Torbadaki Alevi devletin Alevi’si…

Elif SONZAMANCI yazdı —

  • Türk-islam sentezi ile Aleviliği eritmeye çalışan devlet anlayışının tezahürü Erdoğan’da vücut buluyor. Aleviliği tanımlayan ve bu tanım dışında kalanları sapkın ilan eden anlayış, şimdi de Aleviliği bir torbaya hapsederek, asimilasyon ağını tamamlamaya çalışıyor.

Devletin Alevileri dizayn etme projeleri son hız devam ediyor. Son dönemlerde AKP iktidarı ile vücut bulan bu projeler seçim iştahı ile de hızlanmış durumda. Cemevlerinin kültür merkezleri olduğu fikriyatını resmi olarak hayata geçirerek Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevleri Başkanlığı kuran Erdoğan, ardından torba kanunla cemevlerinin açılışını izne bağladı. Kanuna göre artık belediyeler, imar planlarını yaparken bölgenin şartları ve ihtiyaçlarını göz önüne alarak, cemevlerine yer ayıracak. Cemevi yapılabilmesi için de kaymakam veya validen izin alınması gerekecek. Yine cemevlerine bakım gibi düzenlemeler de var. Oysa Aleviler bizlerin ihtiyaçları beton, badana değil, bizler ‘eşit yurttaşlık’ hakkı istiyoruz taleplerini dillendirmişlerdi. Meclis önündeki eylemlerinde ise yine iktidarın saldırısı ile karşılaştılar. Hiçbir Alevi kurumunu dinlemeyen, alevi toplumunun temel taleplerini önemsemeyen iktidar, bildiğini okuyarak, devlet politikasını düzenlemelerle hayata geçirmek istiyor.

Erdoğan bu düzenlemeleri ile başta Almanya olmak üzere Avrupa’daki Alevileri de hedef alıyor, buradaki örgütlenmeyi bir tehdit olarak algılıyor. Belediye başkanlığı döneminde başlayan, başbakanlık döneminde devam ettirdiği söylemleri, Cumhurbaşkanlığı döneminde de sürdürüyor, ki son dönemlerde tehditlerinin dozajını da arttırdığını biliyoruz. Alevileye yönelik dizayn projeleri ve Alevilerin tartışmaları gündemdeki sıcaklığını korurken, Almanya’daki Alevilere kini ve öfkesini tekrar hatırlatmakta fayda var.  

Bildiğiniz üzere, ilk olarak 1995 yılında belediye başkanı olarak geldiği Almanya’da bir söyleşide “Eğer Alevilik, Hazreti Ali’yi sevmekse, benden daha Alevisi olamaz.” diyen Erdoğan, 2015 yılında Cumhurbaşkanı olarak geldiği Karsruhe kentinde bu söylemi bir kez daha yinelemişti.

2014 yılında dönemin  Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’un Türkiye’ye yaptığı resmi ziyaret sırasında demokrasiyle ilgili olarak yaptığı eleştiriler, o dönemde Başbakan olan Erdoğan’ı kızdırmış, “Almanya’da Ali’siz Alevilik denen bir olay var, yani ateist bir anlayışın, Alevilik kisvesi altında, kendilerinin de desteklemiş olduğu bir yapı var” ifadelerini sarfetmişti.Yine 5 Aralık 2021’de Siirt’te  gerçekleştirdiği bir konuşmasında, “Almanya’da özellikle Alevilikten öte Alisiz Alevilikle adeta yeni bir din ihdası öne sürülüyor” söylemini sarf etmişti. Üstelik Alevilerin Almanya’dan 30 milyon Euro aldıklarını iddia etmişti. Oysa hakkında ajanlık davası açılan, Diyanetin Almanya’daki temsilciliğini yapan DİTİB’e verilen milyonlarca hibeden bahsetmemişti. AABF Erdoğan'a manevi tazminat davası açtı, fakat geçtiğimiz ay görülen ilk duruşmada dava reddedildi. Elbette bu bir sürpriz gelişme değildi. Aleviler geçtiğimiz hafta sonu Köln’de yaptıkları mitingle AKP’nin düzenlemeleri ve söylemlerine yönelik itirazlarını dile getirdiler. Cemevlerinin kum, çakıl, betondan ibaret olmadığını ve iktidarın Alevilerin hiçbir talebine karşılık vermediğini belirttiler.

Türk-islam sentezi ile Aleviliği eritmeye çalışan devlet anlayışının tezahürü Erdoğan’da vücut buluyor. Aleviliği tanımlayan ve bu tanım dışında kalanları sapkın ilan eden anlayış, şimdi de Aleviliği bir torbaya hapsederek, asimilasyon ağını tamamlamaya çalışıyor.

Torbadaki Alevi devletin Alevi’sidir ve Aleviler devletin Alevi’si olmayacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.