Zulüm yas bile dinlemedi

Gültan Kışanak

Gültan Kışanak

  • Kandıra Cezaevi’nde 7 yıldır hukuksuz biçimde rehin tutulan Kürt siyasetçi Gültan Kışanak, ablasının cenaze töreni dönüşünde işkence ve insanlık dışı uygulamalara maruz kaldı.
  • Elazığ Cezaevi’ne kaçırılarak bir depoya kapatılan Kışanak’ın ailesine haber verilmedi, avukatlarla görüşü engellendi. Uçak yok, denilerek 7 saat ring aracıyla Sivas’a gönderildi.

Ekim 2016’da hakkında 230 yıl hapis istenerek rehin alınan Kürt siyasetçi Gültan Kışanak, 7 yıldır Kandıra Cezaevi’nde rehin tutuluyor. 1980’lerde Diyarbakır Zindanı da dahil Türk devletinin hiçbir uygulamasına baş eğmeyen Kışanak, AKP versiyonu Türk zulmü karşısında da dik durdu.

Babası, abisi ve ablasını kaybetti

Cezaevindeyken 7 Ağustos 2021'de babasını, ondan kısa bir süre sonra abisi Cumali Özer’i kaybeden Kışanak’ın ablası Zeynep Özer, 8 Ağustos 2023 tarihinde Elazığ’da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.

Kışanak’ın mikrofonu kapatıldı

Kışanak, ablasının vefatından bir önce görülen Kobanê duruşmasında SEGBİS’le bağlanarak, ablasının hastalığı nedeniyle mazeret bildirmek istemiş, ancak mahkeme heyeti SEGBİS bağlantısını keserek Kışanak’ın beyanda bulunması da engellenmişti.

Gültan Kışanak, 9 Ağustos’ta izinle cezaevinden çıkarak Elazığ’da ablası için düzenlenen törene katıldı. Mezarına şal bağlayarak ablasıyla vedalaştı. Tutuklu bir halde ailesinden 3. Kişiyi kaybeden, mezar başından aceleyle alınıp götürülerek taziyeleri bile layığıyla kabul edemeyen Kışanak için dönüş yolu, Türk devlet güçleri tarafından tam bir eziyete çevrildi.

Antep Milletvekili duyurdu

Emek Partisi Antep Milletvekili Sevda Karaca Demir, Kışanak’ın ablasının cenaze törenine katıldıktan sonra işkence ve insanlık dışı uygulamalara maruz kaldığını duyurdu.

Karaca Demir, yaptığı yazılı açıklamada 15 Ağustos günü Kandıra Cezaevi’nde giderek rehin tutulan siyasetçiler Gültan Kışanak, Figen Yüksekdağ ve Nurhayat Altun'u ziyaret ettiğini belirtti. Demir’in açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

İşkence ve yıldırma uygulaması

"Dün Kandıra Cezaevi'nde Gültan Kışanak, Figen Yüksekdağ ve Nurhayat Altun'u ziyaret ettim. Bol selam ilettim.

Sevgili Gültan Kışanak kısa zaman önce ablasını kaybetmişti, bu ziyaret aynı zamanda bir başsağlığı ziyareti idi.

Gültan Kışanak, ablasının cenazesine gidişi ve Kandıra'ya dönüşü sırasında apaçık bir işkence ve yıldırmaya uğramış. Yaşadıklarını kamuoyu ile paylaşmak istiyorum.

Mezar başından apar topar

Ablası henüz yeni defnedilmişken mezar başından apar topar götürülen Kışanak, Elazığ Havaalanı'ndan uçağa binerek İstanbul ve ardından Kandıra'ya döneceğini düşünürken, kendisine hiçbir bilgi verilmeden Elazığ Cezaevine götürülmüş. Nedenini sorduğunda "Size cenaze için 4 saat verilmiş, süre doldu, o nedenle cezaevine gidiyorsunuz" cevabını almış. Yanında ne ilaçları ne de gecelemek için ihtiyaç duyacağı eşyaları olan Kışanak'ı, cenazeye gittiği haliyle cezaevine götürmüşler.

Koğuşlara değil depoya

Elazığ Cezaevinde arkadaşlarıyla kalmak için başvuru yapmasına rağmen depo gibi, oldukça kirli bir yerde geceyi geçirmeye zorlanmış. Sabah bir yetkili ile görüşme talebine saatlerce yanıt verilmemiş. Nöbetçi müdüre ‘Siz insan mı kaçırıyorsunuz, aileme bile haber vermeme izin vermeden beni buraya getirdiniz, telefon hakkımı kullanacağım, avukatla görüşmek istiyorum’ dediğinde kendisine ‘Sorumlu biz değiliz, sizi getiren jandarmalar, birazdan gelir zaten onlar’ cevabı verilmiş. Kışanak ısrar edince ailesine telefonla Elazığ Cezaevinde olduğu bilgisi iletilebilmiş ancak.”

Avukat görüşmesi engellendi

Demir, ailenin yönlendirmesi ile cezaevine gelen avukatların da

“Kışanak hükümlü, hükümlüler öğle arasında ziyaret kabul edilemez” diyerek 1.5 saat bekletildiğini aktardı. Avukat görüşmesinin de başlamasıyla bitmesinin bir olduğunu aktaran Demir, Kışanak’ın jandarma tarafından alınarak yola çıkarıldığını, eline bir yemek poşeti tutuşturulduğunu söyleyen Demir sözlerini şöyle sürdürdü:

Ring aracında 7 saat

“Yine Elazığ Havaalanı'na gideceğini düşünürken, eline tutuşturulan bu yemek poşeti vesilesiyle öğrenmiş Sivas'a götürüldüğünü. Sivas'a götürülmesinin nedeni ise ‘uçak bulunamaması’! Önceden tüm masrafların idareye yatırıldığı yolculuk, adeta bir işkenceye dönüştürülmüş.”

Milletvekili Demir, Kışanak’ın 7 saat ring aracında eziyetli bir yolculuk sonrası gece saat 03.00 sularında Kandıra’ya ulaştığını ekleyerek, “bu korkunç muamele hiçbir mahkuma reva görülemez. Hele de taziyesi olan, acısı büyük olan seçilmiş bir siyasetçiye, adeta işkence etmek için böyle bir eziyetin uygulanması hem insanlık dışı hem de hukuksuz” dedi.

Adalet Bakanlığı izah etmeli

Demir, “Acısına saygısızlık edilen, sağlığı konusunda riskler yaratılan, taziye ortamında Gültan hanımdan iki gün boyunca haber alamayan ailesini derin endişeye sürüklenmesine neden olan bu tutum, izaha muhtaçtır. Sorumluları ortaya çıkarılmalıdır” diyerek Adalet Bakanlığı’nı açıklama yapmaya çağırdı. HABER MERKEZİ

 

*****

Tarih ve vicdan dersi verdi

Gültan Kışanak, iki yıldır devam eden Kobanê davasında  yargılananlardan biri. Mahkeme heyeti bir gizli tanığın, “Sakine Cansız’la koğuş arkadaşı olduğu için seviliyor” sözlerine dayanarak tutukluluğunun devamı istenmişti. Kışanak davada yaptığı tarihi bir savunma yapmıştı:

Saray’dan hazırlanan bir iddianame önüne koyulmuş, hakikat bu. Biz bu davanın gerçek sahiplerini biliyoruz, sizin emir altında olduğunuzu biliyoruz. İnsanlık adına, kadınlar adına IŞİD Kobanê’yi ele geçirmesin dedik. Tanıkları ortadayken tarihi tersine çeviremezsiniz. Hakikatleri ortaya çıkaracağız. Tarih böylesine kumpas davalarına tanık oldu. Naziler böyle bir provokasyon yaptılar, sahte belgeleri tertiplediler, yandaş medyayı yanlarına aldılar ve faşizmi kurumsallaştırdılar. Eğer onurumuzu ve geleceğimizi korumak istiyorsak, eğer bu ülkenin her bir ferdinin başı dik dolaşmasını istiyorsak bu tür kumpaslara ve savaş politikalarına geçit vermeyen bir tutumun sahibi olmalıyız.

Bizler hem siyasi tercihlerimizden dolayı yargılanıyoruz hem kimliklerimizden dolayı olağan suçlu olarak yargılanıyoruz hem de otoriter bir rejimin önünde engel olduğumuz için yargılanıyoruz. Bunlar insanlık tarihinin dersleridir. Bu yargılama sürecine herkesin bu gözle bakması gerekiyor. Tarih bu davada sanık değil davacı olduğumuzu kanıtlayacak. Kadınlar eşit yurttaş olarak görülmediği için davacıyız. Kürt halkının kimlik dil taleplerini kabul etmeyenlerden, ayrımcılık ve ırkçılık yapanlardan davacıyız. Bizleri olağan suçlu gösterenlerden davacıyız. Barış sürecini akamete uğratanlardan davacıyız. Yaşama hakkımızı gasp edenlerden davacıyız.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.