Bu saltanatı yıkacağız

Dosya Haberleri —

Yeşil Sol/Başkale

Yeşil Sol/Başkale

  • Yeşil Sol Parti Serhat turu için bölgedeyim. Seçimlerin anahtarı olarak görülen Kürt halkının nabzını tutmak istiyorum. Gever, doğasıyla, insanıyla hayran bırakıyor. Yitip gitmeyen o engin direniş ruhunu görmek insana iyi geliyor.

GÜLCAN DERELİ

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'nin (Yeşil Sol Parti) Serhat turu için bölgedeyim. Seçimlerin anahtarı olarak görülen Kürt halkının nabzını tutmak istiyorum. Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra Wan'a vardım. Gazeteci arkadaşlarımla buluşup biraz dinlendim. Sonraki gün Colemêrg'in (Hakkari) Gever (Yüksekova) ilçesinden 14 Nisan'da startı verilecek seçim turu için yola çıktık. Konvoydan önce yola çıktık, biraz kalabalık olmadan kente varmak istiyoruz. Gever, doğasıyla, insanıyla hayran bırakıyor. Yitip gitmeyen o engin direniş ruhunu görmek insana iyi geliyor, tazeleniyor. Dağları, dağların tepesindeki kısmen eriyen karların akıttığı suya bakmaya doyamıyorum. Gever'de Ava Zap ê (Zap suyu) çok hırçın akıyor, bir de Avaşîn var,  çevresi Cîlo, Reşko, Sipêrêz dağları ile kaplı... Yine Doskî Vadisi var.

Türkçe konuşan yok

İnsan anında kendisini evinde hissettiriyor. Bütün yabancılık duygusu kayboluyor burada. Kürt halkının engin kucaklayıcı tavrı daima iyi geliyor. Gazeteci arkadaşlarımla birlikte sabah 11'de başlayacak etkinlik için dokuz buçukta seçim bürosundayız. Cengiz Topel Caddesi'ndeki büroya vardığımızda hazırlıklar çoktan başlamıştı ancak büroda az sayıda kişi vardı. Dakikalar geçtikçe hareketlilik artıyor, yurttaşlar bir bir geliyor. Pandeminin yıllarca ket vurduğu tokalaşma kültürü burada ortadan kalkmış. Herkes birbiriyle tokalaşıyor, hatta çoğu kez sıcak kucaklaşmaları görüyorum. Burada Türkçe konuşan yok. Herkes kendi anadili olan Kürtçe ile iletişim kuruyor. Kısa bir tanışma faslının ardından herkesten şu sözleri işitiyorum: "Ser sera ser çava hatiye."

Müthiş bir heyecan

Ancak sabah saatlerinde Orman Mahallesi'nde ev baskınları olduğunu öğreniyoruz. Yaşları 15 ile 21 arasında 16 genç gözaltına alınmış. Yapılan ev baskınlarının halkın seçim bürosuna gelmesini engelleyemediğini zaman geçtikçe görüyoruz. Aralarında Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eşsözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Keskin Bayındır, HDP Hakkari Milletvekili Sait Dede, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eşbaşkanı Özlem Gümüştaş'ın da bulunduğu heyeti karşılamak için halkın giderek yoğunlaştığını görüyorum. Seçim bürosunda müthiş bir heyecan hakim. Büro partinin bayraklarıyla donatılmış, bir yandan yüksek sesle seçim şarkıları çalınıyor bir yandan da ikili, üçlü, beşli gruplar halinde sohbetler yapılıyor.

Yüksekova'nın tarihsel önemi var

Partinin Türkiye ve Kurdistan kentlerinde başlattığı seçim turunun Serhat bölgesindeki startını Gever'de vermesinin tarihsel bir önemi var. Çünkü burası büyük direnişlere sahne olmuş ve onca baskı, yıldırma ile özel savaş politikalarına rağmen teslim olmamış bir kent. Saat 11 olduğunda ve heyet geldiğinde bayraklar ve pankart ile dışarıda karşılama başlıyor. Çocuk, genç, yaşlı çok sayıda Geverli, heyeti alkışlarla ve büyük bir coşkuyla karşılıyor.

Kudret anne...

Orada Barış Anneleri ile kısa sohbetler yapıyorum. Onlardan biri de Riha'nın (Urfa) Pirsus (Suruç) ilçesi Amara Kültür Merkezi’nde 20 Temmuz 2015 tarihinde DAİŞ’in düzenlediği bombalı saldırıda yaşamını yitiren 26 yaşındaki İngilizce Öğretmeni Süleyman Aksu'nun annesi Kudret Aksu. 63 yaşındaki Kudret anne, 57 yıldır Gever'de yaşıyor. Kudret anne,  33 kişiden biri olan ve katledilen çocuğunun mücadelesini devralmış. Biraz sohbet ediyoruz anne ile, evladını dilinden düşürmüyor: "Süleyman Yüksekova'da dünyaya geldi. Çok zor şartlarda okudu öğretmen oldu. 'Kobanê’ye yardıma gideceğim' dedi. Elinde çocuklar için kalem, defter, oyuncak vardı. Gitmek istedi ama gidemedi, Süleyman'ı katlettiler. 33 evladım Suruç'ta şehit oldu. Çocuklarımız ne yapmıştı? Süleyman’ın katillini de, düşmanını da istiyorum. 7 yıl oldu Süleyman’ın katillerini ortaya çıkarmıyorlar" diyor.

Şehitlerimizin yolundayız

Süleyman hocanın kabri Gever'de. Ancak devlet onu öldüğünde bile rahat bırakmamış. Kudret anne, "7 yılda 7 kez oğlumun mezarını yıktılar. Her seferinde yeniden yaptım. Günde iki kere evladımın mezarına gidiyorum. Süleyman’ı hiçbir yerde göremiyorum, arkadaşlarının içinde göremiyorum, çiçek bahçesinde göremiyorum, Süleyman gitti artık" diyor ve ekliyor: "Süleyman çok iyi bir insandı. Yardım severdi. Biz anne ve babası olarak şehitlerimizin yoluna sahip çıkacağız. Ben sağ olduğum müddetçe çocuklarımız için mücadele etmeye devam edeceğim. Üstümüzde çok zulüm var. Bu zulmü Allah kabul etmez. Gençlerimizi öldürüyorlar, ihtiyarlarımızı öldürüyorlar, yıllardır öldürüyorlar. Yeter. Onun içinde buradayım."

Gülbeyaz anne...

Kudret annenin ardından Barış Annesi Gülbeyaz Mıhçı ile sohbet ediyoruz. Gülbeyaz anne, biraz kendinden bahsediyor: "Zerê (Altınbaş) köyündeniz, çocuklarımın hepsi köyde büyüdüler. Köyümüzde yaşam çok güzeldi ama zulüm çoktu. Her gün evimiz basılıyordu, arama yapılıyordu. Üzerimizde baskı çoktu, sadece bizim değil çocuklarımız da baskı altındaydı. Bizler de yaklaşık 20 yıldır şehir merkezine taşınmış ve burada yaşam sürdürmeye çalışıyoruz. Şehir yaşamı çok zorlu ve sıkıntılı geçiyor. Köylerde süren devletin baskısı şehirlerde daha çok var. Gençlerimizin üzerinden de baskı çok fazla. Çocuklarımız yaşanan zulümlerden dolayı katılım sağladı. Kızım Jiyan 2010 yılında katılım sağladı. Katılım yaptıktan 2 ay sonra yapılan hava saldırısı sonucu şehit düştü. Aradan geçen 4-5 yıl ardından bu kez oğlum Mehdi polislerin baskıcı ve devletin zorba politikalarına karşı saflara katıldı. Yaklaşık 9 yıl boyunca gerillada kaldı. 5 Ağustos 2022 tarihinde İstanbul'da polisler tarafından gözaltına alındı ve ardından tutuklandı. Gözaltı esnasında polislerin işkencesine maruz kaldı. Hala işkence nedeniyle kendisini toparlayamamış durumda. Vücudundaki yaralar iyileşmemiş, kulakları duymakta problem yaşıyor, gözlerinde de görme bozukluğu devam ediyor."

Özgürlük bizim yolumuzda

Çocuklarının mücadelesinin takipçisi ve devamcısı olduğunu söyleyen Kudret anne, "Biz Barış Anneleri olarak sağ olduğumuz müddetçe irademiz kalbimizdedir ve çocuklarımızın mücadelesinin arkasında olacağız. İnşallah özgürlük bizim yolumuzda olacak. Başarı bizimle olacak. Bu seçim hepimize hayırlı olsun. 4 parça Kurdistan için inşallah birlik içinde olacağız" diyor.

Artık gitme vakti geldi, Başkale'ye gideceğiz; öyle sıkı ve içten sarılıyor ki insan hiç bırakmasın istiyor.

Halk iradesine sahip çıkıyor

Başkale'ye doğru yoldayız. Aynı heyet Başkale'de de halkı selamlayacak. Heyet belli bir noktada Başkale'deki partililer tarafından konvoy ile karşılanıyor, ardından seçim bürosuna doğru yol alınıyor. İlçeye girerken kornalar çaldıkça Başkale halkı da buna zafer işaretleri ve selamlaşmalarla karşılık veriyor. Seçim bürosuna varıldığımızda ise büyük bir coşkunun hakim olduğunu görüyoruz. Etraf rengarenk. Yüzlere sinen gülümseme dikkatimi çekiyor. Burası da partinin en çok oy aldığı ilçelerden bir tanesi. Burada geçmiş dönemlerde alınan oy oranları yüzde 98'lerde. Ara sokaklarda asker ve polis araçlarını görüyoruz. Burada da çocuklar, gençler, kadınlar, yaşlılar var. İlçede devlet baskısını gözle görmek mümkün, polisler kitlenin etrafını sarıyor ancak halk geri adım atmadan heyeti alkışlarla kucaklıyor. Etkinlik sırasında sürekli birbirine sarılan iki küçük çocuk gözümden kaçmıyor. Birinin eli diğerinin belinde iken, diğerinin eli de birinin omzunda, boşta kalan ellerinde ise parti bayrakları var, oradan oraya koşturuyorlar. Etkinlik bittiğinde halk elline aldıkları bayraklarla alandan ayrılıyor. Biz ise Wan'a doğru yol alıyoruz.

  • Mele Nurettin Aksu 88 yaşında. Sohbet ediyoruz. Kürt halkının iradesini her zaman saygı duyduğunu ve bu seçimlerde de partisinin aldığı kararı sandıkta uygulayacağını söylüyor. Cumhurbaşkanlığında oyunu Kılıçdaroğlu'na, milletvekilliğinde oyunu ise partisine vereceğini söylüyor.

 

Wan'dayız....

Wan'a varmadan bir konvoy ile adaylar karşılanıyor. Karşılama davul ve müzik eşliğinde oluyor. Burada kısa süre kalınıyor ve konvoydakiler ile adaylar selamlaşıyor. Ardından yine kısa bir halay çekiliyor. Malum halay Kürtlerin varolma biçimi. Burada seçim otobüsü ve adayların bulunduğu konvoya dahil olan partililerle yola çıkılıyor. Ardından seçim bürosuna gidiliyor. Seçim bürosunun önünde heyecan ve coşku hakim. Seçim otobüsünün üstüne çıkan adaylar bir bir konuşmalarını yaparken sözleri sık sık sloganlarla kesiliyor. O sırada ben de halk içerisinde yurttaşlarla konuşmaya çalışıyorum. Dikkatimi çeken 88 yaşında Mele Nurettin Aksu ile sohbet ediyoruz. Kürt halkının iradesini her zaman saygı duyduğunu ve bu seçimlerde de partisinin aldığı kararı sandıkta uygulayacağını söylüyor. Cumhurbaşkanlığında oyunu Kılıçdaroğlu'na, milletvekilliğinde oyunu ise partisine, kendisine vereceğini vurgulayarak söylüyor.

Kürt Mele Nurettin...

Emekli olan Kürt Mele Nurettin, kendini bildi bileli Kürt hareketini iradesi olarak görüyor. Aldığı her kararın arkasında olduğuna işaret eden Mele Nurettin, "Bundan sonra da öyle" diyor. 8 yıl yöneticilik yapan Mele Nurettin, "Ben eskiden de imamların derneğinde yöneticiydim. Ehmedê Xanî parkında Cuma namazı kıldırıyorduk ve bundan dolayı 3 yıl boyunca yargılandık, sonra beraat ettik" diye belirtiyor.

Wan halkına çağrımdır

O da yaşına ve Ramazan ayından niyetli olmasına aldırış etmeden yüzlerce Wanlı gibi adayları karşılamaya gelmiş. Mele Nurettin, "Buraya Kürt halkının özgürlüğü için geldim. Millet şimdi perişandır. Bu perişanlığın son bulması için buradayım, artık hepimiz birbirimize el vereceğiz. Bu meseleyi çözeceğiz. Bu saltanatı yıkıp yeniden Türkiye’ye özgürlüğü getireceğiz. Seçime dair yüzde 90 umudum var. AKP gidecek, demokrasi gelecek. Wan halkının seçime yaklaşımını çok iyi görüyorum. Halk sahipleniyor, sahiplenecekler de. Wan halkına çağrımdır, kendi iradesine sahip çıksın. Son dönemeçtir ve bizim seçimimizdir. Biz bu seçimde eğer başa çıkmazsak sonrasında daha fazla ezileceğiz. O yüzden herkese sesleniyorum sadece Wan halkına değil Kürt, Türk herkes bu meseleye sahip çıksın. Bizim için özgürlük zamanıdır. Kimse kimseye zulüm etmesin. Kimse kimsenin hakkını hukukunu bastırmasın. Biz bunu istiyoruz. Bizim derdimiz bu, başka bir şey yok" diyor.

  • Felemez Keskin: “Bu kavga kimin kavgası biliyor musun evine 6-7 maaş gidenlerle soğan alamayanların kavgasıdır. Düne kadar mücahit olup bugün müteahhit olanların kavgasıdır. Biz bunları artık yemeyiz. Kurdistan'da bunlar artık silinecek. Mezarları hazırdır.”

 

Felemez Keskin bu ülkenin sabıkalısı!

Halk ile konuşmayı sürdürüyorum. Felemez Keskin adlı yurttaş ile konuşmak istiyorum ancak şartı var, "Söylediklerimi aynen yazacaksan" diyor. Hiç merak etme sansürsüz vereceğim diyerek onu ikna ediyorum. Ve başlıyor Apê Felemez: "Bu süreçte Türkiye toplumuna şunu öneriyorum: Kürtlerin baskı altında bu mücadelesinde sisteme karşı nasıl dayanıklı olduklarını herkes gördü belediyelerden, yerel yönetimlerden, yönetimden. Ulusal bazda bizi örnek alsınlar ki bu canavar sisteme karşı duruşlarını netleştirsinler. Bu kavga kimin kavgası biliyor musun evine 6-7 maaş gidenlerle soğan alamayanların kavgasıdır. Düne kadar mücahit olup bugün müteahhit olanların kavgasıdır. Bu böyle bilinsin. Bazen siyaset, bazen de diyanet. Biz bunları artık yemeyiz. Kürtler eski Kürtler değil artık. Kurdistan'da bunlar artık silinecek. Mezarları hazırdır. Bunu samimiyetimle söylüyorum. Kürtlere el uzatanların, Kürtlerle birlikte Kurdistan’da da, Mezopotamya’da da, Ortadoğu'da da başarı çıtası yüksektir. Ama Kürtleri ötekileştirenler var ya yerin dibine gidecek. Allah'ın katında da toplumun katında da bu bütün teknolojinin düzeyinde de gidecekler. Bijî Serok Apo, Bijî HDP, Bijî Selahattin Demirtaş." Son olarak da ismimi şöyle yaz diyor: "Felemez Keskin bu ülkenin sabıkalısı!" Bir de ek yapıyor, "HDP dediysem Yeşil Sol'dur o."

Wan’da 5 yol 5 yol da Yeşil Sol

Apê Felemez'in ardından araya giren Yusuf Filiz ise şöyle diyor: "Sadece bir slogan söyleyeceğim. Wan’da 5 yol 5 yol da Yeşil Sol. Hayırlı olsun halkımıza. Kürtler yarım saatte adapte oldular. Ama bizim beynimizle yüreğimizi değiştirmeye güçleri yetmez. Asla kimsenin gücü yetmez. Her bijî Wan, her bijî HDP, her bijî Yeşil Sol."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.