Çocuğun çişine tutanak

Cezaevindeki çocuklar

Cezaevindeki çocuklar

  • Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde çişini yapan 0-6 yaş grubundaki çocuğa tutanak tutuldu. Anneye de imza attırıldı.

Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde kaldığı süre içerisinde çocuklara dair gözlemlerini anlatan avukat Özüm Vurgun, çocukların cezaevinde tutulmaması ya da onlara uygun koşulların sağlanması gerektiğini söyledi.

Cezaevlerinde anneleriyle birlikte kalan 0-6 yaş grubu çocuk sayısı, 2020 sonu itibarıyla 800’den fazla. Geçen yılın resmi verilerine göre ise 2 bin çocuk tutsak annelerinin yanında. Cezaevlerinde çocukların sayısı her yıl artarken, sorunları ise çok fazla kamuoyuna yansımıyor. Gazeteci, avukat ve siyasetçileri hedef alan 5 Nisan’daki siyasi soykırımda tutuklanan ve  Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nden 25 Mayıs’ta tahliye olan avukat Özüm Vurgun, yaşananları JINNEWS’ten Şehriban Aslan’a anlattı. Özüm, “Çocukları izlediğimizde uzun süreli kalan çocukların oraya ne kadar alıştığını görüyoruz” dedi.

 

Avukat Özüm Vurgun

 

Günde dört defa aranıyorlar

Av. Özüm, çocukların cezaevindeki kreş sürecini şöyle anlattı:  “Çocuğun çantasına atıştırmalıklarını ve suyunu koyuyorsunuz. Çünkü kreşte su dahil hiçbir şey yok. Çocukların beslenme çantalarını hazırladıktan sonra sabah 09.00’da koğuştan alınıyor, 12.00’de geri getiriliyor. Yani çıkarken 08.30 gibi bir üst baş araması ayakkabılara kadar aranıyorlar. 14.00 gibi tekrar götürülüyor bir arama, 16.30’da getirdiklerinde bir arama oluyor. Bu çocuklar sürekli bir aramaya maruz bırakılıyor ve her defasında göz taraması yapılıyor. Taciz boyutunda bir arama diyemem ama çocuklar dokundurulmaya alıştırılıyor. Bir diğer konu ise çocuklar kendi aralarında annelerinin neyden kaynaklı cezaevinde olduğunu konuşuyor. Çocuklara ne yaptıklarını sorduğumuzda da sadece oyuncaklarla oynadıklarını söylediler. Kreşte çocuklar her şeylerini kendileri yapıyor.”

Ayakkabılarını bağlayamıyor

Kreşte çocuklara lavabo eğitiminin dahi verilmediğine dikkat çeken Özüm, “Yanımızdaki çocuk kreşe götürüldü bir saat sonra geri getirdiler. Nedeni ise çocuğa lavaboya gitme eğitimini bizim öğretmemiz gerektiğiymiş. Bize üç gün süre verdiklerini, tuvalet eğitiminin bizim vermemiz gerektiğini ve kendilerinin bunu yapamadıklarını söylediler. Onu öğrettikten sonra çocuğu yine arkadaşlarının yanından alıp getirdiler. Bu defa da ayakkabılarını bağlayamıyor diye getirildi” dedi.

Çişini buraya yapmış tutanağı

“Ben başka gün koğuştan çıkınca adliler koğuşunda bir annenin çocuğuna, ‘sen yine beni rezil ettin’ diye bağırdığını duydum” diyen Özüm, şöyle devam etti: “Sonradan öğrendik ki çocuk kreşte küçük tuvaletini yapmış. Buna da tutanak tutulmuş. Düşünün küçücük çocuğa kreşte tutanak tutuldu. Tutanakta, ‘çişi neden yaptın, çişi buraya bu sebeple yapmış’ denilmişti. Anne de gardiyan da altına imza atıyor. Koğuşlara da zaten oyuncak verilmiyor, defalarca talep etmemize rağmen. Kantinden almayı da talep ettik ama kendilerinin vereceğini söyleyerek yine getirmediler. Çocuklar için hiçbir şey yok. Cezaevi çocuklar için asla ama asla uygun bir yer değil.” AMED

 

*****

Cezaevleri merkezden yönetiliyor

Cezaevlerindeki tecrit ve baskılara dikkat çeken Yeşil Sol Parti Milletvekili Meral Danış Beştaş, merkez kararla yönetildiğini söyledi.

JINNEWS’ konuşan Meral Danış Beştaş, Tarsus Cezaevi’nden İmralı’ya, Edirne’de Silivri’ye kadar cezaevi yönetimlerinin uygulamalarında kimi farklılıklar olsa da durumun birbirine bağlı olduğunu belirtti. Beştaş, “İnfaz yakma tüm cezaevlerinde var. Yaşamsal şeyler disiplin cezası gerekçesi oluyor. Koğuş ve hücrelere saldırılar var. Örneğin Patnos’ta taciz yaşandı. Cezaevi yönetimi bunları tek başına yapamaz. Eğer Ankara’da Adalet Bakanı bunların önünü alsa kimse bunları rahat bir şekilde yapamaz. Söylemde böyle ama pratikte farklı yaklaşıyorlar” dedi.

Teslim alma çabası

Cezaevlerine yaklaşımın merkezi bir karar olduğunu vurgulayan Beştaş, şöyle devam etti: “Tutsaklar teslim alınmak isteniyor. Amaç bu. Örneğin sayıma geleceğiz, sizler sıraya geçeceksiniz; sizi spora çıkarmayacağız ya da mektuplarınızı okuyacağız siz de kabul edeceksiniz, deniliyor. Tüm bunlarla amaç tutsakların iradelerini teslim almak. Tutsaklar bunu kabul etmiyor. Bizler gidiyoruz, daha çok da avukatlar gidiyor. Raporları elimize ulaşıyor. Yine ailelerle görüşüyoruz. Cezaevlerinin tümünün durumu bu şekilde.”

Tecrit kalkmalı

Öcalan’a yönelik tecride dikkat çeken Beştaş, “Zindanlara yönelik yaklaşımlar da oradaki tecritle başlıyor ve tüm cezaevlerinde yaşanıyor. Bu yüzden tecridin kalkması gerek. Kimse bu hukuksuzluğa, zulme ve tecride karşı konuşmasın isteniyor. Yasaklıyor ancak bu yasağı kabul etmiyoruz” şeklinde konuştu. Hukuk ve kanunların uygulanması durumunda tecridin olmayacağını kaydeden Beştaş, şunları eklidi: “Tutsakların ve ailelerin ilişkisini kesmek istiyorlar. Aileler cezaevlerinden uzaklaştırılıyor. Para yatırdıkları için ifadeleri alınıyor. Orada yaşam parayla. Bu yüzden mecburen para gönderiyorlar. Sahiplenilmesini istemiyorlar ve tutsakların tek kalmalarını istiyorlar. Sadece para yatırdıkları için soruşturma ve dava açılıyor. Gerçekten cezaevlerinin durumu hiçbir dönemde bu kadar ağır değildi. Bu bilinçli bir yaklaşım. Buna karşı cezaevlerini daha çok sahiplenmeliyiz. Onlar içeride direniyor ve bizim de dışarıda direnmemiz gerek.”

 

*****

Tedavi edilmiyor

Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, Tokat T Tipi Kapalı Cezaevinde tutulan hasta tutsak Hasan Demirtaş için tahliye talebinde bulundu.

Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek üzere düzenledikleri eylemlerini, 472. haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde sürdürdü. İHD Ankara Şubesi Eşbaşkanı Aslı Saraç, Tokat T Tipi Cezaevinde tutulan 38 yaşındaki ağır hasta Hasan Demirtaş’ın durumuna dikkat çekti.

Saraç, şu bilgileri verdi: Demirtaş, 2 Haziran 2022’de Diyarbakır'dan Tokat'a sürün edildi. Üç ay önce Behçet hastalığının krizleri giderek artmaya başladı; ayda iki defa olan krizler, haftalık oldu. Bunun için hastaneye götürüldü, ancak çözüm olarak aldığı ilacın dozu yükseltildi. Temmuz’daki kan testlerinde, akciğer değerlerinde eskiye nazaran olumsuz artış görüldü. Sık sık bayılıyor. Kan dolaşımının normale dönebilmesi için 1,5 saat 4-5 kişinin kendisi ile ilgilenmesi gerekiyor. Hastalığından kaynaklı olarak doktorunun önerdiği şekilde diyet yemekleri verilmiyor. Hasan Demirtaş'ın tetkik ve tedavileri eksiksiz olarak yapılmalı, diyetle beslenmesi sağlanmalı ve sağlık heyeti raporu alınması sağlanarak ailesinin yanında sağlıklı koşullarda tedavisinin yapılabilmesi için infazının ertelenmesi için acil olarak girişimlerde bulunulmalıdır.”

 

*****

Görme yetisini kaybedebilir

İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu Üyesi Meryem Bars, hasta tutsak Besra Erol’un görme yetisini tamamen kaybet riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

 İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, hasta tutukluların durumuna ilişkin yaptıkları “F Oturumu” eyleminin 600’üncüsünü  gerçekleştirdi. İHD İstanbul Şubesi önünde yapılan bu haftaki eylemde Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutulan ve Suruç Katliamı'nda hayatını kaybeden Evrim Deniz Erol'un annesi Besra Erol'un sağlık durumuna dikkat çekildi. 

İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu Üyesi Meryem Bars, hasta tutsakların haklarının yok sayıldığını ve ölüme terk edildiklerini söyledi. Dışarıdaki “ölümcül sessizliğe” de tepki gösteren Bars, dayanışmaya çağırdı.  

Bars, Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Besra Erol'un durumuyla ilgili şunları paylaştı: “Bel fıtığı, siyatik, yüksek tansiyon ve yüksek göz tansiyonu hastası. Bel fıtığı nedeniyle iki defa ameliyat oldu. Suruç Katliamı’nda yaşamını yitiren oğlu Evrim Deniz Erol’un mezarı başındaki konuşması nedeniyle ‘örgüt üyesi olmak’la suçlanarak 7 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Rahatsızlıkları nedeniyle sürekli hastaneye gidip gelmesi gerekmekte. Son dönemde artan tansiyon hastalığı kendisini çok rahatsız ediyor. Şimdi gözlerine de vuruyor. Bu nedenle bir gözünü de kaybetme riskiyle karşı karşıya. Cezaevi koşulları tedaviye uygun değil. Tedavisinin dışarıda sürdürülmesi gerekir.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2023 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.