8,2 milyar mı yoksa daha fazla insan mı yaşıyor?

Toplum/Yaşam Haberleri —

Dünya nüfusu / foto:AFP

Dünya nüfusu / foto:AFP

  • Finlandiya’da yapılan bir araştırmaya göre, küresel nüfusun önemli bir kısmı sayılmamış olabilir. Araştırmanın yazarları, özellikle kırsal bölgelerin dünya nüfusu içinde sistematik olarak olduğundan daha düşük kaydedildiğini yazıyor. 

TİJDA YAĞMUR

 

Birleşmiş Milletler’in ulusal nüfus sayımlarına dayanan hesaplamalarına göre, şu anda yaklaşık 8,2 milyar insan var. Büyüme eğrisi 2020’lerin başına kadar dik bir şekilde yükselirken, son zamanlarda belirgin bir şekilde düzleşti. Günümüzde kadınlar, küresel ortalamada 1990’a kıyasla bir çocuk daha az doğuruyor. Bu nedenle, son hesaplamalara göre dünya nüfusu 2080’lerde, 10 milyarı biraz aşarak zirve yapacak ve sonrasında düşüş başlayacak. 

Kırsal bölgeler sayılmıyor mu?

Peki, neredeyse tüm ilgili raporlarda alıntılanan bu BM rakamları ne kadar güvenilir? Yeni bir araştırmanın bulguları, yaygın olarak kullanılan tüm hesaplamalarda dünya nüfusunun önemli bir kısmının gözardı edildiğini gösteriyor. Bu da gerçek nüfusun, her zaman belirtilenden birkaç milyar daha fazla olabileceği anlamına geliyor. 

Finlandiya’daki Aalto Üniversitesi’nden Josias Láng-Ritter, Nature Communications dergisinde yayımlanan araştırmanın başyazarı olarak, özellikle kırsal bölgelerin dünya nüfusu içinde sistematik olarak olduğundan daha düşük kaydedildiğini yazıyor. 

Avusturya’da yayınlanan Derstandard Gazetesi’nden Thomas Bergmayr’a konuşan Láng-Ritter, “Kırsal bölgelerdeki gerçek nüfusun, küresel nüfus verilerinin öngördüğünden çok daha fazla olduğunu görünce şaşırdık. İncelenen dönemde, veri setine bağlı olarak kırsal nüfus %53 ila %84 oranında eksik tahmin edilmiş” dedi. “Bu sonuçlar çarpıcı, çünkü bu veri setleri binlerce çalışmada kullanıldı ve karar alma süreçlerinde bunlar esas alındı, ancak doğrulukları sistematik olarak değerlendirilmemişti.” 

35 ülkede 300 barajın verileri

Küresel nüfus veri setlerinin doğruluğunu test etmek için Láng-Ritter ve ekibi alışılmadık bir yöntem kullandı: Kırsal baraj projelerinden elde edilen verileri analiz ettiler. Bu projeler, inşaat nedeniyle insanların yerinden edilmesi ve tazminat ödenmesi gerektiğinden, hassas nüfus sayımları gerektiriyor. Araştırma için 1975-2010 yılları arasında 35 ülkedeki 300 baraj projesinden veriler toplandı ve World-Pop, GWP, GRUMP, Landscan ile GHS-POP gibi yerleşik küresel nüfus veri setleriyle karşılaştırıldı. 

Láng-Ritter, “Barajlar inşa edildiğinde geniş alanlar sular altında kalıyor ve insanlar başka yerlere yerleştirilmek zorunda kalıyor. Yerinden edilen nüfus genellikle tam olarak sayılıyor, çünkü baraj şirketleri etkilenenlere maddi tazminat ödemek zorunda. Küresel nüfus veri setlerinin aksine, bu tür yerel veriler, idari sınırlarla kısıtlı olacak şekilde çarpıtılmamış, yerinde yapılan kapsamlı nüfus sayımları sunuyor. Biz de bu verileri uydu görüntülerinden elde edilen mekânsal bilgilerle birleştirdik” diyor.

Çin, Brezilya, Avustralya, Polonya 

Kırsal nüfus verilerindeki tutarsızlıklar özellikle Çin, Brezilya, Avustralya, Polonya ve Kolombiya’da dikkat çekiciydi. Bunun bir nedeni, bu ülkelerde karşılaştırma için daha fazla bağımsız verinin mevcut olmasıydı. Olası sapmaların temel sebeplerinden biri ise birçok ülkenin kapsamlı veri toplama için sınırlı kaynaklara sahip olması. Özellikle uzak bölgelerde tam bir nüfus sayımı yapmak büyük bir zorluk olarak karşımıza çıkıyor. 

Láng-Ritter, “Buna karşılık, örneğin burada Finlandiya’da, kırsal bölgelerdeki nüfus verileri günümüzde oldukça güvenilir. Çünkü 1990’da dijital nüfus kayıtlarını tutmaya başlayan ikinci ülke bizdik. Ancak krizlerle sarsılan ülkelerde, dijital nüfus kayıtlarına geçiş süreci yıllar, hatta on yıllar sürebilir” diye konuştu. 

Uzmanlar ikna olmuş değil

Yine de tüm uzmanlar bu yeni bulgulara tam olarak ikna olmuş değil. Araştırmaya katılmayan Hong Kong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Stuart Gietel-Basten, New Scientist’e yaptığı açıklamada, dünyanın gerçekten de tahmin edilenden birkaç milyar daha fazla insanı barındırabileceği fikrine şüpheyle yaklaştığını belirtti. “Eğer gerçekten bu devasa sayı kadar eksik tahmin yaptıysak, bu çok büyük bir haber. Bu, yıllardır kullanılan binlerce başka veri setiyle çelişiyor.” 

Gietel-Basten, “Birkaç yüz binin, hatta birkaç milyon insanın sayılmamış olması makul görünebilirken, milyarlar düzeyinde bir sapma, küresel nüfus dağılımına dair anlayışımızda bir paradigma değişikliği anlamına gelir” diyor. 

Dünya nüfusunun büyüklüğü hakkındaki tartışma kesinlikle sadece akademik bir merak konusu değil. Eğer kırsal nüfusun büyük bir kısmının gerçekten kayıtlara geçmediği ortaya çıkarsa, bunun kalkınma stratejileri, çevre politikaları ve ekonomik planlamalar üzerinde derin etkileri olacaktır. Çünkü nüfus istatistikleri, siyasi kararlar, altyapı planlaması ve mali kaynakların dağıtımı için temel oluşturur. Eğer belirli topluluklar sistematik olarak eksik kaydediliyorsa, bu, onların gelişim şanslarını ciddi şekilde baltalayabilir. FRANKFURT

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.