Sayılar, eğitimin etkisini gösteriyor

Eğitim
- Ekonomist Şevket Sayılgan, Dünya gazetesinde ki yazısında eğitim-ekonomi sarmalında Türkiye'nin röntgenini çekti.
Rakamların, Türkiye’nin büyüme performansının eğitim göstergeleriyle paralel bir biçimde zayıfladığını ortaya koyduğunu belirten Ekonomist Şevket Sayılgan, eğitimin ekonomik performansa etkisini anlamanın en berrak yolunun, uluslararası öğrenci değerlendirmeleri üzerinden ülke karşılaştırması yapmak olduğunu hatırlattı. OECD’nin üç yılda bir yayımladığı PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) sonuçlarının bu açıdan kritik olduğunu kaydeden Saygılgan, şunları paylaştı:
* 2003'te Türkiye, PISA matematikte 423 puan alarak OECD ortalamasının (500 puan) çok gerisinde kalmıştı.
* 2015’te skor 420’ye geriledi.
* 2022’de ise Türkiye 453 puan ile kısmi bir iyileşme gösterse de OECD ortalaması olan 472 puanın hâlâ 19 puan altında.
* Okuma: Türkiye 456 – OECD 476
* Fen: Türkiye 455 – OECD 485
15 yaş grubundaki Türk öğrencilerin bilgi ve problem çözme becerileri, gelişmiş ekonomilerin yaklaşık yüzde 5–10 altında.
Bu farkın yalnızca eğitimde kalite meselesi değil; aynı zamanda büyüme potansiyeli farkı olduğunu vurgulayan Sayılgan, "Çünkü Dünya Bankası verilerine göre PISA’daki 25 puanlık artış, uzun vadeli büyümeyi 0,5 puan artırıyor" dedi.
Ülkeler arası karşılaştırma
Güney Kore, 1960’larda Türkiye’nin altında gelir seviyesine sahipti, bugün kişi başı 34 bin dolara ulaşmış durumda. Başarı hikâyesinin omurgasında:
* STEM ağırlıklı müfredat
* Öğretmen kalitesi
* Yüksek yükseköğretim tamamlama oranı (Yüzde 70)
* AR-GE’ye milli gelirin yüzde 4,4’ünün ayrılması (Türkiye’de bu oran yüzde 1,3 düzeyinde)
Finlandiya, nüfusu 6 milyon olmasına rağmen yüksek teknoloji ihracatında Avrupa’nın ilk üçünde. Temel neden:
* Öğretmenlik mesleğinin yüksek itibarı
* Öğrenci başına yıllık 12 bin dolar eğitim harcaması (Türkiye: 4 bin 500 dolar)
Eğitimde kalite ile ekonomide verimlilik
Türkiye’nin 2002–2017 dönemindeki ortalama büyüme hızı yüzde 5,4 seviyesindeyken, 2018 sonrası bu oran yüzde 3,2’ye düştü. Aynı dönemde işgücü verimliliği artışı da sert biçimde yavaşladı:
* 2005–2015 arasında yıllık verimlilik artışı ortalama yüzde 3,1
* 2016–2023 döneminde yalnızca yüzde 0,8
OECD’nin “Human Capital and Productivity” raporu, verimlilik artışının eğitim kalitesiyle doğrudan bağlantılı olduğunu açık biçimde gösteriyor. Türkiye’de hem temel eğitim hem mesleki eğitim hem de yükseköğretimin nitelik sorunu, ekonominin yüksek teknolojiye geçişini sınırlıyor. Türkiye’nin ihracatındaki yüksek teknolojili ürün payı 2024 itibarıyla yalnızca yüzde 3. Güney Kore’de bu oran yüzde 28, Almanya’da yüzde 18, Çin’de yüzde 20. Aradaki fark yalnızca sanayileşme değil; eğitim-işgücü nitelik farkı.
Türkiye’de eğitim harcamaları
* Türkiye’de kamu eğitim harcamasının milli gelire oranı: Yüzde 3,3
* OECD ortalaması: Yüzde 4,8
* Finlandiya: Yüzde 5,7
* Güney Kore: Yüzde 5,0
Türkiye’nin eğitim bütçesi 20 yıldır artıyor gibi görünse de kişi başına düşen eğitim harcaması hâlâ OECD ortalamasının yarısından az. Bu durum öğretmen niteliği, sınıf mevcudu, okul altyapısı ve eğitimde fırsat eşitliği üzerinde belirleyici rol oynuyor.
Üniversite mezunu işsizliği
Türkiye’de üniversiteleşme oranı hızla artmasına rağmen nitelikli istihdam yaratılamaması nedeniyle üniversite mezunu işsizliği yüzde 11,4 ile OECD ortalamasının yaklaşık iki katı seviyesinde seyrediyor. TÜİK verilerine göre:
* Her yıl üniversitelerden yaklaşık 900 bin genç mezun oluyor.
* Bunların 250 bini ilk iki yılda iş bulamıyor.
* Mezunların yalnızca yüzde 37’si alanına uygun işlerde çalışıyor.
Bu tablo, eğitim sisteminin işgücü piyasasıyla uyumsuz olduğunun göstergesi. Nitekim Türkiye’de genç işsizliği yüzde 17–19 bandında, OECD ortalaması ise yüzde 10.
Nitelikli işgücü yetiştirilmiyor
Organize sanayi bölgeleri ve imalat sektörünün en büyük şikayeti “nitelikli ara eleman” eksikliğidir Türkiye’de mesleki eğitim alan öğrenci oranı:
* Almanya: Yüzde 52
* Avusturya: Yüzde 68
* Türkiye: Yüzde 32
Ekonominin belkemiğini oluşturan KOBİ’ler, özellikle metal, plastik, otomotiv yan sanayi, tekstil ve gıda üretiminde nitelikli işgücü bulamadığı için kapasite kullanımında kayıplar yaşıyor. Eğitimdeki yetersizlik doğrudan ekonomik verimliliği sınırlıyor. İSO ve OSBÜK anketlerine göre:
* Firmaların yüzde 73’ü nitelikli işgücü bulamadığı için sipariş reddediyor.
* Firmaların yüzde 42’si nitelik eksiği nedeniyle üretim kalitesinin düştüğünü belirtiyor.
İnsan Sermayesi Endeksi
Dünya Bankası İnsan Sermayesi Endeksi (HCI), bir ülkedeki çocuğun yetişkin olduğunda potansiyel verimliliğinin ne kadarını gerçekleştirebileceğini ölçüyor. 2024 raporuna göre;
* Türkiye’nin HCI değeri: 0,63
* OECD ortalaması: 0,76
* Güney Kore: 0,84
* Singapur: 0,88
Demek ki; Türkiye’de doğan bir çocuk, gelişmiş eğitim ve sağlık koşullarına sahip bir ülkedeki akranına göre potansiyelinin yüzde 37’sini kaybederek yetişiyor. ANKARA
* * *
BOTAŞ’ın zararı 44.9 milyarı buldu
Kamu İktisadi Teşebbüsleri'nin görev zararı, 2024 yılında 279.2 milyar TL’ye dayandı. Sadece BOTAŞ’ın zararı 44.9 milyar TL oldu.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nin (KİT) görev zararı geçen yıl rekor kırdı. Bakanlığın raporuna göre, KİT’lere ödenen görev zararı, 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 55.4 artışla 279.2 milyar TL’ye dayandı. 2024 sonu itibarıyla bütçeden 5 kuruluşa görev zararı ödemesi yapıldı. Geçen yıl toplam görev zararı ödemelerinin yüzde 70.4’ü Elektrik Üretim Anonim Şirketi’ne (EÜAŞ), yüzde 23.6’sı Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi’ne (BOTAŞ), yüzde 3.3’ü ise Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) yapılan ödemelerden oluştu.
Boru Hatları İle Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ), 2024’te en çok zarar eden KİT oldu. BOTAŞ’ın 2024’te dönem zararı yüzde 6 bin 583 artarak 44.96 milyar TL’ye çıktı. BOTAŞ’ı sırasıyla Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD), TCDD Taşımacılık A.Ş. ve Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) takip etti. TCDD’nin dönem zararı yüzde 218.4 artışla 36.59 milyar TL olarak hesaplandı. TCDD Taşımacılık AŞ 25 milyar TL, TTK 12.68 milyar TL, EÜAŞ 12.39 milyar TL zarar açıkladı.
* * *
Hava savunmaya 6,5 milyar daha
Türk savaş sanayisinin önde gelen kuruluşlarıyla entegre hava savunma sistemini güçlendirmek amacıyla 6,5 milyar dolar değerinde sözleşmeler imzalandı.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığından (SSB) yapılan açıklamaya göre, HAVELSAN'ın ev sahipliğinde düzenlenen imza törenine, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Başkan Yardımcısı Hüseyin Avşar, ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci ile Türk ordus ve savaş sektörü temsilcileri katıldı. SSB koordinasyonunda, imzalanan sözleşmeler kapsamında yürütülecek çalışmaların ekonomik büyüklüğü yaklaşık 6,5 milyar doları buluyor.















