Bereket, direniş ve özgürlük

Zozan SİMA yazdı —

  • Belgelerde Newroz “başkaldırı günü” olarak tanımlanır. Mazlum Doğan, Zekiye Alkan, Rahşan Demirel, Ronahi-Berivan ise bedenlerinde yaktıkları özgürlük ateşi ile Newroz’a direnerek özgür yaşama anlamı yüklediler. 

Kutsallık ve bereket birbiriyle ilişkili kavramlardır. Semitik dillerde k-d-s ve k-d-d kökünden türeyen sözcük ekmek ya da gıda anlamına gelen ‘kut’ kelimesinden türer. Sümerce gıda anlamına gelen ‘kauta’ sözcüğünün bunun kaynağı olduğu düşünülür. Bereket kelimesi de yine Semitik dillerde b-r-k kökünden türeyen mübarek, tebrik, teberik (kutsal nesneler, bazı yerlerde kutsal yerlerden alınan toprak) gibi kutlama kelimeleri ile anlam bulur.

Kürtçe’deki pîroz kelimesi de ‘bi-roz’ yani ‘güneşle birlikte olan’ anlamına gelir. Güneş, ekmek, bereket ve kutsallık arasındaki bağlar tüm kültürlerde bereket bayramlarının kaynağını oluşturur. Toprakla suyun, eril ile dişilin, gece ile gündüzün kavuşmasını simgeleyen kutsal birleşme (hieros gamos) de bu günde gerçekleşir. Tanrıça ile tanrının ya da tanrıça ile ölümlü bir tanrının buluşma günü için seçilen dönem Newroz’a denk gelir.

Mitraizm, Mazdeizm ve Zerdüşlükte izlerine rastlanan bu bereket ritüelleri Kawayê Hesinkar’ın zalim Dehak’a karşı kazandığı zaferle yeni anlamlar kazanır. Üç gün önce aynı zamanda bu zaferin 2733’üncü yıldönümünü kutladık.

İhvan’ul Sefa ve Karmatiler’in belgelerinde Newroz “başkaldırı günü” olarak tanımlanır. Mazlum Doğan, Zekiye Alkan, Rahşan Demirel, Ronahi-Berivan ise bedenlerinde yaktıkları özgürlük ateşi ile Newroz’a direnerek özgür yaşama anlamı yüklediler. Kürt halkı Newroz’u hem bir bayram hem de direniş ve eylem günü haline getirdi. Rêber Apo, 2005 yılında Demokratik Konfederalizm ilanı ile Kürtlerin devletsiz örgütlenme modelini sunarak tüm dünya haklarının ulus-devlet batağından çıkışının yolunu göstermiş oldu. Her yıl Newroz yeni bir adımın, yeni bir anlamın, yeni bir bedelin ama mutlaka direnişin bayramı olmaya devam ediyor. Bu yılki Newroz da bir PKK ve Rêber Apo Newroz’u olarak anlam buldu. Heftanîn direnişi, Garê zaferi ve 8 Mart coşkusunun zirveleşmesi oldu.

Ne kapitalizmin başımıza saldığı salgını ne de faşizmin zorbalığını dinledi. Alanlarda en güzel görüntüleri ise Kürt kadınlarının yaşadığı her alanda ulusal kıyafetleriyle yarattıkları renk cümbüşü oluşturdu. Aslında sadece Kürt kadınlar diyerek haksızlık yapmayalım, çünkü bu yıl Kuzey Doğu Suriye’de bir çok Arap kadın da kendisine Kürtlerin ulusal kıyafetini diktirip indi alanlara.

Ve çocuklar tabii. Çocukların ulusal kıyafeti zor dikiliyor diye sorun çıkaran terzilere inat, onlar da YPG, YPJ, gerilla ya da şal û şepiklerini, fistanlarını giyerek indiler alanlara. Artık onlara da Newroz kuşağı diyebiliriz.

Toprağın ve suyun bereketine kast eden, insanların boğazlarındaki son lokmayı çalma peşinde olanlar, çağın Dehakları da boş durmadı. Doların fırlayarak yoksulluk ve işsizliğin derinleşmesi, halkın vekili Gergerlioğlu’nun mecliste yaka paça gözaltına alınarak iradesinin yok sayılması, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılarak kadınlara göz dağı verilmesinin aynı güne denk getirilmesi tesadüf olmasa gerek.

Newroz mitolojisinin atfedildiği tanrılardan -ki bazı kaynaklar onun esasta tanrıça olduğunu söyler- Mithra aynı zamanda sözleşmelerin koruyucusudur. Çok eski dönemlerden bu yana insanlar sözleşmelerin savunulması ve korunması gerektiğinin bilincindeydiler. Bir Newroz günü çok sınırlı ve yetersiz de olsa kadınların haklarını koruyan bir sözleşmeyi feshettiniz ya, Mithra’nın laneti de üzerinize olsun. Bu sadece bir dilek değil, mücadele ile yerine getirilmesi gereken bir görevdir de. Baharın gelişini, direnişin zafere ulaşmasını, kadınların özgürleşme mücadelesini durduramayacaksınız. Bu da Newroz mesajımız olsun sizlere…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.