yurtseverlik, bağlılık ve azim ortaya çıkarıyordu. Yurt sevgisinin somut ve teorik bilincine sahipti."
PKK'nin kurucu kadrolarından şehit Ali Haydar Kaytan'ın, olaylara, olgulara, dine, Ortadoğu kültürüne, toplumlara kaba, dogmatik yaklaşım içinde olmadığını belirten KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, "Olaylara, olgulara bakışını, kendi bakışımız, toplum bakışı haline getireceğiz. Böyle yapmazsak haksızlık yaparız, layık olamayız. Şehadetini büyük güç kaynağı yapmazsak doğru yaklaşmamış oluruz. Fuat arkadaşı hep bir eksikliğimiz olarak hissedeceğiz" dedi.
Ail Haydar Kaytan (Fuat) ile Mustafa Karasu, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi I. Sınıfı’nda tanışıyorlar. Karasu, 1972’de Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne kayıt yaptırır. Kaytan, bir yıl önce Kürt Halk Önderi ile birlikte Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne kayıt yaptırmıştır. Kürt Halk Önderi, 7 ay cezaevinde olmasına rağmen sınavlara girmiş ve sınıfı geçmişti, ancak okula ve derslere önem vermeyen Kaytan kalmıştı. Böylece Karasu ile aynı sınıfa düşerler ve 1972'nin sonunda tanışırlar. "Belki onun sınıfta kalması benim şansım olmuştu" diyen Karasu, şehit olduğu 3 Temmuz 2018’e kadar yoldaşlıkları süren arkadaşı Ali Haydar Kaytan'ı anlattı:
Güven verici arkadaş canlısı
Fuat arkadaşla ilk tanışmamızda etkileyen yanı duruşuydu. Özellikle yumuşak yaklaşımı, üslubu o zaman da gerçekten etkileyici düzeydeydi. Çok saygılı bir yaklaşımı vardı. Karşısındakine saygılı davranması, daha ilk görüşte arkadaşa karşı senin de saygılı olmanı beraberinde getiriyordu. Kimseyi incitmeyen bir duruş içerisindeydi. Duygu yoğunluğunu o zaman da hissediyordum. Hem saygılı yaklaşımı, hem de duygularıyla, sözüyle, duruşuyla sıcak bir ilişki. Arkadaş canlısı ilişkisini gerçekten de hissedebiliyordun. Apocu olmadan önce de ilişkilerimiz böyleydi. Bir de tabi güven önemli; karşılıklı güven vardı. Bütün arkadaşlarla ilişkisi böyleydi. Bir kere yoldaş olduktan sonra artık onu sorgulamayacak bir arkadaş olarak görüyorduk. Bu yönüyle bağlılık, inanç, duygu gerçekten ilişkilerinde her zaman öndeydi. Manevi ve moral dünyayla, ideolojik, hedefler biçiminde bütünlük ifade eden bir hakikat yoldaşlığıydı.
Güçlendiren çalışma arkadaşı
Bir dava adamı. Davasına sonuna kadar sahiplenecek biri. Her zaman yanında güvenerek sonuna kadar mücadele edebileceğin bir mücadele arkadaşıydı. Mücadele, çalışma arkadaşı olarak seni güçlendiren, yardımcı olan, hep güçlendirmek isterdi. Çok öne çıkmak istemezdi. Seni dinler, düşüncelerine değer ve anlam verir. Herhangi bir dayatma yapmaz veya düşüncede bir hakimiyet eğilimi göstermez. Hepimiz öyle değiliz ama Fuat arkadaş öyleydi. Yıllarca beraber çalıştık, aynı kampta kaldık, aynı mangada kaldık, aynı görevleri yaptık, ortak işler yaptık. Çok yakın çalıştık. Bir gün aramızda en ufacık bir sorun, tartışma çıkmadı. Bunun, benden çok Fuat arkadaşın çalışma tarzından kaynaklandığını düşünüyorum. Bir eksikliği, eleştiriyi bile ikna edici uygun üslupla ifade ederdi.
Önderliğe sonuna kadar bağlı
Önder Apo’nun bu hakkını en fazla veren Fuat arkadaştır. İlk arkadaşı. Kendisini nasıl etkilediğini, duygusunu, düşüncesini nasıl değiştirdiğini bildiği için Önder Apo’nun söylediklerini daha fazla anlamlandırıp, geliştirip, kendisini güçlendirmek isteyen, yansıtmak isteyen bir arkadaştı. Bu yönüyle Önderliğe katılmıştı. Sonuna kadar bağlıydı. İlk tanışmadan başladı; hep Önderliğin doğru söylediğini, doğru konuştuğunu, doğru yaptığını, yönteminin doğruluğunu, dünyaya bakışının doğruluğunu gördü. Sonuna kadar hiç tereddüt etmeden yürüyecek bir yoldaş oldu. Önderlik de bunu hissetti. Fuat arkadaş Önderliğe şöyle yaklaşmıştır: Söylesin, eleştirsin, ben kendimi daha fazla geliştireyim. Bu, Önderlik ile Fuat arkadaşın ilişkilerini özel hale getirmiştir, açık hale getirmiştir. Fuat arkadaş da bütün düşüncelerini, herşeyini Önderliğe; Önderlik de kendini Fuat arkadaşa açmıştır. Önderliğin düşüncelerini derinleştirir, daha anlamlı kılar, başkalarının daha kolay anlamasını sağlayacak derinliğe ve anlatıma kavuştururdu. Çok okuyan, felsefi bakışı en yüksek, tarihsel ve toplumsal birikimi en fazla olandı. Örgüt içinde zamanını en fazla okumayla geçiren arkadaş oydu. Bağlılık konusunda herkesin örnek alması gereken biridir.
Ülkeye sevgisi derindi
Kürdistan’a sevgisi büyüktü. Zaten Dêrsim’i sevmek Kürdistan’ı sevmektir. Kürdistan sevgisi, bir insanlık sevgisiydi. Şiirlerinde ülke, yurt sevgisini güçlü işler. Büyük devrimcilik için sadece öfke yetmez, sevgi de duyulması gerekiyor. Düşmana öfkesi, ülkeye sevgisi çok derindi. İkisi birleşince büyük bir devrimcilik, yurtseverlik, bağlılık, mücadele azmi, mücadele gücü ve büyük bir enerji ortaya çıkarıyordu. Yurt sevgisinin hem doğrudan somut bilincine hem de teorik bilincine vardı. Tabi teorik bilinç de önemlidir.
Hareketi koruma çabası
Apocu grup, Önder Apo’nun yarattığı bir mucizedir. O zaman bu mucize korunmalıdır, sahiplenilmelidir, sevilmelidir. Bu yönüyle örgüte, partiye yaklaşımı çok değerliydi. Kürt tarihinde ortaya çıkan en büyük değer olarak görüyordu PKK’yi. Korumak için çok büyük çaba sarfetmiştir. Partiyi bu kadar sevdiği, Kürdistan tarihi için anlamı olduğu için bütün üyelerini, yoldaşlarını, katılanları büyük bir sevgiyle bağrına basmıştır. Yoldaşlarını bağrına basması partiyi bağrına basmasıdır, partiyi bağrına basması yoldaşlarını bağrına basmasıdır.
İdelojik mücadeleye katkı
Önder Apo bir ideolojik düşünce gücü ortaya koydu. İlk arkadaşı da Fuat arkadaştır. Ankara’da bu düşüncenin geliştirilmesinde önemli bir payı oldu. İdeolojik mücadelenin en yoğun geçtiği alan ilk önce Ankara’ydı. Tabii Dêrsim, Antep gibi sol güçlerin olduğu yerde ideolojik mücadele daha yoğun olurdu. Dêrsim’de zaten ideolojik mücadele kazanmadan biz adımımızı atamazdık. Dêrsim’de Apocu hareket gelişmişse en büyük pay Fuat arkadaşındır. Ankara’da da diğer güçlere karşı en fazla tartışan arkadaşlardan biriydi. İdeolojik mücadeleyi kazanmasaydık boğulurduk. Kazanmamızda Fuat arkadaş gerçekten önemli katkıda bulundu.
Paradigma değişiminde ikna
Önder Apo’nun paradigma değişikliğinin örgüt kadrolarına mal edilmesi, örgüt içinde benimsenmesi, anlaşılması konusunda en büyük pay Fuat arkadaşa aittir. Bunu kesinlikle hepimizin kabul etmesi gerekiyor. Her savunmayı 30-40 kere okumuştur. Bütün cümlelerin anlamını, hatta virgüllerin anlamını kavrayacak kadar okumuş, anlam derinliği kazanmıştır. En iyi anlatan ve örgüte, hatta topluma en iyi biçimde mal olmasını sağlayan arkadaş olmuştur. Bu yönüyle Önder Apo’ya arkadaşlığını en güçlü biçimde yapmıştır. Bundan daha güçlü bir yoldaşlık olamaz. Bizi ayakta tutan Önder Apo’nun paradigma değişimi olmuştur. Bunu da Fuat arkadaş derinliğine kavramış, kavratmıştır. 'Yöntem ve Hakikat Rejimi' dersini hepimiz ondan almışız. Paradigmanın anlaşılmasının temeli de ona bağlıdır. Bu yönüyle de Fuat arkadaşa çok şey borçluyuz.
Savunmalar konusunda da öyle. Belki Türkiye’de Fuat arkadaş kadar Türkçeye hakim olan 100 kişi ancak vardır. Türkçede dil uzmanıydı. Önder Apo’nun bütün savunmalarını en iyi biçimde redakte etmiştir. Zaten Önder Apo da bunu düzeltmeyi Fuat arkadaşa vermiştir.
Nerede eğitim varsa orada
Parti içerisinde en fazla eğitim veren arkadaşlardandır. HPG’ye gitti eğitim verdi, kadro okullarında eğitim verdi, Ocak eğitimi verdi, gençliğin eğitimlerine, özel kuvvetin eğitimlerine katıldı. Nerede eğitim varsa Fuat arkadaş oraya koştu. Sürekli yazılar, makaleler yazdı. Birçok programlara katıldı. Bütün arkadaşların partiyi ve Önderliği tanımasında emeği var. Özellikle son yıllarda genç arkadaşların eğitiminde çok rol oynadı. Yeni savaşçılara, kadro okullarına her yere gitti. Zaten çoğu zaman da gidiyordu Özel Kuvvetlerle kalıyordu. Fedai ruhun gelişmesinde çok önemli rolü oldu. Başkanlık Konseyi’nde görevliydi ama eğitim vermeden rahat etmiyordu. Zaten şehit düşmesinde bu çabasının da etkisi var. Yazılı külliyatı, değerlendirmeleri çok fazla. Parti tarihi kitapları var, Önderlik Gerçeği, Hakikat Rejimi kitabı var. Ayrıca bütün dergilere, gazetelere yazdığı yazılardan şu anda 10 tane kitap hazırlanmış, herhalde hala çözülecek birçok kaseti var. Onlardan da sanırım onlarca kitap çıkacaktır.
Erkek zihniyeti öldürmüştü
Kadın özgürlük çizgisini Önderlikten sonra en iyi, derinliğine ve kapsamlı anlayan Fuat arkadaştır. Kadın özgürlük çizgisini anlamadan hiçbir şeyin anlaşılamayacağını; kadın özgürlük çizgisi anlaşılırsa özgürlük, demokrasi, adalet ve vicdanın anlaşılabileceğini bilendi. Kadın özgürlük çizgisinin parti içinde bu kadar etkili olmasında, topluma bu kadar etkili yansımasında rolü çok fazladır. Erkek egemen zihniyeti kendinde öldürmüştü.
Dağın gerçek dervişiydi
Dağın gerçek anlamda filozofuydu, dervişiydi, bilgesiydi. Sadece değerlendirme ve düşünce gücü değil, yaşamı ve ilişkileri de öyleydi. Arkadaşlarımızın biraz daha düşünceye, üsluba ve kişiliğe önem vermesi konularında örgüte etkisi oluyordu. Önderliğin felsefi düşüncesini anlamada ya da bir felsefeci olarak Önderliğe bakmamızda arkadaşın gerçekten rolü çok önemli oldu. Ortadoğu’daki felsefi, sosyoloji ve dinsel literatürü okumuştur. Kuran, İncil, Tevrat başka dinsel kitapları da defalarca okumuştur. Tevrat’a, İncil’e, Kur-an’a hakimdi. Ortadoğu tarihini ve kültürünü iyi biliyordu. Felsefi gücü de derinliği de buradan geliyordu. Önderlik, bilgelere, dervişlere, alimlere, ermişlere, peygamberlere, peygamberlerin takipçilerine, hepsine büyük değer vermiştir. Fuat arkadaş da bunları derin bilince çıkarmıştır. Ortadoğu insanını tanıdığı gibi Ortadoğu’da toplumsal, siyasal, devrimci gelişme nasıl sağlanır, Ortadoğu insanın beynine, yüreğine nasıl seslenilir bunları da çok iyi biliyordu. Fuat arkadaşı dinlerken zaten klasik solcu, klasik bir aydını dinlemiyorduk, öyle hissetmiyorduk. Fuat arkadaşı dinlerken bir Ortadoğu bilgesi, dervişi, alimi, ermişini, filozofunu dinliyorduk. Onların vicdana, ahlaka, topluma seslenen dilini, üslubunu görüyorduk. Gücü de buradan geliyordu. Ayakları topluma dayanıyordu. Önder Apo gibi dinlere gerçek toplumsal değer ve anlamını veren bunu anlayan bir arkadaştı. Bu yönde çok önemliydi. Din yolunda hizmet eden çok büyük dervişler, filozoflar var, adalet savaşçıları var. Bunları çok anlatırdı. Ebuzer’i anlatırdı. Derler ya İslamiyet’te Ebuzer hak, adalet ölçüsüdür. Bunu derinliğine kavrayan bir yaklaşımla anlatırdı. Hallac-ı Mansur’u anlatırdı. Nesimi'yi derin bilince çıkarmıştı. İslamiyet’te toplumculuğu, hak, adalet ölçülerini toplumun kültürü haline getiren bütün ermişleri, bilgeleri herkesi takdir ederdi. Hıristiyanlık içinde havarilerin oynadığı rolü. İsa’nın insanlık değerlerine, insanlık değerlerinin aktığı o nehre yaptığı katkıları en iyi biçimde değerlendiren, hakkını veren bir yoldaşımızdı. Bu yönüyle de olaylara, olgulara, dine, Ortadoğu kültürüne, toplumlara kaba, dogmatik yaklaşım içinde değildi.
Partimizin şairiydi de
Şair olmak iki temel özellik ister; duygu yoğunluğu, inceliği ve dil ustalığı ister. Fuat arkadaşta ikisi de vardı. Gerçekten şairdi. Çok önemli gördüğü bir konuyu, duruşu, değişimi, ifadeyi, gelişimi, güzelliği, iyiyi ‘en iyi sanatla ifade etmeliyim’ diyerek şiir yazıyordu. Öyle bir yaklaşım vardı. Dil, duygu ustası olmadan şiir yazamazsın. Fuat arkadaş aynı zamanda partimizin şairiydi. İlk güzel şiiri ‘Ben insandım’ı Haki üzerine yazdı. ‘Haki anlatılmalı mutlaka, bu büyük insan sanat diliyle kalıcılaştırılmalı, en iyi biçimde ifade edilmeli’ diye duygu yoğunluğundan dolayı şiiri yazmıştır. Güzel şiirleri okumayı da severdi. Şiirlerinin de yansıtılması, tanıtılması ve oradaki anlam gücünün bütün topluma taşırılması gerekir.
Hep eksikliği hissedilecek
Şehadeti, Kürt halkı ve bizim için büyük bir anlam ifade ediyor. Olaylara, olgulara bakışını, kendi bakışımız, toplum bakışı haline getireceğiz. Böyle yapmazsak haksızlık yaparız, layık olamayız. Şehadetini büyük güç kaynağı yapmazsak doğru yaklaşmamış oluruz. Fuat arkadaşı hep bir eksikliğimiz olarak hissedeceğiz. O bizim düşünce, duygu, sevgi, anlama, yoğunlaşma gücümüzdü. Bu, hep bir eksiklik olarak hissedilecek. Öfkeden de, yurt sevgisinden de, halk sevgisinden de, kadına sevgiden de, topluma sevgiden de nasibimizi almalıyız. HABER MERKEZİ