Topraklarımızdayız, mutluyuz
Kadın Haberleri —

Koçer Bor
- Wan’a göç etmek zorunda kalan Koçer Bor: “Biz yaylalarımızı bırakmak istemedik, her yıl topraklarımıza dönüyoruz. Kendi topraklarımızda olduğumuz için mutluyuz.
Koçer Bor, 1990’larda devlet politikalarıyla yakılıp boşaltılan köyünden Wan’a göç etmek zorunda kalan binlerce Kürtten biri. Her bahar Feraşîn’deki yaylalarına dönerek topraklarına bağlılığını sürdüren Bor, köylerin sadece bir yerleşim yeri değil, Kürt kültürünün, dilinin ve hafızasının taşıyıcısı olduğunu vurguluyor. Ancak zorunlu göç, ekonomik zorluklar ve asimilasyon politikaları, Kürt halkında derin bir “kültürel travma” yarattı.
Her yerden daha güzel
Aslen Feraşînli olan Koçer Bor (60), 1990’larda devletin “terörle mücadele” politikalarıyla köylerini sistematik şekilde boşalttığını Jinnews’e şu şekilde anlattı: “Hükümet eşyalarımızı yaktı, köy halkı farklı kentlere dağıldı. Biz yaylalarımızı bırakmak istemedik, her yıl topraklarımıza dönüyoruz. Topraklarımız her yerden daha güzel. Köyümüze geldiğimizde berivanlık da yapıyoruz. Çadırlarımızı kuruyoruz; sabah ve akşam saatlerinde koyunlarımızın otlandığı yere gelerek koyunlarımızı sağıyoruz. Sonra yeniden çadırlarımızın olduğu yere gidip günlük işlerimizi yapıyoruz.”
Şimdi birlik yok
Bahar ayı boyunca yaylada kaldıklarını ifade eden Koçer Bor, “Yaylaya geldiğimizde peynir, yoğurt yapıyoruz, ot toplamaya gidiyoruz; ne iş varsa yapıyoruz. İşlerimiz yorucu olsa da kendi topraklarımızda olduğumuz için mutluyuz. Genelde tuttuğumuz peynirleri kendimiz için yapıyoruz, fazla olunca satıyoruz. Eskiden köy ağaları ne derse o oluyordu ama bir şekilde birlik vardı. Ama şimdi aramızda birlik yok. Birlik olsaydı, Erdoğan bize bu kadar zulüm etmezdi” diye belirtiyor.
Eskiden huzur vardı
Zorunlu göç, Kürt halkının tarım ve hayvancılığını bitirme noktasına getirdi. Berivanların emeklerinin karşılığını alamadığına dikkat çeken Koçer Bor, şunları ifade ediyor: “Yaptığımız peynirleri satmak istesek verdiğimiz emeğin karşılığını bulamıyoruz. Eskiden yaşamımız daha iyiydi, huzur vardı. Emeğimiz birdi ama şimdi öyle değil. Artık kimse kimseye güvenmiyor.” ŞIRNEX













