Bütün taleplerimiz masada

Dosya Haberleri —

Meral Danış Beştaş

Meral Danış Beştaş

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ile Türkiye seçime giderken HDP’nin tutumu, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın izleyeceği yol ve HDP’nin kapatılma davasını konuştuk...

  • Türkiye’de en temel sorun Kürt sorunudur. Bir ülkede halkın yüzde 25’i özgür değilse, hala ana dilinde eğitim görmüyorsa, ana dilinde özgürce konuşamıyorsa, Kürtlere kimliklerinden dolayı bir düşmanlık yapılıyorsa, en yakın örnek Bursaspor-Amedspor maçı, o ülkede demokrasiden bahsedilemez.
  • Kemal Kılıçdaroğlu’nun tabii ki partimizi ziyaret etmesi gerekir. Çünkü seçilmek için yola çıkmıştır, bizim oyumuza da ihtiyacı vardır. Ortak Cumhurbaşkanı adaylığına kapalı değiliz. Elbette bizi ziyaret ettiklerinde bütün taleplerimiz masada olacak.
  • Avrupa’daki halkımız vereceği tek bir oyla geleceği tayin etmede rol alacaktır. Seçim döneminde ülkedeki insanlardan daha fazla çalışın. Özgür bir ülkeye dönmek, iktidarı ve statükoyu değiştirmek için sandıklara gitmekle yetinmeyin, dostunuzu, arkadaşlarınızı da ikna ederek sandıklara götürün.

ERKAN GÜLBAHÇE/BRÜKSEL

Türkiye halkları deprem felaketi ile boğuşuyorken, seçimlerin 14 Mayıs’ta olacağı kesinleşti. AKP-MHP faşist iktidarının adayının Recep Tayyip Erdoğan olduğu duyurulurken, Millet İttifakı ise Kemal Kılıçdaroğlu adaylığında ortaklaştı. Seçimleri kazanmak için her yolu mübah gören iktidar, HDP’yi kapatma davasını da bir tehdit olarak kullanmaya devam ediyor.

Türkiye seçime giderken HDP’nin tutumunu, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın izleyeceği yolu, HDP’nin Anayasa Mahkemesi'ne yapacağı savunmayı, HDP’nin kapatılma olasılığına karşı izleyecekleri yolu HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ile konuştuk.

Millet İttifakı'nda CHP ve İYİ Parti arasında yaşanan aday belirleme krizi kısa sürede çözüldü ve Kemal Kılıçdaroğlu aday gösterildi. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı seçimleri nasıl etkiler?

Şu anda Türkiye’de temel konu seçimler. Uzun süredir Türkiye toplumu Türk’ü, Kürt’ü, Alevi, Sünni, kadın ve gençleriyle 2023’ü bekliyor. 2023’te bu iktidarı göndermek ve demokratik cumhuriyeti inşa etmek için büyük bir mücadele, büyük bir direniş ve kararlılık olduğunu söyleyebilirim. Üç yıldan beri yaşanan kaosu geride bırakmak için HDP olarak erken seçimi hep dillendirdik. Ancak şu anda yaşanan erken seçim değil zamanında bir seçimdir. Bu seçim dengeleri değiştirecektir. Millet İttifakı, bizim Emek ve Özgürlük İttifak ve iktidardaki Cumhur İttifakı var. Şu anda gördüğümüz halkın muhalefetteki ittifaklara desteğinin yüksek olduğu yönünde. Emek ve Özgürlük İttifakı'nda olan partiler son gelişmeleri kendi karar organlarında tartışıyor. Ardından Emek ve Özgürlük İttifakı olarak bunu tartışıp tutuma dönüştüreceğiz.

Emek ve Özgürlük İttifakı olarak Millet  İttifakı'yla nasıl bir ilişki içindesiniz? Kılıçdaroğlu’nu destekleme noktasında sizden bir talepte bulundular mı?

Kılıçdaroğlu, tabii ki bütün partileri ziyaret etmeli. Bu temelde de Kılıçdaroğlu’nun partimizi ziyaret etmesi gerekir. Çünkü seçilmek için yola çıkmıştır, bizim oyumuza da ihtiyacı vardır. Ancak bizim Emek ve Özgürlük İttifakı olarak Millet İttifakı'yla resmi hiçbir görüşmemiz olmadı. Daha önce HDP olarak benim de içinde olduğum eşbaşkanlarımızla birlikte İYİ Parti hariç Millet İttifakı'ndaki partileri ziyaretimiz olmuştu. Gayet olumlu görüşmeler gerçekleştirmiş, görüş alışverişinde bulunmuştuk. Tabii ki biz yerimizde oturup kim bizi ziyaret edecek beklentisi içinde değiliz. Çalışmalara bütün gücümüzle devam ediyoruz. 2021 Eylül’ünde açıkladığımız 11 maddelik temel yol haritamızda da belirttiğimiz gibi, ortak cumhurbaşkanı adaylığına kapalı değiliz. Kapımız açık.

Parlamentoya en yüksek oranda milletvekili göndermek için çok büyük bir mücadele içerisindeyiz. Cumhurbaşkanı adaylığı belirleme noktasında kişiler değil ilkesel bazda bir yaklaşımımız bugüne dek devam etti. Biz kişileri tartışmadık, kişilerden ziyade bu ilkelerin yaşama geçirilmesini tartıştık. Türkiye’de en temel sorun Kürt sorunudur. Bir ülkede halkın yüzde 25’i özgür değilse, hala ana dilinde eğitim görmüyorsa, ana dilinde her yerde özgürce konuşamıyorsa, Kürtlere kimliklerinden dolayı bir düşmanlık yapılıyorsa, -en yakın örnek Bursaspor-Amedspor maçı- ırkçılık teşvik ediliyorsa, ayrımcılık çok çok ileri boyutta ise o ülkede demokrasiden bahsedilemez.

İlkelerimizden birisi herkesin kendi kimliği, cinsiyeti ve düşüncesiyle yaşayabileceği bir Türkiye inşa etmektir. Yine kadın eşitliği, adaletin tesisi, kuvvetler ayrılığı, yargı, yürütme ve yasamanın ayrılığı önemli. Şu anda yasama, yürütme ve yargı Erdoğan’dır. Yani tek adam rejimi var. Tek adam rejimi ve sistemin değişmesi lazım. Bizi ziyaret ettiklerinde tabii ki bütün bu talepler masada olacak. Uzlaşabilir miyiz, ortaklaşabilir miyiz tabii ki görüşmeden sonra şeffaf bir şekilde kamuoyuna açıklayacağız.

Emek ve Özgürlük İttifakı olarak aday belirleme çalışmalarınız ne aşamada, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı noktasında ortaklaşma ihtimali var mı?

6 Şubat depreminden önce deklare ettiğimiz gibi kendi adayımızla seçimlere gitme kararlılığı kesindi. Birçok öneri üzerinde tartışmış ve adayımızı belirleme noktasına gelmiştik. Eğer bu büyük afet olmamış olsaydı adayımızı çoktan açıklanmış olacaktık. Fakat depremle birlikte bütün çalışmamızı deprem bölgesine kanalize ettik. Bütün il ve ilçelerde kurduğumuz seçim koordinasyon merkezlerini deprem kriz ve koordinasyon merkezine dönüştürdük. Türkiye en büyük afetini yaşadı ve 100 binlerce insan hayatını kaybetti. Verdikleri rakam doğru değil. Ben bütün deprem bölgelerine giderek her bölgede birkaç gün kaldım. İnsanlık adına çok büyük bir enkaz ve insanlık değerleri de bu enkazın altında kaldı. Özellikle depremden sonra yaşananlar, Millet İttifakı'nın aday belirlemesi ve diğer görüşmeler bizim bu kararımızı tartışmaya ve değerlendirmeye itti. Deprem ve sonrasındaki gelişmeler kapsamında aday çıkarıp çıkarmamayı hem kendi kurumlarımızda hem de Emek ve Özgürlük İttifakı olarak tartışıyoruz.

HDP’nin kapatılma davasına ilişkin savunmanız 11 Nisan’a ertelendi. Bu ertelemeyi nasıl yorumluyorsunuz?

Davanın 11 Nisan’a ertelendiği haberini yeni aldık. Seçimlerden önce bir tarih ve seçimlerden önce kapatılma ihtimali hala devam ediyor. Siyasi bir tutumla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim. HDP’nin kapatılması için herhangi bir gerekçe yok. Devlet Bahçeli’nin istemi doğrultusunda açılan bir dava ve bu dava aşamasında yine Bahçeli’nin ve Yargıtay Başsavcısı’nın açıklamaları çerçevesinde yürütülen siyasi bir dava olduğu görüşümüzü yüzde yüz doğruluyor. Bu ülkede çok parti kapatıldı. Akabinde hepsi siyaset tarihine yeniden geri döndü. Ortada hukuki bir süreç olmadığı için siyaseten her şey olabilir. Çünkü siyasi karar veriliyor. Hakim güç hangi yönde isterse karar o yönde açıklanıyor. Tamamen haksız ve darbe niteliğinde açıklanan karar ile Hazine yardımımız bloke edilmişti. Yaptığımız itiraz üzerine bu bloke kararının kaldırılması olumludur. Biz üçüncü büyük partisiyiz. Çok güçlü bir kitle desteğine sahibiz. Bu seçimlerde Emek ve Özgürlük İttifakı olarak yüzde 20’yi hedefliyoruz. 2015 yılından itibaren HDP olarak yürüttüğümüz politika ve kararlılık sayesinde sadece Kürt halkının değil Türkiye’de yaşayan halkların da ciddi desteğini almış durumdayız.

Partinin sözcülerinden biri olarak belirtmek isterim ki gittiğimiz her bölgede çok yoğun bir ilgi ile karşılaşıyoruz. Türkiye’nin bütün illerinde çok yoğun bir ilgi var. Bundan dolayı HDP kapatma davasının derhal düşürülmesi gerekiyor. Partimizi 11 Mayıs’ta hatta 13 Mayıs’ta da kapatabilirler. 25 Mayıs’ta iktidarın değişmesi ile talep reddedilebilir. Anayasa’da bu kadar sürede karar verilir diye bir zaman belirtilmemiş. Bundan dolayı istedikleri anda karar verebiliyorlar. Tamamen Anayasa Mahkemesi Başkanı ve üyelerinin takdirine bağlı. Bundan dolayı kesin bir şey söyleyemiyorum. Şunu çok net söyleyebilirim, kapatmaları için ellerinde bir gerekçe yok. Eğer kapatırlarsa demokratik siyaseti yok etme çabası olarak görmek gerekiyor.

HDP’nin savunmasını yaptıktan bir ay sonra karar verilmesi bekleniyor. 11 Nisan’a ertelenen savunma tarihinden bir ayı aşkın bir süre sonra seçimler gerçekleşiyor. Seçimlerden önce HDP’nin kapatılma ihtimali olabilir mi?

Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı “bu işi seçimlerden sonraya bırakmıyorum” mesajıdır. “Siyasi hayatın en can alıcı yönü nedir” diye sorarsanız, “seçimler” derim. Seçim günü de bir partinin kapatılıp kapatılmayacağını muğlak bırakmak, askıda bırakmak başlı başına siyasete bir darbedir. Biz “karar verin diyoruz, buna göre yol alalım diyoruz” karar vermiyorlar. Seçim sürecinde bizim kapatma davamız görüşülüyor olacak. Bu kabul edilemez. Seçim takviminde bizim uğraşmamız gereken savunma hazırlamak ve savunma yapmak değil. Bu süreçte bizim toplumla buluşmamız gerekiyor. Siyasi konuşmalarımız, toplantılarımız, mitinglerimiz olmalı. Burada bizi rehin almak ve siyasetin dışına atmak istiyorlar. Bizi risk almaya ve bir belirsizlik yaşatmaya çalışıyorlar. Biz milyonlarca seçmenimizi karamsarlığa itmeyeceğiz. Ya kapatılırsa tereddütü içerisinde bırakmayacağız. Bize oy veren büyük bir kesimden, Türkiye’de ötekileştirilen, dışlanan, ekonomik olarak yoksulluk içinde yaşayan, kimlik olarak ayrımcılığa uğrayan, gerçekten Türkiye’nin demokratikleşme alanında öncü rolü oynayacak milyonlardan söz ediyoruz. Bu riski almayacağız, halkın iradesinin üzerinde ya tutarsa ya olumlu olursa gibi bir risk olmaz.

Olur da seçim sürecinde HDP kapatılırsa buna ilişkin alternatif planlarınız var mı?

Tabii ki, her yönüyle çalışmamız var. “Damdan düşenin halini damdan düşen bilir” diye bir söz vardır. Biz çokça damdan düşmüş siyasetçileriz. O yüzden biz yolumuzda yürürken olumlu, olumsuz ihtimalleri, özellikle olumsuz ihtimalleri hesaba katarak yürüyoruz. Bir değil birkaç yol inşa ettik, ediyoruz. Tek bir amacımız var. Mutlaka ama mutlaka başaracağız. Bizim seçmenlerimizin oyu o sandığa girecek ve çıkacak. Tedbirimizi ona göre alacağız.

Peki deprem bölgesinde seçimler nasıl olacak?

YSK’nin deprem bölgelerinde heyetler göndererek seçimin nasıl gerçekleşeceği noktasında bir çalışması var. Yapacakları incelemeler sonucunda bir karar alacaklar. Hatay, Maraş, Adıyaman ve Malatya’nın yüzde 50’si göç etmiş. Diyarbakır’da dahi çok büyük bir göç var, insanların çoğu köylere dönmüş durumda. Dolayısıyla çok önemli bir çalışma üretmek gerekiyor. YSK şimdiye kadar resmi bir karar almasa da kulis bilgilerine göre depremden etkilenen illerin vekil sayısı düşürülmeyecek. Büyük ihtimalle depremzedeler gittikleri illerde kayıt yapabilirler. Seçmen hakları ellerinde alınamaz. Deprem bölgeleri de sandık kurulur, isteyen gidip orada oy kullanabilir. Önümüzdeki bir hafta on gün içerisinde bu netlik kazanır.

Avrupa’da da sandıklar kurulacak. Avrupa’daki halkımıza seçim vesilesiyle nasıl bir çağrıda bulunmak istersiniz?

Avrupa’daki halkımıza mesajımız şudur: Burada yaşamanızın sebebi Türkiye’de yaşama olanağı bulamamanızdır. Özgürlüğün olmamasıdır. Ekonomik olanakların olmamasıdır. En önemlisi kimliğiniz ve Kürt düşmanlığı sonucunda buralara gelmek zorunda kaldınız. Kesintisiz saldırılar sonucunda buraya geldiniz. Şimdide bu iktidarı göndermek için el ele vererek birlikte çalışmamız gerekiyor. Vereceğiniz tek bir oy, geleceği tayin etme noktasında rol alacaktır. Seçim döneminde ülkedeki insanlardan daha fazla çalışın. Çünkü burada sizi engelleyen AKP-MHP iktidarı yok. Özgür bir ülkeye dönmek, iktidarı ve statükoyu değiştirmek için sandıklara gitmekle yetinmeyin, çevrenizde, dostunuzu, arkadaşlarınızı da ikna ederek sandıklara götürün.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.