Saldırsa da güçlü değil
Ziya ULUSOY yazdı —
- Erdoğan faşizmi seçimden sonra saldırı dozajını artırmaya girişecek. Kısmi gerilemeye rağmen kitle desteğini büyük ölçüde koruması, saldırı için faşizme cesaret verdi. Fakat Erdoğan faşizmi, gerileme süreci devam ettiği için, çöktürme planı dönemi düzeyinde saldırma gücünde değil.
Erdoğan faşizmi şimdiye değin zayıflığını saldırıyla giderme taktiği güttü.
Seçimden sonra saldırı dozajını artırmaya girişecek. Kısmi gerilemeye rağmen kitle desteğini büyük ölçüde koruması, saldırı için faşizme cesaret verdi.
Fakat Erdoğan faşizmi, gerileme süreci devam ettiği için, çöktürme planı dönemi düzeyinde saldırma gücünde değil.
Erdoğan faşizminin kitle desteği kaybının sınırlı kalmasında esasen antifaşist kitlelerin, Millet İttifakı’nın(Mİ) gerici hegemonyasına bağlanması büyük rol oynadı. Uzunca bir süredir devam eden seçimlere bel bağlama eğilimi antifaşist kitlenin eylemliliğini dumura uğrattığı gibi, bu kitlenin diri kesiminin devrimci ve emekçi sol harekete akışını engelledi. Kitle mücadelesi ve çalışmasında aktif rol oynamasını, faşizmin kitle kaybını büyütecek kulvarı zayıf bıraktı.
Erdoğan faşizmi saldırısında muhtemelen yasal demokratik alanı tasfiyeye öncelik verecek. Çünkü kitlelerle bağ kurmanın daha çok imkanları, mücadeleyle kazanılmış ve korunan açık alan çalışmasında var. Karşı devrimin tarihsel deneyimi bunu çok daha fazlasıyla bilince çıkarmış. Erdoğan faşizminin kadrolarının geldiği politik İslamcı hareket de geçmişte değişik konumlardan bu deneyimi edinmiş bir hareket.
Yine her iki kamptaki emperyalistler ve bölge gericisi devlet yönetimlerinin destek mesajından cesaret alarak Erdoğan Rojava’daki işgali genişletmeye, bunu Esad rejimiyle ”barışma” Kürtlere “birlikte” saldırı kozu olarak kullanmaya çalışacak.
Fakat her iki alanda da Erdoğan göstermek isteyeceği güçte değil.
Erdoğan’ın kitle desteği gerileme sürecinde. Seçim nedeniyle verilen ekonomik tavizleri kepçeyle ve hızla geri alacağı için, hızlı yoksullaşmayla Erdoğan’ın katı ideolojik destekçileri dışında kitle kopuşu muhtemel.
Seçime bel bağlasa da geniş kitlelerin hak ve özgürlükleri genişletme isteği canlı. Seçime bel bağlamanın zarar verici sonuçlarını deneyimleyen daha ileri bölükler imkan bulduklarında bu yönde eylemlere katılma potansiyeli taşıyorlar.
Komünist, devrimci ve emekçi sol hareket, açık alandaki haklarını, çalışma özgürlüklerini korumak için vekillerinden, sendikacılarından kadro ve sempatizan kitlesine değin her düzeyde direnme eğilimine girecek. Bu mücadele kitlelerde yankı ve destek bulacak.
Komünist ve emekçi sol hareket, hızlı ve daha fazla yoksullaşmaya karşı kitle mücadelelerine el attıkça, Erdoğan rejiminin saldırmak zorunda kalacağı alanlar ve kitleler artacak.
Mİ’nin bazı partileri Erdoğan diktatörlüğüyle işbirliğine parlamento veya iktidar mevkileri yoluyla yönelmek istese de, AKP artıklarıyla Erdoğan, MHP artıklarıyla Bahçeli biat dışında uzlaşmadıkları için kolayca bu da gerçekleşmeyecek. Burjuva parti ve klikler arasında çelişkiler azalmadan devam edecek.
Rejimin Suriye ve Rojava işgalinde Esad’la Rusya’nın kolaylaştırmasıyla önerdiği “barış” himayeci nüfuz ve askeri işgali koruma dayatmasıyla birlikte olduğu için, Esad’dan ve Arap gerici devletlerinden beklediği “boyun eğme”yi bulamayacak. İşgalci yeni saldırılara kısmen göz yumsa da Esad rejimi kısa ve orta vadede Rojava devrimine stratejik savaş saldırısına girişmemek zorunda kalacak. Arap devletleri birliğinden alacağı destekle işgali sona erdirme isteğini yükseltecek.
Bu durum Erdoğan ve tetikçilerinin büyük devlet şovenizmiyle içerde halkı zehirleme manevrasını bozucu rol oynayacak.
Bu güçsüzlükleri olmasa da devrimci ve anti faşist mücadele komünist, devrimci ve bütün demokratik güçler açısından görevdir, yaşamsaldır.
Bu devrimci bakış açısı, faşist şeflik rejiminin kitle dayanağını sarsamamış ve heyelana uğratamamış olmanın ciddi eleştirel derslerini çıkarmayı elbette gerektirir.
Fakat ondan daha önemli olarak Erdoğan faşizminin demokratik alana ve kirli savaş saldırısına karşı da, iktidarını korumak için dış savaşçılığına karşı da, faşizmin saldırlarını püskürtmek ve yenilgiye doğru götürmek için mücadele görevlerine yoğunlaşmayı önplanda tutmayı şart koşar.
Erdoğan faşizmine karşı devrimci iradi kararlılıkla, kitleleri seferber etme yeteneği birleştiğinde, şeflik rejiminin güçsüzlüğü daha net açığa çıkacak, yenilgisinin yolu geniş kitleler için de aydınlanacak.