Ülkemde kalmak istiyorum
Dosya Haberleri —
- Medya Savunma Alanları’na 27 Ekim 2020’de düzenlenen hava saldırılarında şehit düşen ve ardında silinmez izler bırakan Sinan Dersim (Dalokay Şanlı), 7 çocuklu bir ailenin en küçüğü olarak doğdu. Üniversite yıllarında PKK saflarına katıldı.
BARIŞ BALSEÇER
Ayak izlerinin geçtiği, cümlelerinin dile geldiği her yerde derin izler bıraktı Şehit Sinan Dersim. Ardında maharet, birikim ve sabırla örülmüş bir emeği halkına ve devrimci geleneğe bırakırken Kürt Özgürlük Hareketi’nin destansı mücadelesinde yıldızlaşan binlerin “Mücadeleni büyüteceğiz” sözleriyle uğurlandı. Şehit Sinan Dersim’i kuzenleri ve mücadele arkadaşları anlattı.
Aileden altı şehit
Kuzeni Kemal Şanlı, asıl adı Dalokay Şanlı olan Sinan Dersim’in, Sinan adını 1993’te şehit olan kuzeni (Kemal Şanlı’nın kardeşi) Sinan’dan aldığını belirtti. Dersim’in Pülümür ilçesine bağlı, 1993’te devlet tarafından tamamen boşaltılan Dere köyünden olduklarını ve köylerinin asker tarafından basıldığını, babasının birçok kez işkenceden geçirildiğini anlatan Şanlı, devam etti: “1994 yılında artık ailemizden kimse Dersim’de kalmamıştı. Herkes İstanbul’a göç etmek zorunda kaldı. Ailemizden birçok insan, mücadeleye katıldı. Dayımın oğlu Doğan Yıldız, diğer dayımın oğulları Erdal ve Hasan Akyıldız, diğer bir akrabamız Ercan Sönmez, kardeşim Sinan Şanlı ve en son Dalokay Şanlı. Hepsi şehit düştü. İlk katılım ise Hasan Akyıldız’dır (Ruhat).”
7 çocuklu ailenin en küçüğü
“Fakir ailelerdik, aç yattığımız günleri hatırlıyorum” diyen Şanlı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birkaç hayvanımız vardı ve ayrıca tarım yapıyordum. Amcam, yani Sinan’ın babası, ormancılık yapardı. Odun da satardık. Sinan (Dalokay), 6’sı erkek, biri kız 7 çocuğu olan bir ailede büyüdü ve ailenin en küçüğüydü. Annesini çocuk yaşlarda kaybetti; ablası bu sırada 16 yaşındaydı. Sinan’ı ablası ve benim annem büyüttü. Sinan, ailede üniversite okuyan tek çocuktu. İlkokulu köyde okuduktan sonra aile, İstanbul’a taşındı. Amcam İstanbul’a dayanamadı. Ziyaret ettiğimde, ‘Buralar bize göre değil, biz toprağımıza aitiz’ demişti. 2000’li yılların başında köyüne döndü ve köyünde kalp krizi geçirip rahmetli oldu.”