Tarla ile ev arasında da işçi

Kadın Haberleri —

Tütün tarlasında çalışan kadınlar

Tütün tarlasında çalışan kadınlar

  • ‘Bir çocuğu yetiştirir gibi tütün yetiştiren’ kadınlar, bu sürecin aşamasında yalnız bırakılıyor, ev ve tarla arasında mekik dokuyor. Emeğinin karşılığını alamıyor ve cepleri yakan ekonomik krizle mücadele ederken, tütün satışında bile cinsiyet ayrımına uğruyor.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, emeğin cinsiyete dayalı bölüşümü, eşitsiz çalışma koşulları ve eşitsiz maaş dağılımı ile kendini ekonomik alanda domine etmeye devam ediyor. Yürütülen bu politika kadınların, ekonomik krizi bile daha derinden hissetmesine sebep oluyor. Kurdistan’da geçim kaynağı olan tarım alanında bir politikasının olmayışı yaşanan krizlerin odağında olan kadınları etkiliyor.

5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanuna göre Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yetki belgesi almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapanlara iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilirken, yetki belgesi almak isteyen kişilerden ise 50 milyon TL’ye kadar teminat isteniyor.

Depremin vurduğu, 5 bin 866 hektar ekim alanıyla tütün üretiminde yüzde 9 payı olan Semsûr’da hayatlarını tütün yetiştiriciliğiyle idame ettirmeye çalışan kadınlar, ekonomik kriz, yasaklar ve cinsiyet eşitsizliğine karşı ayakta durmaya çalışıyor. Kadınlar, bir yandan tütüne getirilen yasaklara karşı direnirken, bir yandan da toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele ediyor. Yaz mevsiminin ilk günlerinden başlayarak Eylül ayı sonuna kadar süren hasat zamanında iş yükleri giderek artan kadınlar, bu süreçte erkeklerden daha fazla mesai harcıyor. Özellikle çalışma temposunun giderek arttığı hasat zamanında kadınların mesaisi gece 02:00’a kadar sürüyor.

Çêlikan ilçesine bağlı Bûlam (Pınarbaşı) Beldesi Mestan köyünde fidelerin toprağa verilmesinden, kurutulup satılmasına kadar geçen bir yıllık sürecin her aşamasında yer almalarına rağmen emekleri yok sayılan kadınlar, yaşadıkları zorlukları anlattı.

Deprem sorunları ikiye katladı

Saniye Bekmezci (45), son 3 senedir hem girdi maliyetlerinin hem de işçi yevmiyelerinin artmasıyla üreticiler olarak zorlu bir süreç yaşadıklarını belirtti.

Depremle birlikte yaşanan sorunların arttığına dikkati çeken Bekmezci, “Depremi Malatya’da yaşadık. 10 Mart’ta köyümüze geldik. Sedirleri ektik, tohumları yere attık, Mayıs’ın 24’ünde dikim yaptık, şimdi de topluyoruz. Kalabalık bir aile olmadığımız için toplama zamanı dışarıdan işçi getiriyoruz. Onların yevmiye ücretleri de var. Ürüne gelirsek, onu satarken bazen paramızı alamadığımız oluyor. Bazen hiç ürün satamıyoruz böyle belirsizlikler de var. O yüzden de çok zorlanıyoruz. Geçen sene 15 dönüm ekerken bu sene 7 dönüm ekebildik” diye konuştu.

Bir çocuğu yetiştirir gibi

Kadınlar olarak mesaiye erken başladıklarını kaydeden Bekmezci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sabahları genelde 05:00’da kalkıyorum ancak bazı günler 04’te de uyandığım oluyor. Kalkıp işçiler için kahvaltı hazırlıyorum. 07:00’da tarlaya geliyoruz. İşçilerle birlikte kahvaltımızı yaptıktan sonra tarlaya giriyoruz. 10 buçukta eve geçerek öğle yemeğini hazırlıyorum. Sonra tekrar tarlaya geliyoruz. Akşam saat 21.00’a kadar tütün ile uğraşıyoruz. Aynen bir çocuğu yetiştirir gibi tütün yetiştiriyoruz. Gelen işçiler de kadın.”

‘Valilik neyi kolaylaştırdı?’ 

Üreticiler olarak her alanda zorlandıklarını ifade eden Bekmezci, bir yandan da tütüne dönük yasaklarla mücadele ettiklerini vurguladı.

Bekmezci, “Geçtiğimiz senelerde tütünün yasaklanmaması için yapılan protestolara gitmiştik. Valilikle konuşurken, tütünün genel geçim kaynağımız olduğunu söyledim. Valilik de bize, ‘Biz tütünü yasaklamıyoruz işinizi kolaylaştırıyoruz’ dedi. Neyi kolaylaştırdıklarını hala anlamış değiliz” dedi.  

Her aşamada tek başına 

Tek başına hem kendi hem de annesinin tütün tarlasına bakan Zeynep Albayrak (32), 4 yıldır aynı tempoda çalışıyor.

Yaz mevsiminde başlayarak Ekim ayına kadar süren tarladaki sürecini anlatan Albayrak, “Yaz mevsiminde sedirler daha yeni ekildiği vakitler buraya geliyorum. Ekim’in ilk günlerine kadar böyle sürüyor. 3 ayım köyde geçiyor. Kendi tarlam 4 buçuk dönüm, 2 dönüm de annemin olmak üzere toplam 6 buçuk dönüm tarlaya bakıyorum, tek başınayım. Eşim başka bir kentte çalışıyor. Annem çocuğuma bakıyor. Tütünün her aşamasında tek başınayım. Bazen gece sulamaya gelmek zorunda kalıyorum” diye belirtti.

Satışta da cinsiyet ayrımcılığı

Köyde çalışmaya başladıktan sonra diğer kadınları da etkilediğini ifade eden Albayrak, “Ben araç sürüyorum benden sonra birçok kadın da araç sürmeye başladı. Onlar için örnek oldum” dedi. Ancak tütün satarken bir kadın olarak zorlandığını söyleyen Albayrak, alıcıların kendisine “Nasıl olsa kadındır, ondan daha uyguna alabilirim. Bizle fiyat münakaşasına girmez” düşüncesiyle yüz yüze kaldığını dile getirdi.  

Ekonomi bellerini büktü

Sabahın erken saatlerinde Semsûr merkezden Mestan’a yaptıkları yolculukla tütün tarlalarına çalışmaya gelen Remziye Çat (48), 9 yıldır tarım işçisi olarak çalıştığını belirtti.

Eşinin çalışmadığını ve ailesini geçindirdiğinin söyleyen Çat, “2 oğlum var ikisi de geçinemedikleri için buradan göç etti. Yevmiyemiz günlük 250 TL ve bu ücretle çocuklarımla birlikte geçim mücadelesi veriyorum” dedi.

Meryem Tutdere (55) ise emeklerinin karşılığını alamadıklarını ifade ederek, “Baharda ekiyoruz sonbaharda topluyoruz ama elde var var sıfır. Hiçbir ihtiyacımızı karşılayamıyoruz” şeklinde konuştu.

CEYLAN ŞAHİNLİ - SEMSÛR/MA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.