AKP kadınların oy hakkını elinden aldı

Dosya Haberleri —

  • Erkek şiddeti sebebiyle sığınma evlerine yerleşmek zorunda kalan kadınlar seçimlerde oy kullanamıyor. En son 31 Mart'ta gerçekleşen Mahalli İdareler Seçimi’nde, sığınma evlerinde kalan yaklaşık 30 bin kadın, sandık başına gidemedi.
  • HDP Milletvekili Oya Ersoy, yakın tarihte Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık’ın cevaplaması için soru önergesi verdi. Bakanlık sığınma evlerinin gizliliğini gerekçe gösterdi, bir çalışmalarının olup olmadığı yönündeki soruyu yanıtsız bıraktı.
  • Ayşe henüz 45 yaşında. Uzunca bir süre sistematik işkenceye maruz kalan Ayşe şikayetinin ardından sığınma evine yerleştirilmiş. Ayşe, orada yaşadığı zaman dilimini “yumuşak şiddet” diye tarif ediyor. Ayşe, “Sığınma evinde hiçbir görevliye bir soru soramıyorduk" diyor.

ERDOĞAN ALAYUMAT/İSTANBUL

AKP-MHP iktidarın politikaları sonu kadınlara yönelik şiddet tırmandı. AKP Genel Başkanı ve Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen "Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi"nin 20 Mart 2021 tarihli fesih kararının ardından kadına yönelik şiddetin artması ile sığınma evlerindeki kadınların sayısı da yükseldi. Şiddet mağduru kadınlar insani haklarından mahrum bırakılıyor. Erkek şiddeti sebebiyle sığınma evlerine yerleşmek zorunda kalan kadınlar seçimlerde oy kullanamıyor. En son 31 Mart'ta gerçekleşen Mahalli İdareler Seçimi’nde, sığınma evlerinde kalan yaklaşık 30 bin kadın, sandık başına gidemedi. Kadınlar, adresleri güvenlik kaygısıyla gizlendiği için seçimlere katılamazken, AKP ve MHP'nin Meclise sunduğu, 31 Mart’ta kabul edilen Seçim Kanunu değişikliğinde, kadınların bu sorunu bir kez daha görmezden gelindi.

Sadece 145 sığınma evi var

Kadın Konukevlerinin Açılması ve İşletilmesi Hakkındaki Yönetmelik ile nüfusu 100 binin üzerinde olan belediyelerin kadın sığınma evleri açması zorunlu hale getirildi. Buna göre en az 215 kadın sığınma evinin açılması gerekirken mevcut sayı 145 olarak kaldı. Sığınma evlerinde kalan kadınların seçme ve seçilme hakkının engellenmesi yeni değil. Son beş seçimdir sığınma evlerinde kalan kadınlar, can güvenlikleri olmadığı gerekçesi ile sandığa gidip oy kullanamıyor. Yasal olarak kadınların oy verme noktasında bir sorunun olmadığını söyleyen uzmanlar kadınların oy kullana bilmesi için sığınma evlerine yada belirlenen başka adreslere sandık kurula bileceğini ancak iktidarın bu fikre sıcak bakmadığını ifade ediyor.

Vekilden soru önergesi

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Oya Ersoy, kadınların yaşamlarını koruyamayan devlet kadınların seçme ve seçilme hakkını da elinden aldığını söylüyor. Ersoy, yakın tarihte Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık’ın cevaplaması için Türkiye Büyük Millet Meclis (TBMM) Başkanlığına soru önergesi verdi.

Oya Ersoy

Bakan Yanık yanıtlaması için verilen önerge Ersoy şu soruları yöneltti: 

* 31 Mart 2019 tarihinde gerçekleşen Mahalli İdareler seçimlerinde sığınma evlerinde kalan kaç kadın oy kullanamamıştır?

* 24 Haziran 2018 tarihinde gerçekleşen Türkiye genel seçimlerinde sığınma evlerinde kalan kaç kadın oy kullanamamıştır?

* Sığınma evlerine yerleşmek zorunda kalan kadınların oy kullanabilmesi için Bakanlığınızın merkezi hükümete sunmak üzere geliştirdiği öneriler bulunmakta mıdır?

* Sığınma evlerinde kalan kadınların hem güvenliğini sağlamak hem de oy haklarını kullanmalarını sağlamak için sığınma evlerine sandık kurulması için bir çalışma başlatılmış mıdır?”

15 gün sonra cevap

Verilen sor önergesinin üzerinden 15 günlük kısa bir süre geçtikten sonra Bakanlıktan yanıt geldi. Bakanlığın önergeye verdiği cevapta, Kadın Konukevleri'nden hizmet alan kadınların oy kullanmalarına yönelik olarak kamu kurum ve kuruluşları ile gerekli işbirliği sağlandığı savunuldu.

Kaçtıkları ikamette oy kullanabilirler  

Bakanlığın cevabında oy vermek isteyen ve yüksek can güvenliği olan kadınların ikamet ettiği adreslerde oy kullanabileceği belirtilerek şu ifadeleri kullandı: “Bahse konu seçimlerde ikamet ettikleri illerdeki kadın konukevi hizmetinden yararlanan ve yüksek can güvenliği riski olan kadınlar da dahil olmak üzere oy kullanma talebinde bulunan kadınların tümünün İl Müdürlüklerimizce ulaşımları sağlanarak İl Emniyet Müdürlükleri ile iş birliği halinde güvenlik tedbirleri alınmak suretiyle oy kullanmaları sağlanmıştır.”

Bakanlık sığınma evlerinin gizliliğini gerekçe göstererek sığınma evlerinde seçim sandığının kurulmadığını ancak bu anlamda bir çalışmalarının olup olmadığını yönündeki soruyu yanıtsız bıraktı.

Bakanlıktan itiraf

Bakanlık 24 Haziran 2018 genel seçimlerinde ve 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde kendilerine bağlı sığına evlerinde kalan kaç kadının oy kullandığını verilerine ilişkin çarpıcı itiraflarda bulunuyor. Buna göre 24 Haziran seçimlerinde bakanlığa bağlı sığınma evlerinde kalan 1134 kadından sadece 204’ü oy kullanırken yine 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde bakanlığa bağlı sığınma evlerinde kalan 1128 kadından sadece 317’si oy kullana bilmiş.  

Bakanlığın verdiği verilere göre sığınma evlerinde kalan her 5 kadından 4’ü oy kullanamıyor. 

Kadınların hayatı tehlikeye atılıyor

Bakanlığın cevaplarının birer itiraf niteliğinde olduğunu söyleyen HDP Milletvekili Oya Ersoy, kadınları koruyamayan devlet aynı zamanda onların oy verme hakkını da ellerinden aldığını ifade etti. Normal şartlarda bakanlığın tek bir yönetmelikle sığınma evlerine sandık kurabileceğinin altını çizen Ersoy, “Bakanlık bunu yapmak yerine kadınların şiddet gördüğü erkeklerin kendilerini kolayca bulabileceği ikamet adreslerine yönlendiriyor. Bu ise kadınların hayatını tehlikeye atmaları anlamına geliyor” dedi.

Hazal Hartavi

Kadınlar görmezden geliniyor

Konuya ilişkin görüştüğümüz Mor Çatı Kadın Sığnağı Vakfı Sosyal Çalışma Gönüllüsü Hazal Hartavi, sığınma evlerine yerleşmek zorunda kalan kadınların, adreslerinin mahkeme kararı ile gizlenmesinden kaynaklı seçim dönemlerinde oy kullanamadıklarını dile getirdi. “Sığınakta kalan kadınların adresi Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) olarak kaydediliyor” diyen Hartavi, şu ifadeleri kullandı: “Her şehirde ŞÖNİM var ancak bazen kadınlar başka şehirdeki sığınma evlerinde kalıyor. Bu konuda kadınları görmezden geliyorlar. Sığınakta kalan kadınlara ayrı sandık kuracak bir planlamaya gidilebilir ancak buna ilişkin bir çalışma yok. İktidar kadın dernekleriyle görüşmüyor. Geçmiş dönemde kadınların buna yönelik bir talepleri vardı ama çözülmedi.”

 

Ayşe’nin hikayesi

Tüm tartışmalar dışında peki kadınların güvenliğini sağlamak için kurulduğu söylenen sığınma evlerindeki koşullar nasıl? Kendisi ile uzun süre yaptığımız görüşmelerden sonra kimlik bilgileri ve yaşadığı yerin saklı kalması kaydıyla röportaj talebimizi kabul eden şiddet mağduru bir kadın sığınma evinde yaşadıklarını gazetemize anlattı. Güvenliğinden kaynaklı ismini açıklamadığımız kadına röportajda kendinden Ayşe diye bahsedeceğiz.

Ayşe henüz 45 yaşında. Çocuk yaşta ailesinin zoruyla evlenmek zorunda kalan kadınlardan sadece biri. Evliliğinin ilk yıllarında eşiyle aralarının iyi olduğunu ancak ilk çocuğunu doğurduktan sonra önce sözlü daha sonra fiziki şiddete maruz kaldığını söyledi. Eşi ilk fiziki şiddeti uyguladığında kaynanası ile bu durumu paylaştığını ancak kaynanası, “Evlilikte böyle şeyler olur” diyerek sessiz kalmasını telkin etmiş.

Şiddet hiç bitmedi

Uzunca bir süre sistematik işkenceye maruz kalan Ayşe, “Artık dayanma gücüm kalmamıştı ve ben bu defa babamın evine gittim. Bir hafta sonra baba evine gelip beni almak istedi. Ailemle kısa bir tartışma yaşandı. O tartışmanın sonunda eşim ‘yanlış yaptım bir daha olmayacak’ diyerek babama söz verdi. Babam bunun üzerine ‘bir daha seni dövmeyecek. Bak pişman oldu. Bir daha yaparsa beni ara ben gelir seni alırım’ diyerek beni geri yolladı. Bu olaydan sonra gördüğüm şiddet biraz azaldı” diye anlattı. 

Hamileyken şiddet arttı

Birkaç yıl bu şekilde yaşamını sürdüren Ayşe, ikinci çocuğuna hamile kalır. Bu hamilelik eşi tarafından pek hoş karşılanmaz ve Ayşe hamile kaldığı için tekrar şiddete maruz kalır. Ayşe, o günleri şöyle anlatıyor: “Eşim hamile olduğumu öğrenince çok sinirlenir. ‘Zaten biriyle baş edemiyoruz bununla nasıl baş edeceğiz’ der ve çocuk düşsün diye bana şiddet uygulamaya başlar. Gördüğüm şiddetten kaynaklı bir kez düşük tehlikesi geçirdim. Tüm gördüğüm şiddete rağmen çocuğumu dünyaya getirdim. Çocuğum doğduktan sonra artık gördüğüm şiddet dayanılmaz bir seviyeye ulaştı. Aileme gidemezdim. Bende bunun üzerine karakola gidip şikayette bulundum. Karakoldaki amir insaflı çıktı ve eşime nerede olduğumu söylemedi. Ve beni sığınma evine yerleştirdi.”

Sığınma evinde ‘yumuşak’ şiddet

Yaklaşık 6 ay sığınma evinde kalan Ayşe, orada yaşadığı zaman dilimini ise “yumuşak şiddet” diye tarif ediyor. Ayşe, sığınma evi görevlilerinin kendisine pek iyi davranmadığını belirterek o süreci şöyle anlatıyor: “Sığınma evinde hiçbir görevliye bir şey soramıyorduk. Bir ihtiyacımız olduğunda genelde ya karşılanmıyor yada geç karşılanıyordu. Bir keresinde, unutmam yemekten şikayet etmiştim bana dedikleri şey ‘istersen kocana geri dön’ bu beni çok korkutmuştu ve mecburen susmak zorunda kalıyordum. Mesela bir görevliye bir gün tartışmıştım bu tartışmanın sonunda görevli bana ‘senin kocanı tanıyorum istersen arayayım gelsin seni alsın buradan’ diyerek beni tahdit etti. Bu kurumda duyulunca görevli hakkında idari soruşturma açıldı beni de başka bir sığınama evine gönderdiler.”

‘Artık korkmuyorum’ 

Gittiği ikinci sığınma evinde koşulların görece daha iyi olduğunu ifade eden Ayşe, şöyle devam ediyor: “Gittiğim ikinci sığınma evindeki koşullar biraz daha iyiydi. Benim gibi şiddet gören çok kadın vardı ama oradaki bir arkadaşım benim gözlerimi açtı. Onun sayesinde kadın derneklerine ulaştım ve durumumu dinlediler. Dernek bana hukuki destek sundu. Ve ben boşanma davası açabildim. Dernek sayesinde çocuklarımı yanıma aldım ve İstanbul’a geldim. Burada iş buldum bir yandan çalışıyorum bir yandan çocuklarıma bakıyorum.”

Ayşe’nin yaşadıkları her ne kadar geride kalsa da bazı zamanlar çok korktuğunu söylemeden edemiyor. Nedeni sorduğumuzda ise, “Eşim bana kafayı takmıştı bazen güvendiğim akrabalarla konuşuyorum onlar diyor ‘senin ki hala sana kızgın seni bulsa öldürecekmiş’ gibi ama ben artık eskisi gibi umursamıyorum. Beni bulamaz bulsa bile bir şey yapamaz. Çünkü artık eskisi gibi korkmuyorum” diye belirtti. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.