‘Tiyatro bir iletişim ortamıdır’

Kültür/Sanat Haberleri —

❏

  • “Gençler tiyatro gelmiyor veya tiyatroya çok ilgisizler demek yerine bir lise öğrencisi ayda diyemiyorum maalesef yılda bir tiyatro oyununa gidebiliyor mu diye sorsak büyük bir istatistik karşımıza çıkar ve tabii ki bir sürü neden.”

DİLAN KARACADAĞ

Tiyatro oyuncusu ve yönetmen Rewşen Apaydın, günden güne tiyatroya olan ilginin azaldığı yorumlarına karşı umutlu olduğunu belirterek, “Tiyatro bir sanat olduğu kadar bir iletişim ortamıdır. İnsan varsa sanat vardır” diyor.

2010 yılında Gölge Kültür Sanat Merkezi bünyesinde tiyatro eğitimine ve çalışmalarına başlayan Rewşen Apaydın burada aynı yıl Gölge Tiyatro Topluluğu’nun kuruluş aşamasında yer aldı. Gölge Tiyatro Topluluğu bu yıl 7 Şubat’ta ‘Kuraldışı ve Kural’ adlı oyununun prömiyerini gerçekleştirdi. Yönetmenliğini Rewşen Apaydın’ın yaptığı bu oyun beklenenin üstünde bir ilgiyle karşılaştı fakat sonrasında topluluk korona pandemisi nedeniyle ‘Kuraldışı ve Kural’ oyunu dahil daha önce planlanan birçok oyun ve dans projesini iptal etmek zorunda kaldı. İstanbul Esenyurt’ta Gölge Kültür Sanat Merkezi’nin kurulması ile tiyatro çalışmalarına başlayan Gölge Tiyatro Topluluğu kurulduğu andan itibaren üretimleriyle hem kendi sahnelerinde, hem de birçok festival sahnesinde oyunlarını izleyici ile buluşturdu.

Âdeta tuz biber ekledi

Pandemi, zaten birçok sorunla boğuşmak zorunda kalan bağımsız tiyatro gruplarının sorunlarına âdeta tuz biber ekledi. Bu sürecin Gölge Tiyatro Topluluğu’nu nasıl etkilediğini Rewşen Apaydın şöyle anlatıyor: ’’Elbette herkes gibi biz de etkilendik bu süreçten; her şeyin pandemi çerçevesinde bir anda iptal olması üzerine bizler de aynı kaderi paylaştık ama yine de ilk gösterimimizi yapmanın mutluluğunu da yaşadık. Her yeni sürecin oluşumunda sanatın her alanı olumlu veya olumsuz muhakkak etkilenmiştir. Bu etkileşimin ilk sırasında teknoloji gelir herhalde. Ama tiyatro bir sanat olduğu kadar bir iletişim ortamıdır. İnsan varsa sanat vardır.

Kitapların, filmlerin dijital ortamlara aktarılması, aslında ulaşılabilirliğine de olumlu bir katkı sunmuştur. Bunun yanı sıra dönemsel olarak evet ilgilerin azaldığı uzun zaman aralıkları da oldu. Sürece uyum sağlamaya çalışırken online görüşmeler ile bir araya geldik, teorik çalışmalar, okumalar yaparak bir yerden tutunmaya çalıştık. Hatta yeni bir oyunun okumalarına ve online ne kadar olursa üzerinde çalışmaya başladık. Bir de geçtiğimiz yıl oynadığımız tiyatro oyununu Youtube’a yükledik. Kuraldışı ve Kural ise bu süreç son bulduğunda ve koşullar iyileştiğinde sahnede seyirci ile buluşmak için bekliyor olacak.’’

En az iki otobüse binmem gerekiyor

Günümüzde hayatında hiç tiyatroya gitmemiş birçok genç var. Bunun yanında günden güne insanlarda tiyatroya ilginin azaldığı hissi de oluşuyor. Tiyatroya olan ilginin azalmasının sebebini Rewşen şöyle açıklıyor: ‘’Aslında bu zaman aralarına baktığımızda popüler olanın seyrinin yükselişi ile ilgili bir ilişki kurabiliriz. Ancak tiyatronun seyri için daha farklı bir çizelge çıkıyor. Aslında bu gerçek ile bizler sürekli karşı karşıyayız, çünkü bulunduğumuz semt İstanbul’un sanat merkezi olarak kabul edilen Taksim-Kadıköy’den oldukça uzak. Tiyatro ekibi olarak ilk kez çalışmalara başlandığında belki de hiç tiyatro izlememiş arkadaşlarımızla sahne almıştık. Hem bir zorluğu hem de bir güzelliği beraberinde barındırıyordu bu durum.

Ama bunun hala böyle olduğunun farkındayız yani belli bir kitlenin ulaşamadığının ve evet henüz tanışmadığının. Bunun bir sürü nedeni var elbette. Örneğin gençler tiyatro gelmiyor veya tiyatroya çok ilgisizler demek yerine bir lise öğrencisi ayda diyemiyorum maalesef yılda bir tiyatro oyununa gidebiliyor mu diye sorsak büyük bir istatistik karşımıza çıkar ve tabii ki bir sürü neden. Ancak bu nedenlerin varlığına rağmen tiyatrocuların, tiyatro ekiplerinin de bunu kendine ne kadar dert ettiği kesinlikle önemlidir.

Şöyle farklı bir örnek daha verebilirim, yakınımda bir tiyatro oyunu izlemek istediğimde en az iki otobüse binmem gerekiyor. Özellikle bazı oyunların uçuk bilet fiyatlarından bahsetmiyorum bile.’’

Her şeyin içeriği ve şekli değişiyor

Tiyatronun sinema ile kıyaslanmasının da faydalı olmadığını düşünen Rewşen  tiyatronun içinde bulunduğu durum üzerine de şunları belirtiyor: ’’Yabancılaşmanın kıskacındaki insan, şimdilerde her zamankinden daha fazla sıkışmış durumda zamanla her alanda üretilen her şeyin içeriği ve şekli değişiyor. Elbette bir şey anlatmak derdindedir diyebiliriz. Soyut dahi olsa muhakkak tutunduğu bir ip barındırır. Belli dönemlerin avangart hareketleri nitekim sanatın tiyatronun içeriği fikriyatı ile absürt tiyatro da buna örnek verilebilir hatta ancak bütün bunların çıkışında dahi toplumsal bir sürecin savaşların yansımalarını görüyoruz bugün.

Sinema ile bir kıyaslamaya girmek yerine belki şu çerçeveden bir bakabiliriz. Çokça televizyonda ve filmlerde izlediğimiz oyuncuların bugün filmler ve diziler dışında tiyatro oyunlarında da görmeye ve izlemeye başladık. Geçmişe oranla bunun bugün arttığını söyleyebiliriz. Hatta diğer sektörlerden getirileri ile yeni sahneler kurup, yeni tiyatro oluşumlarıyla da karşımıza çıkıyorlar Tiyatronun farklı etki alanının olduğunun ifadesi olabilir ve zamanla buraya doğru bir dönüşün de olacağını öngörebiliriz.’’

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.