Türkiye’de erkek lobisi oluştu

• Türkiye’de kadın ve çocuklara yönelik artan şiddet, taciz ve tecavüzleri değerlendiren feminist aktivist Zozan Özgökçe İstanbul Sözleşmesi sonrası Türkiye’de çok ciddi bir erkek lobisinin oluştuğunu belirtti. 

HİKMET TUNÇ / JINNEWS

İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) 2018 raporuna göre, Türkiye çocuk tecavüzünde dünyada 3’üncü sırada yer alıyor. İktidarın söylemleri, yargının cezasızlık politikaları çocuğa yönelik tecavüz suçlarının da artmasına yol açıyor. Bakurê (Kuzey) Kurdistan’da ise taciz, tecavüz suçlarının faillerinin uzman çavuş, asker, polis ve koruculardan olması tesadüfü değil.
Kamuoyu baskısıyla tutuklanan failler serbest kaldı

Ağrı’da 2018 yılında 4 yaşındaki Leyla Aydemir’e tecavüz edilmesi ve katledilmesi davasında yargılanan 7 sanığa beraat kararı hala gündemdeyken, Wan’ın (Van) Elbak (Başkale) ilçesinde okul personeli Y.K., bir çocuğa tecavüzden yalnızca 29 gün tutuklu kaldı. Yine Wan’da uzman çavuş Talip K. iki çocuğu alıkoyduktan sonra tecavüz etti. 
 
AFAD görevlisi Leyla Aydemir’in sesini duymuş

Çocuk tecavüzlerinin artışın yanı sıra iktidar ve yargının rolüne ilişkin konuşan feminist aktivist Zozan Özgökçe, Leyla Aydemir dosyasına değindi. Dosyanın başından bu yana büyük bir ihmalin olduğunu söyleyen Özgökçe, “Arama yapan ekipler arasında kızın sesini duyan bir AFAD görevlisine, dayı ‘Bunu kimseye söylemeyin yoksa beni öldürürler’ diyor. Bu ciddi bir kayıt ve eğer o dönemde AFAD görevlileri bu konunun üzerine gitseydi şimdi belki de Leyla ailesinin yanında ve güvende olacaktı” dedi. 

Kurumlar çamura batmış

Kadın ve çocukların yaptığı başvurularda görevlilerin kendi düşüncelerini kayda aldığını belirten Özgökçe bunun ciddi bir sorun olduğun ifade etti. 

Olağanüstü halin (OHAL) ilanından bu yana kadın aktivistlerin, derneklerin, davalara müdahillik taleplerinin reddedildiğini dile getiren Zozan Özgökçe, “Yargı sistemi zaten çökmüş durumda. Kadına yönelik şiddet, çocuğa yönelik istismar (tecavüz) konusunda da maalesef çok kötü sonuçlar alınıyor. Basının bunu duyurmasında da birçok engel var. Bu sebeple her geçen gün daha kötüye giden bir durum var. Sadece yargı sistemi değil, kadını-çocuğu korumakla yükümlü her kurum; şu an çamura batmış durumda” dedi.

Tecavüze karşı çıkmak suç

Konuşmasında kadına ve çocuğa yönelik şiddet vakalarındaki artışın hükümetin politikalarından ileri geldiğini söyleyen Özgökçe, Ensar Vakfı’nda yaşanan olayları, tecavüzcü tarikat şeyhinin konuşmalarını hatırlatarak, İstanbul Sözleşmesi sonrası Türkiye’de çok ciddi bir erkek lobisinin oluştuğunu belirtti. 

Rejim değişti

Özgökçe, “Kuran kursuna giden bir çocuğun hocası tarafından tecavüze uğramasına karşı çıkılması suç sayılıyor. Buna karşı açıklama yaptığımızda, sokağa çıktığımızda gözaltına alınıyor, darp ediliyoruz ya da cezalar kesiliyor. Buna karşı çıkanlara soruşturmalar açılıyor. Ülkede rejim değişti. Bu rejim kadınların ve çocukların aleyhine politikalar uyguluyor” diye konuştu. 
 
İhbarı ağırdan alıyorlar

Kadına şiddet uygulayan bir erkeğin, “Erdoğan’a hakaret etti’ diye savunduğunu hatırlatan Özgökçe yargının rolüne dikkat çekti. Yargı sisteminde kadına yönelik şiddet ve çocuğa tecavüz kararlarının aynılığına işaret eden Özgökçe, “Bir ihbar geldiğinde ağırdan alınabiliyor. Fakat siyasi ya da herhangi bir dernek, kurumun yaptığı etkinliğe onlarca polis yığdırıyorlar” dedi. 

Çoğalmamız gerekiyor

İktidarın ‘aile bütünlüğünü’, erkeği koruyarak sağlamaya çalıştığını ifade eden Özgökçe, “Her ne kadar eril zihniyetli bir sistem tarafından yönetiliyor olsak da ülkede eşdeğer olarak bir kadın örgütlülüğü de büyüyor” diyerek kadın mücadelesine işaret etti. Zozan Özgökçe, “Çoğalmamız gerekiyor” dedi.