Dersim modeli seçim planı
Ava Neşe KALP yazdı —
- Popülerleştirme aslında başka bir açıdan ilgili kişi ve partiye verilen ayardır. Bunun anlamı şu: “Gidilmesi gereken istikamet bu, böyle devam edersen yolun açık, yoksa sen bilirsin.” Elbette ilgili parti ve kişiler bu mesajı alıyor ve buradan devam ediyor.
Türkiye Cumhuriyeti mevcut ırkçı kodlarıyla devam için girdiği derin bir krizden bir kez daha çıkmanın yollarını aramaktadır. Mevcut kodlarıyla devamını tehdit eden bir eşik olarak Kürt ve Alevi birinin adaylığı engellenemeyince, yanına biri İslamcı, öteki Türkçü yani Türk İslam Sentezci iki kayyum, mevcut dönemin derin devlet aktörü olarak hazırlanan Akşener’in bir atraksiyonu ile iki tarafına yerleştirildi bile.
Elbette bununla da yetinilmeyecek. A, B planlarının yanında C, D, diye devam edecek başka planlar da oluşturulmuştur muhakkak. Bu, TC’nin genetiği olan yazılan yasal kuralların arkasına yapıştırılan ve esas olarak uygulanan yasadışı uygulamaların bir gereğidir. Ve elbette halkın değil, bu yasadışı çetenin devamını sağlayacak ideolojik zeminin devamı için hayatidir. Yani Bay Kemal orada o kadar rahat bırakılmayacak anlamına geliyor bu.
Bazı tahminler, MHP’nin sarayı sattığı ve o yüzden ayrı bir liste ile yarışa girdiği yönünde. Bu yolla Erdoğan’ın milletvekilliğinin yani yasal dokunulmazlığının önüne geçildiğini savunmaktadırlar. Bu Olası. Derin devletin Erdoğan ile işi bitti ise ve Erdoğan artık onlar için kullanılacak durumda değil ise bütün günahlarını yükleyip, çöle salacaklardır. Çünkü ele geçirebilirlerse Erdoğan onlara mükemmel bir sistem bırakmış olacak. Bu duruma gelindi ise bu, Erdoğan’ı Saddamvari bir sonun beklediği anlamına gelir. Yani birlikte işledikleri suçları kendileri açısından kapatma meselesidir ve bunu yapacaklardır.
İkinci olarak da HDP çizgisinin parlamentoda engellenmesidir. Seçim çalışmalarını yürütecekleri büroların açılmasını engellemek, katılanları asker ve polisle saldırmak gibi yol yöntemlerin, bir yandan kitleyi korkutmak, öte yandan seçim zamanı daha fazla devlet terörizmi ile oy çalmanın peşinde olduklarını ortaya çıkarmaktadır. Bunun diğer ayağı da Kürtleri kışkırtarak bölgede katliamlar üretme ve bunu seçim çalışmalarında kullanma niyetidir.
HDP’nin kapatılma hamlesi karşı bir hamle ile boşa çıkınca, bu planın revize edilmesi de gerekti. Bu durumda plan, mümkün olduğunca az sayıda parlamenterin meclise girmesini sağlamaktır. TİP’in yalnız girme ısrarının arkasında böyle bir motivasyonu dayatan bir gücün olma olasılığı yüksektir.
Burada direkt TİP’in devlet tarafından yönetilmesi gibi bir iddiada bulunmuyorum. Zaten sol devlet tarafından direkt olarak yönetilmekten öte, daha çok belli davranış kodlarına adapte edilerek ve bu kodlara refleks verecek biçimde etkilere maruz bırakılarak, her zaman istenen mecraya çekilme kapsamında tutulmaktadır.
TİP’in mevcut konumu aslında Dersim’de belediyenin HDP’nin elinde alınması sürecine çok benziyor. Dersim’deki stratejiden ziyadesiyle memnun kalmış olmalılar ki aynı yöntemi şimdi TİP’in tıpkı Maçoğlu şahsındaki “zararsız ve popüler komünist” kıvamını, “popüler ve zarasız bir sol” üzerinden HDP’nin parlamentodaki gücünü azaltmada kullanacaklardır.
Popülerleştirme aslında başka bir açıdan ilgili kişi ve partiye verilen ayardır. Bunun anlamı şu: “Gidilmesi gereken istikamet bu, böyle devam edersen yolun açık, yoksa sen bilirsin.” Elbette ilgili parti ve kişiler bu mesajı alıyor ve buradan devam ediyor.
Bu ön açmanın alfabesinde, tıpkı Dersim Belediyesinde olduğu gibi “Kürtlerin oyunu al, talebini, dilini asla!” ayarı çekiliyor. Bunun karşılığında ön açılıyor. İşte Maçoğlu’nun usluluğu da buradan geliyor. Bu ayarı çekecekleri kişiler ve kurumlar da elbette bodoslama değildir, bunların kişilikleri, potansiyelleri, zaafları, zayıf ve güçlü yanları, ilişkileri hepsi önceden üzerinde çalışılmıştır. Varsa -ki mutlaka vardır- şantaja uygun bağlantıları vs. de burada göz önüne alınır. Mesela EMEP, ESP gibi partilere bunu yapamıyorlar.
Popülerlik bu konuda mevcut sistemin en etkili araçlarından biridir. Devletin bütün kanalları, kaynakları özellikle de sosyal ve ana medya, trol orduları kullanılarak yapılır.
HDP, bu ülkenin esas sol ve sosyalist bileşenlerin partisi olduğu halde sürekli olarak şeytanileştirilmesinin ve asla sol olarak dillendirilmemesinin nedeni de işte bu. TİP, Türkiye’nin ağır sorunlarını göğüsleyecek ne bir politik bagaja ne de yeteneğe sahiptir. TİP Türkiye solunun “tatlı su solculuğu” denilen, uslu bir politik tutuma ve 1960’ların sonunda yine Kurdistan’da filizlenen esas TİP’in mirasının tüketimine adaydır. Ve yakın bir gelecekte TKP gibi içi boş bir ambalaja dönüşmeye de aday, eğer bu popüler politik bagajla devam ederse.
Bu durumda, bizim Yeşil Sol Parti ve HDP’ye söyleyebileceğimiz şey, daha çok kadın politikalarına odaklanılması olacaktır. 2022 ABD seçimlerinde Cumhuriyetçi partiye kaybettiren şey Kürtaj Yasasıydı. Kadınların gücünü hesaba katamayan kaybeder. Özellikle muhafazakâr mahallenin kadınları daha açık bir biçimde erkek şiddetinin kapsamındalar. Tam da bu yüzden orası daha devrimci bir potansiyel barındırmaktadır. Kendi mahallemizden biraz ötede olan mahalleye de ulaşmak gerekiyor. Özellikle genç kadınların bu konudaki desteğinin alınması, daha da ötesi toplumda kadınların gücünü arttıracak politikaların üretileceği bir mecraya odaklanılması son derece kilit bir rol oynayacaktır.