Ebdî’den Erdoğan’a YANIT

  • Türk Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan, Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik yeni işgal saldırısı tehdidinde bulundu. QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî, hem bölgesel dengeler hem de diplomatik, siyasi ve askeri hazırlıkların buna izin vermeyeceğini söyledi.

 

Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan, Serêkaniyê ve Girê Spî’nin işgal yıl dönümüne günler kala yeni işgal saldırısıyla tehdit etti. Kürt düşmanlığı ve Kürtlerin statüsüzlüğü üzerine varlığını sürdüren Türk iktidarının, saldırı ve işgal emelinin değişmediğini kaydeden QSD Genel Komutanı Ebdî, ancak konjonktürün değiştiğine dikkat çekti.

Türk Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan, önceki gün Vahdettin Köşkü’nden canlı bağlantıyla katıldığı Hatay bölgesindeki bazı tesislerin açılış töreninde Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik yeni işgal tehdidi savurdu. Suriye’den Libya’ya, Doğu Akdeniz’den Kafkasya’ya kadar her yerde kendi geleceklerini de şekillendirdiklerini belirten Erdoğan, ”Tıpkı Balkanlarda, tıpkı Kafkaslarda, tıpkı Akdeniz’de olduğu gibi bu uzun güney sınırımızda da istikrar sağlanana kadar sahada aktif bir şekilde yer almayı sürdüreceğiz” dedi. ”Suriye’de halen var olan terör bölgeleri ya bize söz verildiği şekilde temizlenir ya da biz gider bunu kendimiz yaparız” diyen Erdoğan, kendi yollarında ilerlemekte kararlı olduklarını söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti: ”Bin yıldır bu toprakları vatan yapmak için omuz omuza mücadele eden bir ecdadın mirasçısı olarak inşallah daha çok başarılara birlikte koşacağız.”

Son işgal saldırısının yıl dönümü

Türk devletinin, ABD ve Rusya’nın da onayıyla 9 Ekim 2019’da başlattığı Serêkaniyê ve Girê Spî işgal saldırıları sonucu iki kent ve çevresindeki yerleşim alanları işgal, katliam ve talanla yüz yüze kaldı. Efrîn’den sonra bu kentlerin de nüfus yapısını değiştiren Türk devleti, işgali altındaki bölgelerde tahkimatını sürdürerek etrafındaki alanları da taciz ediyor. Türk Cumhurbaşkanı’nın işgal saldırısının yıl dönümünde tehditler savurması, yeni bir saldırının sinyali olarak görülüyor.

Türk devleti anlaşmalara uymuyor

ANHA’ye konuşan QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî’ye Türk devletinin olası bir yeni saldırısı da soruldu. Aslında ABD ve Türkiye arasında 17 Ekim’de İstanbul’da; 23 Ekim’de Soçi’de Rusya ile yapılan anlaşmalara rağmen son günlerde saldırıların arttığı hatırlatılan Genel Komutan Ebdî, ”Türk devleti anlaşmalara uymuyor. Son dönemlerde sadece işgal ettikleri yerlerde değil, sınır hattında da sürekli olarak alanlarımıza dönük saldırılar gerçekleştiriyorlar. Sivilleri tutukluyor, işkence yapıyor, öldürüyorlar. ABD ve Rusya, İstanbul ve Soçi’de yapılan anlaşmaların sorumluluklarını yerine getirmedi. Biz bunu sürekli olarak dile getiriyor ve eleştiriyoruz. Sert ve caydırıcı olunması gerektiğini söylüyoruz” dedi.

Türk devleti saldırabilir mi

Türk devletinin Kürtlerin en küçük bir statüye dahi tahammülünün olmadığını, dolayısıyla saldırı ve işgal amacının net olduğunu hatırlatan Ebdî, bunu bilerek tedbirlerini almayı sürdürdüklerini belirterek, şu gerçeklerin de bilinmesi gerektiğini söyledi:

* Türk devleti bu dünyada istediği her şeyi yapabilecek güçte değildir. Bu bölgede öyle her istediğini yapamaz. Hem bölgesel dengeler buna izin vermeyecek, hem de bizim yürüttüğümüz diplomatik, siyasi, askeri hazırlıklar buna izin vermeyecektir. Evet, Türk devleti fırsat bulduğu anda saldırır ama bu o kadar da kolay olmayacaktır. Eskiye oranla bölgeye saldırı gücü ve imkanı daha da zayıflamış durumdadır.

* Serêkaniyê ve Girê Spî saldırılarından önce uluslararası anlaşmalar yoktu ama şimdi var. Bölgede bulunan hem Koalisyon’un hem de Rusya’nın bu anlaşmalardan kaynaklı sorumlulukları var. Bu sorumluluklarını yerine getirmek durumundalar.

* Biz de hem askeri hem de Özerk Yönetim olarak eskisinden çok daha güçlü durumdayız. Bugün dünya halklarının, uluslararası güçlerin, devletlerin bize olan desteği bir yıl öncesinden çok daha güçlüdür.

 

Suriye rejimi kışkırtıyor

Sadece Türk devleti değil, burada bir statü sahibi olmalarını istemeyen tüm kesimlerin/devletlerin, bölge halkları arasında fitne çıkarmaya çalıştığını belirten Genel Komutan Mazlum Ebdî, şöyle konuştu: ”Açık söylemek gerekir; Suriye rejimi Arap halkını Kürt halkına karşı kışkırtmaya çalışıyor. Türk devleti daha ilk günden itibaren bunu yapıyor. Kaldı ki bunu Reqa, Dêrazor ve Hesekê’de gördük. Elbette Kürtlerden önce Arap halkı buna karşı durdu, duracaktır. QSD içerisinde 4 bine yakın Arap savaşçı şehit düştü. Bu az bir sayı değil. Çetelere ve işgalciliğe karşı mücadelede halklar arasında kan bağı oluştu. Kimse kolay kolay bu yaşananları unutamaz. Onun için bölge halkları arasında fitne çıkarma girişimleri de boşa çıktı.”

 

İşgal altındaki topraklar

Serêkaniyê, Girê Spî ve Efrîn halkları hiçbir zaman topraklarının işgal altında kalmasını kabul etmediğini kaydeden Ebdî, ”Topraklarının başka kesimler tarafından sahiplenilmiş olmasını kabullenemez. Girê Spî halkının tümü bugün Reqa’dadır. Onlar hiçbir zaman topraklarının işgal altında kalmasını kabul etmeyecek. Yine Serêkaniyê de o şekilde. O açıdan, herkesten önce bu topraklarda yaşayan halklar kendi topraklarının özgürleştirilmesini istiyor. Biz de bu toprakların özgürleştirilip tıpkı işgal öncesi durumlarına getirilmeleri için her şeyi yapacağız” dedi.

İki yol var

İşgalin sona ermesinin iki yolu olduğunu belirten Ebdî, şöyle özetledi:

* Suriye dosyasına dahil olan, burada siyaset yürüten uluslararası güçler, sorumluluklarını yerine getirip işgal edilen yerlerin yeniden Suriye coğrafyasına dahil olmasını sağlayacak ve göçertilen halk yerlerine geri dönecek, siyasi yolla da bu bölge sorunları çözüme kavuşturulacak.

* Bu işgal bölgeleri kendi sahipleri tarafından özgürleştirilecek.

Ebdî, QSD olarak her iki yol için de çalışmalarını sürdürdüklerinin altını çizdi.

 

QSD birlik görüşmelerinin garantörü

PYNK ve ENKS arasındaki görüşmeleri, ABD ile birlikte sağladıklarını ve garantör olduklarını söyleyen QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî, iki tarafın uzlaştığı konulara işaret etti: ”İki taraf siyasi konularda ortaklaştı. İşgal edilen bölgelerde izlenecek siyaset üzerinden mutabık kaldılar. Türk devletinin Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’yî işgal ettiğini, Türk devletinin işgalci olduğunu; bu bölgelerin özgürleştirilmesi ve yeniden Suriye’nin bir parçası olmasını kabul etti.”

Bu görüşmelerin başarılı olacağına, sonuç alınacağına inandıklarını ifade eden Ebdî, ”Bu görüşmeler sonrasında ortaya çıkacak sonuç, işgal altındaki alanların özgürleştirilmesinde olumlu etki edecektir. Kürtlerin bu konularda tutumu bir olacak ve dolayısıyla küresel güçler üzerindeki etkileri de daha güçlü olacaktır” şeklinde konuştu.

Sürecin ağır ilerlemesinin, iki tarafın da ker konuya ciddi yaklaşmasında kaynaklandığını söyleyen Ebdî, ”Çünkü her iki taraf da yapılacak bir anlaşmanın pratik karşılık bulmasını istiyor. Her şeyi netleştirmek istiyorlar. Bu da özünde olumlu bir durumdur. Garantör taraflar olarak bu görüşmelerin tarihi bir anlaşmayla sonuçlanacağına da inanıyoruz. Bu anlaşma uzun erimli, hatta kalıcı olacaktır” dedi.

 

Önümüzdeki dönem tarihidir

Zorlu süreçlerden geçip şu ana kadar 12 bine yakın şehit verdiklerini ve 25 binden fazla yaralılarının olduğunu; Türk devleti, başta DAİŞ tüm çetelerine karşı savaştıklarını, Suriye yönetiminin şovenist siyasetine karşı mücadele ettiklerini hatırlatan QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî, şunları dile getirdi: ”Suriye savaşında yer alan güçler son süreçte aldıkları sonuçları kalıcılaştırmak için hamleler gerçekleştiriyor. Biz de Kuzey-Doğu Suriye halkları olarak yeni sürece girdik. Önümüzdeki aylar, yıllar bizim açımızdan tarihidir. 9 yıllık Suriye’deki mücadelemizin sonucunu alacağız. Kürt halkı için ise 40 yıllık mücadelenin sonucu olacak. Bunun zamanı geldi ve bunun için umudumuz büyük olmalı. Siyasetsiz değiliz. Askeri ve siyasi projelerimiz var.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.