Alevilerin gündem dışı kalması kendileri için tehlikedir

Forum Haberleri —

.

.

  • Aleviler Türkiye demokrasinin en önemli ve olmazsa olmaz gücüdür. Bir de bu sebeple Aleviler sessiz ve pasif kalamaz, kalmamalıdır. Artık Alevilerin de birilerini ‘korkutması’, birilerine de hesap yaptırması gerekir.

CİHAN EREN

Türkiye'de çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Ve ilginç olaylar oluyor. Hemen her gün yeni bir siyasi değerlendirme yapmayı gerektiren bu baş döndürücü ortamda, halk tabiriyle sesi çıkmayan neredeyse tek bir Aleviler oluyor. Alevi örgütlerinin sahiplendiği misyonu yerine getirmemesi, Alevi kanaat önderlerinin, Pîrlerinin de gereken duyarlılığı tam gösterememesi bu sessizliğin uzamasına neden oluyor. 

Aleviler sadece Türkiye ve Bakur Kürdistan'da değil milyondan fazla Alevinin yaşadığı söylenen Avrupa'da da Alevilerin gündeme dair tepki ve talepleri pek olamıyor. Hem ülkede hem Avrupa gibi bir alanda Alevilerde yaşanan bu pasiflik değerlendirilmesi gereken çok önemli bir mesele olarak önümüzde duruyor.

Birkaç yıl önce Alevi örgütlemesi kendi içinde, ‘mevcut örgütlenme modeli Alevilerin ihtiyaçlarına cevap veriyor mu vermiyor mu’ tartışması başlatmıştı. İnanç, siyasi ve kültürel çalışmaların iç içe olmasının ne kadar sağlıklı olduğu da tartışılan konu başlıkları içindeydi. Olumlu ve olumsuz yanlarıyla tartışılmaya açılan örgütlenme modelinin inanç boyutuna tam cevap verip vermediği tartışıla bilir. Ancak güncel durum, tartışmaya açılan örgüt modelinin Alevilerin siyasi taleplerine yeterince cevap vermediğini gösteriyor. Çünkü elimizde bu yazıda da ele almaya çalıştığımız ‘sessizlik-pasiflik’ verisi söz konusudur. 

Aleviler sessiz ve pasif kalamazlar. Bu hem inançlarına terstir hem de dünya anlayışlarına göre yanlıştır. İkincisi ve en önemlisi de Aleviler de başta Kürtler olmak üzere birçok halk ve inanç gibi yok sayılmaktadır. Kimlikleri inkar edilmektedir. Alevileri yok sayan siyaset ve düzen anti demokratik ve faşisttir. Tekçi ve dinci-milliyetçidir. Bu rejim AKP-MHP ittifakı şeklinde son bir deneme yapmaya çalışıyor. Ve Kürt Özgürlük Hareketiyle, Türkiye demokrasi güçlerinin kesintisiz direnişi sayesinde çökmüştür. Her tarafından mafya, çete, rüşvetçi gazeteciler, hırsız ve yalancı siyasetçiler dökülmektedir. Böyle bir aşamada demokrasi güçlerinin mücadelesi daha hayati olmaktadır. Aleviler Türkiye demokrasinin en önemli ve olmazsa olmaz gücüdür. Bir de bu sebeple Aleviler sessiz ve pasif kalamaz, kalmamalıdır. 

Alevilerin Türkiye demokrasisinde oynayacağı rol, yaratacakları etki çok büyüktür. Kendileri konuşmaz, kimlikleri ve örgütleriyle eylemde olmazsa bu demokrasinin eksik, bir renginin soluk kalmasına neden olacaktır. Bu nedenlerledir ki Türkiye'nin en kritik süreçlerinde Aleviler hedef yapılmış, korkutularak sindirilmek istenmiştir. Peker’in açıklamalarından sonra bir kez daha böyle bir gündem oluşmuş oldu. Hem bu hem de geçmişte Alevilere dönük saldırıları daha geniş bir pencereden okumak gerekmektedir. 

Neden en kritik süreçlerde Aleviler hedef alınır ve Aleviler üzerinden olaylar çıkarılır? Her şeyden önce Aleviler Türkiye demokratikleşmedikçe bu tür saldırılara hep maruz kalacağını bilmek durumundadır. Alevilerin hedef olmaması ancak ve ancak Türkiye'nin demokratik hukuk devleti işleyişine kavuşturulmasıyla mümkün olur. Alevilerin sürekli hedef yapılmasının bir nedeni de olay ve olgulara CHP zihniyetiyle yaklaşmaları, varlıklarını bu zihniyetle değerlendirmeleri olduğunu belirtebiliriz.

Bilindiği gibi daha 1960’lardan itibaren CHP zihniyeti, Aleviler Türkiye sol ve sosyalist hareketine destek vermesin, Türkiye demokratikleşmesin diye ‘siz siyaset yapıyorsunuz, sola giriyorsunuz ve kendinizi hedef haline getiriyorsunuz’ mealinde telkinlerde bulunur, Alevileri yönlendirmeye çalışırdı. Bu CHP politikası, Alevilerin apolitikleşmesinde etkili olmuştur. Alevileri örgütsüz bırakarak, sıradan bir tarikat kadar bile etkili olmasının önüne geçmiştir. Oysaki Aleviler Türkiye’nin yüzde yirmi beşinden fazla bir kesimdir. Sadece seçimlerde bile demokratik taleplerini dayatmış olsalardı istedikleri birçok kazanımı elde edebilirlerdi. Ancak apolitiklik ve CHP’nin kendilerini laiklik adı altında aldatması ve yönlendirmesi, bu oy gücünden bile yararlanmamalarına neden oldu. Dolayısıyla Aleviler her zaman bu anlayış için ‘arka bahçe’ haline getirilmiş oldular. Adı var kendisi yok, inancı var ritüelleri yasak, tarihi var mabetleri yasak gibi bir durum ortaya çıkmış oldu. Ve böylece devlet elitleri içinde Aleviler ‘kazanılmış ve kullanılmaya hazır’ diye bileceğimiz bir mantık ve politik yaklaşımla ele alınmaya başlandı. İşte Alevilerin her kritik dönemde hedeflenmesinin nedeni bu algı ve politikalara yol açan durumdur. Çünkü vursan da hesabını soracak sahibi yok gibi bir topluluk sayılmıştır. 

Demek ki Alevilerin sessiz kalması, pasif olması değil, CHP zihniyeti dediğimiz algı ve politik yaklaşımla kendilerine bakması, tutum alması kendilerini hedef yapmıştır. Yapmaktadır. Alevilerin CHPciliği Alevilerin kullanılmasına ve bu arada gerektiğinde de vurularak kurban edilmesine ortam hazırlamıştır. CHPcilik, devletin ve dinci-milliyetçilerin Alevilerden ‘korkmamasını’, devlet ve sağ dincilerin iktidara gelmesini, devletin bu zihniyettekilerin eline geçmesini kolaylaştıracak kesim haline getirmiştir.

Artık Alevilerin de birilerini ‘korkutması’, birilerine de hesap yaptırması gerekir. Bu gerçekleşmezse Aleviler zaman hedef olur. Örneğin birileri Alevileri katlederek Türkiye'ye kendi düzenini mi vermek istiyor? Aleviler bu ve buna benzer güçlere ‘madem bizi katlediyorsunuz biz de sizin Türkiye’nizi yakar, yıkar ve kendi demokratik sistemimizi kurarız’ fikrini düşündürtecek ve dedirtecek bir tutuma ve duruşa sahip olabilirse üzerlerindeki tehlikeler ortadan kalkar. Yok eğer ortam toz duman biz biraz daha bekleyelim diyen CHPcilik ile devam edilirse işte o zaman da Aleviler üzerinden birileri kendi plan ve emellerini gerçekleştirmek için harekete geçer. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.