Pasur'u zehirliyorlar
Toplum/Yaşam Haberleri —

Pasur maden protesto
- Pasur’un su havzaları tehlike altında. 25 bin kişiye kaynak sağlayan içme suyu, maden çalışmasıyla kirletiliyor. Pasur Belediye Eşbaşkanı, “Bu topraklar şirketlerin değil, halkın yaşam alanıdır” dedi.
- Gavgas’ta yaşayan Emin Altun, asker koruması altındaki maden şirketlerinin köyü yok edeceğini belirtti ve ekledi: “İlçeye ve tarım alanlarına giden su kirlenecek. Halk susuz bırakılacak. Hava kirliliği yaşanacak. Bölge insansızlaştırılmak isteniyor.”
MEDİNE MAMEDOĞLU / AMED
Amed’in Pasur (Kulp) ilçesi, son yıllarda baraj projeleri ve maden çalışmaları nedeniyle ekolojik yıkımla karşı karşıya. El değmemiş doğası, yeraltı suları ve verimli toprakları ile dikkat çeken ilçe, son iki yıldır şirketlerin hedefi haline geldi. Geliyê Goderne Vadisi, yapımı süren Silvan Barajı nedeniyle büyük ölçüde tahrip edilirken, şimdi de maden projeleriyle bölgenin yeraltı suları ve verimli toprakları risk altında.
Hesandin yaylasında yurttaşların mücadelesinin ardından 16 yıl önce verilen 'ÇED gerekli değildir' raporuna dayanarak maden aramak isteyen Kulp Madencilik Şirketi’ne red kararı verildi. Daha sonra bir başka şirket, Eylül 2023 tarihinde Kasor Havzası’nda bulunan Gavgas, Kuyê, Awdegês, Arqetîn ve Xuruç kırsal mahallelerini kapsayan bölgede maden çalışması başlatmak istedi. Ancak köylülerin direnişi sonrası kepçelerini köye sokamayan şirket geri adım attı.
Bu kez kış ayını fırsat bilen şirket, Gavgas Mahallesi’nde yeniden sondaj çalışmasına başladı. Köylüler, 20 Ocak’ta başlayan çalışmayı engellemek istediklerinde askerler ve korucular tarafından bölgeye girişleri engellendi. Gazetemize konuşan köylüler hem bölgenin boşaltılmak istendiğini hem de temiz suya erişimin tehlike altına girdiğine dikkat çektiler.
Askerler eşliğinde talan
Gavgas’ta yaşayan Emin Altun, köylülerle birlikte bölgeye gittiklerini ancak köy girişinde önce GBT aramasına maruz bırakıldıklarını, ardından asker barikatı ile karşı karşıya kaldıklarını dile getirdi. Askerler tarafından tehdit ve hakaretlere maruz kaldıklarını söyleyen Altun, “Doğamıza sahip çıkmak istediğimiz için suçlu ilan edildik. Köyümüzü korumak için mücadele ediyoruz. Ancak bu ülkede, bir insanın kendi yaşam alanına sahip çıkarak korumak istemesi hem engelleniyor hem de suç olarak görülüyor. Bizi sürekli devlete karşı durmakla, devletin çalışmalarını engellemekle itham ettiler. Sürekli tehdit ve hakaretlere maruz bırakıldık; yargı sopası ile tehdit edildik” dedi.