Tefecilik gelişiyor

  • Sosyal krizin bir boyutu işsizlik, diğer boyutu borçken, çalışanların yoksulluğu derinleşiyor. Ücretli çalışanların yarıya yakını asgari ücret ve civarında gelir sahibi. 2 bin 324 lirayla hem ailesinde işsiz kalan kişiye bakmak, hem mutfak masraflarını karşılamak hem de kredi taksitlerini ödemek zorunda bırakılan milyonlar var.

 

İstanbul İstatistik Ofisi’nin verilerine göre 2 bin 500 lira ve altında gelir sahibi olan kişilerin yüzde 92,6’sı 1000 TL’lik beklenmedik bir harcamayı karşılamak için borçlanmak zorunda kaldığını söylüyor. Ancak yıllardır süren ekonomik darboğaz nedeniyle geniş kesimlerin kredi puanı oldukça düşük. Bu nedenle yeni banka kredisi bulmakta da zorlanılıyor.

BirGün’den Ozan Gündoğdu’nun haberine göre; bu darboğaz karşısında son aylarda giderek artan yöntem bir tür tefecilik. Otobüs duraklarına, elektrik direklerine asılan küçük el ilanlarının hedefi, geçinme güçlüğü yaşayan insanlar. İlanlarda vadedilen şey ise “kredi puanı düşük olanlara kefilsiz kredi.”

Bu yöntemde bankadan başkası adına kredi çekiliyor. Yüzde 15’e varan komisyonlarla çekilen kredi bir başkasına borç veriliyor. Örneğin, 10 bin liralık kredi kullanılıyor, bunun 8 bin 500 lirası kredi notu düşük olduğu için borç arayan zor durumdaki kişiye veriliyor, geri kalan bin 500 lirası aracının komisyonu oluyor. Zor durumdaki kişi ise 10 bin liranın taksitlerini bu aracıya ödüyor. İşlemin bankacılık literatüründeki adı “paravan kredi”. Bankalar için bu tip paravan kredilerin tespit edilmesi çok zor. Böylece bu zorluktan istifade ederek yeni bir sektör oluşmuş durumda.

Borçlanmada bir başka yöntem ise telefon faturaları üzerine alınan elektronik cihazlar. İlk duyulduğunda kulağa tuhaf gelen bu yöntemde zor durumdaki kişi yine aracılara başvuruyor. Bu aracılar kişinin faturasının üzerine bir telefon alıyor ve bu telefonun nakdi bedelini zor durumdaki kişiye borç olarak veriyor. Tabii bu esnada aracı yine yüzde 15’e varan komisyonunu alıyor.

 

Avrupa’ya borç birikti

AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana özel sektörün uzun vadeli dış borcu yüzde 453 oranında arttı.

BirGün’den Havva Gümüşkaya’nın haberine göre 2002’de 29,2 milyar dolar olan uzun vadeli dış borcun 10,3 milyar dolarını Almanya, Fransa ve İngiltere’ye olan dış borç oluşturuyordu. 2020’nin ikinci çeyreğine gelindiğinde ise özel sektörün uzun vadeli dış borcu yüzde 453 artarak 161,5 milyar dolara yükseldi. Bu borcun 45,6 milyar dolarını da Almanya, Fransa ve İngiltere’ye olan borçlar oluşturdu.

 

Yüzde 63.4’ün şartları kötüleşti

Metropoll Araştırma’nın sahibi Özer Sencar, sosyal medya hesabı Twitter üzerinden yapılan son araştırmayı paylaştı. Araştırma sonuçlarına göre toplumun yüzde 63.4’ünün yaşam şartları kötüleşti.

Ağustos’ta yapılan ankete göre, son bir yıl içinde refah düzeyinin iyileştiğini söyleyen seçmenin oranı yüzde 9 seviyesinde iken, kötüleştiğini belirtenlerin oranı yüzde 63.4 olarak ölçüldü. Refah seviyesinin değişmediğini belirtenlerin oranı yüzde 27.4 olurken, fikir belirtmeyenler yüzde 0.3’te kaldı. 2018 seçimlerinde oy verilen partiye göre verilen yanıtlara bakıldığında ise AKP’ye oy verenler gelirinin en fazla arttığını belirten grup oldu.

AKP’ye oy verenlerin yüzde 16’sı refah seviyesinin iyileştiğini söylerken, onu yüzde 7.1 ile MHP’liler takip etti. AKP seçmeninin yüzde 46.2’si durumunun kötüleştiğini ifade ederken, CHP seçmeninin yüzde 81.4’ü refah seviyesinin azaldığını belirtti.

 

Türkiye’de geliri olanlar dikkat!

Almanya, Türkiye‘nin imzaladığı “Banka ve finansal bilgilerin otomatik paylaşımı” anlaşmasını, bu yıl sonu itibarıyla yürürlüğe koyacağını açıkladı ve Almanya Maliye Bakanlığı (BMF), 1 Temmuz 2020 tarihli bir yazıyla, Türkiye’den hesap bilgilerini alacağını duyurdu.

Otomatik Bilgi Paylaşımı ile Almanya, ülkesinde yaşayan Türkiye vatandaşı gerçek ve tüzel kişilerin, her türlü finansal bilgisine ulaşabilecek. Benzer açıklamayı İsviçre de yaptı. Anlaşmaya göre, Almanya’dakilerin, Türkiye’deki banka hesapları, bu hesaplara gelen her türlü banka hareketi, borsa veya diğer finansal yatırım gelirleri, finans kurumlarındaki sigorta ya da sermaye gelirleri, hesap sahibinin kimlik ve adres bilgileri, hesap özetleri, faiz- kar payı ve satış kazançları, emeklilik gelirleri, kira gelirleri Türkiye tarafından Alman Maliye Bakanlığı‘na bildirilecek.

Almanya, salgın nedeniyle bilgilendirmenin 1 Ocak 2021’de başlayacağını duyurdu. 1 Ocak 2021’den sonra, 2020 yılına ait hesaplar bildirilecek. Hesap bildirimleri 30 Eylül 2021’e kadar tamamlanacak.

Uluslararası şirketler adına vergi ve mali denetimler yapan KPMG şirketi, Almanya’da yaşayan ve Türkiye’de hesabı olan tüm gerçek ve tüzel kişilerin bundan etkileneceğini belirtti ve şu ana kadar Türkiye’deki gelir ve kazançlarını bildirmemiş olanların bu yılın sonuna kadar kendini ihbar etmesini istedi. Kendini ihbar edenler, son 5 yılın ayrıca hesaplanan vergilerini ödeyecek. Etmeyenler 10 yıl geriye dönük vergi ve ceza ödeyecek. Türkiye’de parası olduğu halde, Almanya’dan sosyal yardım, devlet yardımı almış olanlara ise ceza soruşturmaları açılabilecek.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.