Türk yargısı ırkçılara kıyamadı

  • Türk yargısı, bir Kürt’e işkence yapıp linç eden, Atatürk büstüne saygı duruşunda tutup büstü öptüren, iple asmak isteyen Türk ırkçılara dokunmadı.

 

Seydikemer’de İbrahim Çay’ı linç ederek, zorla Atatürk büstü öptüren 7 kişi hakkında verilen para cezası "hukuka uygun" bulundu. Avukat Hadi Cin, onlarca kişinin suça karıştığını, ancak 7 kişiye dava açıldığını belirterek, “Mahkemeye taşınan suçlar da yaptırımsız kaldı" dedi. 

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi, Muğla’nın Seydikemer ilçesinde İbrahim Çay’ı linç ederek, zorla Atatürk büstü öptüren 7 kişi hakkında verilen cezaları “hukuka uygun” buldu. Seydikemer ilçesine bağlı Kumluova Mahallesi’nde seracılıkla uğraşan İbrahim Çay, 8 Eylül 2015’te komşusu ve birlikte çalıştığı kişilerin de yer aldığı ırkçı bir grubun saldırısına uğradı. Elbiseleri parçalanan Çay, mahalle meydanındaki Atatürk heykeli zorla öptürülerek, iple asılmak istendi. 

Kürt kıyafetleri gerekçe yapıldı

Saldırganlar, Çay’ın sanal medya hesabı üzerinden Kürtlere ait yöresel kıyafetlerle çektirdiği fotoğrafını, “Bu kıyafeti giymek bile onurdur” notuyla paylaşmasını, saldırılarına gerekçe gösteriyordu. Ancak paylaşımın tarihi 2 Şubat 2015 idi ve söz konusu paylaşım gerekçesiyle Çay hakkında “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla açılan dava beraatla sonuçlanmıştı.  

Vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar tespit edilen Çay, tedavi altına alınırken, avukatlar ihmali bulunan kamu görevlileri ve askerlerin de bulunduğu kişiler hakkında suç duyurusunda bulundu. Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı, Haziran 2016’da 16 kişi hakkında “kovuşturmaya yer olmadığı” dair karar verdi.

İp getirin asalım, Kürtlere ibret olsun!

Avukatlar, bunun üzerine şüphelilerin “işkence, hakaret, konut dokunulmazlığı, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi, görevi kötüye kullanma, kasten öldürmeye teşebbüs” suçlarından yargılanmaları talebiyle karara itiraz etti. İtiraz dilekçesinde, şüphelilerden S.U. isimli kişinin, Çay’a yönelik “ip yok mu ip, ip getirin bunu asalım, Kürtlere ibret olsun” sözlerine de yer verildi. Hakimlik, bu itirazı da reddetti.  

Çay’a hapis cezası

 16 kişi hakkında takipsizlik kararı veren savcılık, ırkçı grubun içerisinde yer aldığı belirtilen Hakan Tosun, Mehmet Ali Yiğiter, Caner Şirin, Çağatay Şirin, İlker Avcı, Sebahattin Uslu ve Selahattin Uslu hakkında sadece “konut dokunulmazlığını ihlal”, “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” ve “basit yaralama” suçlamalarıyla iddianame hazırladı.

Mahkeme ayrıca Çay hakkında da kendisini linç etmek isteyen Hakan Tosun'u “tehdit ettiği" gerekçesiyle dava açtı ve 5 ay hapis cezası verdi.

Erteledi, takside bağladı

 Fethiye 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 15 Kasım 2018’de yapılan karar duruşmasında, 7 ırkçı hakkında “konut dokunulmazlığı” suçundan beraat kararı verildi. Mahkeme, 7 sanık için “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan ayrı ayrı 3 yıl 4 ay hapis cezası, “basit yaralama” suçundan ise 11 ay 20 gün hapis cezası verdi. Mahkeme, 11 ay 20 günlük hapis cezasını 350 gün adli para cezasına çevirdi. Mahkeme, 3 ırkçıya verilen cezaları “sabıka kayıtlarına bakılarak daha önce hiçbir suça bulaşmamış” gerekçesiyle erteledi. Mahkeme, diğer 4 kişi hakkında verilen 350 günlük adli para cezasını ise 7 bin TL olarak belirledi. Mahkeme, para cezasının 24 eşit taksit şeklinde tahsiline karar verdi.  

Bakanlık gayet makul buldu

 Çay’ın avukatları, “zarar giderilmeden cezanın ertelenmesinin yasal olarak mümkün olmadığı” gerekçesiyle verilen cezaların ertelenmesine itiraz etti. İtirazın reddedilmesi üzerine Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yapıldı. Adalet Bakanlığı, olaya dair sunduğu görüşte, “hiçbir eksiliğin bulunmadığını ve ektili bir soruşturma yapıldığını” iddia etti. Bakanlık, olay yerine 5 dakika mesafede bulunan askerlerin saatler sonra bölgeye gelerek, müdahale etmesini göz ardı etti. 

İstinaf da onları korudu

 Hem ırkçılar hem de Çay’ın avukatları, yerel mahkemenin verdiği kararı İzmir İstinaf Mahkemesi’ne taşıdı. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15’inci Ceza Dairesi, 25 Haziran’da yerel mahkemenin kararlarının “hukuka uygun” olduğunu ileri sürerek, başvuruları reddetti. Daire, 7 ırkçı hakkında beraat kararına karşı yapılan itirazı esastan reddetti. 

Kararda, verilen cezaların da “hukuka uygun” olduğu savunuldu.

AYM’ye bavşuru yapıldı

 Çay’ın avukatları, karara karşı AYM’ye yeni bir bireysel başvuru yaptı. Başvuruda, Seydikemer Jandarma Karakolu’nda görevli askerlerin Çay’a yönelik sarf ettiği, ''Mersin'den terörist çıkmaz, sen nereden çıktın …çocuğu'', ''Verecen bu pis teröristi halkın eline, böylelerin cezasını versin, öldürsün" hakaretlerine dikkat çekildi. Başvuruda, Çay’ın bindirildiği araçta da fiziksel saldırıya maruz kaldığına işaret edilerek, müvekkillerinin aradan geçen süreye rağmen hem fiziki hem de ruhsal olarak iyi olmadığı vurgulandı. 

Saldırı ırkçı saiklerle yapıldı

Başvuruda, Çay’ın “insan haysiyeti ile bağdaşmaz bir muameleye uğradığı, eziyet gördüğü, onur kırıcı ölçüde vücut dokunulmazlığı ihlal edildiği, kişi güvenliği ve hürriyetinin ihlal edildiği” kaydedildi. Başvuruda, tüm bu nedenlerden kaynaklı saldırını ırkçı saiklerle yapıldığının altı çizilerek, “Kolluk makamları, seri ve etkili müdahalede zaaf göstererek, yargı sürecinde de yargı makamları adaleti tesis etmeyerek, cezasızlık izlenimi ve aynı zamanda benzer durumlarda teşvik edici nitelikte etki doğuracak şekilde karar verilmiştir. Başvurucunun istinaf başvurusunu incelemeyerek, başvurucunun dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı, işkence ve kötü muamele yasağı bakımından var olan ihlallerin yargı eliyle korunması sonucu doğurmuştur” denildi. 

Cezasızlık politikasının sonucu

 MA’dan Gökhan Altay’a konuşan Çay’ın avukatlarından Hadi Cin, müvekkilinin yaşadıklarına dair açılan dava sürecinde yaşananları ve itirazlarının reddedilmesini değerlendirdi. Çay'a karşı işlenen suçların birçoğunun mahkemeye taşınmadığını söyleyen Av. Cin, "Onlarca kişi linç, öldürmeye teşebbüse katıldı. Ama sadece 7 kişiye dava açıldı. Birçok suç işlenmesine rağmen sadece darp, hürriyeti tehdit ve konut dokunulmazlığından dava açıldı. Mahkeme önüne taşınanlar da cezasızlık politikası nedeniyle yaptırımsız kaldı, adeta ödül gibi ceza verildi" dedi. 

Kürtlere sistematik saldırı

 Cin, faillerin ırkçı saiklerle işledikleri suçlardan kaynaklı yargılanmama gibi bir beklenti içerisine girdiklerine dikkati çekti. Cin, "Ne de olsa devlet adına, devlet için harekete geçmişlerdi! Bu da asıl failin kim olduğunu gösteriyor. Üstelik ırkçı saldırıyı İbrahim Çay'la sınırlandırmak da doğru değildir. O günleri unutanlar, hafızalarını tazelemek için 7 Ağustos 2015 tarihine baksınlar. Türkiye'nin batısında yüzlerce il, ilçe ve hatta beldede Kürtlere sistematik saldırıları yapıldı. Bu da aslında işlenen suçların insanlığa karşı suç kapsamında değerlendirilmesini gerektiriyordu. Sonuçta saldırganların, mağdurlarla kişisel husumetleri yoktu. Sırf Kürt oldukları için saldırdılar" şeklinde konuştu.

Kolluktan yargıya kadar

AYM başvurusunun yanı sıra failler hakkında tazminat davası da açtıklarını aktaran Cin, insan hakları ihlallerini içeren suçlarda inatla mücadelelerini sürdüreceklerini ifade etti. Cin, şöyle devam etti: "Tüm yargısal süreçleri işletmek gibi bir inada sahibiz. Peşini bırakmadık, bırakmıyoruz. Ancak devlet iradesinin, kolluğundan yargısına kadar genelde kendini faille özdeşleştirme, faile sempati duyma, faili koruma yönünde olduğu için sonuç almak zor oluyor."  MUĞLA

 

Türk ırkçısı üstlendi yargı suçunu gizledi

Edirne’de askerlik yaptığı sırada bir grup askerin ırkçı saldırısına uğrayan Çetin Doğan’ın yaralanmasına dair hazırlanan iddianamede, saldırganın itirafına rağmen “nefret suçu” gizlendi.

Edirne’nin Süloğlu ilçesinde bulunan 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’nda 15 Ağustos'ta zorunlu askerlik yaptığı sırada, Kürtçe eğitimi savunduğu için bir grup askerin saldırısına uğrayan er Çetin Doğan’ın (20) şikayeti üzerine başlatılan soruşturma tamamlandı. Uzun namlulu silah dipçiğiyle darp edilen, burun ile alın kemiği kırılan, kaburgasında çatlama ve bacaklarında da morarma meydana gelen Doğan’ın uğradığı saldırı, “neticesi itibari ile ağırlaşmış kasten yaralama” suçlaması kapsamında değerlendirildi.

Edirne 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği iddianamede, Doğan’ın başka askerlerin de saldırıya karıştığı, üstlerinin saldırı öncesi ve sonrası kendisine dönük yaklaşımlarına dair beyanları olmasına rağmen sadece Uğur Can Y. isimli bir asker sanık olarak yer aldı. Saldırgan Uğur Can Y.’nin, Doğan’ın siyasi konuşmalarından dolayı “duyduğum öfke ile sinirlenerek müştekinin yüz ve burun bölgesine silahla vurdum” yönündeki beyanı dikkate alınmayarak, nefret suçuna yer verilmedi. "Nefret suçu” yönünden soruşturma yürütülmezken, “Olaya ilişkin idari tahkikat raporu, müşteki beyanı, hakkında ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ dair verilen karar, Yunus K.’nin beyanı, şüpheli ifadesi ve ikrarı, Adli Tıp raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin müştekiyi birden fazla ağırlaştırıcı sebep olan yüzde sabit iz kalacak ve kemik kırığı olacak şekilde kasten yaralama suçunu işlediği” tespitinde bulundu.

Avukat: Irkçılık gizleniyor

Müvekkilinin uğradığı saldırı ve sonrasında üstlerinin tavırları nedeniyle sorunlar yaşamaya devam ettiğini hatırlatan avukat Soner Kurt, MA’dan Ahmet Kanbal’a yaptığı açıklamada, dosyanın nefret suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Mevcut haliyle suçlamanın ve yargılamanın eksik olduğunu dile getiren Kurt, “Sanık bile ifadesinde çok açık bir şekilde müvekkilim ile aralarında siyasi içerikli bir konuşma olduğunu, müvekkilimin konuşmalarına öfkelendiği için saldırdığını söylüyor. Nefret suçu işlediğini bu kadar net bir şekilde kabul ediyor. Sanık nefret suçu işlediğini itiraf ederken, savcılığın bunun nefret suçu olduğunu görmezden gelmesiyle, dosyanın basit bir saldırı olarak görülmesi amaçlanıyor. Türkiye’de nefret suçu işlendiğini ve ırkçılığı gizlemek istiyorlar. Kesinlikle bu yargılamanın her aşamasında bunu dile getirmeyi sürdüreceğiz. Bu saldırının müvekkilimin fikirlerini beyan etmesi nedeniyle Kürtlere, Kürtçeye dönük söylemleri nedeniyle yaşanmış ırkçı bir saldırı olduğunu ortaya koyacağız” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.