Soykırım davası ve siyonizm
Ziya ULUSOY yazdı —
- Güney Afrika’nın ANC Hükümeti, Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail yönetimine soykırım davası açtı. Hukuk, güç ilişkilerinden çok farklı sonuçlar doğuramasa da, yine de savaş karşıtı karar çıkarırsa bu İsrail’in soykırımcı savaşına, diğer devletlerin yeni soykırımcı savaş denemelerine karşı frenleyici rol oynar.
Siyonist sömürgeciliğin Filistinli soykırımı devam ediyor.
Siyonist devletin faşist hükümeti ve savaş kabinesi, ABD ve AB emperyalistlerinin desteğinden cesaret alarak soykırıma devam edebiliyor.
Abraham Anlaşması’na imza atmış olan Arap burjuva ve otokratik yönetimleri sadece yüzyılın ihaneti anlaşmasıyla değil, soykırım karşısında sessizliğe gömülmeleriyle de soykırımcıları cesaretlendiriyorlar.
Aksa eylemi, tepeden tırnağa yüksek silah tekniğine dayalı siyonist devletin faşist ve askeri yöneticilerini şaşkına uğrattı, yenilmezliği şartlanmasını kırdı. Direniş 3 aylık soykırımcı savaşta başlıca amaçlarından ikisine ulaşmasını engelledi: Filistinli direniş örgütlerini yok edemedi ve Gazze halkını tehcir edemedi.
Fakat direniş ve dünya halklarının Filistin halkına desteği İsrail sömürgeciliğinin soykırımı gerçekleştirebilmesini önleyemedi.
Irak işgaline karşı on milyonlar alanlara inerek savaş karşıtı hareketi yükseltmişti. Politik İslamcıların halkları hedef alan eylemleri, hükümet mevzilerini ele geçirdiklerinde diktatörlükleri, Suriye’den Mali ve Somali’ye gerici iç savaş pratikleri, Batı emperyalizminin Ukrayna savaşında “savaş karşıtlığı”nı emperyalist amacı için kullanma kampanyaları, halkların savaşa karşı mücadele umudu ve iradesini kırdı.
İsrail faşist sömürgeci yönetimi, Aksa eylemine karşı soykırımcı savaşı bilinçli uyguluyor. Başlıca hedeflerinden bazılarına ulaşamadıysa da, soykırımla Filistin halkının iradesini zayıflatmayı maalesef sağladı.
Ayrıca savaş öncesi yaklaşık 1 yıl boyunca süren Netanyahu faşist koalisyonuna karşı halk eylemliliğinin yolaçtığı sonucu tersine çevirdi. Savaş kabinesinde burjuva kliklerin birliğini ve savaşta İsrail halkının desteğini yeniden sağladı. Filistinli direniş örgütlerinin taktik hatası, İsrail halkının demokratik eylemleri sürdürmesinin yol açacağı avantajlı sonuçları önemsememesiydi.
Şimdi Filistin halkının elinde direniş örgütlerinin gücüyle halkların enternasyonal desteği var. İsrail halkının savaşa desteğini çekmeye başlaması muhtemelen içteki mücadelenin yeniden gelişmesiyle olacak.
Savaşın bölgesel savaşa dönüşme ihtimali artarken Güney Afrika’nın ANC Hükümeti, Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail yönetimine soykırım davası açtı. Davada acil tedbir olarak savaşın durdurulmasına karar verilmesini talep etti. Bu karar çıkar mı? Çıksa da İsrail’in savaş kudurganı yönetimi karara uyar mı? Hukuk, güç ilişkilerinden çok farklı sonuçlar doğuramasa da, yine de savaş karşıtı karar çıkarırsa bu İsrail’in soykırımcı savaşına, diğer devletlerin yeni soykırımcı savaş denemelerine karşı frenleyici rol oynar.
Ayrıca Güney Afrika Hükümeti’nin dava açması, başta Erdoğan olmak üzere İslam ülkeleri yönetimlerinin ikiyüzlülüğünü daha fazla açığa çıkardı. Erdoğan, İsrail yönetiminin soykırımcılığı üzerine ajitasyonu çekerek, mitingler düzenleyerek, hem kendisinin Kurdistan’da soykırımcı işgallerinin üzerini örtüyor hem de kitle desteği sağlıyordu. Ama ne İsrail’le ticari bağlarını kopardı, ne de Güney Afrika Hükümeti’nin yaptığına girişebildi.
Erdoğan ve İslam ülkelerindeki benzeri diktatörlerin, ya Suudi teokrasisinin Yemen’de yaptığı gibi soykırımcı savaş suçları ya da diğerlerinin çoğunun içte halkına karşı insanlık suçları var. Soykırım davaları açarlarsa sırtlarındaki suç kamburları nedeniyle Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde kendilerine dava açılmasının yolu açılır.
Erdoğan’ın Rojava işgallerindeki soykırımcı ve tehcirci savaş suçları, Rojava ve Kuzey- Doğu Suriye Özerk Yönetimi devlet olarak tanınmadığı için, Uluslararası Adalet Divanı’da yargılanamıyor ama Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanma imkanı var. Batılı ve Doğulu emperyalist dünya bunu istemediği ve güç de onların elinde olduğu için savaş suçlarından yargılanmıyor. Yarın koşullardaki değişiklik yargılanmasına yol açabilir.
Güney Afrika Hükümeti’nin İsrail yönetimine açtığı soykırım davasının, acil tedbir olarak İsrail faşist hükümetinin soykırımcı savaş saldırılarını askıya alması kararını vermesini temenni ediyoruz elbette. Bu olası karar savaş ve savaş suçları karşıtı mücadelesini büyütmeli, savaş kudurganı Netanyahu ve suç ortaklarına karşı halkların eylemlerini büyütmeli, Erdoğan ve diğer savaş suçlularının yargılanmalarının yolunu açmalı.