Türkiye ile ilişkileri bozmamak (!)

Elif SONZAMANCI yazdı —

  • Almanya’da Türkiye’nin de baskısı ile Kürtleri kriminalize etme çabalarını farklı örneklerle sık sık görüyoruz. Kürtlere yönelik açılan davalar, soruşturmalar Türkiye’yi memnun etme ölçüsü içerisinde yapılıyor. 

 

Önceki gün İzmir’de HDP binasına saldırı oldu, saldırgan elini kolunu sallayarak binaya girip katliam yaptı, aynı rahatlıkta teslim (!) oldu. Şahsın kimliği, rahatlığı zaten katliamın adresini açıkça ifade ediyordu. HDP katilin Suriye’de yetiştirildiğini ve SADAT üyesi olduğunu açıkladı. Buna karşılık SADAT aksi yönde bir açıklama yaptı, bir de saldırıyı kınadı. Bu açıklamayı okuduğumda ifşa olan Soylu-Peker diyaloglarını hatırladım.  Öyleki aynı suç örgütü mensubu olan Soylu da Peker’e haber göndermiş, aleyhine paylaşımlar yapacağını ve alınmamasını telkin etmişti.

Aynı zaman diliminde Alman Savunma Bakanı Kramp-Karrenbauer mevkidaşı Hulusi Akar ile görüşme gerçekleştirmek için Ankara’daydı. Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim: Almanya, savaş politikalarını doruğa çıkaran, yolsuzluklara gömülen, Kürt’ü yoketme planları üzerinden Ortadoğu’da rolünü güçlendirmeye çalışan Türkiye’nin suç ortağıdır.

Bildiğiniz gibi görüşmeler dizisi Almanya- Türkiye cephesinden bir süredir devam ediyor. Türkiye’nin yoldaşı Almanya, geçtiğimiz günlerde NATO zirvesinde bunun sinyallerini daha güçlü verdi. Türkiye ile görüşmeleri ‘olumlu’, ilişkileri ‘pozitif’ bir temelde yürütmek isteyen NATO, Türkiye’nin kendine biçtiği Ortadoğu’daki jandarma rolüne de göz kırptı. Türkiye’ye Suriyelilere ev sahipliği yaptığı için teşekkür etmeyi de ihmal etmedi. Erdoğan Kürtlere karşı savaşta daha çok destek istediğini defalarca dillendirdi. Almanya ise bu işbirliğinin mimarı olan ülke.

Nitekim devam görüşmeleri taşıyan Alman Savunma Bakanı’nın ziyaretinde Akar, Kürtlere karşı savaşta daha çok yardım talep etti, zira daha öncesi görüşmelerin temel taleplerinden biriydi bu.

 Bu işbirliğinin kodlarını geçtiğimiz hafta Güney Kürdistan’a gitmek isteyen barış heyetinin engellenmesi ile bir kez daha görmüştük. Alman devleti barış gönüllülerini önledi. Gerekçe ise Almanya’nın savaş politikalarına desteğini özetliyordu: Türkiye ile ilişkilerimizin bozulmasını istemiyoruz. Adı üstünde ‘barış’ talebi için giden bir heyet Almanya ve Türkiye arasında nasıl bir tehlike oluşturabiliyor ki, Almanya net bir tavırla heyetin gitmesine engel olabiliyor.

Almanya’da Türkiye’nin de baskısı ile Kürtleri kriminalize etme çabalarını farklı örneklerle sık sık görüyoruz. Kürtlere yönelik açılan davalar, soruşturmalar Türkiye’yi memnun etme ölçüsü içerisinde yapılıyor. Zira Almanya Türkiye’yi memnun etme çabaları sonucu DİTİB ve MİT davalarının alelacele sonuçlandırıldığını da tekrar hatırlatalım. Hatta ilişkilerini dondurduğu, şaibeli gördüğü, şeffaflığından şüphe ettiği DİTİB’i NRW eyaletinde İslam din dersi komisyonuna dahil edilmesinde bir mevzu bahis görülmüyor. Yine Peker ifşaları ile ortaya çıkan ve bizzat AKP eliyle organize suçlarla gündeme gelen Almanyalı Osmanlılar’a para akışı yapıldığı da artık bir iddia olmaktan uzak.

Barış heyetinin engellenme gerekçesi de Almanya’nın bundan sonra sürdüreceği politikaların özeti niteliğindedir.

Türkiye ile Almanya daha büyük işbirliğine hazırlanıyor. Nitekim artık gelinen aşamada, bizzat iktidarın eli ile yönetilen yolsuzluğun dibine batmış, beka söylemlerinden başka kitlesini motive edecek politikaları kalmamış, düşmanlıkları ile komşu hakkı bırakmamış Türkiye NATO’ya kendini daha çok yamamak için bölge jandarmalığı için talepler doğrultusunda daha çok adım atacağa benziyor. Kürtlere yönelik pazarlığı da bu çerçevede şekillendirmek istiyor. Alman Savunma Bakanı ve Akar görüşmesi de bu temelde gerçekleşmiş bir görüşmedir. Öyleki Türkiye’nin işgal ettiği topraklar için meşru müdafaa söylemlerinin aymazlığına sessiz kalınıyor, üstü kapalı destek veriliyor.

Almanya Türkiye ile ilişkilerini savaş kiri pisliği temelinde bozmak istemiyorsa, olası sonuçlarını da çekmek zorunda kalacak. Zira barış telkinlerle gelmiyor, adım atmak gerekiyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.