Seçim, Newroz ve savaş

Ziya ULUSOY yazdı —

  • Erdoğan faşizmi sonuçta İdlib’den Gare’ye uzanan onbinlerce kilometre karelik Kürt yurdunu sömürgeleştirmek, bölgede ise nüfuz sahibi olmak istiyor. Bu yolla içte İslamcı-Türkçü faşizmi kalıcılaştırmayı da amaçlıyor.

Belediye seçimleri kargaşası içinde yaklaşan tehlikeye ilişkin duyarlılık zayıflayabiliyor.

Erdoğan Medya Savunma Alanları’na savaşı yeniden yoğunlaştırma kararını deklare etti.

ABD’den sonra Irak yönetimiyle de yapılan görüşmelerin ortak sonuç deklerasyonunda PKK’yi “yasaklı örgüt” olarak sunabildi. Savaşı ve ekonomik işbirliğini görüşecek daimi ortak komitelerin kurulması kararlaştırıldığı da ortak açıklamada yeraldı. Ayrıca Erdoğan’ın Nisan ayında Irak ziyaretinin yapılacağı savaş kotarıcıları tarafından basına yazılı açıklamada belirtildi.

Erdoğan faşizmi, iki yıl kış aylarında aldığı askeri yenilginin intikamını almak, Gare dahil 40 km derinlikte kalıcı işgali genişletmek, ordusu ve çetelerini yerleştirerek Şengal ve Medya Savunma Alanları’nda Kürt Özgürlük Hareketi’ni (KÖH) askeri darbelerle ve siyasi faaliyetini yasaklamak yoluyla yenilgiye uğratmak istiyor. Bu sömürgeci amacına ulaşmak için Irak ve Barzani yönetimleri ile Haşdi Şabi’yi suç ortaklığına çekmek, YNK yönetimine boyun eğdirmek istiyor.

Erdoğan faşizmi sonuçta İdlib’den Gare’ye uzanan onbinlerce kilometre karelik Kürt yurdunu sömürgeleştirmek, bölgede ise nüfuz sahibi olmak istiyor.

Bu yolla içte İslamcı-Türkçü faşizmi kalıcılaştırmayı da amaçlıyor.

Dünya emperyalist siteminde ve bölgedeki savaşın tırmanmasından yararlanarak bu amaçlarını gerçekleştirmeyi hedefliyor. İsrail siyonizminin sömürgeci keyfiliğinden esinleniyor, cesaret alıyor.

Batılı emperyalistler ve NATO’ya yeniden biatının karşılığı olarak onlardan işgallerine izin ve destek almayı bekliyor.

Bölge ve emperyalist devletler arası çelişkilerin Erdoğan faşizminin bu savaş kudurganlığına elverişsiz durum yaratsaydı bu elbette iyi olurdu. Fakat unutmamak gerekir ki, Kürt halkının bölge halklarına öncü rolüyle esin kaynağı olması emperyalist ve bölge gericisi devletleri rahatsız ediyor. Karşı devrimci birliği tercih etmelerine yol açıyor. Bugün yapmaya çalıştıkları da budur.

Açık ki, emperyalist ve bölgesel burjuva devletlerin savaş ve sömürgeciliği dayatmalarına karşı ve Kurdistan devriminin yaşamasının başlıca yolu işçi sınıfı ve ezilenlerin mücadelelerini yükseltmekten geçiyor.

Bu yol, Türkiye cephesinde güncel mücadelelerle iç içe Erdoğan’ın Kürt düşmanı sömürgeci savaşına karşı mücadeleyi gelişmeyi gerektiriyor.

Seçimde çalışma aynı zamanda savaşa karşı ajitasyonla yapıldığı ölçüde gerçekten devrimci bir çalışma olabilir.

Newroz’da Kürt halkı, soykırımcı saldırılara rağmen ulusal özgürlükten yana saf tuttuğunu yeniden gösterme cesareti gösterdi. Fakat aynı zamanda Newroz’u Erdoğan faşizminin Başûr ve Şengal’de işgalci savaşı büyütmesine karşı mücadelenin yükseltildiği güne de dönüştürmek gerekli. Erdoğan’ın faşizmi ancak karşısına kitlesel mücadeleler çıkarıldığında militarist aygıtını istediği keyfilikte kullanamaz, kullanamamalı.

Türkiye tarafında, güncel mücadelelerle iç içe savaşa karşı mücadele de yükseltilmeli. Erdoğan pekala Hamas’ı direniş örgütü olarak dile getirebiliyor, ÖSO çetelerini bile “milli kuvvetler” olarak sunabiliyor. Kürt halkının ulusal özgürlük hareketini ise “şimdiye değin görmedikleri biçimlerdeki savaş” naraları atarak ezmek istiyor. Bu İsrailvari sömürgeci savaşla Türk halkını faşizm destekçisi yapmaya girişiyor. Bu yolla hem saltanatını sürdürüyor hem de gözü dönmüş kapitalist yağmaya bekçiliğini pekiştiriyor.

İşgalci savaşlarla halkı faşistleştirmek Mussolini ve Hitler faşizmi deneyimlerinin kanıtladığı bir gerçek. Erdoğan da onlardan ve Netanyahu faşizminden öğrenerek aynı yolda yürüyor.

Türkiye’nin işçi ve ezilenleri, savaşa karşı demokratik çözümü benimseyerek, yükselterek, Kürt halkının uzattığı eli tutmayı öğrenmeli. Bu mücadeleyle savaş kudurganlığını, şovenizmi ve faşizmi geri püskürtmeli. Faşizmi yenilgiye götürmede ilerlemeli.

Kapitalizmden kurtuluşa ancak savaşa, şovenizme faşizme karşı mücadele yolundan geçerek varabileceği bilinciyle hareket etmeli.

Devrimci, komünist ve demokratik hareket, savaşa karşı halkın mücadelesini geliştirerek, kendisinin gelişmesini engelleyen şovenist duvarda gedikler açarak ilerlemeli.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.