Yasal ve anayasal adımlarla yürür

Abdulkadir Güleç
- Amed Barosu Başkanı Abdulkadir Güleç, sürecin yürümesi için kısa, orta ve uzun vadede atılması gereken yasal ve anayasal adımlar olduğunu; eşit yurttaşlığa dayalı demokratik ve çoğulcu bir anayasa ile de kalıcılaşacağını söyledi.
Ankara'ya giderek, Meclis Başkanı ve siyasi parti gruplarıyla görüşen; görüş ve taleplerini paylaşan Kuzey Kürdistan'daki baro başkanları arasında yer alan Amed Barosu Başkanı Abdulkadir Güleç, sürecin yeteri kadar hızlı işlemediğini, toplumun sürecin mahremiyetine zarar vermemesi kaydıyla bilgilendirilmesi gerektiğini söyledi.
Komisyon ile resmileşir
Meclis’te kurulacak komisyon ile birlikte sürecin resmiyete kavuşacağını kaydeden Güleç, “Sürecin toplumsallaşması yönünde de bir mesafenin alınacağını biliyoruz. Maalesef infaz yasasında da bazı somut adımlar atılmış olsaydı, hasta tutsaklar ya da infazda eşitlik ile ilgili belli düzenlemeler getirilseydi sürece halk desteğini en yüksek noktaya taşınacaktı. Somut gelişmeler olmasa da sürecin bugüne kadar kazasız belasız gelmiş olması, umutlarımızı da büyütüyor. Hızlanması açısından çaba içerisinde olmalılar” dedi.
Acil olarak yapılması gerekenler
Sürecin, yargısal ve hukuki reformlarla beli bir aşamaya geleceğini belirten Güleç, iktidar, muhalefet ve medyanın kullandığı dile dikkat çekti. Yapılması gereken en acil noktanın hukuki ve demokratik adımlar olduğunu ifade eden Güleç, şunları söyledi: “Acil olarak yapılması gereken şey; hukuki bir çerçevenin çizilmesi gerekiyor. Bu işin muhataplarının daha aktif rol alabilmeleri için yasal değişliğe ve özel bir kanuna ihtiyaç var. İkinci adım ise toplumun ciddi beklentisi haline gelen hasta tutsakların durumudur. Yine infaz eşitsizliğinden kaynaklı cezaevinde tutulanlar, TMK’ye muhalefetten yargılananların bu maddeler değiştirilerek bu süreci bu şekilde pozitif noktaya taşımak mümkün. Toplantı, gösteri maddeleri ile düşünce, ifade özgürlüğüne dönük maddelerin hemen değişmesi gerekiyor. Halen insanlar özgür bir şekilde hem toplumsal sorunları hem Kürt meselesine dair özgürce tartışma durumundan yoksundurlar.”
Tüm yasalarda köklü değişiklik
Tüm yasaların kökten değişmesi gerektiğinin altını çizen Güleç, şöyle devam etti: “Kürt meselesini, demokrasi meselesini, insan hakları, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı meselesini çözmek için daha uzun vadeli bir sürece ihtiyaç var. Kuşkusuz anayasalar kısa sürede yapılacak metinler değil ve toplumsal uzlaşı esas alınarak yapılması gerekiyor. Bunun için toplumsal mutabakatın sağlanması, demokratik, kapsayıcı, özgürlükçü bir anayasanın yapılması zorunludur. Mevcut anayasa darbe anayasasıdır. 1924’ten bu yana aslında o tekçi anlayış 1982 anayasası ile daha da militarist unsurlar içeren düzenlemelerle güçlendirmiştir. Etnik atıflar, Türk etnik göndermelerle çok merkeziyetçi bir anayasadır. Tam tersine demokratik, kapsayıcı bir anayasa olacaksa yerel yönetimlere ciddi yetkilerin devredildiği, tüm kimliklerin, dinlerin, inançların, düşüncelerin kendini bulabildiği bir anayasanın yapılması gerekiyor. Bu yakın tarihte beklenen bir durum değil ama orta vadede toplumun buna ihtiyacı var. 86 milyonun insanı kucaklayacak ve herkesin eşit yurttaşlık hakkından faydalanabileceği bir anayasanın olması zorunludur.”
Bölge baroları katkı sunar
Tüm baroları bu sürecin bir parçası haline getirilmesi konusundan zorluklar olduğunu söyleyen Güleç, “Elbette bunun zorluklarını yaşıyoruz çünkü her baronun kendi içerisinde de dinamikleri var. Ama biz bölge baroları olarak bu sürece ilişkin elimizdeki tüm imkanlarla katkı sunacağız. Toplumsal destek yükseldiğinde Türkiye’deki diğer baroların da destek vereceğine inanıyoruz” şeklinde konuştu. AMED