Şengal sorunu geri vitese alındı

Forum Haberleri —

  • İhanet anlaşmasıyla yapılan hesaplar, varılan gizli pazarlıklar Şengal’den geri dönüyor, dönmek zorundadır. Çünkü Êzîdîlerin hayat memat meselesidir. 

ŞÜKRÜ GEDİK

Yaratılan kızılca kıyametten sonra, yapılmak istenen müdahale gerçekleşmedi. KDP ve Bağdat hükümeti arasında varılan 9 Ekim anlaşması için verilen müddetler dolmasına rağmen uygulama aşamasında tıkanıklık yaşanıyor. Söz konusu anlaşma zorla giydirilmek istenen bir don gibi, Şengal ve dolaysıyla Êzîdî toplumunun geleceğini ipotek altına alan, tehlikelere açık hale getiren bir anlaşmadır. Bu anlaşma Şengal sorununu çözmeyi amaçlamıyor, sadece hakimiyeti ele geçirmek isteyen KDP’nin ve Türk devletinin dayatmalarıyla Irak’a yaptırılmak istenen bir müdahaledir. İhanet anlaşmasıyla yapılan hesaplar, varılan gizli pazarlıklar Şengal’den geri dönüyor, dönmek zorundadır. Çünkü Êzîdîlerin hayat memat meselesidir.

Anlaşmanın tümüyle ortadan kaldırıldığını söylemek mümkün değil, uygulama zemini bulamadığı için uygulanmamıştır. İhanet anlaşması uygulanamıyorsa bunun bazı temel sebepleri var.

Birinci sebep: Êzîdîler içinde yer almadığı halde anlaşmanın yapılmış olmasıdır. Êzîdî toplumunun iradesi hesaba katılmamıştır. Şengal fermanına yol açan, katliamlarda sorumlulukları bulunan KDP ve Bağdat hükümeti, Türk devletinin dayatmalarıyla kendi aralarında anlaşıp müdahalede bulunmuş olmalarıdır. Êzîdîleri hiçe sayarak, Ferman sonrası oluşturulan öz yönetim ve öz savunma mekanizmasını ortadan kaldırmayı amaçlamıştır. Kısacası masa başı hazırlanmış, Şengal sorununu çözmeyen art niyetli bir anlaşmadır.

İkinci sebep: Şengal anlaşması KDP, Türkiye, ABD ve İran arasında çekişmenin aracı haline getirilmiş olmasıdır. Şengal’in idari, güvenlik ve imarından ziyade kimin söz sahibi olacağına dair yapılan bir müdahaledir. Êzîdîlerin yokluğu üzerine kurulan bu kirli ittifakın, ihanet anlaşmasını zorla Êzîdîlere kabul ettirmesidir.

Üçüncü sebep: Belki de en önemli sebep, Êzîdî halkının örgütlü hareket edişi, müdahaleler karşısında boyun eğmemesi, direnişi esas alıp mücadele etmesidir. Êzîdîler tarihlerinde ilk kez kendi geleceklerine kendilerinin karar verme aşamasına gelmiş olmalarıdır. Dışardan yapılan dayatmaları kabul etmeyerek kurdukları özerk yönetim aracılığıyla sorunlarını çözme aşamasına gelmeleridir. Zorla bir saldırının olması halinde kendi öz savunma güçleriyle karşılık koyma cesaretini göstermiş olmalarıdır. Kararlıca tavır sergileyip, riskleri göze alıp, haklı ve meşru taleplerinden vazgeçmemeleridir.

Dördüncü sebep: Êzîdî toplumunu yalnız bırakmayan, Şengal’i sahiplenen dış desteğin verilmiş olmasıdır. Avrupa başta olmak üzere birçok yerde gösterilen dayanışma ve destek, oluşturulan kamuoyu duyarlılığı Şengal direnişine büyük katkı sunmuştur.

Irak hükümeti işi çatışma aşamasına vardırmadan geri adım atmak zorunda kalmıştır. En azından bu aşamada, anlaşmanın uygulanmasına mola vermiştir. Yani çözümsüzlük devam etmektedir. Êzîdî toplumunun en temel ve kendileri için en hayati istemi olan özerklik statü talepleri kabul edilmediği müddetçe bu sorunlar gündemde ki yerini korumaya devam edecektir. Irak anayasasının tanıdığı haklar çerçevesinde bir yaklaşım sergilenmesi halinde sorun çözüme kavuşacaktır. Fakat, yapılan müdahale çözüm içermiyor, sorunun karmaşıklaşmasına yol açıyor.

Dayatma politikaları, Şengal halk bileşenleri, Şii ve Arap kesimlerinin tavırlarını da netleştirmiştir. 9 Ekim anlaşmasını kabul etmediklerini açıktan beyan etmiş oldular. Şengal’deki Êzîdîler arasında da önemli bir netleşme yarattı. Ezici bir çoğunluğu bu anlaşmaya karşı olduğunu gösteri, yürüyüş gibi çeşitli protesto eylemleriyle tavrını ortaya koymuştur. Devlet ile karşı karşıya gelme riskini göze aldılar. Bu noktaya gelmeleri, öz güven kazanmaları, cesaret göstermeleri ve politik duruş sergilemeleri, kendi haklarını ve kazanımlarını korumaları olumlu bir gelişmedir.

Birliğe gelmeyen, gelmek istemeyen Şeşo Ailesi, KDP’nin Şengal’deki virüsü gibi hareket etmiştir. Êzîdîler içinde bir ihanet şebekesi olarak, özerk yönetime karşıt olduklarını resmen ilan ettiler. Daha önce de bu anlaşmanın mutlaka uygulanması gerektiğini basında dillendirmişlerdi. Ama bu sefer YBŞ’ye karşı savaşmaya hazır olduklarını belirtmiş oldular.

KDP’nin denetimindeki Mir ailesi olumsuz tavır sergilerken Şengal’deki dini kanaat önderleri çok keskin radikal bir tavır takınmıştır. Belki de bu direniş sürecinin en büyük destekleyicisi ve etkili gücü Êzîdî dindarlarının ilk kez bir arada basın açıklamasıyla tutum almalarıdır. Tarihte bir ilki gerçekleştirmiş oldular. Dini önderler, çılegırler, hırka sahipleri, inançlarından gelen etkili güçlerini ilk kez kullandılar. Müdahaleyi asla kabul etmeyeceklerini açıklamaları son derece değerli ve kutlanması gereken bir durumdur.

Bu deneyim Êzîdîler için önemli bir kazanımdır. Tehlikenin henüz geçmediğini bilmelidirler. Olası bütün müdahalelere hazırlıklarını daha fazla yapmalıdırlar. Statü haklarını elde edinceye kadar mücadelelerini sürdürmelidirler. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.