Türk askerine ‘pêşmerge’ kamuflajı

Ahmed Karamus

Ahmed Karamus

  • KNK Eşbaşkanı Ahmed Karamus, KDP yönetiminin Türk askerinin, pêşmerge kılığında Zap, Avaşîn ve Metîna alanlarına yerleşmesinin önünü açtığını; Türk devletine ‘buyurun, işgal et' dediğini söyledi.

KDP'nin Türk devleti ile ortaklığının Kürt ulusal kazanımlara zarar verdiğinin altını çizen KNK Eşbaşkanı Ahmed Karamus, ellerinde KDP'nin Türk ordusuna öncülük ettiği, güçlerini konuşlandırdığı, askeri üsler kurduğu yönünde bilgiler olduğunu paylaştı. Karamus, “KDP, insanlığa hiçbir şekilde saygısı olmayan, vahşi, işgalci bir devletle çalışmaktadır. Bu hatadan dönmeli" diye seslendi.

Erdoğan liderliğindeki AKP-MHP-Ergenekon iktidarının yönettiği Türk devletinin Medya Savunma Alanları’na yönelik kesintisiz saldırıları sürüyor. Başvurulan tüm yöntemlere rağmen bu saldırılarında istediği sonucu alamayan Türk devletinin yardımına bir kez daha KDP koştu. Türk ordusunun ilerleyebilmesi için bir yanda bölgede yollar yapılırken diğer tarafta bölgeye konuşlandırılan KDP'ye bağlı özel güçler, savaş mevzilerinde Türk askeriyle yan yana. Bazı noktalarda mevzi tutan KDP güçleri, bir süre sonra Türk askerine bırakıyor. KDP kurduğu üslerden Türk helikopterleri kalkıyor. Türk ordusu, giderek Güney Kurdistan’ın içlerine yerleşiyor. KDP, artık iş birliğini gizleme gereği bile duymazken PKK’yi suçluyor, işgal saldırılarını meşrulaştırmaya çalışıyor. KNK Eşbaşkanı Ahmed Karamus’a göre KDP, işgalden rahatsız olmadığı gibi önünü açmak için elinden geleni yapıyor. 

MA’ya konuşan Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Ahmed Karamus, Türk devletinin sahip olduğu silahlara ve KDP ile iş birliğine rağmen bölgede askeri olarak istenildiği gibi ilerleme kaydedemediğini söyledi. Karamus, “Türk devleti Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine dönük kimyasal silahlı saldırılarını sürdürüyor. Bu üç bölgeye saldırıları stratejiktir. Amaç, bölgeyi tamamen kendi kontrolü altına almaktır. Bu şekilde bölgelerin bağlantılarını ve iletişimlerini kopartmak istiyor” dedi.

Gücü yetmeyince KDP

Kürt halkının direniş tarihine bakıldığında söz konusu bölgelere birçok kez saldırı olduğunu, ancak saldırılardan sonuç alınamadığını ifade eden Karamus, “Bahsettiğimiz bölgeler, özgürlük savaşçılarının varlığı açısından çok önemli bölgeler. Türk devletinin ne geçmişte ne de bu dönemde bu saldırı ve işgal girişimlerinden sonuç alamayacağı açık. Binlerce askerine, yasaklı silahlarına, insansız hava araçları ve helikopterlerine rağmen oradaki özgürlük savaşçılarının varlığını ve direnişini kırmaya gücü yetmedi. Bu yüzden başka yöntemlere yöneliyor. Bu yöntemlerden biri de KDP ile iş birliğidir” şeklinde konuştu. 

KDP, işgalin önünü açıyor

KDP, Kürt Özgürlük Hareketi’nin hassasiyetini istismar edip kendi güçlerini oraya konuşlandırarak, Türk devletinin bölgeyi işgal etmesinin önünü açtığını belirten Karamus, şöyle devam etti: "KDP, Kürt ulusal çıkarlarına yönelik bir tehdittir. Biz daha önce her platformda ve her açıklamada KDP'ye bu yanlıştan dönmesi üzerine çağrılarda bulunduk. Bulunduğumuz her yerde KDP'nin bu tutumunu eleştirdik ve tutum almaya davet ettik. KDP'nin Türk devleti ile iş birliğine anlam veremiyoruz ve bu ortaklıktan ulusal bir çıkar görmüyoruz. Bu bölge, Federe Kurdistan’dır. Resmi sınırlarının ötesinde burası Kurdistan'ın bir parçası, Irak Hükümeti'nin egemenliği altında olan bir yer. Türk devleti tüm platformlarda ‘Lozan Antlaşması’nda Türkiye'ye haksızlık yapılmıştır. Bu adaletsizliği telafi etmek ve Misak-i Milli sınırlarımızı geri almak istiyoruz' diyerek, işgal girişimlerini açık bir şekilde dile getiriyor. İşgal saldırıları başladığı günden beri özgürlük savaşçıları işgalci güçlere karşı görülmemiş bir direniş gösterdi. Türk devleti tek başına işgal edemediği için bir iş birliğine ihtiyaç duydu ve bunu da KDP ile yaptı. Bu ortaklığa rağmen halen sonuç almış değiller.” 

İş birliğinin meşruiyeti yok

KNK Eşbaşkanı, KDP'nin son 30 yıldır Türkiye ile kurduğu ilişkiyi “trajedi ve skandal” olarak tanımlayıp, şunları ifade etti: “KDP'nin Kürt halkının başına gelen trajedilerden sonuç alamadığı açıktır. KDP hiçbir amacına ulaşamayacak. Bugün KDP'nin Türk devleti ile ortaklığının hiçbir meşruiyeti yoktur. 1992-1996 yılları arasında KDP'nin işgalci devletlerle olan ilişkisini çok iyi hatırlıyoruz. Kürt halkının çıkarları aleyhine çok kötü bir duruma girmiştir. Şu anda bölgede yaşananlar, Türk devletine yol yapması, mevzilerinde yer alması, helikopterlerin üslerinden kalkması kabul edilebilir değil.” 

Pêşmerge kıyafetleriyle yerleşiyor

KDP'nin Türk devleti ile ortaklığının Kürt ulusal kazanımlara zarar verdiğinin altını çizen Karamus, ellerinde KDP'nin Türk ordusuna öncülük ettiği, güçlerini konuşlandırdığı, askeri üsler kurduğu yönünde bilgiler olduğunu paylaştı. Karamus, Türk ordusunun pêşmerge güçleri kılığında bazı bölgelere yerleştiği yönünde kimi bilgilerin de ellerine ulaştığını kaydetti. KNK Eşbaşkanı Karamus, “Türk devleti, KDP'nin öncülük ettiği ve üs kurduğu bölgelere yerleşiyor. KDP, Türk devletine ‘buyurun, ülkemi işgal et' diyor. Kürt halkının çıkarlarını koruyan ve bunun için canını ortaya koyana da sırtını dönüyor, ona karşı çıkıyor. Eğer KDP'nin amacı egemenliğini ve Kürtlerin çıkarlarını korumaksa bu şekilde yapılmaz. KDP'nin Türkiye ile ortaklığında Kürt ulusal çıkarlarını görmüyoruz. Kürt Özgürlük Hareketi bugün tasfiye edilirse çok kötü bir sürecin kapısı açılacaktır. Kürtler adına hiçbir şey kalmayacaktır. Kürt halkı üzerinde böylesini bir tehdit var. Bu tehdidi görüp, ulusal bir bakış açısıyla, stratejik bir şekilde hareket etmeliyiz. KDP, insanlığa hiçbir şekilde saygısı olmayan, vahşi, işgalci bir devletle çalışmaktadır. Bu hatadan dönmeli ve iç sorunlarımızı kendi aramızda çözmeliyiz" diye seslendi.

Dilleri Kürtçe, zihniyetleri işgalci

Karamus, Türkiye’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine dönük saldırılarında KDP medyasının rolüne de dikkat çekti. Karamus, şunları söyledi: “KDP medyasının Kürtlere dönük yayın politikasında Kürt onurunu ve ulusal değerleri savunan bir yayıncılık görmüyoruz. Bu medyayı kim yönetiyor? Asıl sorulması gereken soru budur. Yayınlanan yorumların, analizlerin, haberlerin iyice irdelemesinde fayda var. KDP medyasının bir kısmı Türk devletinin kontrolü altında. Kalemleri Türk işgalciliğine ve düşmanlığına hizmet ediyor. Bölgede herhangi bir olay gerçekleştiğinde hiçbir duyuru ve bilgi olmadan Başûr medyası katledilen kişiyi, yeri, ismi, ne şekilde ve kaç kişi olduğunu hemen aynı dakikada yayınlıyor. Bu nasıl oluyor? Bu medya Kürt ulusal çıkarlarına hizmet etmiyor. Türk devleti her şeyini seferber ederek bu kurumları kendi kontrolü altına aldı ve onlara hizmet etmesini sağladı. Haberlerinin dili Kürtçe ama zihniyetleri ve amaçları işgalcidir.” HEWLÊR

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.