Tek belgeyle de kumpas anlaşılır

  • HDP Hukuk Komisyonu üyesi avukat Kenan Maçoğlu, Kobanê soruşturmasında savcı tarafından dosyada unutulan Ankara TEM imzalı belgeyle soruşturmaya getirilen “kısıtlılık” kararı ardından ortaya çıkan gizli ve açık tanıklara nasıl ulaşıldığına ilişkin detayların siyasetçilere yapılan “kumpası” ortaya çıkartacağını söyledi. 

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te yaşanan protestolar nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eşbaşkanları, MYK üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 108 isim hakkında açılan davanın 4. duruşması 2. gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülmeye devam etti. Ankara 22.Ağır Ceza Mahkemesi’nin Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki duruşma salonunda görülen yargılamada Sincan Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler salonda hazır bulundu. Mahkeme salonundaki yerlerini alan heyetin ise farklı olduğu görüldü. Davaya bakan mahkeme başkanının koronavirüsü teşhisi konulan bir yakınıyla temaslı olmasından ötürü duruşmaya geçici heyetin bakacağı ifade edildi. Bu bilgilendirme üzerine söz alan dava avukatlarından Cahit Kırkazak, “Başkan bey temaslı olması nedeniyle burada değil, kendisine geçmiş olsun diyoruz. Yoğun bir temastan dolayı, sağlık gerekçesiyle müvekkillerimiz savunma yapacak durumda değiller” diyerek duruşmanın ertelenmesini talep etti. Mahkeme başkanı, bu talebe rağmen tutuklu siyasetçilere, “Savunma yapmak isteyen var mı?” diye sordu. Söz alan Selahattin Demirtaş, “Hayır savunma yapmak istemiyorum. Avukatlarımın talebine katılıyorum” dedi. Gültan Kışanak da avukatlarının erteleme talebine katıldığını belirterek, duruşmalara ara verilmesini istedi. Söz alan diğer bazı siyasetçiler de aynı talepte bulundu. 

 Geçici heyet, duruşmanın 23 Eylül Perşembe günü görülmeye devam edilmesine, diğer taleplerin daha sonra değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı sonlandırdı. Duruşmanın 23 Eylül’e ertelenmesine savunma avukatları tepki gösterdi.

Henüz bir bilge gelmedi

Bu arada Kobanê İddianamesi’nin tebliği ardından soruşturma dosyasında unutulduğu düşünülen 5 sayfalık 26 Ekim 2018 tarihli Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü antetli imzasız belgeye dair mahkeme tarafından 14 Haziran’da verilen ara karara rağmen dava dosyasına henüz bir belge gelmedi. HDP Hukuk Komisyonu üyesi ve dosya avukatlarından Kenan Maçoğlu, 14 Haziran’da görülen duruşmada, savcının dosyada unuttuğu belgeyi mahkemeye sunmuştu. Maçoğlu, söz konusu belge içeriğine dair ise şunları aktarmıştı: “Savcının çalışma klasöründe 26 Ekim 2018 tarihine dair bilgi notları var. Savcı bunu çalışma klasöründe unutmuş. TEM başlığı var, 5 sayfalık bir evrak. Bu tarihte Demirtaş ve Yüksekdağ henüz tutuklanmamışlar. Bu evrakta 98 kişinin isimleri var. Adı geçen 7 sanıkla ilgili ‘yaralama’, ‘mala zarar verme’ gibi suçlardan soruşturma açılmadığı ifade edildi. ‘Sizin bunu açmanız lazım ve bunu açarken de bu ve benzeri suçlardan soruşturma yürütmeniz lazım’ diyor. ‘Serpil Kemalbay ve Sezai Temelli her ne kadar yeniden vekil seçilmişlerse de bunları tutuklayabilirsiniz’ diyerek, açıkça talimatlarda bulunuyor. ‘Siz bu dosyaya çalışın ve HDP’ye kapatma dosyası açın’ diyor. Bu ve bunlar gibi yorumlarda bulunuyor.”

Avukat Maçoğlu, gizli ve açık tanıklar, soruşturma evrakında unutulan belgenin Kobanê ve HDP’nin kapatma davalarının hazırlanmasında ne işlev gördüğünü ve detaylarını MA’ya anlattı.

 Kumpasın hazırlanma şekli

 Maçoğlu, savcı tarafından dosyada unutulan belgede nasıl hareket edilmesine dair yorumlar olduğunu hatırlattı. Davanın “kumpas davası” olduğunu başından beri dile getirdiklerini hatırlatan Maçoğlu, Ankara TEM imzalı belgenin nasıl hazırlandığının ortaya çıkmasının önemini şöyle anlattı: “Tüm aşamalarda davanın, doğrudan hükümetin talimatıyla hareket eden savcılar ve kolluk kuvvetleri tarafından oluşturulduğunu ifade ettik. Bu belgenin ne şekilde hazırlandığı ortaya çıkarsa kumpasın ne şekilde hazırlandığı ortaya çıkacaktır.”

Açık ve gizli tanık arayışı

  Belgenin çok ayrıntılı hazırlandığına dikkati çeken Maçoğlu, şöyle konuştu: “Hazırlayanlar muhtemelen emniyet görevlileri değil. Hükümetin oluşturduğu bir komisyon ya ekip tarafından hazırlandığını düşünüyoruz. Çünkü savcı kendisine 2018 yılında gelen bu belgeden hareketle sonraki bütün aşamaları buna göre yürütmüş. Savcı zaten özel olarak atanmış ve 2019 yılında dosyaya gizlilik kararı aldırıyor. Peşinden de dosyada delil yaratmak için gizli ve açık tanık bulmak için ciddi çabalar sarf ediyor. Bunun için de emniyetin, jandarmanın belki de MİT’in tüm imkanları seferber ediliyor. Fakat buna rağmen delil bulamamışken Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş hakkında herhangi bir delil olmadan ikinci bir defa soruşturma kapsamında tutuklama oldu. Onlar tutuklandıktan sonra bu çabaları sonuç veriyor.”

İlk Mahir ortaya çıkıyor

Kobanê soruşturmasına 2 Ocak 2019’da getirilen “kısıtlılık” kararı ardından gizli, açık tanıklar ve itirafçılara ulaşılmaya çalışıldığını hatırlatan Maçoğlu, ilk olarak gizli tanık “Mahir”in 4 Aralık 2019, açık tanık Kerem Gökalp’in 7 Ocak 2020 ve gizli tanık “Ulaş”ın da 4 Mart 2020’de ifadelerinin Ankara TEM Şube Müdürlüğü’nde Savcı Ahmet Altun tarafından alındığını vurguladı. Her 3 tanığın da benzer ifadeleri olduğuna işaret eden Maçoğlu, “HDP ile PKK arasında bir bağ olduğunu, söz konusu tweetlerin atılmadan önce halkın hazırlıklı olduğunu, şiddet olaylarının örgütlendiğine dair ifadeler veriyorlar. Bunun üzerine savcı iddianameyi hazırlıyor. Fakat ilginç olan biz bunu Kobanê soruşturması dosyasında göremedik. Kobanê soruşturması kapsamında savcının Kerem Gökalp’ten aldığı bir ifade var ama biz HDP’ye yönelik açılan kapatma davası iddianamesinde bu ifadeyi gördük. Ancak, kapatma iddianamesinin de eklerinde bu ifade yok. Yani Kobanê dosyasının savcısı muhtemelen o ifadeyi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na Word belgesi olarak, ulaştırıp kapatma davasına delil olarak göstermiş ama fiziki olarak ifade yok” dedi.

Nasıl ulaşıldığı meçhul 

Açık tanık Kerem Gökalp’in kendi talebiyle tutuklu bulunduğu Şırnak Cezaevi’nden dilekçe yazarak, ifade vermek istediğini ancak gizli tanıklar Mahir ve Ulaş’a nasıl ulaşıldığı, Ankara TEM’e nasıl geldiklerine dair resmi bir evrak olmadığının altını çizen Maçoğlu, “Ayrıca ifade veren Kerem Gökalp’in verdiği ifadenin tamamı ne kapatma davasında ne de Kobanê davasında yok. Hala ne yaptıklarını bilmiyoruz. Başka bir girişimde mi bulunacaklar başka bir soruşturma mı yürütüyorlar? Biz mahkemeden bu ifadenin sorulmasını talep ettik. Ancak mahkeme bu yönde henüz bir ara karar vermedi” die konuştu.

Delil bulamayınca aynı taktik

 Kobanê soruşturmasında da bir dönem yargıda hakim olan cemaat yapılanmasında kullanılan yöntemlerle karşı karşıya olduklarının altını çizen Maçoğlu, şunları ekledi: “Çünkü onlar da delil bulamadıkları taktirde hukuka aykırı bir şekilde delil yaratma faaliyetine girişiyorlardı. Ellerinde sağlam deliller olmuş olsa gizli tanığa ihtiyaç duymayacaklar. Gizli tanık meselesi de başlı başına en fazla cemaat yapılanmasının kullandığı bir yöntemdi. Uzun süredir bu tarz işlere çok da girilmiyordu ama bu ve benzeri önemli dosyalarda kendilerince delil bulamadıkları dosyalarda bu taktiklere başvuruyorlar.”  ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.