Zafer direnen kadınların

Elif KAYA yazdı —

  • İran devleti gelişen direniş karşısında kimi iyileştirmeler yaparak, düzenlemelere giderek, ömrünü uzatmaya çalışıyor. Peki, Türk Devleti ne yapıyor? Mezarlıktan geçerken ıslık çalan misali.

Akp faşizmi, yıllardır mevcut toplumsal statükoyu koruyarak iktidarını sürdürme çabasında. Bunun için kadına yönelik politikalara özel bir rol atfetti. Hiçbir dönem Akp faşizmi yönetiminde olduğu kadar “havuç-sopa” politikası kadınlara karşı kullanılmadı. Bu politikayla bir yandan direnen kadınlar devlet şiddetine maruz bırakılıp, etkisizleştirilmeye, yıldırılmaya çalışıldı. Diğer taraftan kadınların geleneksel toplum içindeki konumunun sürdürülmesine yönelik politikalar geliştirildi.

Geleneksel “Türk aile” modeline kutsallık atfedilip, aile yapısını korumaya yönelik politikalara en çok bu dönemde başvuruldu. Mevcut statükoyu sürdürmenin en etkili yolu geleneksel aile modelinin korunması ve kadının aile içindeki ikincil konumuna razı edilmesiydi. Bu nedenle “Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı”nı kaldırıp, yerine içinde kadın isminin bile yer almadığı “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı”nı kurdu. Kadın isminin içinde geçtiği bir bakanlık ola ki isimden yola çıkma gafletine düşüp, kadın sorununa dair birkaç söz söyleyebilirdi. Bu nedenle Akp faşizmi politikalarını mümkün olduğunca kadını görünmez kılan bir dil üzerine kurdu ve uygulamayı bu esaslar üzerinden geliştirdi. Hatta 2011 yılında, kendi hükümetleri döneminde imzaya açılan ve altında imzası bulunan İstanbul Sözleşmesini bile “Türk Aile yapısını dağıtma” tehlikesini gerekçe göstererek rafa kaldırdı. Aile yapısını korumak ve sürdürmek için evlilik yaşını 17’e indirdi. Kutsal aile sunağında çocuk yaştaki insanlar anne-babanın rızası alınarak kurban edildi.

Tüm bunlara rağmen faşist sistem direnen Kürt kadınları tarafından sarsılmaya da devam edildi. Akp-Mhp faşizminin işlediği insanlık suçları kadınlar tarafından teşhir edildi, hesabı soruldu. Kadınlar devlet şiddetinin en fazla olduğu dönemlerde bile alanları terk etmedi. Kürt halkına ve coğrafyasına karşı yürütülen kirli savaşın durdurulmasını talep etti. Anti- demokratik uygulamalara, kapatılan kurumlarına, tutuklanan veya sürgüne gitmek zorunda bırakılan yoldaşlarının yokluğuna rağmen, inadına çoğaldılar, inadına mücadeleye devam ettiler. TJA bu eylül ayında yaptığı görkemli kongresi ile faşizmin tüm saldırılarının sonuçsuz kaldığını, direnişin sürdürüldüğünü ortaya koydu. Bunun sonuçları 25 Kasım kadına karşı şiddetle mücadele eylemlerinde yansımasını buldu. Polisin tüm saldırı ve engelleme çabasına ve gözaltı tehdidine rağmen kadınlar alanları terk etmedi, eylemlerini sürdürdü.

TJA'ye yönelik geliştirilen son tutuklama operasyonuyla bir kadın kırım politikası daha devreye konuldu. Mücadelenin her aşamasında uzun yıllar çalışma yürüten 20 TJA üyesi Ankara merkezli bir operasyonla gözaltına alındı. ‘Suçları’ 2013 yılına kadar uzanan kadın çalışmalarıydı. Kadına dair yapılan her çalışma neredeyse suç kapsamına alınmış durumda. 2015’te binlerce kadının katılımıyla gerçekleşen ve daha sonra dernekler yasasıyla tüzel bir kimliğe kavuşan KJA'da bu kapsamda ele alınmış. Oysa dernek zaten açıldıktan bir yıl sonra kapatıldığından çalışma yürütemedi. Neden yeni bir kovuşturmaya konu olsun?

Kıssadan hisse anlaşılan Akp faşizmi kadın öncülüğünde Kurdistan’da gelişen direniş karşısında zorlanıyor. Bu nedenle 24 ili kapsayan bir operasyonla kadın direnişini kırmak ve mücadeleyi sekteye uğratma arayışında. Ama mecrasını bulan direnişi hiçbir gücün engelleyemeyeceğini yaşanan deneyimlerden biliyoruz…

17 Eylülden bu yana İran Molla rejimine karşı direnen Rojhilate Kürdistan kadınları başta olmak üzere tüm İranlı kadınların geliştirdiği direniş de öyle. Yüzlerce insanın hayatını kaybetmesine, tutuklanmasına, idam tehdidi ile karşı karşıya bırakılmasına rağmen kadınlar direnişten geri adım atmadı. Direniş karşısında İran Molla rejimi geri adım atmak zorunda kaldı. ‘Ahlak polisini’ kaldırdı. Başını örtme zorunluluğunu kaldırmaya yönelik yasal düzenleme yapıldığını duyurdu.

İran devleti gelişen direniş karşısında kimi iyileştirmeler yaparak, düzenlemelere giderek, ömrünü uzatmaya çalışıyor. Peki, Türk Devleti ne yapıyor? Mezarlıktan geçerken ıslık çalan misali, politik tutum sahibi kadınlara ve örgütlenmelerine saldırarak Kurdistan’da gelişen direniş karşısında yaşadığı zorlanmayı kamuoyundan gizlemeye çalışıyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.