Diktatöre karşı ortak mücadeleye

Kadın Haberleri —

.

.

  • TJK-E üyesi Dilda Roj: Her kadın başlattığımız kampanyada yerini alarak diktatör(e)lere karşı direnişini yükseltmelidir. Bu, her kadının görevi olduğu kadar kendisini savunma gerekçesidir de. Unutmamalıyız ki yükselttiğimiz her ses, faşizmi bir adım geriye itecektir. Biz kadınlar ancak birlikte, örgütlü ve eylemde olursak başarırız.

DUYGU EROL
PARİS

Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) kadın kırımının uluslararası düzeyde resmen insanlığa karşı bir suç olarak tanınması ve iktidarda olduğu yıllar boyunca Kürdistan’da adeta bir kadın kırımı uygulayan Tayyip Erdoğan’ın bir savaş suçlusu olarak yargılanması talebiyle, geçtiğimiz günlerde ‘Diktatörün Yargılanması İçin 100 Neden’ adlı kampanyayı başlattı. Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü vesilesiyle 25 Kasım’dan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne kadar sürecek kampanyayı TJK-E üyesi Dilda Roj değerlendirdi.
TJK-E’nin kurulduğundan bu yana dünyada kadın direnişinin bir parçası olduğunu vurgulayan Roj, başlattıkları ‘Diktatörü Yargılamak İçin 100 Neden’ kampanyasıyla direnişi bir adım daha ileriye götürmeyi hedeflediklerini belirtti. Roj, her yıl olduğu gibi bu yıl da Avrupa’nın tüm şehirlerinde sokak gösterileri, miting, yürüyüş, toplantı, seminerler gibi aktivitelerle yüzyılın çelişkisi olan kadın erkek çelişkisini masaya yatıracaklarını, erkek egemen zihniyeti deşifre edeceklerini söyledi.

Mücadeleyi ortaklaştıracağız

Kadına yönelik şiddet ile mücadeleyi bir güne değil, yılın her gününe bir eylem, etkinlik, farkındalık çalışması sığdırarak yaydıklarını kaydeden Roj, “Ancak uluslararası düzeyde 25 Kasım tarihi ile sembolize olmuş bir kadın direniş geleneği var. Bu tarih, şiddetle mücadele etrafında her ırktan, her kesimden, her renkten kadının mücadeleyi ortaklaştırmasına da vesile olması itibariyle önemli. Bu yıl da meclis ve komünlerimizin olduğu tüm alanlardaki farklı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları ile ortaklaşmayı esas aldık” diye konuştu. Gerçekleştirilecek ortak etkinliklerde her bileşenin kendi sembol ve mesajlarıyla yer alacağını hatırlatan Roj, TJK-E’nin ise kendi kampanyasını öne çıkaracağını ifade etti.

Kadın kırımının hesabını soracağız

Dilda Roj, kampanya ile Kürt Kadın Hareketi’nin hedeflerini şöyle aktardı: “Biz bu kampanya ile AKP/Erdoğan faşizminin yarattığı tahribatların ve gerçekleştirdiği kadın kırım politikalarının hesabını soracağız. Diktatörlüğün, bir devlet geleneği olarak en acımasız ve hiçbir politik ahlak normu tanımayan bir yönetim tarzı olduğunu tarihten de biliyoruz, günümüzde de örnekleri çoktur. Bizim coğrafyamızda Erdoğan eliyle geliştirilen kadın kırımı başka coğrafyalarda başka devlet liderleri tarafından da gerçekleştiriliyor. Bu anlamda diğer dünya kadınlarıyla ortak paydamız, diktatörlük rejimine karşı mücadeledir. Diktatörlük kadın düşmanlığıdır. Ve tüm kadınlar bunun karşısında durmalıdır. 25 Kasım etkinliklerinde de bunun mesajını güçlü vermeyi hedefliyoruz.”

Sesimizi yükseltelim

Kadını eve kapatan, siyasetin dışına iten, emeğine göz koyan, bedeni üzerinde tahakküm kurmaya çalışan kapitalist modernite sisteminin, pandemi süreciyle birlikte durumu daha da kendi lehine çevirmeye çalıştığını ifade eden Roj, kadınların bu süreci eve kapanma olarak değil de bir bilinçlendirme fırsatı olarak değerlendirmesini istedi. Roj, şu çağrıyı yaptı: “Kadınlar hiçbir şekilde kendilerini örgütsüz bırakmamalıdır. Bulundukları alanda bulunan kadın meclis, komün, kurum ve kuruluşlarla sağlam bir iletişim içinde olabilmelidir. Asla yalnız olmadığının hem bilincinde olmalı hem de karşısındakine bunun mesajını güçlü verebilmelidir. Kadınlar unutmamalıdır ki meclislerimiz bünyesinde bulunan sosyal komisyonlar ev içi şiddete maruz kalmış kadınların sorunlarıyla yakından ilgilenip bu anlamda kadın için en makul çözümü geliştirme çabası içerisindedirler. Ve tabii ki her kadın başlattığımız kampanyada yerini alarak diktatör(e)lere karşı direnişini yaşamın her alanında güçlendirmelidir. Direnişimizi göstermemizin ve büyütmemizin en etkili yolu sesimizi yükseltmektir. Gerçekleştirilecek her eylem etkinlikte yer almak, her kadının görevi olduğu kadar kendisini savunma gerekçesidir de. Unutmamalıyız ki yükselttiğimiz her ses, gerçekleştirdiğimiz her eylem, özgürlük ve direniş içeren her mesajımız özgürlüğe doğru atılan bir adımdır. Özgürlüğe atılan her adım, faşizmi bir adım geriye itmektir. Bu yüzden biz kadınlar ancak birlikte, örgütlü ve eylemde olursak başaracağımızı unutmadan, Sakine Cansızlardan, Rosa Lüksemburglardan, Hevrîn Xeleflerden, Delal Amedlerden ve adını sayamadığımız binlerce kahraman kadından bize kalan direniş mirasını bir üst seviyeye çıkartmayı görev bilmeliyiz.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.