Mardin/Dargeçit DEM Parti Belediye Eşbaşkan adayları Asya Gezer ile Aziz Ramazan Akın ve İlçe Eşbaşkanı Abdurrahman Aslan ile yerel seçimleri konuştuk…

• Asya Gezer: "21. yüzyıldayız diyoruz ama hala su kesintisi yapılıyor. Mesela elektrik sorunumuz var. Mesela Özgülük Parkı şimdi çöpten geçilmiyor, ağaçlar bakımsızlıktan, susuzluktan kurudu. Devlet ve AKP burada halkın arsalarına çöktü. Halk bunların hepsini gördü. Güçlüyüz, kazanacağız."
• Aziz Ramazan Akın: "Ben (6-7 Ekim eylemlerinde) üç kurşunla yaralandım. Bir tanesi sol gözüme geldi, sol gözümü kaybettim. Bir tanesi ağzımın içinden girdi çenemden çıktı. Bir tanesi de kulağıma geldi. 2 yılda 8 ameliyat geçirdim. Ancak biz yılmayacağız. Bir gözümü devlet aldı, o bir gözümü de bu halk için vermeye hazırım."
• Abdurrahman Aslan: "Buranın kaymakamı AKP’li ilçe başkanı gibi çalışıyor. Kaymakam yurttaşları, 'Dargeçit’te iki parti var. Biri terör partisi biri de AKP' diye tehdit ediyor. Tabur komutanı da geziyor. Müftü bile camilerde propaganda yapıyor. Biz devletin kurumlarıyla mücadele ediyoruz. Ancak güçlüyüz, kararlıyız, kazanacağız."

GÜLCAN DERELİ

Kurdistan'da nereye gitseniz hep aynı manzara ile karşılaşırsınız. Bu manzaranın bir yanı devlet, bir yanı da halktır. Bu iki güç mücadele halindedir ve şimdilerde yerel seçim de bu güçler arasındadır. Devletin partisinin ismi değişse de devlet değişmez, yeter ki Kürt kendini yönetmesin, irade olmasın! Bu manzara şimdi Kurdistan'ın her yerinde kendini tekrar ediyor. Devletin valisi, kaymakamı, karakol komutanı, müftüsü, kayyumu, asker ve polisten oluşan taşıma seçmenleri AKP için sahada. Diğer yanda ise halkın ve kadınların binbir sıkıntıya rağmen kendi yürüttüğü DEM Parti seçim çalışmaları var. Seçim çalışması demek ne kadar doğru emin olamıyorum çünkü DEM Parti çalışmaları daha çok şey ifade ediyor gibi geliyor. En azından yurtsever halk için. Bunu sahada, kadınların, gençlerin karşılaşmalarında, çocukların zafer işaretlerinde, minik kuşlar gibi duyduğu Kürtçe şarkıya koşmasında, ev ziyaretlerinde, sarılmalarda, zılgıtlarda, halaylarda, annelerin hüzünlü ama o mağrur bakışlarında görüyorum. Bu manzara da Kurdistan'da nereye giderseniz gidin göreceğiniz bir manzara. Mardin Dargeçit'te de işte bu manzarayla karşılaşıyorum.

Gençler...

Seçim bürosu epey kalabalık ama gözüme ilk çarpan gençler oluyor. İçerdeki gençler harıl harıl çalışıyor. Doğalında iş bölümü yapılmış gibi. Bu gençler herkesle ayrı ayrı ilgileniyor. Biri çay dağıtırken, bir diğeri boşları topluyor. Başka biri çay içmeyenlere kahve ya da limonata veriyor. O büroya giren herkesin mutlaka bir şey içmesi gerekiyor. Bir başka genç de boşlar geldikçe bardakları yıkıyor, yine çayları dolduran da bir başka genç... Tam bir uyum içinde ahenkle çalışıyorlar, yüzlerindeki gülümseme herkesin içini ısıtan cinsten. Sohbetlere girdikçe ilçede az sayıda genç kaldığını öğreniyorum, özel savaş politikalarından en çok gençler nasibini almış.

Garibe'nin yolunda...

Dargeçit'in DEM Parti Belediye Eşbaşkan Adayı Asya Gezer. Asya'yı kamuoyu Kandıra 1 Nolu F Tipi'nde katledilen Garibe Gezer'den tanır. Asya, Garibe'nin ablası. Yine 6-8 Ekim Kobanê eylemleri sırasında katledilen Bilal Gezer'in de ablası. Yine aynı tarihte polisler tarafından kurşun yağmuruna tutulan ve felç bırakılan Mehmet Emin'in de kardeşidir. Gezer ailesi devletin her türlü yönelimine ve büyük bedeller ödemesine rağmen davasından vazgeçmeyen yurtsever bir Kürt ailesidir. Genel seçimlerde milletvekili aday adayı olmuş ancak aday gösterilmemiştir, küsmemiştir, kırılmamıştır, mücadele için her türlü karara saygı duymuş, partisine hizmet etmeye devam etmiştir. Şimdi olduğu gibi. Asya Gezer şimdi DEM Parti'nin Dargeçit Belediye Eşbaşkan Adayı olarak çalışmalarına devam ediyor. Asya ile Dargeçit'teki seçim bürosunda buluşuyoruz. Yine diğer Eşbaşkan Adayı Aziz Ramazan Akın ve DEM Parti Dargeçit İlçe Eşbaşkanı Abdurrahman Aslan ile seçim çalışmalarını ve oradaki atmosferi konuşuyoruz.

2019'da hileyle aldılar

Asya ile sohbete başlıyoruz, mevcut belediyenin AKP'de olduğunu söylüyor ve ekliyor: "2019’da AKP burayı hilelerle aldı. Halkı tehdit ederek, engelli, yaşlı vs. olan yurttaşların maaşlarını kesti, onca tehdit ve böyle uygulamalara rağmen sadece 600 oy farkla burayı alabildi. Ama şu an 2019’a göre çok daha güçlüyüz, halkımızla, yönetimle, adaylarımızla birlikte çok daha güzel çalışmalar yürütüyoruz."

Halkın arazilerine çöktüler

İlçede ciddi su ve elektrik sıkıntısı yaşandığını söyleyen Asya, "21. yüzyıldayız diyoruz ama hala su kesintisi yapılıyor. Yazın en büyük sıkıntımız su kesintileri. Yine elektrik sorunumuz var. En ufak bir rüzgarda elektriklerimiz kesiliyor. Merkezdeki tüm parke taşlarını söküp köylere hizmet adı altında gönderdiler ve söktükleri taşları köylere verip siz döşeyin dediler. Burada birkaç park vardı, mesela Özgülük Parkı şimdi çöpten geçilmiyor, ağaçlar bakımsızlıktan, susuzluktan kurudu. Kazanımlarımız vardı mesela Kadın Evi vardı. Orada kadınlara el işleri, çocuklara enstrümanlar dersleri ve anadilde eğitim veriliyordu. Belediye AKP’ye geçer geçmez bunların hepsini kapattılar. Gençlerimize yönelik hiçbir çalışma yok. Çoğu gençlerimiz yurt dışına veya büyük şehirlere gitmek zorunda kaldı. Dargaçit’te kapalı pazar alanı yapıldı. Bu alan aslında bir kişinin özel arsası. Bu arsaya el koyarak kapalı pazar alanı yaptı. O kişiye hiçbir şekilde sorulmadan yaptıkları için o kişi şimdi mahkemelerle uğraşıyor. Devlet burada istediği her yere çökebiliyor. Yine çöktüğü alanlardan da kira alıyor. Ancak bunu arsa sahibine değil kendi kasasına koyuyor."

Dargeçit’i geliştireceğiz

Tüm bu sorunları çözmede iddialı olduklarını dile getiren Asya, şöyle devam ediyor: "Biz belediyeyi aldığımızda Dargeçit’i geliştirmeyi düşünüyoruz. Güzel fikirlerimiz var. Mesela bir bölgesine sanayi yapmak istiyoruz. Çünkü araçlar bozulduğunda Midyat’a gitmek zorunda kalıyor. Bu sorunu çözmek istiyoruz. Hastaneyi tam teşekküllü yapmak istiyoruz. Pazar yerini halkın arsasını işgal etmeden başka yerlere yapmak istiyoruz. Bölgesel pazarlar yapmayı ve Pazar yerine ücretsiz servisler koymayı planlıyoruz. Ağaçlandırmalar planlıyoruz. Şu an çocuk parkımız yok çocuk parkları oluşturmak istiyoruz. Yine anadilde kreş açmak istiyoruz. Tarım ve hayvancılığı destekleyeceğiz. Halk tarım yapmaktan çekiniyor çünkü arsalarına el konuluyor. Bundan dolayı da halk tarım yapmaktan çekiniyor, biz bu sorunu ortadan kaldıracağız. Belediyeyi kadınlarla, gençlerle, halkla yöneteceğiz. Bütün ihalelerimizi şeffaf bir şekilde yapacağız. Özgürlük Parkı'nda yapacağımız halk toplantılarıyla ve halkla konuşarak kararlarımızı almak istiyoruz."

Halk yolsuzlukları gördü

Dargeçit'te Türk devletinin tüm gücüyle AKP'ye lehine çalıştığını dile getiren Asya, "Kaymakam, karakol komutanı, müftü bunların hepsi AKP’ye çalışıyor. Bize kapalı olan yerlere onlar çok rahat girip çıkabiliyor. Mesela biz okullara giremeyiz, çünkü engel oluyorlar. Onlar okullara bile oy istemeye gidebiliyor. Aslında bir partiyle değil devletle karşı karşıyayız. Burada hayvan desteği için hibeler verildi ancak bunların hepsini de kendi yandaşlarına verdiler. Halk bu yolsuzlukları gördü. Daha önce yardım kolileri geliyordu onları da hep yandaşlarına veriyordu, şimdi son bir aydır tüm yurttaşların gözü boyamak için veriyorlar. Yardım kolilerin içindeki gıdaların hepsine tek tek kendi broşürlerini yapıştırmışlar. Bir müebbetlik hapis cezası olan arkadaşın ailesinin evine gitmişler ve bize oy verin çocuğunuzu bıraktıracağız demişler. Bunu bile söyleyebiliyorlar yani. Söktüğü parke taşlarının yerine gelişi güzel asfalt döktüler. Ama onlara rağmen güçlüyüz çünkü halk bunların hepsini gördü. Bunları gördükleri için daha çok bizimle beraber oldular" diyor.

Yandaşlarına verdiler

Halkın arazilerinin belediye tarafından hazineye devredilerek önce kamulaştırıldığını ardından yandaşa satıldığını söyleyen Asya, dönen çarkı şu sözlerle anlatıyor: "Dargeçit’in girişinde köylülerin arsaları var, bu arsaların hepsini hazineye devrettiler ve parsel parsel sattılar. Sonra da bu arsaların hepsini kendi yandaşlarına peşkeş çektiler. Oraya bir hastane yapmayı düşünüyorlar, mesela hastanenin kat sayısı 4 olarak belirlenmişti ama o hastanenin etrafındaki arsaları kendisi ve yandaşları aldığı için imar planını değiştirip kat sayısını 6’ya çektiler. Köylülerin çoğu mağdur oldu ve bazı kişilere de sus payı olarak arsa sattılar. Bazı kişiler bize gelip parsel numaralarını gösterip bizim arsalarımız alındı ve başka kişilere satıldı dedi. Hatta bazı yurttaşlar o kişilerden kendi arsaları satın aldı. Kendi arsasını para ödeyerek aldı. Örnek de vereyim: 511.3 nolu parsel Dikan Toprak’a ait 500 metrelik bir arazi. Bunu 18. Madde ile 350 metre kareye düşürdüler. Ancak bunu hazine devrediyorlar ardından da İdris Tosun’a 650 metre kare olarak veriyorlar. İdris Tosun da AKP’li belediye başkanının yakını. Üstelik İdris Tosun’un orada başka bir arsası yokken 350 metre karelik alan 650 metreye çıkarılarak kendisine veriliyor. İdris Tosun bu arsayı Süleyman Gümüş’e satıyor. Bu kişi de başka birine satıyor. Yani arsa bu şekilde elden ele dolaştırılmış ve parası ise mevcut başkanla mühendise gidiyor. Oranın rayiç bedelinin artması için de hastane bölgesi 4 kattan 6 kata çıkarılıyor. Oradaki arsaların daha yüksek fiyatla satılması için. Bize gelen bu sadece bir örnek, bunun gibi çok daha fazla var." 

Dargeçitlilere sesleniyoruz!

Asya, sözlerini şu çağrı ile sonlandırıyor: "Başta Avrupa’da ve metropollerde olan Dargeçitlilere sesleniyoruz; bu süreçte bize destek olsunlar herkes yakınlarını arasın, ulaşsın ve bize oy vermeyen yakınlarını ikna etsin. Çünkü bu belediyenin asıl sahibi Dargeçit halkıdır birlikte Dargeçit Belediyesi'ni halka kazandıralım."

***

Halkımıza gözümüz feda olsun

Aziz Ramazan Akın da Dargeçit doğumlu. İlkokulu Dargeçit’te okuyan Akın, maddi sebeplerden dolayı çocuk yaşta çalışmak zorunda kalıyor ve büyükşehirlere gidip çalışıyor. Kurdistan'ın birçok kentinde olduğu gibi Dargeçit'te de en büyük sorunların başında işsizlik geliyor. Çocuklar daha gelişme çağındayken yurdunu terk edip ailesine ekonomik katkıda bulunmak için göç yoluna düşüyor. Akın, belediyeyi alınca işsizlik sorununu çözmek için çalışacaklarını söylüyor. Bir çocuk babası olan Akın, "Hala da halkımız, çocuklarımız, eşlerimiz metropollerde çalışmaya gidiyor. Kısıtlı imkanlardan dolayı ilkokulu bitirdikten sonra metropollerde çalışmak zorunda kalıyor. Bu sorunu biz çözeceğiz. Dargeçit’ten hiçbir zaman vazgeçmedim. Sorunlarıyla her zaman ilgilendim. O yüzden de aday oldum" diyor.

6-8 Ekim olaylarında Sinan Toprak ve Bilal Gezer’in taziyesi sırasında askerler tarafından açılan ateşte ağır yaralananlardan biri olan Akın, sözlerine şöyle devam ediyor: "O zaman Abdulkerim Seyhan da yaşamını yitirdi. Ben de 3 kurşunla yaralandım o kurşunlar kafama isabet etti. Bir tanesi sol gözüme geldi, gözümü kaybettim. Bir tanesi ağzımın içinden girdi çenemden çıktı. Bir tanesi de kulağıma geldi. 2 yılda 8 ameliyat geçirdim. Yaklaşık 4-5 sene tedavi sürecim oldu. Dişlerim ve damağımdaki tedavi yıllar sürdü, kısmen sağlığıma kavuştum. Hiç kimse yargılanmadı, tutuklanmadı ve davaya da takipsizlik kararı verildi. Ancak ben bu hukuk mücadelesinin peşini bırakmayacağım. Bu davayı insanlık adına takip edeceğiz. Devlet bizi Kürt mücadelesinden yıldırmak için her türlü yöntemi deniyor ancak biz yılmayacağız. Bu mücadeleyi halkımız için yürüteceğiz. Bir gözümü devlet aldı, diğer gözümü de bu halk için vermeye hazırım."

Serkeftin ya me ye

AKP'nin Kürt halkına hiçbir hizmet sunmadığını, aksine zarar verdiğini belirten Akın, "Halka hizmet vermedikleri gibi halkın olanı talan ettiler. Halkımız belediye binasına giderken silahlarla karşılanıyor. Öncelikle bunu ortadan kaldırmak istiyoruz. Annelerimiz, çocuklarımız belediyeye özgürce girip çıkabilecek. Halk belediyeciliğini hayata geçirmek için mücadelemiz sürecek ve bu da DEM Parti’nin çatısı altında gerçekleşecek. Bu kayyumlar geldikleri yere gidecek. 31 Mart’ta sandıklarımıza sahip çıkacağız bedeli ne olursa olsun o sandıkları bırakmayacağız. Halkımıza özellikle de gençlerimize çağrı yapıyorum; ne olursa olsun sandıkları bırakmasınlar. Azadî ya me ye, serkeftin ya me ye Dem dema me ye…"

***

Kaymakam aday gibi çalışıyor!

Dargeçit DEM Parti İlçe Eşbaşkanı Abdurrahman Aslan da devletin seçimlerdeki rolüne dikkat çekiyor: "Buranın kaymakamı AKP’li ilçe başkanı gibi çalışıyor. Korucuların, memurların, ihtiyarlık maaşı alanların, engelli maaşı alanların evlerini dolaşarak AKP’ye oy istiyor. Direnen kişileri de kaymakamlığa çağırıp tehdit ediyorlar. Kaymakam bu yurttaşlara, 'Dargeçit’te iki parti var. Biri terör partisi biri de AKP' diyor. Çalışmaları da böyle yürütüyorlar. Hatta ilçe kaymakamı ile birlikte tabur komutanı da geziyor. Böyle oy için ekip oluşturmuşlar. Hatta geçenlerde Yoncalı köyünde karakol komutanı, kaymakam ve AKP’liler köyü ziyaret ediyor. Köyün ileri gelenleri bir yere çağrılıyor ve orada halka şöyle diyorlar: ‘Biz Dargeçit’te iki parti yarışıyoruz biri terör partisi biri de biziz AKP' diyor. Böyle tehdit ediyorlar."

Müftüler camilerde propaganda yapıyor

Tüm Dargeçit'e ulaşmak için köy köy gezdiklerini dile getiren Aslan, "Bir kaç köye gittik, köylüler de kaymakam yeni kalktı dedi. Kaymakam orada da köylülere 'terör partisine oy vermeyin' demiş. Artık isim de kullanmıyor direk 'terör partisi' diyor. Bu şekilde köy köy gezerek propaganda yapıyor. Yaklaşık 2 ay önce belediyeye 300-400 işçi alındı işlemleri yapıldı ancak onlara, 'İşe gelmeyeceksiniz evde kalacaksınız, ama bize oy vereceksiniz. Vermezseniz biz kaybedersek o zaman zaten DEM Parti sizi işten çıkaracak' demiş bu şekilde hazırlık yapılmış. Burada halkın bize yönelik yoğun ilgisi bunlarda korku yaratmış durumda. Her türlü yöntemi deniyorlar. O yüzden şunu belirtmek istiyorum biz, sadece AKP ile mücadele etmiyoruz, devletin tüm kurumlarıyla mücadele ediyoruz. Müftülük bile camilerde propaganda yapıyor. Yine Müftü AKP’li belediye başkanlarıyla evleri geziyor. Ancak biz bunlara asla boğun eğmeyeceğiz ve mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Çünkü biz çok güçlüyüz. Onların kalktığı yere biz gidiyoruz. Halkın bize yoğun bir ilgisi var, beklentisi var. Kararlıyız, kazanacağız" diye vurguluyor.