Seçim sonrası koalisyon arayışları

Elif SONZAMANCI yazdı —

  • Almanya’da iki büyük partinin koalisyon kurması beklenmiyor. Dünya, ekonomi ve çevre politikaları açısından ayrılıkları bulunan partilerin olası koalisyon için nasıl ödünler vereceği ve hangi konularda uzlaşacağını Noel’e kadar bekleyip göreceğiz. 

 

Almanya’da geçtiğimiz Pazar ülkede yeni bir dönem başlatması beklenen seçimler yapıldı. Sonuçlar anketlere yansıdığı kadarıyla çok şaşırtmasa da, Sol Parti’nin seçim sonuçları, en azından baraj altında kalması, seçimin en sürpriz gelişmelerinden biri oldu. Bu yazımızda daha çok seçimlerin hemen ardından heyecanla beklenen koalisyon görüşmeleri üzerinde duracağız. 

Seçim sonuçlarını tekrardan hatırlarsak; SPD oyların yüzde 25,7’sini alarak seçimlerde birinci parti olarak çıktı. Hıristiyan Birlik Partileri ise yüzde 24,1 oranında oy aldı. Nitekim geçen iki seçim boyunca oylarını istikrarlı bir şekilde düşürmeyi başardı. Beklentilerin yüksek olduğu Yeşiller ise istediği oy oranını yakalayamasa da oyların yüzde 14,8’ini aldı. FDP 11.5 oranında oy alırken, aşırı sağ parti AfD 10.3 alarak oy oranını düşüren partiler arasında yer aldı.

Pazar günü sonuçlanan seçimlerde Sol Parti büyük bir oy kaybı yaşadı ve yüzde 4.9 oranında oy alarak baraj altında kaldı. Yüzde 5 barajını geçemedi, 3 alandan direk milletvekilliği çıkardığı için meclise girebildi. Ancak seçimden önce olasılıklar dahilinde tartışılan koalisyon görüşmelerinde kilit parti konumunda olamayacak. 39 milletvekili ile mecliste temsil edilecek Sol Parti, geçen seçimlere göre 30 milletvekili daha az temsil edilecek. Sol Parti yaşadığı başarısızlığı kuşkusuz kendi içerisinde masaya yatıracak, yalnız bu başarısızlıkta sadece seçim öncesi partilerine yönelik yapılan antipropagandanın etkisi yok. Sol Parti halkın ihtiyaçlarına daha çok yanıt verecek bir parti programı da hazırlamak zorunda.

Evet seçimler bitti ve şimdiki aktüel gündem koalisyon görüşmeleri. Noel’e kadar kurulması bekleniyor, fakat partilerin uzlaşı konusunda nasıl adım atacaklarına göre sürenin uzama olasılığı da bulunuyor. 

Almanya’da kurulacak bir hükümet sadece iç politikayı etkilemiyor, aynı zaman AB’de de dengeleri değiştirebilir. Almanya’da yıllardan sonra oluşacak lider değişikliği dengeleri alt üst etmese de kriz çözme yönteminde değişikliklerin olacağı aşikâr. 
Şimdi gözler seçimlerin en çok oy oranını alan SPD’ye çevrilmiş durumda. 

Seçimlerin hemen ardından SPD’nin başbakan adayı Olaf Scholz yaptığı konuşmada gerçekleşmesini istediği olası koalisyonun sinyallerini verdi. Scholz seçmenlerin net konuştuğunu, Sosyal Demokratlar, Liberaller ve Yeşiller olmak üzere 3 partiyi güçlendirdiklerini, bu 3 partinin bir sonraki hükümete liderlik etmesi gerektiğini belirtti.

Tabii kamuoyunda her ne kadar tartışmalı bir isim olarak geçse de Hıristiyan Birlik Partilerinin adayı Laschet de koalisyon arayışlarını sürdürüyor. Laschet nitekim kendi partisi içinde de tartışılan bir isim. CDU seçim sonuçlarının ardından büyük bir şaşkınlık yaşıyor, ve yaşanan oy kaybıyla beraber Laschet’in konumu da tartışılıyor. Bu süreçte Laschet zaman kazanmaya çalışırken, başbakan olma istemini de gündemden düşürmüyor. Peki bu olası mı? Almanya’da seçim sonrası tablo birçok tartışmayı olası kılıyor, fakat bazı ince nüanslar sonuçlar konusunda daha aydınlatıcı fikir veriyor.

16 yıl iktidarda kalan Angela Merkel, Scholz’a seçim başarısından dolayı mektup yollayarak tebrik etti. Laschet’in seçim hezimetinin ardından bu tebrik de tartışmaya dahil edilen konularından biri oldu.

Öte yandan seçimlerin lideri SPD olsa da seçim sonrası en çok konuşulan Yeşiller ve FDP oldu. Zira koalisyon arayışlarında kilit 2 parti, arayışları çerçevesinde dengeleri değiştirebilir. FDP Maliye Bakanlığına, Yeşiller ise Çevre, Doğa Koruma ve Nükleer Güvenlik Bakanlığına talip. Hem Yeşillerin, hem de FDP’nin koalisyon görüşmelerinde önce birbirleriyle de uzlaşması bekleniyor. Nitekim ilk ön görüşmeyi yapan iki parti, görüşmenin ardından bir de selfie paylaştı. Bu ‘mutlu’ tablo anlaşma yolunda bir adım olarak algılandı.

Olasılığı en çok konuşulan trafik lambası koalisyonu için partiler bazı ideallerini geriye itmek ve uzlaşmak zorunda kalabilir. Aynısı, hatta daha fazlası CDU’nun dahil olduğu Jamaika olarak adlandırılan koalisyon için de geçerli olacak. Almanya’da iki büyük partinin koalisyon kurması beklenmiyor. Dünya, ekonomi ve çevre politikaları açısından ayrılıkları bulunan partilerin olası koalisyon için nasıl ödünler vereceği ve hangi konularda uzlaşacağını Noel’e kadar bekleyip göreceğiz. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.