Diriliş devriminin 42. yılı

Fuat Ali RIZA yazdı —

  • 42. yılda bu hakikatin yaratıcıları olan tüm şehitleri, atılımın komutanları Mahsum Korkmaz ve Abdullah Ekinci ile şehadetleri ilan edilen Nurettin Sofi ve Koçero Urfa şahsında saygı ve minnetle anıyorum.
  • Kürt Diriliş Devrimi 42. yılına giriyor. Kürtler ve dostları her alanda 42. Diriliş Bayramı’nı kutluyor. 41 yıldır en çok tartışılan 15 Ağustos Atılımı’nın yarattığı sonuçlar, 42. yılda daha çok toplumsallaşacağa ve kalıcı hale geleceğe benziyor.
  • TC devleti Kürt halk varlığını resmen tanırsa, o zaman demokratik çözüm çalışmaları çok hızlı ilerler ve Kürt Diriliş Devriminin 42. yılı tarihi kalıcı gelişmelere sahne olur. Bunun verileri mevcuttur ve umutlu olmak için yeterince neden vardır.

12 Eylül 1980 faşist-askeri darbesine karşı PKK’nin 15 Ağustos 1984 tarihinde başlattığı Gerilla Atılımı’nın 41. yıldönümü yaşanıyor. Kürt Diriliş Devrimi 42. yılına giriyor. Kürtler ve dostları her alanda 42. Diriliş Bayramı’nı kutluyor. 41 yıldır en çok tartışılan 15 Ağustos Atılımı’nın yarattığı sonuçlar, 42. yılda daha çok toplumsallaşacağa ve kalıcı hale geleceğe benziyor.

Şimdi söz konusu atılımın sonuçları yoğunca tartışıldığına göre, insan daha rahat ve ajitasyondan uzak bir değerlendirme yapabilir. Kuşkusuz en başta da Kürt bireyi ve toplumu üzerinde yol açtığı değişim ve gelişme üzerinde durmak gerekir. Bunun için de söz konusu atılımın öncesinin ve gerçekleştiği koşulların özelliklerini hatırlamak önemlidir.

15 Ağustos 1984 Devrimci Atılımı’nı PKK başlattığına göre, temelinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın düşünceleri ve 1982 Diyarbakır Zindan Direnişi vardır. PKK’nin Önder Abdullah Öcalan tarafından kurulup geliştirildiğini, bunun da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kürt halk varlığını inkâr ve imha zihniyet ve siyasetine karşı olduğunu herkes bilmektedir. Yani 15 Ağustos Atılımı'nın başlattığı direniş, esasen Kürt varlığını kabul ettirmeyi amaçlayan bir direniştir.

Aslında böyle bir amaçla ilk direniş kararı Diyarbakır zindanında 12 Eylül cuntasının zulmüne karşı verilmiştir. Yani altında 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişi’nin imzası vardır. Bu direnişi de Mazlum Doğan’ın Newroz eylemiyle Dörtlerin 17 Mayıs kendini yakma eylemi hazırlamıştır. 15 Ağustos Gerilla Atılımı, PKK çizgisi ile tarihin en haklı ve büyük eylemlerinden olan 1982 Büyük Zindan Direnişi’ni dağa ve gerillaya taşımıştır.

Şimdi tüm bunlar çok önemli olduğu gibi, 15 Ağustos Atılımı'nın ilk günden itibaren Kürt halkı tarafından coşku ile karşılanmış ve sahiplenilmiş olması da çok önemlidir. Burada düşünelim; Mahsum Korkmaz ve Abdullah Ekinci komutasındaki gerilla birlikleri tarafından gerçekleştirilen Eruh ve Şemdinli eylemleri, eğer Kürt halkının, gençlerinin ve kadınlarının istem ve özlemlerini ifade etmeseydi, hiç bu biçimde sahiplenilir miydi?

Bu gerçeği herkesten iyi bilmesine rağmen, TC Devleti hep söz konusu atılımın başlattığı varlık direnişini “Dış güçlerin saldırısı” olarak tanımlamaya çalıştı. Oysa atılımı başlatan ve sürdüren Kürt gençleriydi. Kürt köylülüğü, kendi varlığına dayatılan inkâr ve imhaya karşı söz konusu direnişte kendi varlığını ve özgürlüğünü görüp tüm gücüyle sahiplendi. Böylece 15 Ağustos Atılımı bir Kürt miladı oldu; sömürgecilik ve asimilasyon altında yok oluşa giden Kürtlüğe dur diyerek, direniş içinde özgür Kürt tarihini başlattı. Yok edilmek istenen Kürtlüğü yeniden dirilterek, Kürt varlığını kesinleştirdi ve demokratik uluslaşmasını geliştirdi. Kürt ulusal diriliş devrimini başlattı.

Kürtler sömürgeci-soykırımcı egemenlik altında kaybettikleri her şeyi kırk bir yıllık 15 Ağustos Atılımı temelinde yeniden kazandı. Kürt bilinci, örgütlülüğü ve eylemi böyle gelişti. Kürt kimliği aşağılanıp kaçılan olmaktan çıkartılarak, gururla yaşanan büyük bir değer haline geldi. Kürt insanı onur ve şerefi bu direniş temelinde yeniden kazandı.

PKK 1970’lerin ortasında böyle bir direniş hayaliyle doğup şekillenirken, dünyada sömürgeciliğe karşı en uzun süreli silahlı direnişi yürüten Vietnam halkıydı. Vietnam halkının 20 yıla ulaşan tarihi direnişi tüm dünyada bir efsaneydi ve PKK’nin doğuşunun da ilham kaynağıydı. Kürt halkı ise benzer direnişi 41 yıla çıkartarak ikiye katladı ve dünyanın en uzun silahlı özgürlük direnişi yürüten halkı haline geldi. Kürt direnişi tüm dünya halklarına ve ezilenlere ilham kaynağı oldu. Kürt gençliği akranları arasına onurla katıldı.

Kuşkusuz söz konusu 41 yıllık direnişin en önemli ve anlamlı sonuçlarından biri, “Jin Jiyan Azadî” sloganıyla tarih sahnesine çıkan Kürt Kadın Özgürlük Devrimi oldu. Kürt toplumundaki uyanışı ve dirilişi en açık ve somut bir biçimde Kürt kadını yaşadı. Önder Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği Jineoloji temelinde bilinçlenip eyleme kalkan Kürt kadını, özgür kadın çizgisindeki toplumsal değişim ve dönüşümü geliştirerek Kürdistan’da yeni bir yaşamı ortaya çıkardı.

Elbette Kürdistan’daki gelişmelerin bütününü, 41 yıllık direnişe dayanarak kendini şekillendiren Apocu Özgürlük Çizgisi temsil etti. Önder Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği ekolojik ve kadın özgürlükçü demokratik toplum paradigması, İmralı tecrit ve işkence sistemini parçalayarak tüm dünyaya yayılıp ezilenlerin kurtuluş umudu haline geldi. Böylece Kürt dirilişi, tüm ezilenlerin kurtuluş öncüsü olarak dünyaya bir yıldız gibi doğdu.

Aslında 41 yıllık 15 Ağustos Atılımı'nın Türkiye üzerindeki aydınlatıcı etkisi de Kürtlerin yaşadığı kadar önemli oldu. Türkiye’de 1924 yılından itibaren geliştirilen tüm perdeleri yırtıp yalanları parçalayarak, Türkiye bireyinin ve toplumunun derin bir zihniyet ve vicdan muhasebesi içine girmesini getirdi. Bugün bir avuç Kürt düşmanı ırkçı-şoven dışında hiç kimse Diyarbakır Zindan Direnişi ile 15 Ağustos Atılımı'nın Türkiye’deki aydınlatıcı etkisini ve haklılığını inkâr edemiyor. Çünkü 12 Eylül 1980 faşist-askeri darbesinin yarattığı karanlığı bu direnişler yırttı, Türkiye aydınlanmasını yarattı.

45 yıllık 12 Eylül rejiminin Türkiye’yi nereye getirdiğini, bugün aklı başında olan ve Türkiye’yi gerçekten seven herkes görüyor. Tüm Türkiye elbirliği etmiş, bu rejimin ortaya çıkardığı ve bir deli gömleği gibi Türkiye’nin üzerine giydirdiği anayasadan kurtulmak istiyor. İşte bu gerçeği ve iradeyi 15 Ağustos Atılımı ortaya çıkardı. Kürtlerin dilini ve kimliğini bile yasaklayan bu rejimi artık Türkiye’de bile savunabilen kalmadı. Dünyada benzeri bulunmayan 12 Eylül zulmüne karşı insanlığın özgür ve demokratik varlığını savunan 15 Ağustos Atılımı'nın haklılığını artık herkes teslim eder hale geldi.

Şimdi Kürt Diriliş Devrimi 42. yılına girerken, Türkiye’yi yaşadığı yüzyıllık ayıptan ve çıkmazdan kurtarmak için çok önemli bir çalışma yürütülüyor. PKK’nin feshi ve silahlı mücadele stratejisinin sona erdirilmesi gibi Kürt tarafının attığı tarihi adımlar karşısında Türkiye’nin de demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü temelinde tarihi önemde adımlar atması bekleniyor. Deyim yerindeyse top şimdi Türkiye meclisinde ve herkes bu amaçla oluşturulan komisyonun yapacağı çalışmanın sonuçlarını görmek istiyor.

Kuşkusuz bu durumun yarattığı ciddi bir umut ve heyecan var Türkiye’de. Tabii ciddi bir güvensizlik ve karamsarlık da yok değil. Bu da AKP iktidarının yaklaşımından kaynaklanıyor. Zira Kürt halk varlığını resmen kabul edip etmediğini devlet ve AKP iktidarı bir türlü açıkça ifade etmiyor. Diğer yandan oluşturulan Meclis Komisyonu, en başta şeffaf olacağını belirtmesine rağmen, şimdi tam kapalı çalışıyor. Elbette bu durum “Acaba yeni bir gizli ajanda mı oluşturuluyor” kuşkusunu yaratıyor. Yine öncelikle Kürt karşıtı kişilerin dinlenmesi, “acaba komisyon çalışmasına müdahale mi ediliyor” sorusunu sordurtuyor.

Eğer bu durumlar aşılırsa ve en önemlisi de TC Devleti Kürt halk varlığını resmen tanırsa, o zaman demokratik çözüm çalışmaları çok hızlı ilerler ve Kürt Diriliş Devriminin 42. yılı tarihi kalıcı gelişmelere sahne olur. Bunun verileri mevcuttur ve umutlu olmak için yeterince neden vardır. Ancak umudun gerçeğe dönüşmesi için de başta Kürtler ve dostları olmak üzere Türkiye’nin tüm demokratik güçlerinin bu temelde çok daha aktif mücadele etmesi gerekir.

42. yılda umutların gerçek olması dileğiyle Diriliş Bayramı’nı bir kez daha kutluyor, bu hakikatin yaratıcıları olan tüm şehitleri, atılımın komutanları Mahsum Korkmaz ve Abdullah Ekinci ile şehadetleri ilan edilen Nurettin Sofi ve Koçero Urfa şahsında saygı ve minnetle anıyorum.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.