Özgür olmadan barışı konuşamayız

Kasım Fırat

Kasım Fırat

  • Şêx Seîd'den Kürt Halk Önderi'ne kadar Kürt liderlerine dönük komploların devam ettiğini söyleyen Kasım Fırat, "Çözüm için Öcalan’ın özgür olması gerek. Güvenli bir ortam yaratılmalı" dedi.

Şêx Seîd ve arkadaşlarının 1925'te geliştirdiği direnişin üzerinden 100 yıl geçti. Bu süreçte Kürt liderlere dönük komplolar devam ederken, imha ve inkar polikaları da derinleştirildi. 1. Dünya Savaşı sonrası Kürtdistan coğrafyası Türkiye, İrak, Suriye ve İran arasında pay edildi. Kürtlerin siyasal ve kültürel tüm hakları yok sayıldı. Mustafa Kemal Atatürk tarafından verilen özerklik sözleri unutuldu, Kürt medreseleri bir bir kapatıldı ve yoğun bir asimilasyon süreci başlatıldı. Azadî Hareketi çatısı altında örgütlenen Kürtler, haklarını talep etmek amacıyla çalışma başlattı. Azadî Hareketi liderlerinden Xalid Begê Cibrî ile Yusuf Ziya tutuklandı. Xalid Beg, 15 Nisan 1925'te Bedlîs'te birkaç arkadaşıyla birlikte idam edildi. Şêx Seîd ise 13 Şubat 1925'te Amed’in Piran (Dicle) ilçesinde bulunan ağabeyi Şêx Abdurrahim'in evindeyken Türk askerlerinin baskınına uğradı. Çıkan çatışmada 3 asker öldü. Daha planlama aşamasında olan Şêx Seîd liderliğindeki direniş de bu şekilde erken başladı. Çewlîg, Amed, Erzirom, Mûş ve Riha'da birçok merkez direnişçilerin kontrolüne geçti, ancak Amed merkezinin kuşatması sonuçsuz kaldı. Geri çekilme sırasında bacanağı Kasım Ataç’ın devletle yaptığı iş birliği sonucu Şêx Seîd, 15 Nisan 1925'te esir alındı. Şêx Seîd ve 47 dava arkadaşına 28 Haziran 1925'te idam cezası verildi, bir gün sonra da idam infaz edildi. Aradan 100 yıl geçmesine rağmen Şêx Seîd ve dava arkadaşlarının mezar yerleri açıklanmadı. 

Şêx Seîd hakkında idam kararını 29 Haziran 1925'te veren devlet, 74 yıl sonra 29 Haziran 1999’da ise Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan hakkında idam kararı verdi. Kürt Halk Önderi, bunun tesadüf olmadığına işaret ediyor ve "Kürtlere yönelik soykırım 1925'te başladı" diyor.

MA'ya konuşan Şêx Seîd’in torunu olan Şêx Seîd Derneği Başkanı Kasım Fırat, "Kürtler büyük bedeller verdi. Bu bedellerden sonra karşılıksız teslim olmaz ve boyun eğmez, bu mümkün değil. 100 yıldır Kürtler yok edilmedi. Biz varız, bizim dilimiz var ve biz baş eğmeyiz. Kürtlerin haklarına saygı duyulsun. O zaman din kardeşliği de olur halkların kardeşliği de olur. Bunu da herkes kabul eder" dedi. 

Çözüm için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgür olması gerektiğini vurgulayan Fırat, şunları söyledi: "Güvenli bir ortam yaratılmalı. Bir söz ve komplolar ile bu olmaz. Bir yandan çağrı yapıp, bir yandan da Kürtlerin kuyusunu kazmak; bir gün Suriye bir gün İran’a bir gün Irak’a gitmek ile bu iş olmaz. Kürtleri kandıramazsınız. Uluslararası güçlerin gözlemci olması gerek. Güvenli bir ortam olmalı. Birleşmiş Milletler buna müdahil olmalı. Komisyonlar olmalı. Herkes kendi eksiğini kabul etmeli. Helalleşme olurken 'Allah’ım şu günahı işledim ve pişmanım' denir. Bu şekilde helalleşme olur. Ne için insanlar savaştı, birbirini öldürdü? Bunun tespiti yapılmalı. Bu mesele uluslararası bir meseledir. Kürtler de o zaman fedakarlıklar yaparlar. Bizim üstümüze ne düşerse o zaman da biz yaparız. Onurlu bir barışta huzur var."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.