Onlara güvenip, umut ediyoruz

Gerilla / foto:Erkan GÜLBAHÇE
- İki şehit annesi Ayten Çelik, “Gerillalar silah bıraktı; üzerine düşeni yaptı. Artık devlet de adım atmalıdır. Kürtlerin de hakkı, hukuku olsun. Annelerin gözleri hep yollarda. Onların da kalbi rahata ersin artık” dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı ile başlayan süreçte tarihi bir adım daha atıldı. Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine Barış ve Demokratik Toplum Grubu adıyla bir grup gerilla, 11 Temmuz’da Güney Kürdistan’ın Silêmanî kentinde düzenlenen törende silahlarını imha etti. Şehit ve hasta tutsakların aileleri, barış yolunda atılan adımların umut verici olduğunu belirterek, devletin hızla adım atmasını bekliyor.
Adım sırası devlette
Şehit HPG gerillaları Zeynep Çelik (Sara Berîtan) ve Çetin Çelik’in (Mahir Kop) annesi Ayten Çelik “Hem gerilla hem asker anneleri artık ağlamamalı” dedi. Artık devletten somut adım beklediklerini söyleyen Ayten Çelik, “Gerillalar silah bıraktı; üzerine düşeni yaptı. Artık devlet de adım atmalıdır. Kimse ağlamasın artık. Hasta tutsaklar serbest bırakılsın. Annelerin gözleri hep yollarda. Onların da kalbi rahata ersin. Artık Kürtlerin de hakkı, hukuku olsun. Onca bedel ödendi, büyük mücadele verildi” dedi.
Düşüncesi bile çok güzel
Şehit Sara ve Mahir’in kardeşi Aysel Çelik ise “İnsanlar çok büyük acılar yaşadılar. Artık kimsenin ağlamamalı düşüncesi bile çok güzel. Yıllardır çocuklarının hasretini çeken anneler var. Artık Türk devletinin adım atması gerekli. Anayasa’da değişiklik yapılmalı ve Kürt kimliği kabul edilmeli. Artık varlığımızın kabul edilmesi gerekiyor. Bizim de hakkımız ve hukukumuz var” ifadelerini kullandı.
Devlet yalandan vazgeçsin
Cezaevinde hayatını kaybeden hasta tutsak Celal Şeker’in annesi İffet Şeker, “Benim oğlum hasta tutsaktı. Diyaliz hastasıydı, cilt kanseri ve böbreği yoktu. Morga götürülene kadar elleri kelepçeliydi. Biz onu defnedene kadar polisler etrafımızdaydı. Bundan sonra gençler ölmesin. Savaş son bulsun. 90 yaşlarında bile hasta tutsaklar var. Artık devlet bizlere yalan söylemesin” şeklinde konuştu.
Onlara güvenip, umut ediyoruz
Kızının dosyasının ise iki yıldır Yargıtay’da olduğunu aktaran İffet Ana, “Diğer oğlum ise cezaevi süreçlerinden dolayı damar tıkanıklığı yaşıyor. Hastalıktan dolayı çalışamıyor, sürgün. Devlet barış yapsın. Herkes kendi kimliğine, diline ve mezhebine aittir. Tayyip Erdoğan, ‘tek devlet, tek millet, tek dil’ söyleminden artık vazgeçmeli. Artık kimse ölmesin, cezaevlerine girmesin” dedi.
Devlete güveni olmasa da PKK’ye güvendiğinin altını çizen İffet Ana, “Onlara güvenip umut ediyoruz. İnşallah umudumuz boşa çıkmaz. Kimse ölmesin. Cezaevlerinden cenazeler çıkmasın artık. Benim üç çocuğumu da cezaevine attılar. Artık bu acılar son bulsun, barış olsun” diye ekledi.
Çocuklarımız da barışı görebilseydi
Şehit HPG gerillası Hatip Kılıç’ın (Şervan Egîd) annesi Emine Kılıç da barışın en büyük umutları olduğunu söyledi. Emine Kılıç, “Kimse kendi isteğiyle dağa çıkmadı. Zulüm ve işkence gördükleri için dağa çıktılar. Biz de isterdik, bizim çocuklarımız barışı görsün. Kalan gerillalar da bizim çocuklarımız. Silahlarını da yaktılar. Devlet artık adım atsın. Artık kan akmasın. Biz ağladık, başka anneler ağlamasın. Bunca verilen emekler boşa gitmesin. Gözümüz hasta tutsakların yolunda. Cezaevlerinden çıksınlar” diye belirtti.
* * *
Artık burada siyaset yapmalı
Silêmanî bölgesindeki Şikefta Casenê önünde düzenlenen törende silahını imha eden gerillalardan birisi de Mustafa Çakır’dı (Faik Baran). Rihalı Çakır, 7 çocuklu bir ailede 1983 yılında dünyaya geldi. Yıllarca ailesinin geçimini sağlamak için Dîlok’ta çalıştı, bir yandan da siyaset yaptı. 2010 yılında yönünü dağlara vererek PKK’ye katıldı. Kobanê’de DAİŞ’e karşı mücadelede de aktif yer aldı.
MA’dan Ceylan Şahinli’ye konuşan Heyaf Çakır, yeğeni Mustafa’yı televizyonda canlı yayınlanan tören vesilesiyle 10 yıl sonra görme şansı yakaladıklarını söyledi. Barış için atılan tarihi adımda Mustafa’yı ekranlarda gördükleri an bir yandan hüzün, bir yandan sevinçle dolduklarını belirten Heyaf Çakır, “PKK çok tarihi bir adım attı. Biz istiyoruz ki aynı tarihi adımları AKP ve MHP de atsın. Bir an önce oradaki insanlarımızın geri dönmesini istiyoruz. Artık bu kan dursun istiyoruz. Biz savaş istemiyoruz. Tüm isteğimiz barışın sağlanmasıdır” ifadelerini kullandı
Anne ve babası göremedi
Mustafa Çakır’ın annesi 2020 yılında kalp krizi sonucu, babası ise geçtiğimiz yıl astım ve KOAH hastalıklarından kaynaklı hayatını kaybetti. Heyaf Çakır, “Yıllarca çocuklarına hasret yaşadılar. En büyük istemimiz bu sorunun silahla değil, konuşularak çözülmesidir. Çocuklarımızı burada siyaset yürütürken görmek istiyoruz” dedi.











