Xizan’da her ağaca kamera

  •  Günler süren çatışmaların ardından ablukanın devam ettiği Xizan’ın köylerinde girişlere ve ağaç tepelerine kamera yerleştirildi. Operasyon bölgesinde havadan atılıp patlamamış çok sayıda bomba bulunuyor. Dahası yüzlerce ağaç ve meyve bahçesi de iş makineleriyle yok edildi.

 

Bitlis’in Xizan ilçesinde 10 köy ve mezrasında 2 Temmuz’da ilan edilen sokağa çıkma yasağı günler sürdü. 6 Temmuz’da sona eren yasağa rağmen çatışmalar uzun süre devam ederken, alan haftalarca havadan bombalandı. Bu süre zarfında yasağın ilan edildiği köylerde yurttaşlar dışarı çıkamadı. Yasağın sona ermesinin ardından bölgede operasyon ve abluka ise hala devam ediyor. Köylerden çekilmesine rağmen dağlık alanda bulunan askerler bölgede ki çok sayıda ağaca kamera yerleştirirken, köylerin bahçelerine de fotokapan koydu. 

İş makinesiyle doğa kıyımı

Bölgede devam eden ablukanın yanı sıra görüştüğümüz köylüler, yasaklarda bahçelerinin talan edildiğine ve hayvanlarının susuzluktan zarar gördüğüne dikkat çekti. 

Çatışmaların ilk aşamada yaşandığı Xelapur (Yolbilen) köyünde askerler köye iş makinesi getirerek köylülerin bahçesini talan etti. Yol yapmak için meyve bahçelerini ve ağaçları keserek arazileri kullanılamaz hale getirdi. Kesilen yüzlerce ağacın yanı sıra köylülerin kış için ektiği bostan ve fındık ağaçları da köklerinden söküldü. Yol çıkmamasına rağmen yasak sırasında kendilerinden habersiz yapılan talanı ‘zulüm’ olarak değerlendiren köylüler yaşananlara tepki gösterdi. Köyde abluka devam ederken bahçelerinde yapılan yolun heyelan ve çığ riskini de oluşturduğunu belirten köylüler, bölgede sadece kendi köylerine bunların yapıldığına da işaret etti. 

‘Oy vermiyoruz diye…’

Konuya dair görüştüğümüz köylüler şunları söyledi: “Burada onlara oy çıkmıyor diye bunları yapıyorlar. Yasakta başımızı dışarıya çıkaramıyorduk. Sonra bir baktık ki ağaçlarımız, bahçelerimiz talan edildi. Bahçeleri yıkılsa köyden çıkarlar diye düşünmüşler herhalde. Bu köy onlara oy vermiyor diye ağaçlarımız kesildi. 1994 yılında bize korucu olun dediler olmadık, köyümüzü yaktılar bizlerde mecburen gitmek zorunda kaldık. O zaman yaktık gittiler şimdi de yıkarız giderler diye düşündüler ama gitmeyeceğiz. Her şeyimiz burada, evimizi ve topraklarımızı bırakıp gitmeyeceğiz.” 

Patlamamış bombalar duruyor!

Talan edilen bahçelere ve köylerin alt kısmında bulunan vadiye ise çok sayıda fotokapan ile kamera yerleştirildi. Köylülerin bahçelerinde bulunan ağaçların tepesine en az iki kamera yerleştirildiği belirtilirken, çatışmalar sırasında bölgeye atılan çok sayıda bombanın ise patlamadığı tespit edildi. Köylerin girişinde de kameralar bulunurken, bölgede bulunan bombalara dair bir albayın köylülere, “Biz de çoğunun patlamadığının farkındayız. Eğer tespit ederseniz siz bize haber verin belki geliriz belki gelmeyiz” sözlerini sarf ettiği öğrenildi. Bölgede yaşayan yurttaşlar ise bu duruma kaygılı. 

Her açıdan mağdur ediliyorlar

Bahçeleri talan edilen köylüler zararlarını nasıl karşılayacaklarını kara kara düşünürken, açılan yol nedeniyle bahçelerini yeniden ekemiyor. Ablukanın devam ettiği bölgede yurttaşların kaygısı ise devam ediyor. 

Son süreçte kentte yaşanan abluka ve hak ihlallerine dair konuşan Yeşil Sol Parti Bitlis Milletvekilli Semra Çağlar Gökalp, iktidarın Kurdistan’da insana, ağaca ve canlı olan her şeye düşmanlık beslediğini söyledi. 

Bir aydır yaşanan çatışma ve operasyonların halkın yaşam alanlarında gerçekleştiğine dikkat çeken Gökalp, “Kürdistan'ın hemen her alanı savaş bölgesine çevrildi, sadece köyler değil şehirlerde de halk aynı durumda. Devletin Kürtlerin ne malına ne canına ne doğasına yönelik bir koruma refleksi yok. Tam aksine oldukça düşmanca ve pervasız yaklaşılıyor. Köylüler yaşam riskinin, tehditlerin, baskıların ve gözaltların yanı sıra ekonomik olarak da ciddi mağduriyetler yaşıyor. Meralar yasak, tarlaya gitmek yasak, köylere giden ihtiyaç malzemesi ambargoyla ve yine ormanlar keyfi olarak yakılıyor, ağaçlar kesiliyor. İnsanlar tarlasına gidemiyor, kasti bir şekilde ekinlere zarar veriliyor. Bunun adı düşmanlık değil de nedir? Biz bu düşmanca politikalara karşı boyun eğecek değiliz ve her zaman halkımızın yanında durmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

‘İnsansızlaştırma politikası devrede’

Gökalp, son olarak şu sözlerle operasyonla yaratılmak istenen insansızlaştırma politikasına dikkat çekti; “İktidar Kürt sorununda çatışma ve operasyonla çözümsüzlüğü dayatıyor. Yurttaşların kendi yaşam alanlarını terk etmesi isteniyor, bir nevi insansız bölgeler yaratma çabası var. İktidar daha önce köy yakmalar ile meydana getirdiği göçü şimdi de baskı ve geçim derdi ile yapmaya çalışıyor. Bu anlayıştan vazgeçmek gerekiyor. Zira savaş ve krizin kaymağını yiyen küçük bir kesim haricinde bu politikalar herkese kaybettiriyor.”  HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.