Dünyada buğday endişesi

Toplum/Yaşam Haberleri —

Buğday

Buğday

  • Ukrayna'daki savaşın, kontrol edilmezse yıllarca sürebilecek küresel bir gıda krizini körükleyebileceği endişesi giderek artıyor. BM Genel Sekreteri, “tahıl ve gübre kıtlığı kitlesel açlığa neden olabilir” dedi.
  • Kürdistan’da ise hem işgal saldırıları hem de kuraklık nedeniyle çiftçi zor bir dönemden geçiyor. Özellikle Urfa, Mardin, Amed, ve Batman’da etkili kuraklık dalgaları ve artan maliyetler  tarımı bitirme noktasına getirdi.

Moskova'nın Ukrayna'yı işgali ve Rusya'ya yönelik uluslararası ekonomik yaptırımlar, her iki ülkeden gübre, buğday ve diğer emtiaların tedarikini kesintiye uğrattı. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde gıda ve yakıt fiyatlarını artırdı. Savaşan iki ülke dünya buğdayının %30'unu üretiyor.

Limanları aracılığıyla ayda 4,5 milyon ton tarım ürünü ihraç eden Ukrayna, Şubat ayındaki işgalden önce dünyanın ekmek sepeti vazifesini görülüyordu: Gezegenin buğdayının %12'si, mısırının %15'i ve ayçiçek yağının yarısı Ukrayna’dan geliyordu.

Ancak Odesa, Chornomorsk ve diğerlerinin Rus savaş gemileri tarafından dünyayla bağının kesilmesiyle birlikte, tedarik güzergahı çok daha az verimli olan dar karayolları ile sınırlandı.

Bu da fiyatları fırlattı. BM'nin gıda ve tarım fiyat endeksi, Nisan ayında %1,2 veya %0,8 düşmeden önce Mart ayında yaklaşık 160 puan ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Tahıl ve et fiyat endeksleri de Mart ayında rekor seviyelere ulaştı. Bir yıl önce Chicago'da buğday, ölçek başına 674 cent’ten işlem görüyordu. Bugün, arz eksikliği nedeniyle fiyatın neredeyse iki katına çıkmasıyla ölçek başına 1242 cent’e vardı.

Kitlesel açlık ve kıtlık

Martin Farrer’ın The Guardian’daki yazısına göre New York'ta küresel gıda güvenliği üzerine yapılan toplantıda konuşan BM Genel Sekreteri António Guterres, "yıllarca sürebilecek bir krizde yetersiz beslenme, kitlesel açlık ve kıtlık" ortaya çıkacağını söyleyerek Rusya'yı Ukrayna'nın tahıl ihracatını serbest bırakmaya çağırdı.

Guterres, "Açık olalım: Ukrayna'nın gıda üretimini yeniden entegre etmeden gıda krizine etkili bir çözüm yok" dedi ve ekledi: "Rusya, Ukrayna limanlarında depolanan tahılların güvenli ve emniyetli bir şekilde ihraç edilmesine izin vermelidir."

Dünya yangın yeri

Dünya Gıda Programı başkanı David Beasley ise şöyle konuştu: "Dünya yangın yeri. Çözümlerimiz var. Harekete geçmeliyiz ve bunu şimdi yapmalıyız."

Gübre üretimini ve çiftlik ekipmanlarını çalıştırmayı daha pahalı hale getiren yükselen enerji fiyatları da mevcut krizde rol oynuyor. Rusya, dünyanın en büyük gübre ve doğalgaz tedarikçisi.

Diplomatlar, gübre batı yaptırımlarına tabi olmamasına rağmen Moskova'nın ihracatı kısıtladığını söylerken, Rus finansal sistemine karşı alınan önlemlerle satışların kesintiye uğradığını belirtiyorlar.

Guterres ayrıca, Rus gıda ve gübrelerinin "dünya pazarlarına tam ve sınırsız erişime sahip olması gerektiğini" söyledi.

Dünya Bankası'nın duyurusu, önümüzdeki 15 ay boyunca projeler için toplam mevcut finansmanı 30 milyar dolara çıkaracak. Dünya Bankası, yeni fonun gıda ve gübre üretimini artırmaya, ticareti kolaylaştırmaya ve yoksul aileleri ve üreticileri desteklemeye yardımcı olacağını söyledi.

İşler kontrolden çıkabilir

Sydney'deki IG'de piyasa analisti Hebe Chen şunları söyledi: "2022'ye adım attığımızdan bu yana enflasyon endişesinin hiç ortadan kalkmadığı söylenmelidir, ancak işler geri dönüşü olmayan noktaya ulaşmamış olsa da, 'kontrolden çıkma' yönünde ilerliyorlar. Bu, muhtemelen piyasa için en endişe verici kısım."

10 haftalık buğday kaldı

Son olarak tarım analiz firması Gro Intelligence'a toplam rezervlerde dünya tüketimine 10 hafta yetecek kadar buğday kaldığına dair bilgi paylaştı. 

* * * 

Türkiye’de oran düştü

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez,Türkiye'nin geçmişte buğdayda kendine yeterlilik oranının yüzde 100 olduğunu ancak gelinen noktada bu oranın düştüğünü söyledi. Suçiçmez, ayrıca buğday üretimin yıllardır aynı seviyede kalırken nüfusun artış hızını yakalayamadığını belirtiyor.

Bu konuda ithalata ya da ihracata getirilecek bir kısıtlamanın da doğru olmadığını aktaran Suiçmez'e göre doğru olan tek çözüm üretimi arttıracak tedbirler.

Kürdistan kurak geçti

DW’ye konuşan Urfa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Abdullah Melik, Nisan ortasında yaşanan dolu yağışının ekili alanların bir bölümüne zarar verdiğini ayrıca bahar döneminin kurak geçmesi yüzünden Urfa ve çevre illerde verimin oldukça düşük olduğunu anlatıyor. Melik, özellikle Urfa, Mardin, Diyarbakır, Batman ve Antep’te artan aşırı iklim olaylarının ve etkili kuraklık dalgalarının üretim üzerinde ciddi etkileri olduğunu belirten Melik, çiftçinin artan maliyetler yüzünden sulama yapamadığını bununda bölgesel verimi düşürdüğünü anlatıyor.

Elektrik verilmiyor

Melik, Urfa'da 2,5 milyon dönüm araziye buğday ekimi yapıldığını belirtti ve ekledi: "1 ay sonra hasat yapacağız bu ekimin. Ama çoğu bölgede verim düşük. Kuraklık yüzünden ürün yeterince gelişme gösteremedi. Çiftçiler de enerji maliyetleri yüzünden sulama yapamadı. 2,5 milyon dönüm arazinin 2,2 milyonu sulu tarıma müsait. Yani bu alanlarda sulama birliklerinin alt yapısı var. 300 bin dönüm ise kuru tarım dediğimiz sadece yağmura bağlı kalarak yetiştirme yapılıyor. Kuru tarım bölgelerinden zaten şu an kimse bir beklentide değil. Sulu tarım ise kullanılamıyor. Nedeni tarımsal sulamada kullanılan elektriğe yapılan zamanlar. Bölge Türkiye'nin en modern sulama birliklerine sahip ama kullanamıyor. Yaklaşık 230 milyon dolara yapılan bu sistemler öylece bekliyor. Zaten 1,2 milyon dönüm alana borçları yüzünden dağıtıcı şirketler tarafından elektrik verilmiyor. Şirketler çiftçiden aylık ödeme talep ediyor. Çiftçi aylık kazanmıyor ki nasıl ödesin?"

Melik, girdi maliyetleri ve diğer problemlerle beraber buğdayın artık en ucuz ürün olmaktan çıkacağını da söyledi. 

* * * 

Hem işgal hem kuraklık

  • Qamişlo’da çiftçilik yapan Hemze Yûnis, tarlaların çoğunun 2019'da yandığını belirerek, “Bir taraftan kuraklık yaşanıyor bir taraftan işgalci Türk devleti nehir sularını kesiyor. Artık tarım yapamayacak durumayız” dedi.

Kuzey-Doğu Suriye’de son iki yılda yağışların az olması ve Türk devletinin çıkardığı yangınlar nedeniyle tarım ve hayvancılık büyük zarar gördü. Cizre bölgesinin güney kesimleri ile Fırat, Dêrazor ve Reqa’da çeşitli kesimlerinde kuru tarım hasadından istenen verim alınmadı. Ancak Fırat Nehri ve Qamişlo kantonunun doğu kesimlerinde tarım koşulları diğer bölgelere göre daha iyi durumda. Nitekim Özerk Yönetimi de çiftçilere tohum, gübre ve mazot sağladı.

Türk devleti nehir sularını kesiyor

Qamişlo’da çiftçilik yapan Hemze Yûnis, tarlaların çoğunun 2019'da yandığını söyledi. Yûnis, son iki yılda kuraklığın yaşandığını hatırlatarak, “İşgalci Türk devleti de bölgede nehir sularını kesiyor. Tüm bunlar birleşince tarım yapılamayacak duruma geliyor” dedi.

Türk ordusunun Serêkaniyê’ye düzenlediği hava saldırısında yanan buğday tarlalaları/ foto: AFP

Çiftçiden tohum talebi

Kobanê'nin güneyinde yağışların az olmasından kaynaklı tarlalar ağır hasar gördü. Korik köyünde çiftçilik yapan Bozan Mamed, "Çiftçiler acı çekti, yağmurlar sezon başında durdu ve hasat başında şiddetli yağışlar çiftçilerin beklentilerini suya düşürdü" dedi. Mamed, ayrıca bu yıl zarar gören çiftçilere tohum dağıtmasını istedi.

Hesekê'de tarım bitti

Hesekê'de ise benzer bir durum yaşanıyor. Şedadê ilçesinde Habur Nehri'nin Türk işgali ve ilaç eksikliği nedeniyle tarım yarıda kaldı. Yağış olmadığı için tarım sezonunun tamamen çöktüğünü ifade eden Musa Ehmed,  bölgede tarımın bittiğini söyledi.

Musa Ehmed, Tarım Komitesi'nden yeni bir tarım stretejisi bulmasını ve yakıtın zamanında temin edilmesi için gübre sağlamasını istedi.

700 bin ton buğday ihtiyacı var

ANHA’ya bilgi veren Kuzey-Doğu Suriye Tarım ve Sulama Komitesi Eşbaşkanı Leyla Saroxan, sulama mevsimini izlemek için bir komite kurduklarını söyledi. Akaryakıt dağıtımının geç yapılmasına rağmen çiftçileri yarı yolda bırakmadıklarını söyleyen Soraxan, tüm çiftçilere akaryakıt ve gübre verdiklerini ancak kuraklık nedeniyle tarım alanlarının zarar gördüğünü vurguladı. Soraxan’a göre Kuzey-Doğu Suriye bölgelerinde 700 bin ton buğday ihtiyacı var.

İtfaiye istasyonları kuruldu

Reqa'daki Tarımı Geliştirme Şirketi yönetim kurulu üyesi Fethî Hesen, Reqa ve köylerindeki depoların 65 bin ton buğday tutabileceğini söyledi.

Reqa Tarım ve Ekonomi Komitesi'nin araştırmasına göre Reqa'da buğday üretiminin 200 bin tona ulaşacağını söyleyen Hesen, Tarım ve Ekonomi Komitesi'nin belirlediği fiyata buğday almaya hazır olmadıklarını söyledi.

Reqa'daki Sivil Meclisi'ne bağlı acil müdahale ekibinin direktörü Tirli Muhammed, "Tarlaların yanmasını önlemek için itfaiye istasyonları kurmak ve çiftçilere numara dağıtmak gibi birçok önlem aldık" dedi.

HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.