BM topladığı verileri kullanmadı

Kadın Haberleri —

Natia Navrouzov

Natia Navrouzov

  • Êzîdîlere yönelik çalışmalardan bulunan ABD merkezli sivil toplum örgütü Yazda’nın avukatı Natia Navrouzov, Ankara’da yaşayan DAİŞ’çıların elinden kurtarılan Êzîdî Rojda’nın hikayesini basından öğrendiklerini belirterek, BM’nin Êzîdî soykırımına ilişkin toplandığı verileri kullanmadığını kaydetti.

MELIKE AYDIN / JINNEWS

Geçtiğimiz günlerde Ankara’nın Kazan ilçesinde 8 bin Dolar karşılığında DAİŞ’çıların elinden kurtarılan Êzîdî kadın Rojda’nın yaşadıkları gündemdeki yerini koruyor. 

Êzîdîlere yönelik çalışmalardan bulunan ABD merkezli sivil toplum örgütü Yazda’nın avukatı Natia Navrouzov konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

2 bin 800 kadın hala kayıp

DAİŞ saldırısı başladığında 7 bin Êzîdî kadın ve çocuğun kaçırıldığını ve 2 bin 800 kadının ise hala kayıp olduğunu dile getiren Navrouzov, “Bir kısmının Türkiye’ye getirildiğini ve Ankara dahil Türkiye’nin farklı yerlerinde tutulduğunu biliyoruz. Rojda geçen hafta bulundu ve 3 yıldır bir evde tutulduğunu ve bu süre içinde evi terk edemediğini öğrendik. Êzîdî kadınların bir yerlerde duvarlar arkasında tutulduğunu ve oradan çıkamadığını biliyoruz. Rojda’nın, ailesine hasta olduğu için satıldığını, hangi koşullarda tutulduğunu öğrendik. Bu, Rojda gibi bunca yıl hangi koşullarda tutulduğu bilinmeyen kadınlar için bir arama yapılmadığını gösteriyor. Yine bulunmaları konusunda bir girişimin yapılması gerektiğini de gösteriyor” şeklinde konuştu.

DAİŞ’çılar kadın ticaretinden sorgulanmadı

Rojda ile ilgili bilgiyi medyadan öğrendiklerini ancak DAİŞ mensuplarına dair herhangi bir haberin yansımadığını belirten Navrouzov, Türk devletinin bu konuda harekete geçmesi gerektiğine işaret etti. HDP Milletvekili Ayşe Acar Başaran’ın konuya ilişkin Türk Meclis Başkanlığı’na DAİŞ’lilerin Türkiye’de köle ticareti trafiğini nasıl yaptıklarına ve Rojda’nın Ankara’da bulunmasına dair soru önergesi verdiğini hatırlatan Natia Navrouzov, “Bu da Türk yetkililerin cevaplaması gereken konu. Biz bu konuyu ve mahkeme süreçlerini takip ediyoruz. Şimdiye kadar hiçbir IŞİD (DAİŞ) mensubu kadın ticaretine dair sorgulanmadı. Sadece terör örgütü mensubu olmaktan yargılanıyorlar. Şimdiye kadar dünya çapında sadece Almanya’da geçen Kasım ayında Êzîdîlere yönelik suçlar savaş suçu ve soykırım kapsamında değerlendirilerek yargılandı” dedi.

Kayıplar problemi ailelere bırakılamaz

Bir Êzîdî kadının DAİŞ mensubu biri tarafından Almanya’ya getirilmesi nedeniyle Almanya’da yargı sürecinin başladığını kaydeden Navrouzov hala katedilmesi gereken çok yol olduğuna dikkat çekti. Katliama uğrayanların yakınlarının veya kurtarılan Êzîdî kadınların “sizin için adalet nedir” sorusuna “kayıp kadınların bulunması ve faillerin yargı önüne çıkarılması” cevabını verdiklerini dile getiren Navrouzov, “Hala kayıp olan insanların bulunabilmesi için Türkiye, Irak, Suriye ve Avrupa ülkelerinin ortak hareket etmesi gerekir. Çünkü kaçırılan kadınlar tek bir ülkede değil, bir köle ticareti trafiği içinde herhangi bir yerde olabilirler. Bu insanların bulunması için ortak hareket etmeleri gerekir. Çünkü kayıplar problemi sadece ailelere bırakılamaz. Aileler umutsuzca ve acı içinde yakınlarını arıyorlar ve binlerce dolar harcıyorlar bunun için. Bu şekilde devam edemez, bu devletler arasında çözüme kavuşturulmalı” ifadelerini kullandı.

Her ülke DAİŞ’çı vatandaşını yargılasın

Sorunun Irak’ta Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde kurulacak bir yargı mekanizması ile çözülebileceğine inanan Navrouzov,“BM’nin sorunu nasıl çözdüğü önemli. Çünkü hayatta kalanların asıl merak ettiği şey bu ve uluslararası bir çözüm istiyorlar” dedi. 2017’de DAİŞ’in suçlarının tespiti için BM görevlilerinin Irak’a giderek veri topladıklarını dile getiren Navrouzov, toplanan verilerin kullanılmadığını belirtti. 

BM nezdinde bir mahkemenin kurulmasının zaman alacağını ancak bu süreç içinde her ülkenin kendi vatandaşı olan DAİŞ mensuplarını kendi yargılarına göre yargılayabileceğini dile getiren Navrouzov, şöyle dedi: “Onlar bu konuyu önemsemeyecekse kim önemseyecek? BM yasalarına göre devletler birbirlerine saldırmamalı saldırırsa BM Konseyi o ülkeye yaptırım uygulayabilir. Teorik olarak BM Güvenlik Konseyi’nin bu devletlere karşı güç kullanma yetkisi de var. Ama gördüğümüz gibi Ukrayna savaşında Rusya’ya karşı kullanılmıyor. Bu nedenle sadece bir ülkeye yaptırım uygulamak çok zor, çünkü bütün ülkelerin ilişkileri iç içe girmiş durumda.” 

Êzîdî kadınların bulunması için yapılan kampanyaların önemine dikkat çeken Navrouzov, umut etmeye devam etmek gerektiğini belirterek, “İnandığınız şey için savaşmaya devam etmek çok önemli” dedi. 

Çeviri: Menekşe Özbay 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.