“Savaşların anası” ajitasyonu ve gerçek

Ziya ULUSOY yazdı —

  • Erdoğan “Kuzey Irak”ta “terörizme karşı” sınır tahkimatı adını verdiği savaşı tamamlayacağı ajitasyonuyla yeni bir savaş seferi “müjde”leyince, tetikçi kalemleri “savaşların anası”, “40 km. derinliğinde kalıcı işgal” çığırtkanlığını yükseltiyorlar.
  • Barzani hanedanı, Erdoğan’la işbirliğini , Kürt halkının rahatsızlığına rağmen, yeniden savaş seferinde de sürdürecek. 40 km’lik kalıcı işgale ise KÖH’ün sebep olduğu demagojisine başvuracak.

“Pençe Kilit” savaşının 3.yıldönümü. Erdoğan faşizmi, kimyasal kullanma, sivillere ve köylülere bombardıman ve suikastlerle savaş suçlarını işleyerek sürdürdüğü savaşı Kurdistan Özgürlük Hareketi’ni (KÖH) ezme amacına ulaştıramadı.

Devletler arası hukuku da çiğneyerek, Talabani ve Irak güçlerine hava bombardımanlarıyla suikastler gerçekleştirerek gözdağı da vermişti. Barzani yönetimiyle ve ABD’yle istihbarat ve üs konumlandırma, hava sahasını açma işbirliğini de işgalci savaşın lehine kullanmıştı.

Fakat Gare bozgunundan sonra kış şartlarında aldığı darbelerle savaş başarısızlığı gerçeğini yaşamıştı.

Şimdi bu başarısızlığı tersyüz etmek için yeniden ve daha ağır bir savaş ajitasyonuyla sefere hazırlanıyor.

Ne kadarı ajitasyon, ne kadarı pratik ve diplomatik hazırlık yeterince açık değil.

Açık olan şu ki, Erdoğan faşizminin niyeti mevcut işgalci savaşı güçlendirerek sürdürmek. Özellikle İsrail’in Gazze’de soykırım gerçekleştiren keyfiliğine Batılı emperyalist güçlerden destek alması Erdoğan faşizmini savaş fırsatçılığında cesaretlendirdi.

Nitekim Gazze savaşının üçüncü gününde fırsatı değerlendirerek Rojava’da alt yapıyı yoğun bombardımanına tabi tuttu. Başur’da suikastleri sürdürdü. Irak ve Barzani yönetimlerine, Mısır ve ABD ziyaretleriyle savaş diplomasisi trafiğini yoğun olarak devam ettiriyor. Putin’in ziyareti sırada.

Savaş diplomasisini faşizmin üst düzey savaş suçluları, Erdoğan, Fidan, Kalın ve Güler yürütüyor.

Erdoğan, NATO ve Batılı emperyalistler ve İsrail’le işbirliğini yeniden kanıtladığı için karşılığını alacağını düşünüyor.

ABD, Erdoğan’ın KÖH’ne karşı imha amaçlı işgalci savaşını havadan ve karadan yürütmesine, savaş suçları işlemesine izin ve destek zaten veriyor. 40 km. derinliğinde -yapabilirse- kalıcı olarak işgali yerleştirmesine muhtemelen izin verecek.

Rojava’da işgali yeniden genişletme savaşına ise kendi emperyalist çıkarı nedeniyle soğuk bakıyor, hava ve kara bombardımanı ile suikastlere izin veriyordu. Görülen bu politikasını devam ettirecek. Suriye’den tamamen çekilmeye karar verirse Erdoğan’ın Rojava işgalini genişletmesine destek verir. Bu da yakın gelecek içinde görünmüyor.

Erdoğan faşizmi, Sisi yönetimiyle, tükürdüğünü yalayarak işbirliğine girişmesinden de karşılık bekliyor. SETA’daki tetikçileri Türkiye-Mısır eksenine ilişkin abartılı demagojiye başladılar bile.

Erdoğan faşizminin beklediği Esad rejimiyle birlikte Rojava devrim güçlerini ezme işbirliğini kotarması ama Astana dörtlü görüşmelerinde varılan mutabakata Erdoğan’ın uymaması nedeniyle bu işbirliği gerçekleşmiyor. Erdoğan faşizmi Netanyahu gibi “güvenlik” gerekçesiyle Fırat’ın iki yakasında işgali kalıcı kılıyor, destek güçlerinde kitle yerleştiriyor, Kürt halkının tehcirini sürdürüyor.

Rojava devrimi güçlerinin Esad rejimiyle özerk yönetim statüsü üzerine anlaşması olasılığını dinamitlemek Erdoğan’ın diğer politikası. Muhtemelen Sisi, Esad rejiminin Rojava ve Kuzeydoğu Özerk yönetimiyle anlaşmazlığını pekiştirme işini kotaracak.

Irak’ta ise Barzani hanedanı, Erdoğan’la işbirliğini , Kürt halkının rahatsızlığına rağmen, yeniden savaş seferinde de sürdürecek. 40 km’lik kalıcı işgale ise KÖH’ün sebep olduğu demagojisine başvuracak.

Irak yönetimi sözle kınama ve sınırda asker artırma gösterisi dışında, Erdoğan’ın kalıcı işgali ve yeni savaş seferine karşı fiilen karşı koymamaya devam edecek. Erdoğan’ın baskısına rağmen Şengal’de özerkliği sona erdirmeyi bir süre daha tavsatacak.

Talabani yönetimine ise, eğer ABD ve Irak yönetimi daha özel baskı yapmaya kalkışmazsa, Erdoğan faşizminin suikast ve tehditleri, hemen boyun eğdiremez.

Yakın gelecek için görünen şu ki, Erdoğan faşizmi yeniden savaş seferine, güçlenmekte olduğu algısı yaratarak ve başarısızlığını unutturarak hazırlanıyor.

Türk halkının şovenist etkiyle savaşa desteğini kırmak devrimci ve antifaşist hareketin işi. Savaş karşıtı duygu ve bilinci geliştirerek, bu dönemde güncel taleplerle işçi sınıfı ve ezilenlerin eylemlerini büyüterek mesafe katetmek, Erdoğan’ın uğursuz amacına varmasını kıracak, yeni ve daha büyük çaplı mücadelelerin önünü açacak.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.