Yeni bir mutabakat lazım

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, İmralı 2025

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, İmralı 2025

  • Türk ve Kürt halkının, bu fırsatı heba şansının olmadığını belirten Wan Baro Başkanı Sinan Özaraz, "Sayın Öcalan ve PKK gereğini yaptı. Artık Türk ve Kürtleri buluşturacak bir mutabakata gidilmesi lazım. Bu kaçınılmaz bir durumdur” dedi. 

Bir grup gerillanın silah yakma törenini izleyen Amed Barosu Yönetim Kurulu'ndan Baver Mızrak, yasal ve anayasal düzenlemelerin hızla hayata geçmesi gerektiğini vurguladı. Törende gözlemci olarak yer aldıklarını belirten Wan Baro Başkanı Sinan Özaraz da “Tören, somut bir adımdı, hukuki adımlarla ilgili baroların dahil olması gerekiyor” dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat'ın öncülük ettiği Barış ve Demokratik Toplum Grubu, 11 Temmuz’da silahları imha töreni düzenledi. Federe Kürdistan'ın Silêmanî kırsalındaki Şikefta Casenê’de düzenlenen töreni izleyenler arasında yer alan Wan Barosu Başkanı Sinan Özaraz, “Açıklamanın çerçevesi netti. Kararlı bir tabloydu. PKK, inkar üzerine kurulu bir devletin doğurduğu bir sonuçtu. Sayın Öcalan, uzun yıllardır birlikte yaşamın mümkün olduğunu ama bunun birbirlerini kabul etme temelinde olması gerektiğini söylüyordu. Silahların son tercih olduğunu hep vurguluyordu. Bugünkü sürecin ana teması da işte bu anlayış üzerine kurulu" dedi. 

Onarıcı adalet gerekiyor

Demokratik ve birlikte bir yaşamın mümkün olduğu gerçeğinin bir kez daha vurgulandığını belirten Özaraz, "Çok kayıplar yaşandı, yaşam hakkı ihlal edildi, evrensel hukuk ilkeleri yok sayıldı. Bu süreç için onarıcı adalet gerekiyor. Geçmişin acılarını dindirecek adımların atılması gerekiyor. Bu süreç Kürtlere, Türklere ve diğer halklara birlikte yaşamın umudunu sağlıyor. Sayın Öcalan zaten bu sürece inancının tam olduğunu ve nihayete ereceğini belirtmişti” şeklinde konuştu.  

 

 

Heba etme şansımız yok

PKK’nin silahları imha töreninin barış konusunda kendilerine güven verdiğini söyleyen Özaraz, şöyle devam etti: “İki halkın bu fırsatı kaçırmaması ve bunu güçlü bir geleceğe taşıması gerekiyor. Bu fırsatı heba etme şansımız yoktur. İktidarın da bunu iyi bilmesi gerekiyor. O grup, bu sorunun çözümü için iktidara bir şans verdi. İktidarın da bunu iyi kullanması gerekiyor. Sayın Öcalan ve PKK gereğini yaptı. Bu adımdan sonra artık Türk ve Kürtleri buluşturacak bir mutabakata gidilmesi gerekiyor. Bu kaçınılmaz bir durumdur. İktidar acilen demokratik siyasetin önünü açmalı, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, dil ile ilgili sorunların ortadan kaldırılması gerekiyor. Daha dün İstanbul’da bir aile Kürtçe dinlediği için kolluğun müdahalesi ve sonrasında işkencesi var. Bir sistem sadece kanun ve yasalarla demokratikleşmez, aynı zamanda toplumun bunu içselleştirmesi gerekiyor. Bu durum, Kürtlerin canını acıtıyor. Burada devlete büyük bir sorumluluk düşüyor. PKK’nin silah bırakması bu konuların çözülmesi için devlete önemli bir sorumluluk yükledi.”  

Komisyonu bekleyen acil görevler

Yasalar hazırlamadan önce hukuksuz uygulamaların ortadan kaldırılması gerektiğini kaydeden Özaraz, şunları söyledi: “Kayyum uygulaması, hasta tutsaklar, AİHM ihlal kararlarının uygulanması. Yine Kürtlerin dilinin, kültürünün anayasal güvenceye kavuşturulması gerekiyor. En önemlisi ise silah bırakanların demokratik siyasete girmelerinin önünün açılması, gerekli yasal adımların atılması. Terör yasaları ciddi problemler yaratan bir durum ve anti demokratiktir. Bu yasaya son verilmelidir. Kürtlerin dilini, kültürünü, siyasetini ve varlığını kabul edecek bir anayasa yapılmalıdır. Meclis’te kurulacak komisyonun işte bunu acilen yerine getirmesi gerekiyor. O komisyonun yasal ve anayasal çalışmalarının alt yapısının sağlam hazırlaması elzemdir. ‘Biz barıştık silahlar olmayacak ama onlar gelince yargılayacağım’ gibi bir barış anlayışı olmaz. Silah kullanan birinin silaha veda etmesi çok zordur. O gün silah bırakan grup, ‘İrademiz sağlamdır. Barışa inanıyoruz ve barış için her şeyi yapmaya hazırız’ mesajı verdi. Bu tabloyu görmemek için kör olmak gerekiyor. Bu durumun Türkler açısından da net olarak görüldüğünü düşünüyorum. Bu adımlar atılmaya başlandığında kamuoyunun desteği çok daha yüksek olacaktır.” 

Saldırılar sonlandırılmalı

Askeri saldırılara dikkat çeken Özaraz, şöyle devam etti: “Karşınızda barışmak için silahlarını imha eden bir yapı var ve siz bu yapıya karşı silahlı bir operasyon yapıyorsunuz. O zaman herkes ‘Nasıl bir barış istiyorsunuz? Birilerinin yok edilmesi üzerine mi barış inşa edeceksiniz?’ sorunlarını sorar. Bunu yaparak PKK’nin ortaya çıktığı gibi bir sonuç daha yaratıyorsunuz. Bunun bir an önce sonlandırılması gerekiyor. Bence silahların imhasıyla birlikte bırakın çatışmayı, çatışma dilini bile kullanamazsanız. Barış, tüm toplum için bir kazanımdır. Biri zafer kazandı, biri kaybetti gibi toplumsal uzlaşıyı bozan durumlardan vazgeçilmelidir. Herkesin dili toplumsal barış, kardeşlik ve birlik dili olmalıdır. Bu çatışma dilini toplumlar ve taraflar kabul edemeyeceği gibi hukuki gerçeklik de kabul etmez. Sadece operasyon değil, olumsuz siyaset dilinin de terk edilmesi gerekiyor. 

Toplumsallaştırma görevi

Baroların, büyük bir mücadeleye girmesi gerekiyor. Siyasi taraflarla, Meclis'le görüşerek, barışı toplumsallaştırma gibi bir görevimiz var. Kurulacak komisyon üyeleri sadece Meclis’ten belirlenmemelidir. Yerelden toplumun sorunlarına gerçekçi yaklaşacak insanların da dahil edilmesi gerekiyor. Komisyon ve barolar arasında ciddi bir iletişimi sağlayabilmeliyiz. Tüm baroların, Barolar Birliği'nin sürece dahil olmasını istiyoruz. 

İmralı'yı ziyaret başvurusu

Bizler silah yakma törenine gözlemci olarak katıldık. Tanıklık çok önemlidir. Orada Sayın Öcalan’ın çağrısı gerçek anlamda karşılık buldu ve tereddütsüz bir şekilde önemli bir adıma dönüştü. Biz buna tanıklık ettik. Bu, somut bir adımdı ve gerçekleşti. Dolayısıyla hukuki adımların atılması ile ilgili sürece baroların dahil olması gerekiyor. Baroların sadece gözlemci olmanın ötesine geçip bir parçası haline gelmesi gerekiyor. Bunlar sağlandıktan sonra Sayın Öcalan’ı ziyaret ederek bir görüşme gerçekleştirme programımız var. Talebimizi Adalet Bakanlığına ileteceğiz. Barışın gerçek anlamda toplumsallaşması, demokratik bir toplumun inşası için gereken hukuki adımların atılmasını sahiplenen bir noktada olacağız. Bu fırsatı ortak bir geleceğe dönüştürmemiz gerektiğine inanıyoruz.”

 

 

Hızla yasal düzenlemeler

Töreni takip edenler arasında yer alan Amed Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Baver Mızrak da “Devletin artık toplumu ikna edecek, topluma samimiyet ve güveni oluşturacak adımları atması gerekiyor” dedi. Devlet Bahçeli’nin “Barış tek kanatlı güvercin değildir” sözünü hatırlatan Mızrak, sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için devletin yasal, anayasal adımlar atması gerektiğini söyledi. Mızrak bu adımların, gerillanın entegrasyon süreci bağlamında ve örgütün ortaya çıkmasına neden olan Kürt meselesi bağlamında adımlar olması gerektiğine işaret etti. 

Komisyon da beklenmemeli

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Komisyon kurulacak” açıklamasını hatırlatan Mızrak, birçok adımın komisyon beklenmeden de atılabileceğini söyledi. AİHM'in Selahattin Demirtaş hakkında verdiği kararı hatırlatan Mızrak, Demirtaş ve diğer siyasi tutsakların bırakılması için komisyon kurulmasının beklenmesine gerek olmadığını tekrarladı. Yine hasta tutsaklar ve infaz düzenlemelerinde komisyona gerek olmadan tahliyelerin yapılabileceğini belirten Mızrak, “Meclis içinde kurulacak komisyonların herkesin görüşlerini ortaya koyduğu yapıya dönüştürülmesi lazım. Sürecin komisyon üzerinden hantallaştırılmaması gerekiyor. Dolayısıyla hem Kürt meselesi hem örgüt militanlarının entegrasyonu bağlamında devletin sürece samimi olarak yaklaştığını gösteren adımlar atması gerekiyor” diye konuştu. 

Zamana yayılmamalı

Sürecin Ortadoğu’daki gelişmelerden bağımsız olmadığını belirten Mızrak, Ortadoğu’daki yeni dizaynda, çatışmaların yoğun olduğu süreçte bu çözüm sürecinin zamana yayılmasının provokasyon sürecini güçlendireceğini belirterek, “Adımlar hızlı atılmalı, iş burada devletin sorumluluğunda” dedi. Amed Barosu olarak sürece katkı anlamında hem Meclis’te siyasi partilerle görüştüklerini hem de çalıştay ile toplantılar gerçekleştirdiklerini anımsatan Mızrak, komisyonların tüm kesimleri ele alan bir yerde olması gerektiğini söyledi. Mızrak, bunun olmaması halinde sürecin sağlıklı şekilde yürümeme ihtimalinin ortaya çıkabileceğini ifade etti. HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.