OPCW’yi göreve davet yürüşü...

Elif SONZAMANCI yazdı —

  • Almanya’nın Türkiye ile olan silah yoldaşlığı geçmişten bu yana aynı şevkle devam ediyor. Son dönemlerde kimyasal kullanımı gündeme geldiğinden bu yana bildiğiniz üzere, Dersim tertelesi döneminde yaşananlar bir kez daha güncel tartışmalara eklendi.

Türkiye’nin HPG gerillalarına karşı kimyasal silah kullandığı tartışmaları devam ediyor. AKP iktidarı inkar ve imha politikalarını sürdürürken, bu konuda ki sessizliği de paralelinde sürüyor.

Nitekim HDP’nin uluslararası heyetlerin operasyon alanlarına davet edilip edilmeyeceğini sorduğu soru önergesi, ‘sorulamayacak konular’ kategorisinde ele alındı,  önerge tekrar iade edildi. İktidar bu, canının istediği soruları yanıtlıyor, canın istemediğini ise ya görmemezlikten geliyor, ya da direk reddediyor.

Şu cümlenin tekrardan altını çizelim: Operasyonlarda kimyasal kitle imha silahı niteliğindeki silah ve araç kullanımı savaş suçu ve insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında. Bu uluslararası sözleşmelerle kayıt altına alınmış bir konu. Fakat devletler çıkarları doğrultusunda yaklaşım sergilediği için, sessiz kalmayı tercih edebiliyor.

Türkiye ile silah alışverişi sıklıkla tartışma konusu olan Almanya’nın tutumu da Türkiye’nin sessizliğini destekler niteliğinde.

Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) iddiaları incelemeyi talep eden bir devletin olmadığını belirterek, bugüne kadar herhangi bir adım atmadı. Konuyu meclise taşıyan Sol Parti’ye verilen cevaplar Almanya’nın konuya ilgisini de ortaya serdi. Anlaşmaya uyulup uyulmadığına OPCW ’nin karar verebileceği belirtildi, soruşturma gerektiren bir durumun olmadığının da altı çizildi.

Türkiye’ye, Kürtlere karşı kullandığı silahları temin eden Almanya, yine sağır ve dilsiz rolüne devam ederek, resmi protokollerin arkasına saklanıyor. Kürtler söz konusu olduğunda Türkiye’nin baskılarına boyun eğiliyor.Nitekim Türkiye dişini göstereceği bir konu bulduğunda Kürt kartını göstermekten çekinmiyor. Zira NATO üyeliği konusunda İsveç ile olan tartışmalar tam da bu konuda verebileceğimiz örnek olacaktır. NATO üyeliği konusunda İsveç ile tartışmalar yürüten ve Kürtler üzerinden tehditler savuran Türkiye’nin istemlerine yanıt olmak için İsveç “terörle mücadeleyi” sertleştirmek amacıyla Anayasa’da değişiklik yapmayı planlıyor. Bu yasa değişikliği ile yine hedefte Kürtler var. Almanya’da ise sayısız etkinliğin Türkiye’nin isteği üzerine yasaklandığı, engellendiği biliniyor. 

Önemli bir konu; Almanya’nın Türkiye ile olan silah yoldaşlığı geçmişten bu yana aynı şevkle devam ediyor. Son dönemlerde kimyasal kullanımı gündeme geldiğinden bu yana bildiğiniz üzere, Dersim tertelesi döneminde yaşananlar bir kez daha güncel tartışmalara eklendi. 

Dönemin  Malatya Emniyet Müdürü olan İhsan Sabri Çağlayangil'in Kemal Kılıçdaroğlu'na söylediği "Ordu zehirli gaz kullandı.

Mağaraların kapısının içerisinden bunları fare gibi zehirledi" söylemleri oldukça yankı yaratmış ve belgeleri ile ortaya çıkmıştı. Zira Türkiye'nin zehirli gazları Nazi Almanya'sından aldığı gündeme gelmişti.

Merkel hükümeti verilen bir soru önergesine, konuyla ilgili çalışmaların Türkiye’de yapılmasını, yapılacak bir çalışmaya katkı sunmaya ve Almanya’nın o dönemdeki payını incelemeye hazır oldukları yanıtını vermişti. Zira yanıtlar da adım atmayı sevk etmekten uzak, izleyici olarak kalmayı tercih eden ve çıkacak sonuçlarlarla yüzleşme edimini bertaraf eden yaklaşımlar izlenimini veriyor. 

Federal hükümete farklı zaman dilimlerinde kullanılan kimyasal silahlarla ilgili önergeler verilmiş, yine herhangi bir adım atılması bir tarafa, durumu inkar eden cevaplar verilmişti. Bütün devletlerin sessizliği karşısında, kimyasal silahların araştırılması için OPCW’yi acilen göreve çağırmak için 12 Kasım’ da Düsseldorf’ta yürüyüş düzenleniyor. Bu çağrı oldukça önemli. Cezasızlık politikalarıyla suçu teşvik eden Türkiye, bu politikaların cesaretiyle uluslararası sözleşmeleri hiçe sayıyor, kendini dayatıyor. Bu istemlerin karşılık gördüğü atmosferde itirazları da en güçlü şekilde yansıtmak gerekiyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.