Batman’ı yutacak patlama riski
Dosya Haberleri —

foto: Metin Yoksu
Yerine kayyum atanan Batman Belediyesi Eşbaşkanı Gülistan Sönük, Batman’ın karşı karşıya olduğu tehlikeleri anlattı.
- Batman’ın birçok problemi var. Bunların başında trafik, altyapı, madde bağımlılığı ve kadın özgürlük sorunu geliyor. Bütün bu sorunlar artık çok ciddi boyutlara varmış durumda. Bildiğiniz gibi kayyum ilk olarak 2016’da atandı Batman’a.
- Tüpraş’ta gaz da var. Bu gaz kentin altındaki borularla bir yerden bir yere aktarılıyor. Boru hatlarının geçtiği bölgelerde gaz kokusundan pencereleri açamıyorsunuz. Bu bir sızıntıya işaret. Bu gazların birikip patlama ihtimali çok yüksek.
- Esentepe’yi dümdüz ettiler. Belediyenin sosyal tesisi, misafirhanesi, havuzu vardı. Maddi durumu el vermeyen insanlar kültürel ve sosyal etkinliklerini orada yapıyorlardı. Halkın yeriydi. Hepsini yıktılar. Kentteki bir aileye peşkeş çektiler.
MIHEME PORGEBOL
Kayyum politikalarının en yoğun ve şiddetli şekilde uygulandığı Kürt kentlerinden biri Batman. 2016’dan bu yana tüm dönemlerde kayyum atanan Batman Belediyesi’ne son olarak 4 Kasım 2024 tarihinde Ekrem Canalp, seçilmiş belediye başkanı Gülistan Sönük’ün yerine kayyum olarak atandı. Kayyum uygulamaları aktüel siyaset ve toplumsal yaşamı baskılamayı sürdürürken yerel dinamiklerden uzak yönetim anlayışı Batman’ı felaketlere gebe bir kent haline getirdi. Batman Belediyesi Eşbaşkanı Gülistan Sönük, Batman’ın karşı karşıya olduğu tehlikeleri anlattı. Sönük, Batman’da birçok mahalleyi tehdit eden büyük bir patlama olasılığına dikkat çekerken, bu gibi tehlikelere çözüm aramaktan uzak kayyum zihniyetinin belediyeyi 8 milyar TL borç altına soktuğunu anlattı.
Batman’ın artık kangrene dönüşmüş bazı sorunları var. Bu sorunlar hakkında neler söyleyebilirsiniz? Kayyum bu sorunlara dönük neler yaptı bugüne kadar?
Batman’ın birçok problemi var. Bunların başında trafik, altyapı, madde bağımlılığı ve kadın özgürlük sorunu geliyor. Bütün bu sorunlar artık çok ciddi boyutlara varmış durumda. Bildiğiniz gibi kayyum ilk olarak 2016’da atandı Batman’a. Biz de 2024 yılında, Mart’tan Kasım’a kadar 7 aylık bir yurtsever belediyecilik imkanı bulabildik, sonra yine kayyum atandı.
Batman’ın kronik problemlerine tek tek eğilecek olursak hava kirliliğinden başlayabiliriz. Farklı zamanlarda yapılan araştırmalara göre havası en kirli illerden biri Batman. Bu durum beraberinde ciddi sağlık problemleri getiriyor. Kayyum atanmasının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen bu konuda hiçbir çalışma yapılmadığı gibi sorunu büyütmek üzere adımlar atıldı. Kamuoyuna da yansıdı bunlar. Diyarbakır Caddesi olarak adlandırdığımız kentin en büyük caddesinde ağaç kıyımı yapıldı. Gerekçe ise trafiği rahatlatmaktı. Şehre geldiniz, gördünüz trafiğin halini. Çok mantıksız bir yöntem izlediler. Işık sayısını arttırdılar. Yaptıkları düzenlemelerle trafikte seyreden araçlar, daha fazla dolanmak durumunda kalıyor. Yani aracın trafikteki seyir süresini arttırdılar. Yurtsever belediyecilik anlayışıyla düzenlemesi yapılan Diyarbakır Caddesi’nin planı yaya odaklı geliştirilmişti. Bu caddede trafiğin günden güne azalması hedeflenirken kayyumun uygulamalarıyla cadde git gide daha çok araç trafiğine açılıyor. Bu araçlar kentin hava kirliliğinin en büyük faktörlerinden biri.
Sizin bunlara dönük proje ve çalışmalarınız var mıydı?
Batman’ın trafiği Esentepe Kavşağı’ndan Belediye Kavşağı’na kadar olan hatta yoğunlaşıyor. Burayı rahatlatmak için çalışmalarımızı başlatmıştık. Yeni Havaalanı Kavşağı’ndan Eski Havaalanı Kavşağı’na bir yol bağlayıp ağır tonajlı araçların transit geçişini sağlayıp kent içi trafiği hafifletecektik. Bu anlamdaki çalışmalarımıza başladık ama hava mania alanına girdiği için yürütme durdurma kararı alındı. Buna alternatif olarak Siirt yolu için benzer bir proje geliştirdik. Siirt yolu aynı zamanda kentte en çok kazanın yaşandığı hatların da başında geliyor. Bu projeyle bu kazaları da engellemeyi hedefledik. Yine Yeni Hal’den Komando Caddesi’ne bir yol bağlayarak kent içi trafiği hafifletme projemiz vardı. Ayrıca ana caddelerdeki yoğunluğu azaltmak için ara sokaklarda tek yönlü trafik akışı sağlama projemiz vardı. Bu saydığım projelerin tamamına da kısmen başlamıştık.
Kayyum geldikten sonra çalışmalar durdu mu?
Bazılarını devam ettirdiler, bazılarını durdurdular. Garip olan ise bizim dönemimizde yürütmeyi durdurma kararı verilen kimi projeler, kayyum geldikten sonra durdurma kararına rağmen devam ettirildi.
Peki hava ve su kirliliğine dair ne çalışmalarınız vardı?
Batman’ın kirlilik haritasını çıkarıp çevre ve sağlık örgütleriyle toplantılar yaptık. Tüpraş’ın kentin içinde olması ciddi bir risktir. Hatırlarsınız, geçen senelerde bir patlama yaşanmıştı ve Tüpraş’tan sızan sıvının Batman'ın suyuna karıştığı tespit edilmişti. Suda yapılan testlerde fenole rastlanmıştı. Bu da aslında beraberinde ciddi sağlık sorunlarını getiriyor. Bizim buna dönük TMMOB ve S.E.S’le çalışmalarımız oldu. Örneğin Batman’da içme suyunun içilebilirliğini tekrar test etmeliyiz. Batman’ın içme suyu havzası derin değil. Bazı kışlar bir buçuk metreye kadar inebiliyor. Yazın en fazla 3 metre derinlikte. Yani insan atığı bile içme suyuna çok çabuk karışabiliyor.
Dahası da var, Tüpraş kaynaklı sızıntıların bir patlamaya sebep olmasından endişe ediyoruz. Belediye binasını ve Tüpraş tesislerinin de olduğu alanı kapsayan Şirinevler ve Cumhuriyet mahalleleri ile çevre mahallelerde bir patlama olmaması için sebep yok. Birikmiş sızıntının patlamamasının tek açıklaması o mahallelerdeki evlerin bodrum katlarının olmaması. Orada evlerin bodrum katları olsaydı yer altındaki insan faaliyeti artacaktı ve bu kaçınılmaz olarak bir patlamaya sebep olacaktı. Normalde o bölgenin tamamının yerleşimden arındırılması lazım.
Bunun ciddiyetini anlatır mısınız? Bu kadar büyük bir tehlikeyi yaratan şey ne?
Biliyorsunuz, Tüpraş’ta gaz da var. Bu gaz kentin altındaki borularla bir yerden bir yere aktarılıyor. Boru hatlarının geçtiği bölgelerde gaz kokusundan pencereleri açamıyorsunuz. Bu bir sızıntıya işaret. Bu gazların birikip patlama ihtimali çok yüksek. Bunu çok dillendirmiyorlar ama biz görevdeyken bu soruna çözüm bulmak için TMMOB’la ortaklaştık.
Bu tehlikeye dair bir rapor var mı?
Bir rapor yok ama şöyle bir şey var; suda fenol bulunmuşken Tüpraş’a neden test yapılmıyor. Yapılsa sorunun Tüpraş’tan kaynaklandığı ortaya çıkacak; testi yaptırmıyorlar. Biz cuma günü buna dönük bir toplantı aldık, pazartesi bize kayyum atadılar. Bunlar çok ciddi meseleler. Tüpraş’ın Batman'ın merkezinden çıkması lazım. Şirinevler, Cumhuriyet ve Çarşı bölgesinde akciğer kanseri vakasının çoğaldığı gözlemlendi. Hepsinin sebebi o kirli hava, o gaz. Ben kendim de orada oturuyorum ve biliyorum.
Belediyenin şu anki ekonomik durumu hakkında bilginiz var mı?
Belediyeyi devraldığımızda borçları teşhir ettik, halkla paylaştık. 3 milyar 54 milyon TL borcu vardı. Ne tesadüf değil mi, bu borcun yaklaşık bir milyarı 2024 yılının Ocak ayı ila Mart arasında yapılmış -çoğunluğu da Mart. Seçime yaklaşırken bu paraları belediyenin kasasından çıkarmışlar. Ayrıca bu borçlar hizmet üreten borçlar değil. Mesela 72 bin yardım kolisi dağıtıldığı söylendi ama Sayıştay raporları bu kolilerin kimlere verildiğinin belli olmadığını açıkladı.
Zaten Batman’da yardım kolisine muhtaç 72 bin aile varsa…
O zaman devlet acil bir eylem planı hazırlamalı burası için, çünkü burası artık bir kampa dönüşmüştür. Bu kolilerin kimlere verildiği belli değil; bunu Sayıştay söylüyor. Mesela, Kadın Politikaları Müdürlüğü’ne 650 koli teslim edildiği söyleniyor ama dağıtıldığına dair tutanak altına alınan sadece 100 koli var. Gerisi kayıp. Belediyede bunun gibi bir dünya işlem var.
Bakın başka bir sorundan bahsedeyim. Batman, büyükşehir yasasına tabi değil. Kayyum yönetimi, seçime yakın süreçlerde bizim kazanma ihtimalimizin düşük olduğu ilçelerin bütün park ve bahçe işlerini üstlendi. Yine jandarma ve emniyet başta olmak üzere birçok resmi kuruma sıfır araç alıp hibe etti. Bu paraların hepsini kendilerince bir seçim yatırımı olarak harcadılar. AKP için bir seçim yatırımı yaptılar.
Siz 3 milyar borçla devraldınız, şu an 8 milyar borçtan söz ediyorsunuz. Bir buçuk yıllık sürecin yarısında siz vardınız. Siz o 3 milyar borçtan eksiltip azalttınız mı?
O borçların bir kısmını ödedik. Kimi borçlar daha para belediyenin hesaplarına girmeden kesiliyordu zaten. Vergi Dairesi ve SGK gibi kurumlar kayyumdan 3 yılda alamadığı 100 milyon lirayı biz görevdeyken tek seferde kesti. Para belediyenin hesabına yatmadı bile. Bu şekillerde bile olsa kısa sürede toplam borcun 500 milyon kadarını ödedik. Oysa şu an kimileri borcun 7 milyar civarında olduğunu kimisi 8 milyarı bulduğunu söylüyor. İçişleri Bakanlığı ve savcılığın acilen devreye girmesi lazım. Soruşturma başlatılmalı.
Batman’ın acil diğer sorunları neler?
Kadın özgürlük sorunu Batman’da çok acil müdahale edilmesi gereken bir mesele. Gençlerin fuhuş ve uyuşturucuya bulaşmış olması çok acil bir mesele.
Kayyum yönetimindeki belediyenin bu ihtiyaçlara dönük sosyal politikaları ne? Ya da var mı?
Kadınlar ve gençler için hiçbir bir ciddi çalışması yok. Çalışma diye yaptıkları daha çok iktidarın söylemleri üzerinden, kadını özne olarak görmeyen, onu ailenin bir nesnesi olarak gören uygulamalar. Mesela biz çok dilli kreş açmıştık, kreşi kapatıp müftülükle birlikte Kur’an kursuna çevirmişler. Kadın Politikaları Müdürlüğü kadın politikalarından ziyade aile çalışmaları yürütüyor. Bu yüzden kadın özgürlük sorunu daha da derinleşiyor. Kadınlar çözümsüz bırakılıyor. Biz şiddetle mücadele için, kadınların yaşadığı sorunları en aza indirmek için psikolog ve sosyologlar istihdam ettik; onlar, bu çalışanların belediyeye giriş kodlarını değiştirdi. Onları park ve bahçe işlerine gönderdiler. Yine uyuşturucuya karşı bir eylem planları yok.
Malumunuz bir süreç ve müzakere ortamı var. Kürt meselesine ilişkin olarak kayyum uygulaması önemli bir yerde duruyor. Kayyum belediyesinin faaliyetlerinde süreç etkisi gözlemliyor musunuz?
Bilmiyorum, süreç etkisi sayılır mı bu ama az önce sözünü ettiğim borçların önemli bir kısmı hiç tanınmayan, bilinmeyen, bu kentle hiç ilgisi olmayan insanların buraya getirilip, buralıların bilmediği dillerde şarkılar söyletildiği etkinliklerden kaynaklanıyor. Dünya para harcadılar bunlara ama getirilenlerin isimlerini bile bilmiyoruz. Mesela çikolata festivali yapıldı Batman’da. Kürdistan’ın çikolatayla ne ilişkisi var. İnsanın aklına Ankara Büyükşehir Belediyesi eski başkanının dinozorları ve jelibon rezervleri geliyor. Bu halkın paraları işte bu kadar komik şeylere harcanıyor.
Bunları ısrarla sorduğunuzu ve yanıt beklediğinizi takip ediyoruz. Kayyumun bizzat size karşı tavrını da görebiliyoruz…
Gerçekten çok seviyesiz bir insan. Biz tepkilerimizi ortaya koyduğumuzda bir cevabı olmadığı için olayı çarpıtan demagojik bir üslup kullanıyor. Mesela biz borçtan bahsediyoruz, gidiyor belediyenin 2020’deki faaliyetlerini anlatıyor. Gelsin bir platformda halkın önünde kentin sorunlarını tartışalım. Varsa cesareti, biraz kendine güveniyorsa gelsin biz soralım bu paraların nereye gittiğini, o da yanıt versin. Çünkü bu paralar bu halkın cebinden gitti. Çok acı bir şey değil mi, 21. yüzyılda insanlar sel yüzünden hayatını kaybetti. Bu, belediyenin sorumluluğundadır. Neden paraları buralara harcamıyorlar. İşte bütün bunları üst üste koyunca süreçle ilişkili olarak şöyle bir değerlendirme yapmak gerek: Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın önderliğini üstlendiği ve Kürt Özgürlük Hareketinin üzerine düşen her şeyi yaptığı bir süreç varken iradesi gasp edilmiş bir kadın olarak bu röportajı veriyor olmak, Türkiye siyaseti açısından kapkara bir lekedir.
O halde süreç, kayyumun hizmet politikalarına da yansımıyor…
İşleri daha hızlı yapıyorlar artık…
Bu ne demek?
Bu benim yorumum; süreç kamuoyuna yansıdıktan sonra ve halkın süreçten beklentisi arttıkça onlar da ihale süreçlerini hızlandırıyor. Yangından mal kaçırmak gibi... Belediyeyi daha çok borç batağına sokuyorlar. Az bir vakitleri kaldığını düşünüyorum, bu yüzden de alabildiklerini almak istiyorlar. Bir iyi niyet pratiği olmadığını söyleyebiliriz. Batman'ın yarınını bugünden tüketme politikası güdüyorlar. Halkın geleceğini bugünden tüketmek insanlık açısından da ciddi bir problem.
Buna asfalt plenti işletmesindeki usulsüzlükleri örnek olarak veriyorsunuz…
Evet, çünkü bu konuda ciddi bir yolsuzluk var. Sayıştay raporlarında da usulsüzlüğe ilişkin bir bulgu olarak değerlendirilmiş bu durum. Batman Belediyesine ait bir şirketin işlettiği asfalt plenti, belediyeye kiralanmış. Bunun açıklanması lazım.
Bunların sosyolojik yansımaları da oluyordur haliyle…
Biz hep maddi meselelerden bahsediyoruz ama manevi tahribat da çok ciddi boyutta. Örneğin bir imar politikası yapmışlar, yurttaşın bir dönüm yeri varsa, sabah uyandığında, o dönüme 10 ortak çıkmış bulabiliyor. Ya da işte arsası kamulaştırılıp arsasının yerine şehrin öbür ucunda bir arsa veriyorlar. Bu uygulamalar, insanları her açıdan çok mağdur ediyor. İnsanların eviyle, şehriyle, toprağıyla ilişkisini zedeliyorlar.
Esentepe’ye bir külliye yaptırmışlar. Aslında Esentepe kentin en önemli nefes alma alanlarından biriydi. Hepimizin çocukluğunda yeri var.
Esentepe’yi neredeyse dümdüz ettiler. Belediyenin orada sosyal tesisi vardı, misafirhanesi vardı, havuzu vardı. Maddi durumu el vermeyen insanlar kültürel ve sosyal etkinliklerini orada yapıyorlardı. Halkın yeriydi. Hepsini yıktılar. Kentteki bir aileye peşkeş çektiler.
Külliyenin inşasından itibaren Nasıroğlu ailesine ait Fernas şirketini, iktidar projelerinin ihalelerinde daha sık duymaya başladık...
Türkiye'deki en büyük yol ihalelerini alan yine Fernas. İnsanların dini değerlerini kullanıp kendilerine rant sağlıyorlar. Belki külliye yerine başka bir şey yapsalardı insanlar Esentepe’deki tahribata müsaade etmeyecekti. Çünkü gerçekten orası kentin hafızasıydı. Neredeyse bütün Batman'ın anısının olduğu bir yerdi.














